37 research outputs found

    Comparison of Hybrid Contact Lenses and Rigid Gas-Permeable Contact Lenses in Moderate and Advanced Keratoconus

    Get PDF
    Objectives:We aimed to compare the clinical results and topographic data of the new generation hybrid contact lens (HCL) and rigid gaspermeable contact lens (RGPCL) in patients with moderate and advanced keratoconus.Materials and Methods:In this prospective study, HCL users comprised group 1 and RGPCL users comprised group 2. Snellen uncorrected visual acuity (UCVA), best corrected visual acuity (BCVA), and lens-corrected visual acuity (LCVA); manifest spherical-cylindrical values; corneal topography measurements (flat keratometry [K1], vertical keratometry [K2], mean K, maximum K [Kmax], central corneal thickness [CCT], and thinnest corneal thickness [TCT]); and cone location were recorded.Results:The study included 83 eyes of 51 patients in group 1 and 61 eyes of 40 patients in group 2. The groups were similar in age and gender (p>0.05). Mean LCVA (logMAR) was significantly lower than BCVA in both groups (p0.05). There was also no significant difference between the two groups in terms of keratoconus stages, mean Kmax, CCT, TCT, or cone location (p>0.05), while mean UCVA (logMAR) and mean K were higher in group 2 (p<0.05). In both groups, the visual gain with lenses was higher in eyes with central cones, and there was significantly greater visual increase in group 2 (p=0.039).Conclusion:In moderate and advanced keratoconus, HCLs improved vision as much as RGPCLs and both lenses were more effective for central cones. Nevertheless, longer term of follow-up and larger numbers of patients are needed for long term follow-up results of HCL

    Analysis of ‘American Beauty’ movie in terms of rational emotional behavioral therapy and some concepts and views of cognitive therapy

    Get PDF
    Bu çalışmada, 1999 yılında Sam Mendes yönetmenliğinde çekilen Amerikan Güzeli (American Beauty) filminin ana karakterleri Lester Burnham, Carolyn Burnham, Jane Burnham ve Albay Frank Fitts’in genel davranışları ve önemli görülen söylemleri Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi ve Bilişsel Terapi’nin bazı kavram ve görüşleri açısından incelenmiştir. Bu çalışma betimsel bir çalışma olup, yöntem olarak doküman analizi kullanılmıştır. Sonuç olarak, bu kişilerin mantıksız inanç, düşünce ve davranışlarının fazlalılığı nedeniyle bireysel, aile ve toplumsal yaşantılarının olumsuz etkilendiği görülmüştür. Her iki ekol açısından bakıldığında, tüm karakterlerin mantıksızlığa yatkınlıkları aile bireyleri, arkadaşları, kitle iletişim araçları ve içinde yaşadıkları toplum tarafından beslenmiştir. Ruh sağlığı alanında eğitim alan ve çalışan bireylere her iki ekolün kuramsal öneminin fark ettirilmesi, derinlemesine bir anlatımının yapılabilmesi için bu çalışmada olduğu gibi film analizi yönteminin kullanılmasının ve insanların gerçek dünyalarına, kimlik arayışlarına, anlamsızlığa, yabancılaşmaya, ruhsal sorunlara odaklanan filmlerin psikolojik analizlerinin yapılmasının alana önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.In this study, the main characters of American Beauty movie directed by Sam Mendes in 1999, Lester Burnham, Carolyn Burnham, Jane Burnham and Colonel Frank Fitts's general behaviors and important discourses are examined in terms of the basic concepts and views of both Rational Emotional Behavioral Therapy and Cognitive Therapy. This study is a descriptive study and document analysis is used as a method. As a result, it was seen that individual, family and social lives of these people were negatively affected due to the excess of their illogical beliefs, thoughts and behaviors. Tendency of illogicality of all characters has been fed by family members, friends, the society in which they live and mass media. It is recommended to use movie and working in the field of mental health. At the same time, it is thought that psychological analysis of movies focusing on people's real worlds, seeking identity, meaninglessness, alienation, and psychological problems will make significant contributions to the field

