10 research outputs found

    Kahramanmaraş ve çevresinin olasılıksal sismik tehlike analizi

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Kahramanmaraş ve yakın çevresi Türkiye tektoniğinde önemli yeri olan Doğu Anadolu ve Ölü Deniz fay zonlarının etkisi altındadır. Bu zonlardaki uzun süreli enerji birikimi sismik açıdan oldukça yüksek risk seviyesi oluşturmaktadır. Bu çalışmada olasılıksal yöntemden yararlanılarak Kahramanmaraş ve yakın çevresinin sismik tehlikesi belirlenmeyeçalışılmıştır.Çalışma alanı 37,575275 K-36,922821 D koordinatları merkez kabul edilerek 250 km yarıçaplı alan olarak belirlenmiştir. Çalışma alanında 01.01.1900 – 01.01.2015 tarihleri arasında meydana gelenve aletsel büyüklüğü 4,0 ve daha büyük 424 adet deprem verisi Deprem Araştırma Dairesi (DAD) , Uluslararası Sismoloji Merkezi (ISC) kataloglarıile Kandilli rasathanesi kataloglarından derlenerekkullanılmıştır. Çalışma alanını etkileyebilecek sismik kaynaklar belirlenmiştir. İvme azalım bağıntıları kullanılarak sismik tehlike eğrileri ve eş-ivme haritaları elde edilmiştir. Bütün hesaplamalar neticesinde Doğu Anadolu Fayı ve Bitlis Bindirme Kuşağının kesişim noktaları en tehlikeli bölgeler olarak karşımıza çıkmıştır. Çalışma alanı için hesaplanılan ivme değerleri, Boore vd. (1997) için 0,21 ve 0,41, Kalkan ve Gürkan (2004) için 0,25 ve 0,41 arasında değişmekte olup Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasından çalışma alanımıza ait ivme değerleri ile çalışma sonucunda elde edilen ivme değerleri karşılaştırıldığında özellikle çalışma alanının güney ve güney doğu kısmında büyük oranda eşleşme olduğu görülmüştür.Kahramanmaraş and its immediate surroundings are under the influence of East Anatolian and Deadsea fault zones which have significance in tectonics of Turkey. The long-term energy accumulation in these zones constitutes a very high risk level in terms of seismic hazard. In this study, seismic hazard of Kahramanmaraş and its vicinity was tried to be calculated by using probabilistic seismic hazard method. The study area encloses the area within a circle with a radius of 250 km and centred at 37,575275 N - 36,922821 E geographic coordinates. The earthquake catalogue used in the study comprises 424 earthquakes which covers a time period between 1900 and 2015. The data has been compiled from the catalogues of Earthquake Research Department (DAD) and Kandilli Observatory and Earthquake Research Institute (KOERI) of Turkey and International Seismology Center (ISC). Seismic sources that could affect the study area have been identified. Seismic hazard curves and co-acceleration maps were obtained by using the available attenuation relationships of the peak ground acceleration. As a result, the intersection points of East Anatolian Fault and Bitlis Thrust Zones are obtained to be the most dangerous regions in the study area. The acceleration values calculated for the study area vary between 0,21 and 0,41 and 0,25 and 0,41 for the attenuation relationship of Boore et al. (1997) and Kalkan and Gürkan (2004), respectively. When the accelerations values of the study area are compared with the acceleration values obtained from Turkey Earthquake Zones Map, it is seen that there are correlations for the southern and southeastern part of the study area

    Experimental and numerical investigation of RC beams strengthened with CFRP composites

    Get PDF
    U ovom radu naglasak je na pojačanju armiranobetonskih greda nedovoljnog posmičnog kapaciteta uporabom polimera armiranih ugljičnim vlaknima (Carbon Fibre Reinforced Polymer - CFRP) i inovativnih načina sidrenja. Predlaže se, također, i inovativna metoda za pojačanje greda na kontaktu dviju konstrukcija. Rezultati ispitivanja pokazali su da se dodavanjem CFRP-a poboljšava ponašanje greda. Nelinearni proračun proveden je primjenom metode konačnih elemenata (FE) te američkih i talijanskih smjernica s ciljem procijene teoretskog kapaciteta greda. Zaključak je da se predložene metode mogu pouzdano primjenjivati, a projektiranje armiranobetonskih greda pojačanih na taj način može se provesti uz pomoć jednostavnih metoda proračuna.This study aims to strengthen reinforced concrete (RC) beams having insufficient shear capacity using Carbon Fibre Reinforced Polymer (CFRP) members and innovative anchorages. An innovative method is also proposed for strengthening beams in interaction site of adjacent structures. Test results show that the behaviour of beams has been improved with CFRP elements. The nonlinear finite element (FE) method; as well as American and Italian guidelines; are used to estimate theoretical capacity of the beams. Test results are compared with theoretical results. It can be concluded that proposed methods can be used reliably; and that the design of RC beams strengthened with these methods can be performed by design engineers based on simple calculations

