Combined Coverage Area Reporting and Geographical Routing in Wireless Sensor-Actuator Networks for Cooperating with Unmanned Aerial Vehicles

In wireless sensor network (WSN) applications with multiple gateways, it is key to route location dependent subscriptions efficiently at two levels in the system. At the gateway level, data sinks must not waste the energy of the WSN by injecting subscriptions that are not relevant for the nodes in their coverage area and at WSN level, energy-efficient delivery of subscriptions to target areas is required. In this paper, we propose a mechanism in which (1) the WSN provides an accurate and up-to-date coverage area description to gateways and (2) the wireless sensor network re-uses the collected coverage area information to enable efficient geographical routing of location dependent subscriptions and other messages. The latter has a focus on routing of messages injected from sink nodes to nodes in the region of interest. Our proposed mechanisms are evaluated in simulation

Vascular Calcifications

Calcium-phosphate levels have an effect on the vascular wall. Calcium is a cation in human body. It is has a crucial effect on intracellular and extracellular mechanisms. Extracellular calcium levels are more than intracellular levels. In total serum, the calcium level is approximately 8.8–10.4. Parathormone and vitamin D regulate blood calcium levels. Phosphorus is more common than calcium in the human body. Most of the phosphorus is present in the skeletal system. Phosphorus level is approximately 2.5–4.5 mg/dl in blood. It is often observed calcification in cardiovascular system in some diseases such as chronic renal failure due to increased calcium-phosphate levels. While the calcification seems in tunica intima layer of the vessel in atherosclerotic disease, it seems in tunica media layer of vessel in chronic renal failure with high uremic level. Vascular calcification is due to arterial stiffness, stenosis, and occlusion. Vascular and valvular calcifications are irreversible. Increased arterial stiffness destroys vascular compliance, causes left ventricular hypertrophy, and disrupts coronary perfusion. As a result, increased vascular calcification is associated with cardiovascular mortality

Mağduriyetin Sineması: Yunan Yeni Dalgası Üzerine Bir İnceleme

2000 sonrası çağdaş Yunan sinemasını anlamak için söz konusu dönemin sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik gelişmelerine yakından bakmak gerekmektedir. Uluslararası eleştirmen ve akademisyenler tarafından Yunan yeni dalgası ya da Yunan tuhaf dalgası olarak adlandırılan akım, 2008 yılında ülkede yaşanan ekonomik kriz sonrasında çekilen ‘tuhaf’ filmleri kapsamaktadır. Söz konusu filmler krizle doğrudan ilgili olmamakla birlikte, krizin neden olduğu toplumsal travmayı yansıtır niteliktedir. Akımın tuhaf olarak nitelendirilmesi ise, filmlerin biçimsel ve içerik bakımından geleneksel anlatılardan farklı stratejiler izliyor olmasıyla ilgilidir. Bu çalışma ise, Yunan yeni dalgasının sadece tuhaf değil ama aynı zamanda ‘mağduriyet sineması’ olarak da düşünülebileceğini savunmaktadır. Ekonomik krizin genç nesil için sebep olduğu maddi ve manevi sıkıntıların yanı sıra, Yunan toplumunun kurucu değerleri olarak kabul edilen ‘anayurt, din ve aile’ kavramları da bugünün travmalarında rol oynamaktadır. Bu nedenle çalışma, yeni dalga filmlerinin aşırı milliyetçiliğin, geleneksel ahlaki değerlerin ve ataerkil yapının mağdur ettiği bireylerin öykülerini anlattığı düşüncesinden hareketle, mağduriyet temasının da Yunan yeni dalgasının ayırıcı özellikleri arasında olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda iki ana bölüme sahip olan çalışmanın ilk bölümünde Yunan yeni dalgasını oluşturan filmlerin ortak karakteristik özellikleri ele alınmıştır. İkinci bölümde ise çalışmanın amacına yönelik olarak Yunan yeni dalgasının önemli örnekleri arasından seçilen sekiz film mağduriyet teması üzerinden incelenmiştir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan betimsel analiz benimsenmiştir. Araştırma sonucunda mağduriyet kavramının Yunan yeni dalgası için tematik bir çerçeve olarak kullanılabileceği görülmüştür

