39 research outputs found

    Educación intercultural y programa de intercambio Erasmus: estudiantes de la Universidad de Mármara

    Get PDF
    This article aims to emphasize the importance and impact of intercultural education on the students of higher education with a specific focus on the ERASMUS Studies Exchange program through the case of Marmara University. Since its launch, ERASMUS Studies Exchange Program has attracted many students across the EU. The overall experience the students gained is not limited to academic experience but goes far beyond as cultural exchange, learning from one another, respect to diversities and increasing awareness on the issues of multiculturalism and intercultural education. Marmara University has been actively participating in the program since 2004, with increasing figures each year, in terms of both student and teaching staff exchange. Ranked as the first university in Turkey in terms of incoming student numbers and the sixth in terms of outgoing, (Turkish National Agency, 2013) the experiences of its students is thought to be important in further enhancement of and encouragement in participation to intercultural education experience. Based on the ‘ERASMUS Impact Study’ by the EU Commission, the case of Marmara University students is analyzed with a descriptive study.El presente artículo tiene como objetivo subrayar la importancia y el impacto de la educación intercultural en los estudiantes de educación superior, prestando una especial atención al Programa de Intercambio ERASMUS en la Universidad de Mármara (Estambul, Turquía). Desde su lanzamiento, el Programa de Intercambio ERASMUS ha atraído a un gran número de estudiantes procedentes de distintos países de la UE. La experiencia que los estudiantes han obtenido no se limita al ámbito académico, sino que va más allá, como intercambio cultural, aprendizaje del otro, respeto a la diversidad y una mayor sensibilidad acerca de aspectos relacionados con la multiculturalidad y la educación intercultural. La Universidad de Mármara participa activamente en el programa desde 2004 y las cifras, tanto de intercambio de alumnos como de profesorado, sigue aumentando año tras año. Considerada como la primera universidad de Turquía en términos de recepción de estudiantes extranjeros y la sexta en cuanto a alumnos que viajan a otros países en el programa según la Agencia Nacional Turca (2013), se considera que las experiencias de sus estudiantes resultan fundamentales para fomentar y mejorar su participación en experiencias educativas interculturales. De acuerdo con el “ERASMUS Impact Study” de la Comisión Europea, el caso de la Universidad de Mármara se analiza aquí mediante un estudio descriptivo

    Occupational Hygiene, Occupational Safety Practices and Research in A Feed Establishments

    No full text
    Dünya üzerinde her yıl çok sayıda insan, hijyen ve güvenlik önlemlerinin yeterli ölçüde alınmaması sebebiyle hayatını kaybetmekte ya da sakat kalmaktadır. İşletmelerde iş hijyeni ve iş güvenliği konusunda alınan önlemlerle birlikte yaşanan kazaların büyük çoğunluğu engellenmektedir. Bu çalışmanın amacı yem işletmelerinde iş hijyeni ve iş güvenliği uygulamalarını araştırmaktır. Çalışmada risk analizi yönteminden yararlanılmıştır. Yapılan araştırma neticesinde ulaşılan sonuçlara göre yem işletmelerinde iş hijyeni ve iş güvenliği konusunda çok sayıda tehlike kaynağı vardır. Ancak bu tehlike kaynaklarının alınacak önlemlerle kontrol altına alınabildiği belirlenmiştir. Çalışmada elde edilen sonuçlar, çalışanlara iş hijyeni ve iş güvenliği konusunda eğitim verilmesi gerektiğini göstermektedir. Çalışanlara tehlike kaynakları konusunda yeterince uyarıcı bilgi verilmediği, bunun da risk oluşturduğu ulaşılan sonuçlar arasındadır. İş hijyeni ve iş güvenliği konusunda kontrol önlemlerinin etkili bir biçimde uygulanması ve süreçlerde standart sağlanması durumunda iş hijyeni ve iş güvenliği risklerinin önlenmesi mümkündür.Many people around the world lose their lives or become disabled every year because of insufficient hygiene and safety measures. The majority of accidents are prevented with the precautions taken in the occupational hygiene and safety. The purpose of this study is to investigate occupational hygiene and occupational safety practices in feed businesses. Risk analysis method was used in this study. According to the results, there are many dangerous sources in the feed businesses regarding occupational hygiene and occupational safety. However, these sources of danger can be controlled by the measures. The results obtained in the study show that employees should be trained on occupational hygiene and safety. Besides, the employees are not given enough information about the dangerous sources and this poses a risk. It is possible to prevent occupational hygiene and occupational safety risks in case of effective implementation of control precautions on occupational hygiene and occupational safety and ensuring standardization in processe