    Investigating quality parameters of the olive variety of Gemlik in Mut district under the influence of altitude

    No full text
    YÖK Tez No: 673506Çalışmada, Mersin'in Mut İlçesi'nde yetiştirilen, 2019 hasat yılına ait 36 farklı bahçeden ve farklı rakımdan toplanan gemlik çeşidi zeytin ve zeytinyağlarının niteliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yağ asitleri kompozisyonu, serbest asitlik, peroksit sayısı, özgül soğurma değeri (K232-K270) , yağ verimi, olgunlaşma indeksi ve nem miktarı analizleri gerçekleştirilmiş ve sonuçlar değerlendirilmiştir. Rakım artışı ile zeytinlerin olgunlaşma indeksi, nem ve yağ verim değerleri artış göstermiş ve sırasıyla 1.09-7.90, %37.48-%56.22 ve %28.67-%51.12 değerleri elde edilmiştir. Zeytinyağlarında serbest asitlik değeri 0.41-2.23 arasında değişkenlik gösterirken, peroksit değeri 1.13 meqO2/kg -14.30 meqO2/kg aralığında tespit edilmiş olup rakım artışı ile düşüş gözlemlenmiştir. Özgül soğurma değerleri K232-K270 sırasıyla 0.59-1.72 ve 0.08-0.17 aralığında belirlenmiş olup, Türk Gıda Kodeksi Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği'ne uygun olduğu görülmüştür. Yağ asitleri kompozisyonunun temelini oluşturan oleik asit %65.10-%73.58 aralığında tespit edilmiş olup rakım artışı ile artış gösterirken, linoleik (%4.09-%14.26) ve palmitoleik asit (%0.08-%0.13) değerlerinin azalma gösterdiği tespit edilmiştir. Palmitik asit (%13.89-%15.22) ve diğer minör yağ asitleri ise dalgalı bir değişim göstermiştir. Çalışmamız sonucunda farklı rakım aralıklarının zeytin ve zeytinyağının kalite parametreleri üzerinde etkiler gösterdiği tespit edilmiştir. Bu değişikliklerin zeytinde nem ve yağ, zeytinyağlarında ise serbest asitlik, peroksit ve yağ asitleri kompozisyonunda etkili olduğu görülmektedir. Özellikle bu değişikliklerin 500m'den 900m'ye kadar olan aralıkta daha belirgin olduğu ve kaliteyi arttırdığı görülmektedir.The study aims to determine the qualifications of the gemlik variety olive and olive oils, which were grown in the Mut district of Mersin, collected from 36 different gardens and from the different altitude of 2019 harvesting years. Fatty acid composition, free acidity, peroxide values, specific absorption value (K232-K270), oil yield, ripening index and moisture content analyzes were performed and the results were evaluated. With the increase in altitude, the ripening index, moisture and oil yield values of olives increased and values of 1.09-7.90, 37.48%-56.22% and 28.67%-51.12% were obtained, respectively. While the free acidity value in olive oils varied between 0.41-2.23, the peroxide value was determined in the range of 1.13 meqO2/kg -14.30 meqO2/kg, and a decrease was observed with the increase in altitude. Specific absorption values K232-K270 were determined in the range of 0.59-1.72 and 0.08-0.17, respectively and it was found that it is in accordance with the Turkish Food Codex Olive Oil and Olive Pomace Oil Notification. Oleic acid, which forms the basis of the fatty acid composition, was determined in the range of (%65.10-%73.58) and increased with the increase in altitude, while linoleic (4.09%-14.26%) and palmitoleic acid (0.08%-0.13%) values were found to decrease. Palmitic acid (13.89% -15.22%) and other minor oil acids have shown a fluctuating change. As a result of our study, it was found that different altitude ranges have effects on the quality parameters of olives and olive oil. It is seen that these changes are effective in moisture and oil composition in olives, and in free acidity, peroxide and fatty acids composition in olive oils. Especially in the range from 500m to 900m, it is seen that these changes are more pronounced and increase the quality

    Evaluation of the Medical Malpractice Cases Concluded in The General Assembly of Council of Forensic Medicine

    No full text
    Evaluation of the Medical Malpractice CasesConcluded in The General Assembly of Council of Forensic Medicine&nbsp;&nbsp;</div

    Çocuk onkoloji hastalarında ve kardeşlerinde ekran ve internet bağımlılığının değerlendirilmesi