    Isparta provınce clımate - the relatıonshıp of agrıculture

    No full text
    Araştırma alanı, Akdeniz Bölgesi’nin, Antalya Bölümü’nün Göller Yöresi’nde yer almaktadır. Çalışma sahası, Isparta ili çevresini doğal bir sınır gibi çevreleyen dağlık alanlar, önemli tarım alanlarını oluşturan ovalar ve son olarak da ovalarla dağlar arasında kalan az eğimli, dalgalı arazilerden oluşan plato sahalardan oluşmaktadır. Ayrıca Eğirdir gölünün tamamı ve Beyşehir gölünün bir kısmı da inceleme alanı içerisinde yer almaktadır. Kıyı kesimindeki yağış ve sıcaklık koşulları Isparta civarında değişikliklere uğrar. Bu sebeple, genel olarak, Isparta ili sınırları içerisinde hem Akdeniz hem de karasal ikliminin özellikleri zayıflamış olarak hissedilmektedir. Araştırma alanındaki istasyonlar da yıllık ortalama sıcaklık 11-13 oC arasında değişmektedir. Sıcaklığın yıl içindeki değişimleri, deniz seviyesine indirgenmiş sıcaklıklar ve amplitüd değerleri göz önünde bulundurularak araştırma sahası sıcaklık rejimi bakımından Karasal Geçiş Tipindedir. Alanda yarı kurak şartların hâkim olması nedeniyle yağış değerleri yüksek değildir (Isparta 514.7 mm, Eğirdir 825.5 mm). Araştırma alanında yağış rejimi bakımından Akdeniz-İç Anadolu geçiş tipinin etkili olduğu söylenebilir. Araştırma alanında çok çeşitli tarım bitkileri yetiştirilmektedir. Bu bitkilerin başında gelen buğday ve arpa geniş ekim alanlarına sahiptir. Yağış değerleri bakımından yarı kurak şartların egemen olması, sahada bu ürünlerin yetişmesinde doğrudan etkili olmuştur. Ayrıca sahada bu tarla ürünlerinin yanı sıra çok çeşitli meyve ürünler de yetiştirilmektedir. iv Yetiştirilen meyvelerden en önemlisi elmadır. Elma üretiminde Isparta ili Türkiye’de birinci sırada yer almaktadır. Isparta ilinin önemli tarım ürünlerinden biride güldür. Gül bitkisinden hem işlenmemiş olarak hem de endüstri hammaddesi olarak yararlanılmakta ayrıca dışarıya ihraç edilerek ticareti yapılmaktadır. Tarım ürünlerindeki miktarın değişmesinde iklim değerlerinin etkili olduğu görülmektedir

    Relationship Beliefs and Communication Skills in Turkish Married Individuals: Examining the Mediating Role of Partner Accommodation Behavior and Emotional Dependency

    No full text
    In this study, the mediating role of partner accommodation behavior and emotional dependency in the relationship between relationship beliefs and communication skills was investigated. The study was carried out with 400 married participants. The results of the multiple analysis revealed that relationship belief, emotional dependency, and partner accommodation behavior had an 11.20% variance in communication skills. Relationship belief was associated with lower partner accommodation behavior and greater emotional dependency. Further analysis revealed that communication skills were significantly predicted by partner accommodation behavior but not predicted by emotional dependency. Additionally, the indirect effect of relationship belief on communication skills through partner accommodation behavior was significant. As a result, it has been achieved that partner accommodation behavior has a partial mediating role between the relationship beliefs and communication skills of married individuals. Possible explanations and the implications and limitations of the study were discussed.</div