    The effect of prolonged aorti̇c cross clamp ti̇me on the li̇ver functi̇ons of the on PUMP coronary artery bypass graft surgery

    No full text
    Açık kalp cerrahisinde kardiyopulmoner bypass (KPB) tekniği kullanılarak, kalp ve akciğerlerin fonksiyonlarının geçici olarak durdurulup, kalp-akciğer pompası ile belli bir süre fonksiyonların yerine getirilerek ekstrakorporeal dolaşım (EKD) sağlanmaktadır. EKD esnasında cerrahi sahada kansız ve hareketsiz bir alan sağlamak için aortaya kross klemp (AKK) konulmaktadır. Klinik çalışmalar, uygulanan AKK ve KPB süresinin postoperatif dönemde mortalite ve morbiditeye sebep olması açısından önem taşıdığını göstermektedir. Araştırmamızda AKK süresinin postoperatif dönemde karaciğer fonksiyonlarına etkisi araştırılmıştır. Retrospektif olarak yapılan bu çalışmaya, Medipol Üniversitesi Mega Hastanesi'nde koroner arter bypass greftleme yapılan (KABG) 60 hasta dahil edilmiştir. İstatistiksel analizler SPSS (IBM SPSS Statistics 24) adlı paket program kullanılarak yapıldı. AKK süresi 60 dakika altı (Grup I) ve 60 dakika üzerinde olan hastaların (Grup II) preop ve postop dönemdeki karaciğer fonksiyon testlerinden aspartat aminotransferaz (AST) ve alanin aminotransferaz (ALT) değerleri karşılaştırıldı. Araştırmamızda elde edilen sonuçlara göre her iki grupta da postoperatif dönemde preoperatif döneme göre AST değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı artış saptanırken (p0,05). AST ve ALT değerlerinde AKK süresine göre gruplar arası karşılaştırmada anlamlı farklılık saptanmadı (p>0,05).In open heart surgery, using the cardiopulmonary bypass (CPB) technique, the functions of the heart and lungs are temporarily stopped, and the function of these organs were provided by the heart-lung pump via extracorporeal circulation (ECD) During ECD, aortic cross clamp (ACC) is placed to provide a bloodless and immobile area in the surgical field. Clinical studies show that the duration of ACC and CPB is important in terms of mortality and morbidity in the postoperative period. In our study, the effect of ACC duration on the liver functions in the postoperative period was investigated. In this retrospective study, 60 patients who underwent coronary artery bypass grafting (CABG) at Istanbul Medipol University Mega Hospital were included. Statistical analyzes were made using a package program called SPSS (IBM SPSS Statistics 24). Aspartate transaminase (AST) and alanine aminotransferase (ALT) values from preoperative and postoperative liver function tests of patients with ACC duration less than 60 minutes (Group I) and more than 60 minutes (Group II) were compared. According to the results obtained in our study, there was a statistically significant increase (p0,05). No significant difference was found between the groups in terms of AST and ALT values according to ACC duration (p>0,05)

    İkiz annelerinde süreç modeline dayalı duygu düzenleme grup çalışmasının etkililiği