    No full text
    Giriş: Gerek hızlı gelişen teknoloji gerekse COVİD-19 pandemisi insanları internet ile daha çok vakit geçirmeye itmiştir. İnternet ve ekranbağımlılığında en büyük risk grubu çocuklar ve ergenlerdir. Herşeyin aşırıya kaçımında sorunlar doğduğu gibi internetin aşırı kullanımında da fiziksel ve psikolojik sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, DEÜ Onkoloji Enstitüsü Çocuk Onkolojisi Bilim Dalındatedavi gören çocukların ve kardeşlerinin internet ve ekran bağımlılığını değerlendirmektir.Yöntem: Bu çalışmada, hastalarımızın, gerek hastanede yatarken gerekse evde oldukları dönemde televizyon, tablet ve telefon ile nekadar süre ilgilendikleri, hangi içerikleri tercih ettiklerinin değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla tarafımızca hazırlanan 128 soruluk bir anket ebeveynlere, hasta çocuğa ve kardeşe uygulanmıştır. Anket verileri Excel dosyasına kaydedilmiş ve tanımlayıcı istatistikselanalizler yapılmıştır.Bulgular: Hastalarımızın 53’ü kız, 47’si erkekti. Ortanca tanı yaşı 3 yaş (0–17) idi. Ebeveynlerin %89’u evli, %11’i boşanmış idi. Evlerin %89’undainternet vardı. Yüz çocuk onkoloji hastası ve 66 sağlıklı kardeş üzerinde yaptığımız anket çalışması sonucunda her iki grupta elektronik cihazve ekran ile temas oranının çok yüksek olduğunu (Tablo1) ve çok küçük yaşta elektronik cihazlarla temas etmeye başladıklarını gördük. Kitapokuma, resim yapma, müzik enstrumanı çalma, el işi ile ilgilenme oranlarını elektronik cihaz kullanım oranlarına göre daha düşük bulduk(Tablo2). Elektronik cihazları ve interneti erken yaşta ve uzun süreli kullanmak ile ilişkili olabilecek şekilde çocukların uyku saatlerinin çokgeç olduğunu ve dikkat eksikliğinin her iki grupta %20 üzerinde olduğunu, gözlük kullanma sıklığının yine %20 civarında olduğunu gördük.Yorum: Gerek çocuk onkoloji hastalarında gerekse sağlıklı kardeşlerinde ekran ve internet kullanımını objektif olarak saptamış ve dökümante etmiş olduk. Bu çalışmanın devamı olarak çocukları internet ve ekrandan uzak tutmaya veya sınırlı maruziyeti sağlamaya yönelikebeveynleri bilgilendirici broşürler hazırlanabileceği; ekran ve internet bağımlılıklarını azaltmak üzere çocuklarla kitap okuma, resimveya el işi yapma, kutu oyunu oynama, müzik dinletisi, tiyatro gibi etkinliklerin sosyal sorumluluk projeleri olarak planlanmasının yararsağlayacağı görüşündeyiz.Anahtar Kelimeler:&nbsp;Ekran ve internet bağımlığı, anket, çocuk onkoloji</p

    9th International Congress on Psychopharmacology & 5th International Symposium on Child and Adolescent Psychopharmacology

    No full text

    Evaluation of a quality improvement intervention to reduce anastomotic leak following right colectomy (EAGLE): pragmatic, batched stepped-wedge, cluster-randomized trial in 64 countries

    Get PDF
    Background Anastomotic leak affects 8 per cent of patients after right colectomy with a 10-fold increased risk of postoperative death. The EAGLE study aimed to develop and test whether an international, standardized quality improvement intervention could reduce anastomotic leaks. Methods The internationally intended protocol, iteratively co-developed by a multistage Delphi process, comprised an online educational module introducing risk stratification, an intraoperative checklist, and harmonized surgical techniques. Clusters (hospital teams) were randomized to one of three arms with varied sequences of intervention/data collection by a derived stepped-wedge batch design (at least 18 hospital teams per batch). Patients were blinded to the study allocation. Low- and middle-income country enrolment was encouraged. The primary outcome (assessed by intention to treat) was anastomotic leak rate, and subgroup analyses by module completion (at least 80 per cent of surgeons, high engagement; less than 50 per cent, low engagement) were preplanned. Results A total 355 hospital teams registered, with 332 from 64 countries (39.2 per cent low and middle income) included in the final analysis. The online modules were completed by half of the surgeons (2143 of 4411). The primary analysis included 3039 of the 3268 patients recruited (206 patients had no anastomosis and 23 were lost to follow-up), with anastomotic leaks arising before and after the intervention in 10.1 and 9.6 per cent respectively (adjusted OR 0.87, 95 per cent c.i. 0.59 to 1.30; P = 0.498). The proportion of surgeons completing the educational modules was an influence: the leak rate decreased from 12.2 per cent (61 of 500) before intervention to 5.1 per cent (24 of 473) after intervention in high-engagement centres (adjusted OR 0.36, 0.20 to 0.64; P &lt; 0.001), but this was not observed in low-engagement hospitals (8.3 per cent (59 of 714) and 13.8 per cent (61 of 443) respectively; adjusted OR 2.09, 1.31 to 3.31). Conclusion Completion of globally available digital training by engaged teams can alter anastomotic leak rates. Registration number: NCT04270721 (http://www.clinicaltrials.gov)
    corecore