5 research outputs found
CUMA SURESi ÖRNEGiNDE MOLLA SADRA'NIN TEFSiR METODU
Aşkın felsefe okulunun/hikmet-i mütealiye kurucusu Sadruddin Muhammed b. lbrahim eş-Şir.lıi
diğer adıyla Molla SadrA (ö. 1050/1640), felsefiyönüyle tanınan çok yönlü bir filozoftur. Kur'an ve
hadis ilimlerine önem veren Molla SadrA, Kur'an ayetlerinin tefsirine ve özellikle Ehl-i Beyt
imamlan kanalıyla gelen hadisiere dair önemli şerhler yazmıştır. Dokuız sure ile bazı ayetlerin
yorumundan ibaret olan Te{siru'I-Kur'ôni'l-Kef"ım adlı eseri, felsefi-irtani özellikil bir tefsirdir. O,
araştırma konusu olan Cum;ı sunisini öncelilde ayet ve hadislerle tefslr etmektedir. Tefsirinde
Ehl-i Beyt imamlanndan gelen rivayetlerin yanı sıra Ehl-i Sünnet kanalıyla gelen hadisleri de
istişhad amacıyla kullanmaktadır. Aynca Sahabe ve Tabiün sözlerine başvuran Molla Sadra, lügat.
nahiv ve kıraat ilimlerinden de yararlanmıştır. Şii filozof ve müfessir Molla Sadra, tefsirinde
taassuptan uzak bir Oslup takip etmiştir. Bununla birlikte o, bir yerde Eş'ari, Mu'tezile, Zahiriyye
ve Batıniyye ekallerini sert bir dille eleştiriş ve Hz. Ali'nin nass ile lmam/halife seçildiğini iddia
etmiştir
Gazzâlî ve İbn Teymiyye
: İbn Teymiyye (ö.728/1328)’nin Gazzâlî (ö. 505/1111) ile ilgili düşüncesi
kapsamlı bir araştırmayı içerir. Bunun boyutları, Hanbeliler ile Eş‘arîler ve
tasavvuf ehli ile ona muhalif olanlar arasındaki akaid ihtilafına kadar uzanır.
Gazzâlî, Kelam, Felsefe, Fıkıh, Fıkıh Usûlü, Ahlak ve Tasavvuf’ta yüksek bir
mevkiye sahiptir. İbn Teymiyye de İslam dünyasının büyük şahsiyetlerinden
birisidir. Onun siyasî faaliyetleri ve teşvikleriyle Müslümanlar, Moğol
ordusuyla savaşmış, kendisi de “Şahab” (704/1304) savaşına katılmış ve bu
savaş, Müslümanların zaferiyle sonuçlanmıştır. Gazzâlî, filozofları eleştirmekle
birlikte oldukça derin düşünceli bir şahsiyettir. Ruhî bunalımdan sonra iç
âlemini temizlemeye girişmiş, sosyal ilişkilerini sınırlamıştır. Buna karşı İbn
Teymiyye, sosyal ve hareketli bir insandır, kendi dönemindeki sosyal ve siyasal
meselelere oldukça ilgi duymuştur.
İbn Teymiyye, er-Redd ale’l-mantıkîyyîn kitabında Aristo (m. ö. 384-322)’yu ve
İslam dünyasındaki takipçilerini sert bir şekilde eleştirmiştir. İbn Teymiyye,
Gazzalî’yi reddederken çoğu yerde demagojide bulunur. O, ilk defa Mantık
ilmini usulu’d-dine ve fıkha dâhil ettiği gerekçesiyle Gazzâlî’yi eleştirir. İbn
Teymiyye, Gazzâlî’nin mülk âlemini, maddî âlem; melekût ve ceberut âlemini
nefs âlemi olarak değerlendirmesini de eleştirir. Ona göre Allah Resulü’nün
sözünü ettiği ceberut ve melekûtun filozofların, ariflerin ve Bâtıniler’in
söyledikleriyle bir irtibatı bulunmamaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.) ve
Müslümanlara göre nefis âlemi, akıl âlemi diye bir şey yoktur
Kur'an-ı Kerim'de kıllet ve kesret kavramları
Kıllet (azlık) ve kesret (çokluk), hakkıyla araştırmaya ve incelenmeye tabi tutulmayan Kur’an’ın çağdaş konuları arasında yer almaktadır. Araştırmacılar, bu konuda yazmaya devam ediyorlar. Fakat yapılan araştırmalar yeterli değildir. İmam Zeyd b. Ali, bu konuda ilk görüş beyan eden kimselerin başında gelir. Kıllet sözcüğü, zillet, izzet ve nefy anlamına gelir. Kesret kavramı ise çokluk, izzet anlamına gelip sayılar hakkında da kullanılır. Kıllet kelimesi Kur’an’da “kalle”, “akallet”, “yukallilüküm” “kalilün” “kalilen” gibi formlarda kullanılır. Kesret kavramı da “kesura”, “kesurat”, “kesiran”, “eksar” “tekasür” gibi pek çok kalıpta kullanılır. Kıllet ve kesretin ölçüsü şudur: Konu İslâm dairesi içinde olduğu zaman şüphesiz ki, çoğunluk olan topluluğun görüşü haktır. Fakat konu Müslüman ve Müslüman olmayanları içerecek şekilde genel olduğu takdirde bu durumda hak ehli olan Müslümanların yeryüzünde bulunan insanlara nispetle az olur.
Kıllet, Kur’an’da pek çok anlamda zikredilmiştir. Bazıları şunlardır: Dünya malı ve hazları, adet, miktar, zikrin, şükrün ve tefekkürün azlığı. Kesret de Kur’an’da pek çok anlamda kullanılmıştır. Bazıları şunlardır: Adet, miktar, iman etmeyenlerin çokluğu, çokça bağışlama, çokça şükretmeme, düşünmeyenlerin fazla olması, zanna göre hareket edenlerin sayısının fazla olması, zikretmeyi çokça teşvik etme, haktan hoşlanmayanların sayısının çok olması, gafllerin çok olması, insanlardan cinlere uyanların çok olması ve fasıkların fazla olması