Çocukların cinsel istismarı suçu

Tezin konusunu, toplum tarafından çok fazla tepki çeken ve Türkiye’de de gittikçe artarak büyük bir sorun haline gelen çocukların cinsel istismarı suçu oluşturmaktadır. Çocukların cinsel istismarı suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” kısmının “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” bölümünde yer alan 103. maddede düzenlenmiştir. Suçun işlenebilmesi bakımından çocuğun yaşı, psikolojisi ve farkındalığı önem arz etmektedir. Bunun yanında, çocuğa yönelik olarak uygulanan cinsel eylemlerin niteliğine göre tayin olunacak cezanın miktarı da değişmektedir. Örneğin, çocuğun vücuduna temas içeren cinsel davranışlar çocukların cinsel istismarı suçunun basit halini oluştururken, eylemin cinsel ilişki boyutuna varması halinde ise cinsel istismar suçunun nitelikli hali oluşmaktadır. Bu hususlar tez içerisinde ayrıntılı olarak ele alınmaya çalışılmıştır. Çalışmamızda, Kanun’daki düzenlemenin içerdiği problemler ve uygulamada yaşanan sorunlar Yargıtay kararları çerçevesinde ele alınmıştır. Suç kapsamına giren cinsel davranış türleri ile yaş gruplarına göre düzenlemede yer alan ayrımlar ayrıntılı olarak incelenmiş ve tartışılmıştır. Bilhassa çocukların birbirlerine karşı gerçekleştirdikleri cinsel davranışlar ve cinsel ilişki boyutuna varan eylemlerine vurgu yapılarak, Kanun’daki ve uygulamadaki sorunlar ele alınmış, bu çerçevede suç tipi ile ilgili olarak tartışmalı hususlara katkı yapılması amaçlanmıştır.This is the subject of the thesis, Turkey frequently experienced and society constitute the crime of sexual abuse of children by seeing too much response. The crime of sexual abuse is addressed in the 103rd article in the "Crimes Against Sexual Immunity" section of the "Crimes Against Persons" section of the New Turkish Penal Code No.5237. The child's age, psychology and consciousness of the child are important for the commission of the crime. In addition, the amount of punishment to be determined according to the nature of the sexual acts applied to the child varies. For example, sexual behaviors involving contact with the child's body constitute the simplest form of the sexual abuse crime of children, if the act reaches the dimension of sexual intercourse, a qualified version of the sexual abuse crime will emerge. These issues have been tried to be dealt with in detail in the thesis. In our study, the problems in the regulation and the problems encountered in practice were handled within the framework of the decisions of the Supreme Court. The types of sexual behavior within the scope of the crime and the differences according to age groups in the regulations were examined and discussed in detail. Especially by emphasizing children's sexual behaviors towards each other and their actions up to the extent of sexual intercourse, the problems encountered in the Law and in practice were addressed, and within this framework, it was aimed to contribute to the controversial issues related to crime.No sponso

A CASE STUDY ON THE DETERMINATION OF GIFTED STUDENTS' LEARNING STYLES: A SAMPLE OF KAHRAMANMARAŞ

Bu çalışmada üstün yetenekli öğrencilerin öğrenme stillerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışma 2012-2013 öğretim yılı bahar döneminde Kahramanmaraş Bilim ve Sanat Merkezinde öğrenimlerine devam eden 86 üstün yetenekli öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplamak amacıyla Grasha ve Riechmann (1982) tarafından geliştirilen ve Türkçeye uyarlanması Uzuntiryaki, Bilgin ve Geban (2003) tarafından yapılan Öğrenme Stilleri Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmada üstün yetenekli öğrencilerin bağımsız, işbirlikli, rekabetçi ve katılımcı öğrenme stili düzeyleri yüksek olarak bulunmuştur. Ayrıca öğrencilerin en çok İşbirlikli ve katılımcı öğrenme stillerine sahip olduğu belirlenmiştir. Çalışmada en yüksek düzeyde pozitif ilişki katılımcı ve bağımlı öğrenme stilleri arasında bulunurken, en yüksek negatif ilişki katılımcı ve pasif öğrenme stilleri arasında bulunmuştur. In this study, it is aimed to determine the learning styles of gifted students. For this purpose, the study was conducted with 86 gifted students continuing their education in Kahramanmaras Science and Art Center in the spring semester of the academic year 2012-2013. Learning Styles Inventory which was developed by Grasha and Riechmann (1982) and later adapted to Turkish by Uzuntiryaki, Bilgin ve Geban (2003) was used to collect data in the research. In the study, gifted students' independent, cooperative, competitive and participatory learning styles levels was found to be high. In addition, it is determined that students have most cooperative and participatory learning styles. In the study, while the highest order positive correlation was between the participant and dependent learning styles, the highest negative correlation was found between the participants and passive learning styles