    No full text
    İKİZ ANNELERİNDE SÜREÇ MODELİNE DAYALI DUYGU DÜZENLEME GRUP ÇALIŞMASININ ETKİLİLİĞİ Bu araştırmanın amacı, ikiz annelerine yönelik bir duygu düzenleme stratejileri grup programı geliştirilmesidir. Bu amaçla ikiz çocuğu olan annelerin duygu düzenleme stratejilerinin etkili kullanımına dair bir beceri geliştirme grubu hazırlanmış ve etkililiği sınanmıştır. Uygulanan grup çalışmasının, çoklu doğum yapmış annelerin duygu düzenleme düzeylerini ne yönde etkilediğini belirlemek amacıyla, “yarı deneysel model” kullanılmıştır. Araştırma grubu, İstanbul’da ikamet eden, araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 8 ikiz annesi bireyden oluşmaktadır. Grubun ortak amaçlılığını destekleyebilmek amacıyla, annelerin bebeklik sonrası en çok sorun yaşadıkları ve çocukların annelerden öğrendiklerini uygulamaya koydukları kritik dönem olarak belirtilen 2-6 yaş arası ikizlere sahip anneler seçilmiştir. Grup çalışmasının etkililiğini belirlemede yardımcı olması amacıyla, öncelikle araştırmacı tarafından annelerin duygu düzenleme stratejileri kullanımı ölçmeye yönelik olarak İlk Çocukluk Çağı Anne Duygu Düzenleme Ölçeği ve manevi başa çıkma becerileri kullanımını ölçmeye yönelik Çocuk Yetiştirme Anne Manevi Başa Çıkma Ölçeği tasarlanmıştır. Grup çalışması başlamadan önce, çalışma bittikten hemen sonra ve çalışma bittikten 2 ay sonra İlk Çocukluk Çağı Anne Duygu Düzenleme Ölçeği, Çocuk Yetiştirmede Anne Manevi Başa Çıkma Ölçeği, Bilişsel Duygu Düzenleme Ölçeği ve Evlilik Doyum Ölçeği ve demografik değişkenleri içeren anket formu verilmiştir. Buna ek olarak gruplar bittikten iki ay sonra veri çeşitlemesi yöntemi olarak grubun annelerde meydana getirdiği değişime yönelik görüşmeler yapılmıştır. İkiz annelerine 8 hafta süresince, haftada bir gün bir buçuk, iki saat süren oturumlarla, duygu düzenleme stratejilerinin kullanımı destekleyici uygulamalar yapılmıştır. Uygulama ve verilerin toplanması aşamasından sonra, elde edilen verilerin istatistiksel çözümlemeleri yapılmıştır. Grubun öntest ve sontest, öntest ve izleme çalışması verilerinin karşılaştırılması amacıyla, Wilcoxon İşaretlenmiş Mertebeler Testi uygulanmıştır. Böylece denenceler doğrultusunda uygulama öncesi ve sonrasında farklılık olup olmadığı tespit edilmiştir. Yapılan istatistiksel analizler sonrasında uygulamaya ilişkin bulgular şu şekilde lenebilir: 1. Araştırmacı tarafından geliştirilen “ikiz annelerinde duygu düzenleme stratejilerinin kullanımını artırmaya yönelik grup çalışması” ile ikiz annelerinin sağlıklı stratejileri kullanımları gelişmektedir. 2. Annelerin duygularını düzenlerken “durum seçimi-müdahale” stratejisi kullanımlarında önteste kıyasla oturumlar bittikten 2 ay sonraki ölçümde artış olmuştur ancak bu artış istatistiksel olarak manidar bulunmamıştır. 3. Annelerin duygularını düzenlerken “dikkati yönlendirme” stratejisi kullanımlarında önteste kıyasla oturumlar bittikten 2 ay sonraki ölçümde artış olmuştur ancak bu artış istatistiksel olarak manidar bulunmamıştır. 4. Annelerin duygularını düzenlerken “tepki düzenleme- fizyolojik, davranışsal ve bastırma” stratejisinin kullanımında önteste kıyasla oturumlar bittikten 2 ay sonraki ölçümündeki azalma manidar bulunmuştur.1. Araştırmacı tarafından geliştirilen “ikiz annelerinde duygu düzenleme stratejilerinin kullanımını artırmaya yönelik grup çalışması” ile bilişsel duygu düzenlemenin alt boyutlarından olan yıkım düşünceleri azalmaktadır. 2. Araştırmacı tarafından geliştirilen “ikiz annelerinde duygu düzenleme stratejilerinin kullanımını artırmaya yönelik grup çalışması” ile bilişsel duygu düzenlemenin “kendini suçlama” “diğerlerini suçlama” alt boyutlarına dair istatistiksel bir fark ispatlanmasa da görüşme bulguları bu düşüncelerin azaldığını destekler niteliktedir. 3. Araştırmacı tarafından geliştirilen “ikiz annelerinde duygu düzenleme stratejilerinin kullanımını artırmaya yönelik grup çalışması” ile bilişsel duygu düzenlemenin “kabul etme, düşünceye odaklanma, pozitif tekrar odaklanma, plana tekrar odaklanma, pozitif tekrar gözden geçirmek ve bakış açısına yerleştirmek” alt boyutlarındaki yapıda etkili bir rol oynamamaktadır. 