Parametric analysis of thick plates subjected to earthquake excitations

Plates are structural elements commonly used in the building industry. A plate is considered to be a thin plate if the ratio of the plate thickness to the smaller span length is less than 1/20; it is considered to be a thick plate if this ratio is larger than 1/20. The purpose of this paper is to study shear locking-free analysis of thick plates using Mindlin’s theory and to determine the effects of the thickness/span ratio, the aspect ratio and the boundary conditions on the linear responses of thick plates subjected to earthquake excitations. Finite element formulation of the equations of the thick plate theory is derived by using second order displacement shape functions. A computer program using finite element method is coded in C++ to analyze the plates clamped or simply supported along all four edges. In the analysis, 17-noded finite element is used. Graphs and tables are presented that should help engineers in the design of thick plates subjected to earthquake excitations

İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Mevzuatlarının Algılanabilirliği

İnşaat sektörü, insanoğlunun korunma ve barınma ihtiyacı sonucunda doğmuştur. Bu ihtiyacın neticesinde, tarih boyunca insanların hayatlarında oldukça önemli bir yere sahip olmuştur. Taşıdığı bu önem onun gittikçe büyüyen bir ekonomik piyasaya sahip olmasına ve ekonomilerin öncül sektörü olmasına neden olmuştur. Bu denli önemli olan inşaat sektörünün de önemli problemleri bulunmaktadır. Bunların başında ise iş sağlığı ve güvenliği (İSG) ile ilgili problemler gelmektedir. İnşaat sektörü, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre iş kazalarının en çok yaşandığı üç sektörden bir tanesi olup; bununla birlikte ölümlü iş kazalarında ise son senelerde birinci sırada yer almaktadır. Bu durum, inşaat sektöründe iş güvenliği konusunun ne kadar hassas ve önemli bir konu olduğunu açıkça göstermektedir. Bu çalışmada, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu kanuna dayalı olarak çıkartılan yönetmelik ve tebliğlerin inşaat sektöründe çalışanlar ve işverenler tarafından nasıl algılandığı ve işyerlerinde nasıl uygulandığının araştırılması üzerine bir araştırma yapılmıştır. Çalışma kapsamında, Trabzon ilinde inşaat sektöründe faaliyette bulunan firmalar, belediyeler ve yapı denetim kuruluşlarında görev yapan 56’sı işveren 305 tanesi çalışan olmak üzere 361 kişiyle anket çalışması yapılmıştır. Erişilmiş olan veri sayısınca anket sorularının algılanabilirliği ölçülmüş, sorulan her soru için değerlendirilme yapılmıştır. Çalışmanın sonunda ise anketler sonucu ortaya çıkan veriler genel bir değerlendirmeye tabi tutularak yorumlanmıştır

Binaların Kontrollü Yıkımı için Simülasyon Programı Tasarımı

Ülkemizde kentsel dönüşüm kapsamında yıkılacak birçok eski veya hasar görmüş yapı olması, yeni yıkım teknikleri arayışına girilmesine sebep olmuştur. Yurt dışında yıllardır başarılı bir şekilde uygulanan patlayıcı ile kontrollü yapı yıkımının birçok avantaja sahip olmasından dolayı ülkemizde de uygulaması günden güne artmaktadır. Patlatmalı yapı yıkımı; binalar, kuleler, bacalar, silolar, köprüler vb. yapılar üzerinde düzgün olarak uygulandığında, geleneksel yıkım tekniklerine göre daha düşük maliyetli ve hızlı bir yöntem olarak uygulama alanı bulmaktadır. Patlatmalı yapı yıkımında en çok karşılaşılan sorun; yapının yıkılmaması ya da istenilen yöne yıkılmaması durumudur. Yapıların patlayıcı ile kontrollü yıkımının en doğru şekilde planlanabilmesi için şarj miktarının, delik dizaynının, gecikme aralığının ve patlatma sırasının doğru olarak belirlenmesi gerekir. Bu işlemin planlanmasında sonlu eleman modeli üzerinde simülasyonlar yapılması, gerçeğe en yakın patlatmalı yıkım tasarımının yapılmasında fayda sağlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, patlayıcı kullanılarak yıkılması planlanan yapıların yapısal davranışının analizini yapabilmek ve yıkılma mekanizmasının mümkün olduğunca gerçeğe yakın tahmin edilebilmesini sağlayabilmek için bir simülasyon programı hazırlanmıştır. Bu simülasyon programında, tipik bir betonarme binanın patlatmalı yıkım tasarımı gerçekleştirilmiştir

Design and analysis of a parallel mechanism for kinematically redundant hybrid planar laser cutting machine