New Directions in Quantum Music: concepts for a quantum keyboard and the sound of the Ising model

We explore ideas for generating sounds and eventually music by using quantum devices in the NISQ era using quantum circuits. In particular, we first consider a concept for a "qeyboard", i.e. a quantum keyboard, where the real-time behaviour of expectation values using a time evolving quantum circuit can be associated to sound features like intensity, frequency and tone. Then, we examine how these properties can be extracted from physical quantum systems, taking the Ising model as an example. This can be realized by measuring physical quantities of the quantum states of the system, e.g. the energies and the magnetization obtained via variational quantum simulation techniques.Comment: Unedited pre-publication chapter which will appear in the book "Quantum Computer Music" (Springer, 2022), Edited by Miranda, E.

Changepoint model for Bayesian online fraud detection in call data

Illegal use in the phone network is a massive problem for both telecommunication companies and their users. By gaining criminal access to customers' telephone, fraudsters make an illicit pro t and cause heavy tra c in the call network. After rising trend in mobile phone fraud, telecommunication companies' security departments mainly focused on increasing the e ciency of fraud detection algorithms and decreasing the number of false alarms. In this thesis, we represent an online event-based fraud detection algorithm based on Hidden Markov Models (HMM). Detection problem is formulated as a changepoint model on caller's behavior. To capture call behavior more speci cally, we split it into three parts; call frequency, call duration and call features. We prefer to adapt changepoint model for call data because of its memoryless property; the data before the changepoint does not depend on the data after the change point. To investigate the performance of our algorithm, we conducted an extensive computational study on our generated data. Our results indicate that the algorithm is practical and resampling methods can control the di culty of linearly increasing computational cost

Choledochal Cysts

Choledochal cysts are congenital dilatations of the intra- and extrahepatic biliary tract that cause various pancreatic and hepatobiliary disorders. Pancreaticobiliary maljunction (PBM) results in choledochal cysts. PBM is a congenital pancreatic and bile duct juncture anomaly. It is widely accepted that the clinical presence of PBM is an etiological factor in the pathogenesis of biliary carcinogenesis in patients with choledochal cysts. For definitive diagnosis, ultrasonography sometimes shows the relationship with the biliary tract. If USG findings cannot rule out other causes, ideally MRI should be performed together with MRCP. CT may be the initial test for undiagnosed common bile duct malformations. In rare cases where conventional imaging results are uncertain, nuclear hepatobiliary iminodiacetic acid (HIDA) scanning enables the evaluation of radiological trace of involvement and accumulation in cystic structures associated with the biliary system. Todani added five anomalies and organized the most commonly used classification system. There are five subtypes. A type I cyst, A choledochal diverticulum (Todani type II), Choledochoceles (Todani type III), type IV cyst, Caroli disease (Todani type V). Surgical treatment should be based on the extent of biliary involvement based on the widely used Todani classification and anatomical findings and the presence or absence of PBM. The standard treatment in most CCs is the resection of the bile duct up to the lobar bifurcation. Residual postoperative intrapancreatic choledochal cyst may also lead to secondary carcinogenesis and associated morbidity. The localization of the pancreatic cyst is inside the head of the pancreas, close to the neck and to the left of the bile duct. Surgical treatment options include laparoscopic treatment. Its main advantages include excellent visualization and low blood loss