4. Araştırmacı tarafından geliştirilen “ikiz annelerinde duygu düzenleme stratejilerinin kullanımını artırmaya yönelik grup çalışması” annelerin evlilik doyumlarına ve bu noktada yer alabilecek problemler konusunda etkili bir rol oynamamaktadır. Sonuç olarak, yapılan araştırma sonrasında, “ikiz annelerinde duygu düzenleme stratejilerinin sağlıklı kullanımını artırmaya yönelik grup çalışması”nın, ikiz çocuğu olan annelerin doğum sonrasında çeşitli sıkıntılar ortaya çıkaran duygu düzenleme stratejilerinin kullanımını azaltıp, sağlıklı stratejilerin kullanımını artırmakta etkili olduğu belirlenmiş, ancak çocuk yetiştirirken kullandıkları manevi başa çıkma becerileri, bilişsel duygu düzenleme becerileri ve evlilik doyumu konusunda etkili bir rol oynamadığı tespit edilmiştir. Bu doğrultuda psikolojik danışma ve sağlık alanlarında teori ve pratikte faydalı olabilecek önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Sözcükler: Duygu düzenleme, ikiz anneliği, çoklu doğumlar, duygu düzenleme ölçeği, çocuk yetiştirmede manevi başa çıkma ABSTRACT EFFECTIVENESS OF PROCESS MODEL BASED EMOTION REGULATION GROUP WORK FOR  TWINS' MOTHERS The aim of this study was to conduct a group work of emotion regulation strategies for mothers who have twins and examining emotion regulation strategies and a set of skills when raising twin children on the sample group. Quasi-experimental design was used to decide how emotional regulation levels of mothers who have multiple births changed throughout the intervention groups. Sample group consisted of 8 twin mothers who live in Istanbul and volunteered to participate in the study. Following infancy, emotional regulation between mother and a child is considered as a critical period which mothers may struggle the most; therefore, to support the common purpose of the group, mothers who have twins between the age of 2 and 6 were selected. Emotion Regulation Scale in Early Childhood for Mothers was designed and administered to determine how mothers engage in emotion regulation strategies; also Spiritual Coping Strategies for Mothers in Child Rearing was designed and administered to determine the spiritual coping skills of mothers. Thus effectiveness of group application was also determined. Firstly, Emotion Regulation Scale in Early Childhood for Mothers, Spiritual Coping Strategies for Mothers in Child Rearing, Cognitive Emotion Regulation Questionnaire, Marital Satisfaction Scale and Demographic Information Forms were administered right after the groups and two months later the groups. Additionally, two months after the groups, a series of interviews with mothers were also conducted to ensure data variation. Once a week –in 8 weeks of total-, one and a half to two hours of sessions with mothers of twin children, activities supporting emotion regulation strategies were carried out. After groups and collecting the data, statistical analysis was performed. Wilcoxon signed ranks test was administered to compare and determine whether the difference is significant between the pretest-posttest data and pretest and follow-up data of the group. Findings regarding the statistical analysis suggests that: 1. After “Group practice of emotion regulation strategies for twin mothers” which developed by the researcher, mothers started to use suitable strategies. 2. Mothers engaging in “situation selection strategies” performed a higher score in 2-months-after posttest compared to pretest; but there was not a significant difference between the scores. 3. Mothers engaging in “attentional deployment strategies” performed a higher score in 2-months-after posttest compared to the pretest; but the difference between the scores was not significant. 4. Mothers engaging in “response modulation-expressive suppression strategies” performed a lower score in 2-months-after posttest compared to the pretest; and there was not a significant difference between the scores. 5. “Groups to develop emotion regulation strategies for twin mothers” which developed by the researcher helped to reduce catastrophizing that is a sub-dimension of cognitive emotional regulation. 1. “Groups to develop emotion regulation strategies for twin mothers” which developed by the researcher helped to reduce “self-blame”, “other blame” that are sub-dimensions of cognitive emotional regulation according to follow-up interviews, but no statistical difference was analyzed. 2. “Groups to develop emotion regulation strategies for twin mothers” which developed by the researcher doesn’t play an effective role on “acceptance, positive refocus, refocus on planning, positive reappraisal, and putting into perspective” sub-dimensions of cognitive emotional regulation. 3. “Groups to develop emotion regulation strategies for twin mothers” which developed by the researcher doesn’t play an effective role on marital satisfaction and marital problems of twin mothers. According to results, “group work of developing emotion regulation strategies for twin mothers” developed skills of choosing the suitable emotion regulation strategies and leave the inappropriate strategies; however the group work didn’t play an effective role on spiritual coping skills, cognitive emotion regulation skills and marital satisfaction of twin mothers. This study suggests helpful findings, both theoretically and practically, for psychological counseling and health care services. Keywords: Emotion regulation, twin motherhood, multiple births, emotion regulation scale, spiritual coping in child rearin