Conventional planar laser cutting machines cannot achieve high accelerations, because the required precision values cannot be achieved due to the high inertial loads. Machines configured as kinematically redundant mechanisms are able to reach 5-6 g acceleration levels since they include a parallel mechanism with a smaller workspace which is exposed to smaller inertial loads. The study presented in this paper focuses on the design of a parallel planar mechanism to be integrated to the main axes of conventional planar laser cutting machines to achieve higher accelerations of the laser head up to 6 g. Parallel mechanism’s conceptual design and dynamic balancing studies are provided along with the joint clearance effect on precision due to having more joint structures.Republic of Turkey Ministry of Science, Industry and Technology & Coşkunöz Metal Form (Project code: 01668.STZ.2012-2

Implementation of Parallel K-Means Algorithm to Estimate Adhesion Failure in Warm Mix Asphalt

Warm Mix Asphalt (WMA) and Hot Mix Asphalt (HMA) are prepared at lower temperatures, making it more susceptible to moisture damage, which eventually leads to stripping due to the adhesion failure. Moreover, the assessment of the adhesion failure depends on the expertise of the investigator’s subjective visual assessment skills. Nowadays, image processing has gained popularity to address the inaccuracy of visual assessment. To attain high accuracy from image processing algorithms, the loss of pixels plays an essential role. In high-quality image samples, processing takes more execution time due to the greater resolution of the image. Therefore, the execution time of the image processing algorithm is also an essential aspect of quality. This manuscript proposes a parallel k means for image processing (PKIP) algorithm using multiprocessing and distributed computing to assess the adhesion failure in WMA and HMA samples subjected to three different moisture sensitivity tests (dry, one, and three freeze-thaw cycles) and fractured by indirect tensile test. For the proposed experiment, the number of clusters was chosen as ten (k = 10) based on k value and cost of k means function was computed to analyse the adhesion failure. The results showed that the PKIP algorithm decreases the execution time up to 30% to 46% if compared with the sequential k means algorithm when implemented using multiprocessing and distributed computing. In terms of results concerning adhesion failure, the WMA specimens subjected to a higher degree of moisture effect showed relatively lower adhesion failure compared to the Hot Mix Asphalt (HMA) samples when subjected to different levels of moisture sensitivity

On kinematically redundant planar laser cutting machines

Alışılagelmiş düzlemsel lazer kesme tezgahları XY düzleminde hareket için X ve Y doğrultularında doğrusal kızaklar üstünde eylemi gerçekleştirirken yüksek atalet kuvvetleri etkisi ile hassasiyet kaybı meydana geldiği için yüksek ivmelere çıkamamaktadır. Son yıllarda bazı yurt dışı bazlı firmalar geleneksel düzlemsel lazer kesme tezgahlarına fazladan eyleyici sistem ekleyerek kinematik olarak artıksıl hibrit mekanizmalar oluşturmuş ve kesici kafa için yüksek ivme seviyelerine çıkabilmişlerdir. Bu çalışmada geçmiş çalışmalarda ve piyasada bulunan yüksek ivmeli lazer kesim makinaları incelenmiştir. Lazer kesim makinalarında kullanılabilecek farklı mekanizmalar, bunların birleşimleriyle hibrit makina oluşturulması ve hassasiyet arttırıcı önlemler bildiri kapsamında irdelenmiştir. Makinanın işi en kısa sürede bitirmesi için eyleyici hareketlerini eniyileyecek kinematik olarak artıksıl robot denetleyicileri de bu çalışma kapsamında araştırılmıştır.Conventional planar laser cutting machines with Cartesian XY motion systems cannot achieve high acceleration values while preserving the desired precision values due to high inertial forces. Recently some foreign companies have integrated redundant manipulators to the conventional planar laser cutting machines and hence obtained kinematically redundant hybrid mechanisms in order to achieve high acceleration values for the laser cutting head. This study reviews high acceleration laser cutting machines that appear in previous studies and in the market. Various types of mechanisms that can be used in laser cutting applications, the hybrid machines hence obtained and the measures for increasing precision are investigated. Also the kinematically redundant robot controllers are investigated for optimization of the manipulator motion in order to minimize the process time.İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve Coşkunöz Metal Form Endüstri ve Ticaret A.Ş

Estimating Electric Energy Consumption in Turkey Using Artificial Neural Networks Optimized with Jaya Algorithm

