Perspective Chapter: New Approaches to the Assessment of Domain-Specific Creativity

Science and technology getting continue to advance, the true wealth of our civilization will manifest in human creative output. Accordingly, technological developments offer great opportunities for creativity researches and assessment of creativity. While there are studies in the literature on the creation of computer-based creative products on the one hand, studies on whether creativity can be evaluated automatically or not, on the other hand, have started to attract attention. In addition, field experts turned to new research to understand whether creativity assessment could be automated and measured more quickly and qualitatively, and to explore whether this calculation method could be standardized. Researches conducted in the last 10 years have shown that computational approaches towards semantic distance have made significant contributions to the field both in theory and in practice. However, it can be said that there are very few studies that measure creativity based on semantic distance. This chapter presents a brief overview to discuss whether a computer-based measurement tool that can perform automatic calculations can be used in the evaluation of linguistic creativity in light of the evidence obtained from the literature

Adjustment disorder after botulinum toxin injection in an adolescent palatal myoclonus case: The importance of informed consent in the treatment of neuropsychiatric disorders in children and adolescents

No Abstrac

ÖRGÜT KURAMLARI İLE SOSYAL HİZMET İŞLETMELERİNİ ANLAMAK

Örgütsel çalışmalar alanı, örgütlerin toplumdaki diğer sosyal sistemlerle nasıl karşılıklı etkileşim içinde olduğunu, birbirlerine nasıl benzediklerini veya birbirlerinden nasıl farklılaştığını araştıran bir sosyal bilim alanıdır. Bu çalışmada, sosyal hizmet kurumlarının oluşumu, amacı ve varlığı sosyal sermaye ve sosyal girişimcilik yaklaşımları bağlamında ele alınmıştır. Bu çalışma, sosyal hizmet kurumlarının temellerinin, akademik çalışmalarda hangi kuramlar ile açıklanabileceğine dair ipuçları aramayı hedeflemektedir

Effect of 900-MHz electromagnetic field on the cerebellum: a histopathological investigation

Objectives: The currently widely used technological devices give rise to electromagnetic fields (EMFs) at various frequencies. Recent studies have reported that EMFs damage the central nervous system. The cerebellum is of considerable importance to human life due to its involvement in motor control, language, and cognitive-sensory functions. Damage occurring in the histological layers of the cerebellar cortex causes various neurological and psychiatric diseases, such as paralysis, tumor, autism, and schizophrenia. Our study involved a histopathological evaluation of the effects of communication systems’ standard 900-MHz EMF on the cerebellum. Methods: Sprague–Dawley rats were assigned into two groups containing six animals each: control and EMF. The EMF group was exposed to a 24-h 900-MHz radiofrequency EMF over 20 days with a digital modulation signal generator installed in the middle of their cage. Ten days after EMF application, the rats were sacrificed by cervical dislocation under anesthesia induced with 50 mg/kg ketamine hydrochloride and 10 mg/kg intraperitoneal xylazine HC1. Results: Intense caspase-3 expression was seen in the Purkinje cells and granular cells exposed to a 900-MHz frequency EMF (p0.05). Conclusion: A 900-MHz EMF causes deleterious effects on the cerebellum by giving rise to apoptosis accompanied by caspase-3 expression in the Purkinje and granular cells in particular

Photocharacterization of new chromoionophores, applications as optical sensors and investigation of their performances