    Evaluations of psychological counselors on grief counseling

    Get PDF
    Bu araştırma ile psikolojik danışmanların yas danışmanlığına yönelik algılarını, deneyimlerini ve Türkiye’deki uygulamalarailişkin değerlendirmelerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırmada, nitel araştırma deseninde yer alan fenomenolojikyöntem kullanılmıştır. Çalışma grubunda, ölçüt örnekleme yöntemine göre belirlenen, İstanbul’da ikamet eden 10 psikolojikdanışman yer almıştır. Veriler, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile yöneltilen sorular yoluyla elde edilip, betimsel analizve içerik analizi kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, katılımcılar yas ile çalışmayı mesleki süreçte her ankarşılarına çıkabilecek bir durum olarak gördüklerini; yasın sadece ölümle ilişkilendirilmediğini; yas danışmanlığı kavramınınprofesyonel yardım sürecini sınırlandırdığını; özel olarak, yas danışmanlığı yardım talebiyle gelinmese bile çalışılan konularınaltında gecikmiş, ertelenmiş yasın çıkabildiğini ve kendilerine yakın buldukları kuramsal yaklaşım ve teknikleri kullanmayıtercih ettiklerini belirtmişlerdir. Ayrıca, kişisel deneyimleri, yetkinlikleri ve değerlendirmeleri üzerinden yas danışmanlığınailişkin varoluşsal açıklama getirdikleri; yas sürecini kültürel ve toplumsal faktörlerle nitelendirdikleri; mesleki açıdan aldıklarıeğitimi yasla çalışmak için yeterli bulmadıklarını; kuramsal ve uygulamalı derslere ve eğitimlere ağırlık verilmesi gerekliliğinivurguladıkları ortaya konmuştur.The aim of this study is to reveal the perceptions and experiences of psychological counselors regarding grief counseling and their evaluations regarding practice in Turkey. In the study, a phenomenological method, which is a qualitative research design, was used. The study group was determined by the criterion sampling method and all participants in the group reside in Istanbul. The data were obtained through questions posed by the semi-structured interview technique. Descriptive analysis and content analysis were used to analyze the data. According to the results of the research, the participants consider working with grief as a situation that they may encounter at any time in the professional process. They reported that grief cannot be associated only with death and the grief counseling concept limits the professional help process, even if the grief counseling was not requested with special help, delayed and deferred grief could emerge under the subjects studied. Participants stated that they prefer to use theoretical approaches and techniques close to them. It was determined that participants accounted for an existential explanation based on personal experiments, competencies and evaluations regarding grief counseling. In addition, they described the grief process with cultural and social factors, and they did not find the education they received professionally sufficient to work with grief. Finally, they emphasized the necessity of focusing on theoretical and practical courses and educations

    Evli Bireylerde İletişim Becerilerinin Yordayıcısı Olarak Sevilemezlik ve Evlilik Süresi

    No full text
    Bu araştırmanın amacı evlilik süresi ile ilişki inançları ve alt boyutlarının (sevilemezlik-çaresizlik) evli bireylerin iletişim becerilerini ne düzeyde yordadığının araştırılmasıdır. Araştırmanın bir diğer amacı da evli bireylerin iletişim becerilerinin, ilişki inançlarının (sevilemezlik-çaresizlik) cinsiyetlerine ve evlilik sürelerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda, ulaşılabilir örnekleme yöntemiyle ulaşılan 400 evli katılımcı (238 kadın, 162 erkek) araştırmada yer almıştır. Veri toplama araçları olarak İlişkilerde İnanç Envanteri (İİE), İletişim Becerileri Envanteri (İBE) ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Aşamalı Çoklu Regresyon Analizinin iki aşamada tamamlandığı ve iletişim becerilerine katkıları bakımından iki değişkenin önemli yordayıcılar olduğu görülmektedir. İlk aşamada sevilemezlik, ikinci aşamada ise evlilik süresi iletişim becerilerine ilişkin varyansa katkı sağlamaktadır. Evli bireylerin cinsiyete göre iletişim becerilerinin, ilişki inançlarının farklılaşıp farklılaşmadığı bağımsız gruplar t-testi ile; evlilik süresine göre iletişim becerilerinin, ilişki inançlarının farklılaşıp farklılaşmadığı ise tek yönlü varyans analiziyle test edilmiştir. Tek yönlü varyans analizinin anlamlı olduğu durumda, gruplar arasında bulunan anlamlı farklılığın, hangi gruplar arası farklardan kaynaklandığını belirlemek için post-hoc testlerden Tukey testi yapılmıştır. Cinsiyete göre ilişki inançlarının ve iletişim becerilerinin; evlilik süresine göre ise ilişki inançlarının anlamlı düzeyde farklılaştığı görülmüştür. Bulgular ilgili literatür ile tartışılmıştır.</div

