Early results of comparison of hydrophilic anatomical mesh and polypropylene mesh for laparoscopic total extraperitoneal (TEP) inguinal hernia repair

Objective: To compare the results, feasibility, and effectiveness of laparoscopic total extraperitoneal (TEP) hernia repair made using anatomical hydrophilic mesh and polypropylene mesh. Study Design: Descriptive study. Place and Duration of Study: Department of General Surgery, Recepc Tayyip Erdo??an University Training and Research Hospital, Rize, Turkey and Department of General Surgery, Ondokuz May??s University Medical Faculty, Samsun, Turkey from January 2017 to October 2020. Methodology: Comparative analysis on patient who had TEP for inguinal hernia. Group 1 included repairs using hydrophilic anatomical mesh, Group 2 included repairs using polypropylene mesh. Both were compared for operation times, complications, and return to work. Results: There were 34 patients in Group 1 and 31 patients in Group 2. The average operation time was shorter in Group 1 (p = 0.001). Postoperative complications, were significantly less common in Group 1 (p = 0.045). Patients were able to return to their work-life earlier in Group 1 after surgery (p = 0.001). Conclusion: Both anatomic mesh and polypropylene mesh can be used in TEP hernia repair. These two materials stand out with their different properties. Whereas anatomical mesh shortens the operation time, decreases the rate of postoperative complications, and enables the early return to work, polypropylene mesh is cost-effective and easily accessible

Prevalence and Correlates of Obesity in Schoolchildren from the City of Bursa,Turkey

Background and objectives: The prevalence of childhood obesity has been dramatically increasing worldwide. This study was performed to examine the prevalence and etiological factors of obesity in children aged 6−12 years and to investigate the relative contribution of exogenous factors with respect to sociodemographic data

THE EFFECT OF LESSON STUDY ON THE PERCEPTIONS OF MATHEMATICS TEACHERS ABOUT SUBJECT AREA COMPETENCIES

In this study, it was aimed to investigate the effect of lesson study, a professional development model, on the perceptions of middle school mathematics teachers about subject area competencies and the views of the teachers about this model. In this study, which was conducted with a qualitative research method, the data were collected through semi-structured interviews from the middle school mathematics teachers after three lesson-research-cycles. The descriptive analysis of the data presented some findings: a) identification/determination of Mathematics Subject Area Competencies (MSAC) while preparing and applying a lesson plan, b) being able to use their knowledge of mathematics, c) developments of the students’ mathematical skills through groupwork and d) a more active teaching process with Lesson Study (LS). On the other hand, it was also seen that there are some negative findings showing that preparing a detailed lesson plan is troublesome and the teachers have difficulty in coming together and using the technology. In this context, it is believed that this study will enlighten the researchers who are interested in LS method to learn about the subject area competencies of teachers from different branches, to learn about the effect of mathematics teachers' general competencies related to teaching profession on teaching and about teachers' technological competencies.  Article visualizations

Onaltıncı Yüzyılda Osmanlı Sarayı’nda eğlence ve meclis

Each society has a different life style and so an understanding of entertainment as well as they have different habits and traditions. This understanding is strictly connected with how a nation or a society perceives life. The perception of life determines the precedences and preferences of people or societies. In this article, how the understanding of entertainment is in Ottoman court which is a model for Ottoman society is deliberated.Meetings were arranged in the court by Sultan’s order. Only the musahips whom Sultan invites, sazandes, hanendes, meddahs and kıssahans as storytellers, poets and people whose friendships are enjoyable could join the minor meetings named “meclis” and Sultan-centered arranged. Music, poem and stories were discussed in those social gatherings after listening to them. The participants of these meetings and the discussed subjects express the perception of the life of Ottoman sultan and so courtiers, and Ottoman intellectuals who takes court as a model.Her toplumun farklı adet ve gelenekleri olduğu gibi farklı bir yaşama biçimi, dolayısı ile farklı bir eğlence anlayışı vardır. Bu eğlence anlayışı bir milletin veya toplumun hayatı nasıl algıladıkları ile çok yakından ilgilidir. Hayatı algılama anlayışı ise insanların veya toplumların öncelik ve tercihlerini belirlemektedir. Bu makalede Osmanlı toplumuna örnek olan Osmanlı Sarayı'nda eğlence anlayışının nasıl olduğu üzerinde durulmuştur. Meclis adı verilen ve padişah merkezli olarak tertip edilen bu küçük toplantılara sadece padişahın davet ettiği musahipler, sazendeler, hanendeler, hikaye anlatıcıları olarak meddahlar ve kıssahanlar, şairler ve dostluklarından zevk alınan kişiler katılmaktadırlar. Bu meclislerde müzik, şiir ve hikayeler dinlenip, bu konular üzerinde konuşulmaktaydı. Meclise katılanlar ve konuşulan konular ise Osmanlı padişahının dolayısı ile sarayının ve bunlardan örnek alan Osmanlı aydının dünyaya bakışını ifade etmektedir

Orofacial Clefts: Prenatal Diagnosis and Postnatal Management

Orofacial clefts are among the most common congenital malformations which have significant consequences in terms of long term morbidity and health care costs. The overall prevalence of orofacial clefts is estimated to be 9.92 per 10000 births. This review outlines some aspects of etiopathogenesis, prenatal diagnosis and management of the condition