    İkiz annelerinde süreç modeline dayalı duygu düzenleme grup çalışmasının etkililiği

    No full text
    ÖZET İKİZ ANNELERİNDE SÜREÇ MODELİNE DAYALI DUYGU DÜZENLEME GRUP ÇALIŞMASININ ETKİLİLİĞİBu araştırmanın amacı, ikiz annelerine yönelik bir duygu düzenleme stratejileri grup programı geliştirilmesidir. Bu amaçla ikiz çocuğu olan annelerin duygu düzenleme stratejilerinin etkili kullanımına dair bir beceri geliştirme grubu hazırlanmış ve etkililiği sınanmıştır. Uygulanan grup çalışmasının, çoklu doğum yapmış annelerin duygu düzenleme düzeylerini ne yönde etkilediğini belirlemek amacıyla, “yarı deneysel model” kullanılmıştır. Araştırma grubu, İstanbul’da ikamet eden, araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 8 ikiz annesi bireyden oluşmaktadır. Grubun ortak amaçlılığını destekleyebilmek amacıyla, annelerin bebeklik sonrası en çok sorun yaşadıkları ve çocukların annelerden öğrendiklerini uygulamaya koydukları kritik dönem olarak belirtilen 2-6 yaş arası ikizlere sahip anneler seçilmiştir. Grup çalışmasının etkililiğini belirlemede yardımcı olması amacıyla, öncelikle araştırmacı tarafından annelerin duygu düzenleme stratejileri kullanımı ölçmeye yönelik olarak İlk Çocukluk Çağı Anne Duygu Düzenleme Ölçeği ve manevi başa çıkma becerileri kullanımını ölçmeye yönelik Çocuk Yetiştirme Anne Manevi Başa Çıkma Ölçeği tasarlanmıştır. Grup çalışması başlamadan önce, çalışma bittikten hemen sonra ve çalışma bittikten 2 ay sonra İlk Çocukluk Çağı Anne Duygu Düzenleme Ölçeği, Çocuk Yetiştirmede Anne Manevi Başa Çıkma Ölçeği, Bilişsel Duygu Düzenleme Ölçeği ve Evlilik Doyum Ölçeği ve demografik değişkenleri içeren anket formu verilmiştir. Buna ek olarak gruplar bittikten iki ay sonra veri çeşitlemesi yöntemi olarak grubun annelerde meydana getirdiği değişime yönelik görüşmeler yapılmıştır. İkiz annelerine 8 hafta süresince, haftada bir gün bir buçuk, iki saat süren oturumlarla, duygu düzenleme stratejilerinin kullanımı destekleyici uygulamalar yapılmıştır. Uygulama ve verilerin toplanması aşamasından sonra, elde edilen verilerin istatistiksel çözümlemeleri yapılmıştır. Grubun öntest ve sontest, öntest ve izleme çalışması verilerinin karşılaştırılması amacıyla, Wilcoxon İşaretlenmiş Mertebeler Testi uygulanmıştır. Böylece denenceler doğrultusunda uygulama öncesi ve sonrasında farklılık olup olmadığı tespit edilmiştir.Yapılan istatistiksel analizler sonrasında uygulamaya ilişkin bulgular şu şekilde özetlenebilir:1.Araştırmacı tarafından geliştirilen “ikiz annelerinde duygu düzenleme stratejilerinin kullanımını artırmaya yönelik grup çalışması” ile ikiz annelerinin sağlıklı stratejileri kullanımları gelişmektedir.2.Annelerin duygularını düzenlerken “durum seçimi-müdahale” stratejisi kullanımlarında önteste kıyasla oturumlar bittikten 2 ay sonraki ölçümde artış olmuştur ancak bu artış istatistiksel olarak manidar bulunmamıştır.3.Annelerin duygularını düzenlerken “dikkati yönlendirme” stratejisi kullanımlarında önteste kıyasla oturumlar bittikten 2 ay sonraki ölçümde artış olmuştur ancak bu artış istatistiksel olarak manidar bulunmamıştır.4.Annelerin duygularını düzenlerken “tepki düzenleme- fizyolojik, davranışsal ve bastırma” stratejisinin kullanımında önteste kıyasla oturumlar bittikten 2 ay sonraki ölçümündeki azalma manidar bulunmuştur.1.Araştırmacı tarafından geliştirilen “ikiz annelerinde duygu düzenleme stratejilerinin kullanımını artırmaya yönelik grup çalışması” ile bilişsel duygu düzenlemenin alt boyutlarından olan yıkım düşünceleri azalmaktadır.2.Araştırmacı tarafından geliştirilen “ikiz annelerinde duygu düzenleme stratejilerinin kullanımını artırmaya yönelik grup çalışması” ile bilişsel duygu düzenlemenin “kendini suçlama” “diğerlerini suçlama” alt boyutlarına dair istatistiksel bir fark ispatlanmasa da görüşme bulguları bu düşüncelerin azaldığını destekler niteliktedir.3.Araştırmacı tarafından geliştirilen “ikiz annelerinde duygu düzenleme stratejilerinin kullanımını artırmaya yönelik grup çalışması” ile bilişsel duygu düzenlemenin “kabul etme, düşünceye odaklanma, pozitif tekrar odaklanma, plana tekrar odaklanma, pozitif tekrar gözden geçirmek ve bakış açısına yerleştirmek” alt boyutlarındaki yapıda etkili bir rol oynamamaktadır.4.Araştırmacı tarafından geliştirilen “ikiz annelerinde duygu düzenleme stratejilerinin kullanımını artırmaya yönelik grup çalışması” annelerin evlilik doyumlarına ve bu noktada yer alabilecek problemler konusunda etkili bir rol oynamamaktadır.Sonuç olarak, yapılan araştırma sonrasında, “ikiz annelerinde duygu düzenleme stratejilerinin sağlıklı kullanımını artırmaya yönelik grup çalışması”nın, ikiz çocuğu olan annelerin doğum sonrasında çeşitli sıkıntılar ortaya çıkaran duygu düzenleme stratejilerinin kullanımını azaltıp, sağlıklı stratejilerin kullanımını artırmakta etkili olduğu belirlenmiş, ancak çocuk yetiştirirken