14 research outputs found

    Süt azı dişlerde el aletlerinin kemomekanik jel ile ya da jelsiz kullanımının çürük uzaklaştırmadaki etkisi

    No full text
    Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.BOLUM VI ÖZET Atravmatik Restoratif Tedavi, (ART), sadece el aletleri kullanarak demineralize diş dokusunu uzaklaştırması ve komşu pit ve fissürlerin flor içeren adeziv bir materyal (CİS) ile örtülenrnesi esasına dayanır. Özellikle sınıf I kavitelerde saha şartlarında elde edilen yüksek basan ve yöntemin daha az travrnatik olması gibi avantaj lanndan dolayı klinik ortamlarda da uygulanmaya başlanmıştır. ART'nin sınıf II kavitelerdeki başarısızlığı ise kullanılan restorasyon materyallerine bağlanmıştır. ART'nin pedodonti kliniklerinde kullanımının gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Bunun başlıca nedenleri yöntemin, süt dişlerinin daha zayıf mine dokusunda uygulanabilme kolaylığı ve dental anksiyeteyi tetikleyici lokal anestezi ve ağrı gibi unsurları ortadan kaldırması olarak sıralanabilir. ART'nin çürük uzaklaştırma etkinliği halen tartışma konusudur. Yeterli madde kaldırılmamasından dolayı görüş kısıtlığı ve el aletierinin kullanımına bağlı olarak gelişen el bilek yorgunluğu, çürük dokunun etkin bir şekilde uzaldaştırılrnadığına dair şüphe uyandırmaktadır. Kemomekanik çürük temizleme ajanları da, günümüzde minimal invaziv yaklaşımlar arasında yer alan, çürük dokuyu seçici bir şekilde uzaklaştırarak sağlıklı dokuyu koruyan bir tedavi yöntemidir. Çürük dokuyu etkin bir şekilde uzaklaştırdıği çalışmalarla gösterilmiş olup pedodonti kliniklerinde de daha ağrısız ve konforlu bir tedavi olduğu için kabul görmüştür. 103Çalışmamızda ART'nin tek başına ve en son geliştirilen kemomekanik çürük temizleme ajanı olan Carisolv ile beraber kullanımının çürük uzaklaştırmadaki etkinliği, iki yöntemle hazırlanan süt molar dişlerin sınıf II kavitelerindeki kompozit restorasyonların başarısıyla değerlendirilmiştir. Yaşlan 6-7 arasında değişen süt molar dişlerinde arayüz çürüğü bulunan toplam 120 hasta çalışmamızda yer almıştır. İki farklı gruba iki farklı yöntemin uygulandığı çalışmamızda tedaviler rastgele belMenmiştir. ART ile 112, ART ile birlikte Carisolv' da toplam 103 restorasyon yapılmıştır. Restorasyonlar için, Adper prompt-L pop (3M ESPE, Almanya) ve Filtek Z250 (3M ESPE, Almanya) kompozit rezin kullanılmıştır. îki farklı tedavi yönteminde preparasyon ve restorasyon için gereken zaman kaydedilmiştir. Tedavi bitlikten sonra dental anksiyeteyi ölçmek için her çocuğa bir kez Venham Resim Testi uygulanmıştır. Restorasyonların klinik kontrolleri 6. ay, 1. yıl ve 2. yılda Modifiye Ryge kriterlerine göre değerlendirilmiştir. Değerlendirmeler tecrübeli iki dişhekimi tarafından tedavi grubunu bilinmeksizin yapılmıştır. İki farklı tedavi yönteminin çürük uzaklaştırma etkinliği restorasyonların 6. ay 1. yıl ve 2 yıl klinik başarılan açısından değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. ART' de 6. ay, 1. yıl, 2.yıl restorasyon klinik başarılan sırasıyla %92,4, %80, %72,7 iken ART ile birlikte Carisolv kullammmda %93,9, %71,6, % 59,6 olarak bulunmuştur. Atravmatik Restoratif Tedavi' nin tek başına ve Carisolv ile beraber kullanıldığı iki yöntemin, ortalama preparasyon ve restorasyon zamanlan sırasıyla ART' de 6:32, 6:39 dakika iken ART ile beraber Carisolv' da 6:35, 7:01 olarak bulunmuştur. VRT ortalaması ART uygulaması sonrası 1,12±1,64 iken ART ile beraber Carisolv'un kullanımı sonrası 1,3 1^1,88 olarak bulunmuştur. 