This study’s primary objective was to use a Jaya algorithm to train an artificial neural network (ANN) model such that it can estimate Turkey’s future electric energy consumption (EEC). Employing gross domestic product (GDP), population, import, and export data as independent variables, the proposed method was examined. In order to show accuracy of proposed method, ANN-Jaya was compared with ANN models trained with two other high-performing optimization methods, namely the artificial bee colony (ABC) method and the teaching–learning-based optimization (TLBO) method. The ANN-Jaya model converges to a lower error on the test dataset than the ANN-ABC and ANN-TLBO models. Thus, using the ANN-Jaya model, Turkey's EEC was projected out to 2023 under two different scenarios. The results were compared with projections by TEIAS (Turkish Electricity Transmission Corporation) and other related studies in the literature. The results show that EEC can be accurately modeled using ANN-Jaya, and that this optimization method is advantageous for predicting future electricity consumptio

Nowe algorytmy optymalizacji i ich zastosowanie do płaskiej kratownicy

In this study, two new algorithms named Rao-1 and Rao-2 are presented for the optimization of 2D truss structures. The main purpose of the optimization algorithms, used in this study, is to minimize the total weight of the truss structure. When carrying out this purpose, the allowable displacement and stress are taken into account as the constraints. The design variables are the cross-sectional areas of the steel truss bar elements. To calculate the structural response, the finite element analysis is coded in MATLAB. The optimal results obtained in this study are compared with those given in the literature in order to demonstrate the efficiency of the proposed algorithms.Przedstawiono nowe algorytmy o nazwach Rao-1 i Rao-2 do optymalizacji płaskiej kratownicy. Głównym celem problemu optymalizacyjnego zastosowanego w tym badaniu jest minimalizacja całkowitej masy konstrukcji kratownicy. Przy realizacji tego celu dopuszczalne przemieszczenia i naprężenia są uwzględniane jako ograniczenia. Zmienne projektowe to pola przekroju poprzecznego stalowych elementów kratownicy. Aby obliczyć optymalną konstrukcję, zastosowano metodę elementów skończonych zakodowaną w MATLAB-ie. Optymalne wyniki uzyskane w tym badaniu są porównywane z podanymi w literaturze w celu wykazania wydajności proponowanego algorytmu

İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Mevzuatlarının Algılanabilirliği

İnşaat sektörü, insanoğlunun korunma ve barınma ihtiyacı sonucunda doğmuştur. Bu ihtiyacın neticesinde, tarih boyunca insanların hayatlarında oldukça önemli bir yere sahip olmuştur. Taşıdığı bu önem onun gittikçe büyüyen bir ekonomik piyasaya sahip olmasına ve ekonomilerin öncül sektörü olmasına neden olmuştur. Bu denli önemli olan inşaat sektörünün de önemli problemleri bulunmaktadır. Bunların başında ise iş sağlığı ve güvenliği (İSG) ile ilgili problemler gelmektedir. İnşaat sektörü, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre iş kazalarının en çok yaşandığı üç sektörden bir tanesi olup; bununla birlikte ölümlü iş kazalarında ise son senelerde birinci sırada yer almaktadır. Bu durum, inşaat sektöründe iş güvenliği konusunun ne kadar hassas ve önemli bir konu olduğunu açıkça göstermektedir. Bu çalışmada, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu kanuna dayalı olarak çıkartılan yönetmelik ve tebliğlerin inşaat sektöründe çalışanlar ve işverenler tarafından nasıl algılandığı ve işyerlerinde nasıl uygulandığının araştırılması üzerine bir araştırma yapılmıştır. Çalışma kapsamında, Trabzon ilinde inşaat sektöründe faaliyette bulunan firmalar, belediyeler ve yapı denetim kuruluşlarında görev yapan 56’sı işveren 305 tanesi çalışan olmak üzere 361 kişiyle anket çalışması yapılmıştır. Erişilmiş olan veri sayısınca anket sorularının algılanabilirliği ölçülmüş, sorulan her soru için değerlendirilme yapılmıştır. Çalışmanın sonunda ise anketler sonucu ortaya çıkan veriler genel bir değerlendirmeye tabi tutularak yorumlanmıştır

Investigating multi-objective time, cost, and risk problems using the Grey Wolf Optimization algorithm

Safety plays a crucial role in construction projects. Safety risks encompass potential hazards such as work accidents, injuries, and security. Consequently, it is important to effectively manage these risks with equal emphasis on time and cost considerations during the project planning phase. Within the scope of this research, the grid and archive-based Grey Wolf Optimizer (GWO) algorithm was employed to investigate multi-objective time-cost-risk problems. By employing the GWO, multiple Pareto solutions were provided to the decisionmaker, facilitating improved decision-making. It was determined that the GWO algorithm yields better results in time-cost-risk problems compared to the Particle Swarm Optimization (PSO) and Differential Evolution (DE) algorithms