kullandıkları manevi başa çıkma becerileri, bilişsel duygu düzenleme becerileri ve evlilik doyumu konusunda etkili bir rol oynamadığı tespit edilmiştir. Bu doğrultuda psikolojik danışma ve sağlık alanlarında teori ve pratikte faydalı olabilecek önerilerde bulunulmuştur.Anahtar Sözcükler: Duygu düzenleme, ikiz anneliği, çoklu doğumlar, duygu düzenleme ölçeği, çocuk yetiştirmede manevi başa çıkmaABSTRACT EFFECTIVENESS OF PROCESS MODEL BASED EMOTION REGULATION GROUP WORK FOR  TWINS' MOTHERSThe aim of this study was to conduct a group work of emotion regulation strategies for mothers who have twins and examining emotion regulation strategies and a set of skills when raising twin children on the sample group.Quasi-experimental design was used to decide how emotional regulation levels of mothers who have multiple births changed throughout the intervention groups. Sample group consisted of 8 twin mothers who live in Istanbul and volunteered to participate in the study. Following infancy, emotional regulation between mother and a child is considered as a critical period which mothers may struggle the most; therefore, to support the common purpose of the group, mothers who have twins between the age of 2 and 6 were selected.Emotion Regulation Scale in Early Childhood for Mothers was designed and administered to determine how mothers engage in emotion regulation strategies; also Spiritual Coping Strategies for Mothers in Child Rearing was designed and administered to determine the spiritual coping skills of mothers. Thus effectiveness of group application was also determined.Firstly, Emotion Regulation Scale in Early Childhood for Mothers, Spiritual Coping Strategies for Mothers in Child Rearing, Cognitive Emotion Regulation Questionnaire, Marital Satisfaction Scale and Demographic Information Forms were administered right after the groups and two months later the groups. Additionally, two months after the groups, a series of interviews with mothers were also conducted to ensure data variation. Once a week –in 8 weeks of total-, one and a half to two hours of sessions with mothers of twin children, activities supporting emotion regulation strategies were carried out. After groups and collecting the data, statistical analysis was performed. Wilcoxon signed ranks test was administered to compare and determine whether the difference is significant between the pretest-posttest data and pretest and follow-up data of the group.Findings regarding the statistical analysis suggests that: 1.After “Group practice of emotion regulation strategies for twin mothers” which developed by the researcher, mothers started to use suitable strategies. 2.Mothers engaging in “situation selection strategies” performed a higher score in 2-months-after posttest compared to pretest; but there was not a significant difference between the scores.3.Mothers engaging in “attentional deployment strategies” performed a higher score in 2-months-after posttest compared to the pretest; but the difference between the scores was not significant.4.Mothers engaging in “response modulation-expressive suppression strategies” performed a lower score in 2-months-after posttest compared to the pretest; and there was not a significant difference between the scores.5.“Groups to develop emotion regulation strategies for twin mothers” which developed by the researcher helped to reduce catastrophizing that is a sub-dimension of cognitive emotional regulation.1.“Groups to develop emotion regulation strategies for twin mothers” which developed by the researcher helped to reduce “self-blame”, “other blame” that are sub-dimensions of cognitive emotional regulation according to follow-up interviews, but no statistical difference was analyzed. 2.“Groups to develop emotion regulation strategies for twin mothers” which developed by the researcher doesn’t play an effective role on “acceptance, positive refocus, refocus on planning, positive reappraisal, and putting into perspective” sub-dimensions of cognitive emotional regulation.3.“Groups to develop emotion regulation strategies for twin mothers” which developed by the researcher doesn’t play an effective role on marital satisfaction and marital problems of twin mothers.According to results, “group work of developing emotion regulation strategies for twin mothers” developed skills of choosing the suitable emotion regulation strategies and leave the inappropriate strategies; however the group work didn’t play an effective role on spiritual coping skills, cognitive emotion regulation skills and marital satisfaction of twin mothers. This study suggests helpful findings, both theoretically and practically, for psychological counseling and health care services.Keywords: Emotion regulation, twin motherhood, multiple births, emotion regulation scale, spiritual coping in child rearin