The effect of paternalist leadership on organizational justice perception: A research on healthcare employees

Bu araştırma, sağlık yöneticilerin paternalist liderlik davranışlarının, çalışanların örgütsel adalet algısı üzerindeki etkisini incelemek amacı ile yapılmıştır. Bu araştırmada, sağlık çalışanlarının sosyodemografik özelliklerini tespit etmek için Kişisel Bilgi Formu, paternalist liderlik algısını ölçmek için Pellegrini ve Scandura (2006) tarafından geliştirilen Paternalist Liderlik Ölçeği ve örgütsel adalet algısını ölçmek için Niehoff ve Moorman (1993) tarafından geliştirilen Örgütsel Adalet Ölçeği kullanılmıştır. Bu araştırmada Kastamonu, Çankırı ve Karabük illerinde bulunan kamu ve özel sektörde faaliyet gösteren dört hastane örneklem olarak seçilmiştir. Araştırma 2016-2017 yılları arasında 683 kişi üzerinde yapılmıştır. Paternalist liderliğin, örgütsel adalet algısı üzerine yüksek düzeyde ve pozitif yönlü anlamlı bir etkisi olduğu belirlenmiştir (r=659, t=22,865, p<0,01). Paternalist liderlik davranışı arttıkça, örgütsel adalet algısının da arttığı saptanmıştır. Tüm bu sonuçlara göre paternalist liderliğin, sağlık çalışanları üzerinde etkin bir liderlik modeli olduğu söylenebilir.This study analyzes the relationship between health administrators’ paternalistic leadership behaviors and, employee of organizational justice. Perceptions of paternalistic leadership was measured by using the Paternalistic Leadership Scale developed by Pellegrini and Scandura (2006). Perceptions of organizational justice were measured by using the Organizational Justice Scale developed by Niehoff and Moorman (1993). The study sample consisted of four public and private hospitals in Kastamonu, Çankırı and Karabük. The study was conducted on 683 participants between the years of 2016 and 2017. Paternalistic leadership was found to have a significantly high positive effect on perceptions of organizational justice (r=659, t=22,865, p<0,01). Increased paternalistic leadership behavior led to increased perceptions of organizational justice. It is concluded from this study that paternalistic leadership is an effective leadership model for healthcare employee

Bifosfonatlar ve çene kemiğinde görülen osteonekroz

Pirofosfatların sentetik analogları olan bifosfonatlar kemik metabolizması ile ilgili birçok hastalığın tadavisinde yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Bifosfonatların kullanımının hastaya sağladığı yarar yanında, çenelerde osteonekroz oluşması gibi yan etkileri de vardır. Bifosfonata bağlı gelişen osteonekrozun tedavisinin zorluğu ve hastanın hayatını olumsuz etkilemesi erken tanı ve koruyucu önlemleri önemli yapar. Bu nedenle bisfosfonat osteonekrozuna ait klinik ve radyografik özelliklerin iyi bilinmesi erken tanı ve tedavi açısından önem taşımaktadır. Bu derlemenin amacı bifosfonatlar ile ilgili bilgi vermek, bifosfonata bağlı çenelerde görülen osteonekroz tanısında önemli olan noktalara dikkat çekmektir. Ayrıca, hastalar için çok önemli olan osteonekrozdan korunma ve önleyici tedbirlere de değinilecektir

Farklı adeziv uygulama tekniklerinin dentine mikrogerilim bağlanma dayanımlarının değerlendirilmesi

Amaç: Bu çalışmanın amacı, basitleştirilmiş adeziv sistemlerde farklı adeziv uygulama tekniklerinin dentine olan mikrogerilim bağlanma dayanımına (μTBS) etkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Yetmiş iki adet çekilmiş çürüksüz insan üçüncü büyük azı dişi rastgele 18 gruba ayrıldı (n=4). Dentin yüzeyleri #600-grit silikon-karbit kağıt ile cilalandı. Kontrol grubunu Clearfil SE Bond [SE] (Kuraray), deney gruplarını iki aşamalı etch&rinse Adper Single Bond2 [SB] (3M ESPE) ve tek aşamalı self-etch Clearfil S3 Bond [S3] (Kuraray) oluşturdu. Test edilen adezivler, üretici firmanın talimatları [Kontrol] veya %2 Klorheksidin ile [CHX], veya iki kat adeziv uygulaması ile [x2K] veya ilave hidrofobik reçine tabaka [HR] ile uygulandı. Kompozit blok (Filtek Ultimate, 3M ESPE) tabaklama yöntemiyle oluşturuldu ve distile suda bekletildi (24 saat/37°C). 1mm2 reçine-dentin çubuklarına (Isomet) ayrılarak hemen [24sa] veya 37°C’de altı ay [6.ay] suda bekletildikten sonra μTBS testine tabi tutuldu (Bisco) (Çapraz kafa hızı 0.5 mm/dk). Veriler Three-way ANOVA ve post-hoc Tukey testleri kullanılarak analiz edildi (p0.05). Tüm grupların 6.ay µTBS değerleri anlamlı düzeyde azalmıştır (