    Nanoteknoloji ve dişhekimliğindeki uygulama alanları

    No full text
    Nanoteknoloji, maddenin nano metre boyutlar&rsaquo;ndaki davran&rsaquo;fllar&rsaquo;n&rsaquo; anlama ve kontrol etme bilimidir. Nano materyalleri di&curren;er materyallerden ay&rsaquo;ran en &ouml;nemli &ouml;zellik, nano materyallerin nano boyutta kuantum etkisine girerek makro d&uuml;nyadan farkl&rsaquo; davranmalar&rsaquo;- d&rsaquo;r. Bu nedenle malzemelerin nano boyuttaki halleri araflt&rsaquo;r&rsaquo;l&rsaquo;p, sorunlara &ccedil;&ouml;z&uuml;m aranmaktad&rsaquo;r. Bir&ccedil;ok alanda oldu&curren;u gibi t&rsaquo;p ve difl hekimli&curren;i alan&rsaquo;nda da heyecan verici geliflmelere olanak sa&curren;lamaktad&rsaquo;r. G&uuml;n&uuml;m&uuml;z metodlar&rsaquo;yla &ccedil;&ouml;z&uuml;me gidilemeyen sorunlar&rsaquo;n nanoteknoloji sayesinde &ccedil;&ouml;z&uuml;me kavuflturulmas&rsaquo; hedeflenmektedir. Bu derlemenin amac&rsaquo; son d&ouml;nemde difl hekimli&curren;ine yepyeni bir bak&rsaquo;fl getiren dental kompozit, implant uygulamalar&rsaquo;, greft materyalleri, dentin hassasiyeti gibi bir&ccedil;ok alanda izlenen ve nanoteknoloji teknolojisi ile ba&curren;lant&rsaquo;l&rsaquo; olan yeniliklerin de&curren;erlendirilmesidir

    Nanoteknoloji ve dişhekimliğindeki uygulama alanları

    No full text
    Nanoteknoloji, maddenin nano metre boyutlar&rsaquo;ndaki davran&rsaquo;fllar&rsaquo;n&rsaquo; anlama ve kontrol etme bilimidir. Nano materyalleri di&curren;er materyallerden ay&rsaquo;ran en &ouml;nemli &ouml;zellik, nano materyallerin nano boyutta kuantum etkisine girerek makro d&uuml;nyadan farkl&rsaquo; davranmalar&rsaquo;- d&rsaquo;r. Bu nedenle malzemelerin nano boyuttaki halleri araflt&rsaquo;r&rsaquo;l&rsaquo;p, sorunlara &ccedil;&ouml;z&uuml;m aranmaktad&rsaquo;r. Bir&ccedil;ok alanda oldu&curren;u gibi t&rsaquo;p ve difl hekimli&curren;i alan&rsaquo;nda da heyecan verici geliflmelere olanak sa&curren;lamaktad&rsaquo;r. G&uuml;n&uuml;m&uuml;z metodlar&rsaquo;yla &ccedil;&ouml;z&uuml;me gidilemeyen sorunlar&rsaquo;n nanoteknoloji sayesinde &ccedil;&ouml;z&uuml;me kavuflturulmas&rsaquo; hedeflenmektedir. Bu derlemenin amac&rsaquo; son d&ouml;nemde difl hekimli&curren;ine yepyeni bir bak&rsaquo;fl getiren dental kompozit, implant uygulamalar&rsaquo;, greft materyalleri, dentin hassasiyeti gibi bir&ccedil;ok alanda izlenen ve nanoteknoloji teknolojisi ile ba&curren;lant&rsaquo;l&rsaquo; olan yeniliklerin de&curren;erlendirilmesidir.</p
    corecore