    Determination of hopelessness in individuals with myocardial infarction

    No full text
    Bu çalışma miyokard infarktüs geçirmiş hastalarda umutsuzluk düzeyinin değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Adana İlindeki Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi koroner yoğun bakım ve koroner servislerinde akut miyokard infarktüs tanısı almış olan bireyler oluşturmuştur. Örneklemi ise Ocak 2020- Eylül 2020 tarihleri arasında miyokard infarktüs tanısı almış 200 birey oluşturmuştur. Araştırmanın verileri, tanımlayıcı anket formu, Beck Umutsuzluk Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzde ve ortalama, Mann-Whitney U Testi, Ki-kare, Kruskal Wallis ve Spearman korelasyon analizi kullanılmıştır. Beck Umutsuzluk ölçeğinden alınan puanların ortalaması 6.0±4.79 olarak hesaplanmıştır. Gelecek ile ilgili duygular ve beklentiler 1.24±1.38, motivasyon kaybı 2.55±2.11 ve umut 2.20±1.91 olarak belirlenmiştir. Araştırmaya katılan bireylerin % 7.0'ının yüksek düzeyde umutsuzluk evresinde olduğu; %20.0'ının orta düzeyde umutsuzluk evresinde olduğu tespit edilmiştir. Yaş, öğrenim durumu, çalışma durumu, aile ile birlikte yaşama, medeni durumu gibi demografik özellikler umutsuzluğu anlamlı düzeyde etkilediği görülmüştür. Bu sonuçlar doğrultusunda akut miyokard infarktüs geçiren bireylerde umutsuzluğu etkileyen faktörler sağlık perseneli tarafından detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir.This study was conducted to evaluate the level of hopelessness in patients with myocardial infarction. The population of the study consisted of individuals diagnosed with acute myocardial infarction in the coronary intensive care and coronary services of Adana City Training and Research Hospital in Adana. The sample consisted of 200 individuals diagnosed with myocardial infarction between January 2020 and September 2020. The research data were collected using a descriptive questionnaire and Beck Hopelessness Scale. Number, percentage and mean, Mann-Whitney U Test, Chi-square, Kruskal Wallis H and Spearman correlation analysis were used to evaluate the data. The average score of Beck Hopelessness Scale was calculated as 6.0 ± 4.79. Emotions and expectations about the future were determined as 1.24 ± 1.38, loss of motivation 2.55 ± 2.11, and hope 2.20 ± 1.91. 7.0% of the individuals participating in the research are in a high level of hopelessness; It was determined that 20.0% of them were in the middle level of hopelessness. Demographic characteristics such as age, educational status, employment status, living with the family, and marital status were found to significantly affect hopelessness. In line with these results, factors affecting hopelessness in individuals with acute myocardial infarction should be evaluated in detail according to healthcare professionals