104tid yöntem, preparasyon, restorasyon süreleri ve dental anksiyete açışından karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Carisolv ile tedavi edilen gruptaki hastalara tedavi sonrası Carisolv'un tadı ve kokusu ile ilgili anket yapılmış ve kabul edilebilir olduğu bulunmuştur. 105ABSTRACT Atraumatic Restorative Treatment (ART), is based on removing demineralized dental tissue using hand instruments only and filling the associate pit and fissures with flouride containing adhesive material. When ART was introduced in mid 1980's it was restricted with field studies in developing countries where there was lack of electricity, water, dental equipment and personnel. High success rates gained in Class I cavities and less traumatic modality led up to its application in clinical settings. The low success rate of Class II restorations through ART is thought to rise from weak physical strength of restorative materials. Delivery of local anesthesia and pain during dental treatments as the main triggers for dental anxiety are omitted in ART approach. Thin enamel in primary teeth enables an easy application of ART and its atraumatic nature provides an alternative for conventional treatment approach in pedodontics. ART, as one of the minimal intervention approach aims to remove demineralized dental tissues where limitation of visibility of cavity, hand wrist fatigue are thought to affect the caries removal efficiency. Chemomechanical caries removal is another minimal intervention approach that removes caries selectively preserving healthy dental tissues. This painless and comfortable treatment is well accepted among children in pedodontic clinics. In our study, caries removal effectiveness of ART was compared to ART in combination with Carisolv by evaluating the success rate of composite resin restorations in Class II cavities of primary molars. Our study was conducted on 120, 6-7 year old children with aproximal caries in primary molars. Parallel technique was used where treatments were randomly chosen and 112 cavities were prepared by 106ART whereas 103 by ART in combination with Carisolv. Adper Prompt-L- pop (3M ESPE, Germany) and Filtek Z250(3M ESPE, Germany) were used for restorations. Time needed to prepare the cavity and for the restoration in both treatment approaches were measured. Dental anxiety level of the children after two different caries removal techniques were evaluated by Venham Picture Test. Composite resin restorations were evaluated at the end of 6th month, 1st year and 2nd year by Modified Ryge criteria by two calibrated dentists who are blinded to treatment techniques. There was no statistically significant difference between clinical success rates of the restorations in any of the evaluation periods prepared by two treatment approaches. Clinical success rates of ART restorations after 6 months, 1 year and 2 years were %92,4, %80, %72,7 respectively whereas it was found to be %93,9, %71,6, % 59,6 for ART with Carisolv.The average preparation and restoration time for ART were 6:32, 6:39 respectively while they were 6:35, 7:01 for ART with Carisolv. The average VPT scores after ART application was found to be 1,12±1,64 whereas it was 1,31±1,88 for ART with Carisolv. There was no statistically significant difference between time needed to prepare and restore the cavity, and dental anxiety between two treatment approaches. Based on questionnaire results, scent and taste of Carisolv was found to be acceptable. 10