Bu çalışmanın birinci bölümünde kimyasal sensörlerin tanımı, sınıflandırması, optik sensörlerin avantaj ve dezavantajları ve optik sensör tipleri, dizaynında kullanılan polimerler ve immobilizasyon teknikleri açıklanmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde, kullanılan cihazlar ve kimyasallar belirtilmiş ve sensör filmlerin hazırlanması anlatılmıştır. Kuantum verimi hesaplama yöntemi detaylı olarak belirtilmiştir. Üçüncü bölümde, Rutenyum kompleksinin ilk defa oda sıcaklığında iyonik sıvılar içinde fotokarakterizasyonu gerçekleştirilmiş ve oksijen sensörü için oda sıcaklığında iyonik sıvılar sensör metaryeli olarak önerilmişlerdir. Rutenyum kompleksinin iyonik sıvılarda daha yüksek molar absorptivite katsayısı ve daha iyi fotostabiliteye sahip olduğu sonucuna varılmıştır. Yanıtlama ve rejenerasyon zamanı, sırasıyla iki ve beş saniye olarak saptanmıştır. Rutenyum kompleksinin iyonik sıvılarda 12 aydan daha uzun süre kararlı kaldığı ve oksijene yanıtının hala değişmediği görülmüştür. Dördüncü bölümde, yeni sentezlenmiş bir Schiff Bazı olan 2-[(2- hydroxymethylphenylimino) methyl]-5-bromo-phenol (SB)’nin dört değişik çözgende ve etil selüloz (EC) bazlı filmde fotokarekterizasyonu yapılmıştır. EC filmde asitlik sabitleri saptanmış ve CO2 duyar olarak kullanılabileceği bulunmuştur. CO2’e maruz bırakıldığında izobestik noktanın ortaya çıkması, oransal ölçümlere izin vermiştir. CO2’e %20-80 gibi geniş bir aralıkta doğrusal yanıt göstermiş, yanıtlama süresi 15 saniye olarak bulunmuştur. Çalışmanın beşinci bölümünde, yeni sentezlenmiş metalsiz ve çinko ftalosiyaninlerin üç değişik çözgende ve EC ve PVC matrikslerde fotokarekterizasyonları gerçekleştirilmiş ve kullanılan ftalosiyaninlerin EC ve PVC matrikslerdeki pH duyarlılıkları incelenmiştir. Kullanılan ftalosiyaninler geniş bir pH aralığında (2.0-8.0), % 90-95 gibi bir bağıl sinyal değişimiyle protona yanıt vermiştir. Test ortamında Zn2+, Hg+, Sn2+ Ca2+, Bi2+ , Na+, Ni2+, Co2+, Cu2+, Pb2+, Al3+, Cr3+, Mn2+, K+, Fe2+ ve Fe3+ iyonlarının varlığı ftalosiyaninlerin proton duyar özelliğini sınırlamamıştır. Altıncı bölümde, yeni sentezlenmiş çinko ftalosiyaninlerin üç değişik çözgende ve EC matrikste fotokarekterizasyonları gerçekleştirilmiş ve EC filmde Ag+ iyonlarına yanıtları incelenmiştir. pH 6.5’ta ftalosiyaninlere dayalı sensörlerin çalışma aralığı 1×10-5-1×10-10 M olarak bulunmuştur. Test ortamında Li+, Zn2+, Cu2+, Ni2+, Co2+, Hg2+, Pd2+, Sb3+, Al3+ ve Bi3+ iyonlarının varlığı ftalosiyaninlerin gümüş duyar özelliğini sınırlamamıştır. Ayrıca EC matriksteki ftalosiyaninlerin bir yıldan daha uzun bir süre kararlı kaldığı bulunmuştur. Çalışmanın yedinci bölümünde, sonuçların literatür bulgularıyla karşılaştırılması yapılarak geliştirilen yöntemlerin üstünlükleri sunulmuştur

Müzik Aracılığı ile Türk Kültüründe Doktor Algısı

Giriş: Sözlü müzik, insanların duygularını ve düşüncelerini yansıtan önemli araçlardan biridir. Müzik, ayrıca duyguları harekete geçirerek insanı ve toplumu etkileme gücüne de sahiptir. Bireylerin, doktora bakışı ve doktordan beklentileri de o kültüre ait olan müzik içerisinde kendini gösterir. Öte yandan, topluma veya halk kültürüne mal olmuş bir müzik eseri içerisinde yer alan ifadeler ise toplumun doktora bakışını etkileyebilir. Amaç: Bu çalışmada Türkiye’de toplumsal kültürün önemli bir parçası olan şarkı ve türküler içerisinde Doktor, Hekim ve Tabip sözcükleri bulunan müzik eserleri incelenerek, bu eserlere doğrudan veya dolaylı olarak yansıtılmış olan hasta-hekim ilişkisinin niteliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Doktor, Hekim ve Tabip kelimelerinin yer aldığı şarkı/türküler belirlenmiş ve kategorize edilmiştir. Bulgular: İncelenen 190 eserde Doktor, Hekim ve Tabip kelimelerinin yer aldığı ifadeler çare bulamayan/tedavi edemeyen ve çare bulması/tedavi etmesi beklenen şeklinde ana iki kategoriye ayrılmıştır. Bu iki grup dışında kalan yirmi iki eser ise diğer grup olarak değerlendirilmiştir. Sonuç: Müzik eserlerinin ve içerisinde yer alan sözlerin, zamanın süzgecinden damıtılarak yıllar içerisinde oluşan bir birikimle meydana gelen toplumsal kolektif bilinci yansıttığı dikkate alınacak olursa, türkülerde yer alan hekim algısının, sağlık politikaları ve sosyal medyanın saman alevi gibi hareketlilik gösteren gündeminden etkilenen anlık bir bakıştan ziyade, o halkın kültüründeki uzun süreli ve kalıcı hekim algısını daha gerçekçi bir şekilde yansıttığı düşünülebilir

Iron and Ferritin Levels of Children and Adolescents with Attention Deficit Hyperactivity Disorder and Attention Deficit Hyperactivity Disorder-Not Otherwise Specified

Aim: The study aimed to compare the levels of iron and ferritin in children with Attention Deficit Hyperactivity Disorder (ADHD) and Attention-Deficit Hyperactivity Disorder-Not Otherwise Specified (ADHD-NOS) and to assess the relationship between ADHD symptom severity and anxiety symptom severity with iron and ferritin levels

Adjustment disorder after botulinum toxin injection in an adolescent palatal myoclonus case: The importance of informed consent in the treatment of neuropsychiatric disorders in children and adolescents

No Abstrac

Relationships between Vitamin B12, Folate Levels and Clinical Features in Attention Deficit Hyperactivity Disorder and Attention Deficit Hyperactivity Disorder-Not Otherwise Specified

Aim: In this study, we aimed to compare the levels of vitamin 812 and folate in children with Attention Deficit and Hyperactivity Disorder (ADHD) and Attention Deficit and Hyperactivity Disorder-Not Otherwise Specified (ADHD-NOS)