17 research outputs found
İŞYAŞAMINDA MÜZAKERELER: KAMU VE ÖZEL SEKTÖR ÇALIŞANLARIYLA İLGİLİ KARŞILAŞTIRMALI BİR ARAŞTIRMA
Günümüz küresel işyaşamında hem bireysel, hem de kurumsal düzeyde müzakere yeteneklerine sahip olmak gerekli olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda, çalışmanın ilk aşamasında müzakere kavramına ve sürecine ilişkin genel bir teorik çerçeve çizilmiştir. İkinci aşamada ise, özellikle müzakere ile ilgili araştırmaların yetersizliği dikkate alınarak, ülkemiz işyaşamındaki bireylerin algılamalarıve düşüncelerini belirlemek amacıyla görgül bir araştırma yapılmıştır. Araştırmaya Ankara ilinde kamu ve özel sektörde çalışan toplam 346 kişi katılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen veriler ışığında katılımcıların müzakere kavramına ve sürecine ilişkin algılamalarıve düşünceleri açıklanmaya çalışılmıştır. Ayrıca cinsiyet, çalıştığısektör, işdeneyimi ve yaşgibi demografik özellikler açısından müzakere sürecinin algılanmasına ilişkin farklılıklar da incelenmiştir. Araştırma sonucunda katılımcıların; müzakere sürecinin işbirlikçi bir süreç olarak tanımladıkları, müzakerecinin statüsü ve tecrübesinin önemli olduğunu ve özellikle etkili bir müzakerecinin iletişim yeteneklerine sahip olmasıgerektiğini düşündükleri tespit edilmiştir
THE EFFECTS OF EMOTIONAL INTELLIGENCE ON TRANSFORMATIONAL LEADERSHIP
Bu çalısmada duygusal zekanın dönüsümcü liderlik üzerindeki etkileri incelenmistir. Arastırma bir yüksek ögretim kurumunda ögrenim gören toplam 724 ögrenci örneklemi kullanılarak gerçeklestirilmistir. Arastırma sonuçları duygusal zeka boyutlarıyla dönüsümcü liderlik boyutları arasında pozitif ve anlamlı iliskiler oldugunu göstermektedir. Özellikle kisiler arası iliskiler boyutunun, dönüsümcü liderlik sürecinde önemli bir degisken oldugu saptanmıstır. In this research, the impact of emotional intelligence on transformational leadership is analyzed. The research is conducted with a sample of 724 in graduate students. According to the findings, the dimensions of emotional intelligence and dimensions of transformational leadership are positively and significantly related. Moreover research findings point out that the dimension of the interpersonal relationship is a vital variable in explaining the transformational leadership proces
Remembering the Occam’s Razor: Could simple electrocardiographic findings provide relevant predictions for current hemodynamic criteria of pulmonary hypertension?
Background: We evaluated the predictive value of electrocardiographic (ECG) findings for pulmonary hemodynamics assessed by right heart catheterization (RHC). Methods: Our study population comprised 562 retrospectively evaluated patients who underwent RHC between 2006 and 2022. Correlations between ECG measures and pulmonary arterial systolic and mean pressures (PASP and PAMP) and pulmonary vascular resistance (PVR) were investigated. Moreover, receiver operating characteristic (ROC) curve analysis assessed the predictive value of ECG for pulmonary hypertension (PH) and precapillary PH. Results: The P-wave amplitude (Pwa) and R/S ratio (r) in V1 and V2, Ra in augmented voltage right (aVR), right or indeterminate axis, but not P wave duration (Pwd) or right bundle branch block (RBBB) significantly correlated with PASP, PAMP, and PVR (P 0.16 mV, Ra in aVR > 0.05 mV, QRS axis > 100° and R/Sr in V1 > 0.9 showed the highest area under curve (AUC) values for PAMP > 20 mm Hg. Using the same cutoff value, Ra in aVR, Pwa, QRS axis, and R/Sr in V1 showed highest predictions for PVR > 2 Wood Units (WU). Conclusion: In this study, Pwa, Ra in aVR, right or indeterminate axis deviations, and R/Sr in V1 and V2 showed statistically significant correlations with pulmonary hemodynamics, and Ra in aVR, R/Sr in V2 and V1, QRS axis, and Pwa contributed to variance for PASP, PAMP, and PVR, respectively. Moreover, Pwa, Ra in aVR, QRS axis, and R/Sr in V1 seem to provide relevant predictions for PH and precapillary PH
İŞ-AİLE YAŞAM ÇATIŞMASININ İŞ TATMİNİ VE ÖRGÜTSEL BAĞLILIK ÜZERİNE ETKİLERİ: İŞ STRESİNİN ARACILIK ROLÜ
Günümüz iş yaşamına etki eden faktörlerden birisi de çalışanların iş ve aile yaşamları arasında yaşadıkları çatışmalardır. İş-aile yaşam çatışması olarak bilinen bu konu, iş yaşamındaki bir çok faktör yanında, çalışanların iş tatmini ve örgütsel bağlılıkları üzerinde de etkili olabilmektedir. Bu kapsamda çalışmada bankacılık sektöründe yapılan bir araştırma ile iş-aile yaşam çatışmasının iş tatmini ve örgütsel bağlılık üzerindeki etkileri incelenirken, iş stresinin aracılık rolü de belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda genel olarak iş-aile yaşam çatışmasının; iş tatmini ve örgütsel bağlılığı direkt olarak negatif etkilediği tespit edilirken, iş tatminini iş stresi aracılığı ile de kısmen etkilediği belirlenmiştir. Ayrıca iş-aile yaşam çatışmasının alt boyutlarından iş-aile çatışmasının; iş stresini pozitif, iş tatminini de negatif olarak etkilediği belirlenmiştir