    THE PREDICTIVE ROLE OF COGNITIVE FLEXIBILITY IN THE RELATIONSHIP BETWEEN PARENTAL ATTACHMENT AND RESILIENCE

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin anne-babaya bağlanma ile kendini toparlama gücü arasındaki ilişkide bilişsel esnekliğin yordayıcı rolü olup olmadığını test etmektir. Araştırma, ilişkisel tarama modelinde yapılandırılmıştır. 352 üniversite öğrencisinden veri toplanmıştır. Araştırma sonucunda, üniversite öğrencilerinin anne-babaya bağlanma, kendini toparlama gücü ve bilişsel esneklik bakımından bazı demografik özelliklere göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Annebabaya bağlanma ile kendini toparlama gücü arasındaki ilişkide bilişsel esnekliğin yordayıcı rolü olduğu sonucuna yol analizi ile ulaşılmış olup bu değişkenler arasındaki ilişkiler örüntüsünde elde edilen uyum indeksi değerlerinin iyi uyum verdiği görülmüştür.The aim of this study was to test the predictive role of cognitive flexibility in the relationship between university students' _x000D_ attachment to attachment to parents. The research is structured in correlational research design. Data were collected from 352 _x000D_ university students. As a result of the research, it was determined that university students differed according to some _x000D_ demographic characteristics in terms of attachment to parents, resilience and cognitive flexibility. It was concluded that the _x000D_ role of predicting cognitive flexibility in the relationship between attachment and attachment capacity to parents was reached _x000D_ by means of the path analysis

    The mediating role of emotion regulation on the effect of parental pressure for greater academic performance on gaming addiction

    Get PDF
    Today, the use of technology and the interest in technology-based games are very important for school-age children. This study seeks to use a Structural Equation Model (SEM) to examine the mediating role of difficulties in emotion regulation in the relationship between parental pressure for greater academic performance and gaming addiction in high school students. Additionally, this study endeavors to investigate gaming addiction, difficulties in regulating emotions, and parental pressure for greater academic performance through diverse variables. Using multistage cluster sampling to select participants from the universe, the study sample consists of 627 high school students aged 14- 17 studying in various districts within the province of Istanbul, Turkey. The data for this study were collected using the Personal Information Form, the Gaming Addiction Scale for Adolescents, the Difficulties in Emotion Regulation Scale, and the Parental Pressure and Support for Greater Academic Performance Scale. An Independent Samples t-Test, an ANOVA, Pearson’s Product-Moment Correlation, and a Path Analysis were used to analyze the study’s data. After analysis of the SEM constructed for this study, we found that parental pressure for greater academic performance had a very high, direct effect on gaming addiction, that this effect decreased after including difficulties in emotion regulation as a mediating variable, and that parental pressure for greater academic performance had a low, indirect effect on gaming addiction through difficulties in emotion regulation. The results of the SEM analyses show that the fit indices of the model in question were within acceptable limits and that the model accounted for 21% of the total variance of gaming addictionGünümüzde teknoloji kullanımı ve teknoloji temellli oyunlara yönelik ilgi okul çağı çocukları için oldukça önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı lise öğrencilerinin ebeveynlerinin çocuklarına yönelik akademik başarı baskısının oyun bağımlılığı üzerindeki etkisinde duygu düzenleme güçlüğünün aracı rolünü Yapısal Eşitlik Modeli çerçevesinde incelemek ve oyun bağımlılığın, duygu düzenleme güçlüğünün, ebeveyn akademik başarı baskısının çeşitli değişkenlerle ilişkisini araştırmaktır. Araştırmanın örneklemini, İstanbul ilinde öğrenim gören lise öğrencilerini kapsamına alan araştırma evreninden çok aşamalı küme örnekleme yöntemi ile seçilen 14-17 yaş arası 627 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verileri; Kişisel Bilgi Formu, Ergenler İçin Oyun Bağımlılığı Ölçeği, Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği ve Ebeveyn Akademik Başarı Baskısı ve Desteği Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırmanın amaçları doğrultusunda yapılan veri analizlerinde Bağımsız Gruplar t-Testi, ANOVA (Tek Yönlü Varyans Analizi), Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonu ve Yol Analizi kullanılmıştır. Çalışmanın amacı uyarınca kurulan Yapısal Eşitlik Modeli’ne göre ebeveyn akademik başarı baskısının oyun bağımlılığına doğrudan etkisinin oldukça yüksek olduğu, duygu düzenleme güçlüğünün aracı değişken olarak modele dâhil edilmesiyle ebeveyn akademik başarı baskısının oyun bağımlılığı üzerindeki etkisinin azaldığı, ebeveyn akademik başarı baskısının duygu düzenleme güçlüğü üzerinden oyun bağımlılığına dolaylı etkisinin düşük düzeyli olarak gerçekleştiği görülmektedir. YEM analizi sonuçları bakımından, test edilen modelin uyum indekslerinin kabul edilebilir düzeyde olduğu bulgulanmıştır. Kurulan model üzerinden oyun bağımlılığı değişkeninin toplam varyansının %21’lik bir kısmının açıklandığı görülmüştür
    corecore