    AĞIZ HİJYEN EĞİTİMİ ÖNCESİ-SONRASI BİLGİ DÜZEYİ KARŞILAŞTIRILMASI: PİLOT ÇALIŞMA

    No full text
    ÖZ AMAÇ: Toplum ağız diş sağlığı eğitimleri, bireyleri risk ve risk faktörleri hakkında bilgilendirip, uygun davranışları alışkanlık edinmeleri ile oral ve genel sağlığın korunmasını hedeflenmektedir. Bu çalışmanın amacı, ağız diş sağlığı eğitimi verilen genç bireylerde eğitim öncesi ve sonrası bilgi düzeyi ve tutumlarının karşılaştırılmalı olarak değerlendirilmesidir. GEREÇ VE YÖNTEM: 13-18 yaş aralığında, erkek yetiştirme yurdunda 66 öğrencinin saha koşullarında, ayna sond kullanarak ağız içi muayenesi yapılmıştır. Muayeneyi takiben, öğrencilere cevaplamaları için, diş fırçalama, diş ipi, diş macunu, diş hekimi ve beslenme ile ilgili bilgilerini ölçen 20 soruluk anket dağıtılmıştır. Aynı anket cevaplandırılması için, diş sağlığı eğitimi görsel sunumu sonunda tekrar cevaplandırmaları üzere dağıtılmıştır. Eğitimden bir ay sonra anket tekrarlanmış, veriler rapor edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde SPPS 20 (IBM Corp. 2011) istatistiksel paket program kullanılmıştır. BULGULAR: Çalışmamıza katılan 66 öğrencinin ortalama DMFT değeri 3.9± 4.1 olarak hesaplanmıştır. Doğru cevaplara verilen toplam puanlar, ağız hijyen eğitimi öncesi, sonrası ve bir ay sonra olmak üzere sırayla; 8.7±2.7, 10.1±5.2 ve 9.4±4.9 olarak hesaplanmıştır. Eğitim öncesi ve sonrası arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p0.05) Diş fırçalama ve diş hekimi bilgi düzeyleri eğitim öncesi ve sonrası arasında anlamlı fark gösterirken, bir ay sonra bu fark istatiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Diş ipi ve diş macunu bilgi düzeyleri arasında eğitim öncesi, sonrası ve bir ay sonunda istatiksel olarak anlamlı düzeyde artış saptandığı rapor edilmiştir. SONUÇ: Genç bireylerde ağız-diş sağlığı ve alışkanlıklarının elde edilmesi ve sürdürülebilir olması için, ağız hijyen eğitiminin kısa aralıklarla düzenli olarak verilmesi gerekir. ANAHTAR KELİMELER: Oral hijyen, adolesan, ağız sağlığı eğitim

    Denizlerin Önemi Hakkında Gelecek Nesillerimizi Bilinçlendirme Çalışmaları

    No full text
    Katı ve sıvı atıkların denizlere bırakılması, doğal kaynaklarımızın bilinçsizce tüketilmesi ve kıyılarımızın doğal yapılarının tahribatı gibi insan kaynaklı baskıların deniz ekosistemi üzerinde etkileri yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konmaktadır. İnsan kaynaklı baskılar sonucu denizlerdeki biyoçeşitlilik azalmakta ve barındırdıkları canlılara geri dönüşü olmayan zararlara neden olmaktadır. Bu yüzden, ileride bilimadamı, politikacı ya da karar verici olacak olan geleceğimizin teminatıçocuklarımıza yönelik yaptığımız uygulamalı deniz bilimleri eğitim faaliyetleri hayati önem taşımaktadır. Bilinçlendirme çalışmaları ile çocukların her birinin doğaya vecanlılar arasındaki ilişkilere bakış açıları değişmekte vecanlıları korumaya yönelik sorumluluk kazanmaktadırlar.Deniz kaplumbağaları için doğal bir üreme alanı olan Enstitümüz (ODTÜ-Deniz Bilimleri Enstitüsü) sahilinin korunması için 2012 senesinde enstitümüzdeki bir grup bilimadamı ilkokul ve ortaokul çocuklarına yönelik bilinçlendirme çalışmalarını başlatmıştır.2 yıldır çocuklara yönelik gerçekleştirilen birçok uygulamalı deniz bilimleri eğitim programından sonra yerel halktan olumlu dönüşler gelmiş, programı ulusal boyuta taşıyarak daha fazla çocuğa ulaşmak için programı İstanbul, İzmir ve Trabzon’da da 2014 yılından bu yana uygulanmaya başlanmıştır. Yaklaşık dört yıldır Mersin başta olmak üzere Trabzon, İzmir ve İstanbul’da yapılan yarım ve tam günlük eğitimler neticesinde 4000’in üzerinde öğrenciye ulaşılmıştır. ‘Denizimi Tanıyorum ve Koruyorum’ Uygulamalı deniz bilimleri eğitim programı iki aşamalı yapılmaktadır. ‘Denizimi Tanıyorum’ ile denizlerin ve deniz bilimlerinin önemi, deniz ekosistemi hakkında temel kavramlar, biyoçeşitliliğin önemi ve insan kaynaklı baskıların denizel çevre üzerindeki olumsuz etkileri anlatılmaktadır. ‘Denizimi Koruyorum’ ile hangi türlerin nesli tehlike altında olduğu ve nasıl korunması gerektiği, denizel çevreyi insan baskılarından nasıl korumamız gerektiği hakkında bilgiler verilmektedir. Çocuklarda farkındalığı artırmak için eğitimler seminerler, posterler, videolar, arazi gözlemleri, oyunlar ve eğitici bilime deneyleri eşliğinde yapılmakta olup donanımlı çevre gönüllüleri olarak yetişmeleri sağlanmaktadır
    corecore