62 research outputs found

    The relationship between stock returns and inflation in Turkey 1987-1993

    No full text
    Ankara : The Department of Management and The Graduate School of Business Administration of Bilkent Univ., 1994.Thesis (Master's) -- Bilkent University, 1994.Includes bibliographical references.■L'ljis study investigates the existence of a negative relationship between real stock returns and inflation, which is observed in other industrialized countries, and a possible explanation for this relationship, in Turkey. This relationship between stock returns and inflation is tested in the light of Kama's "Proxy Effect Hypothesis". This hypothesis suggest that the negative relation between stock returns and inflation is in fact proxying for a more fundamental relationship between real stock returns and real activity. The empirical investigation of the data revealed that the there is a significant negative relationship between forecasts of real activity and inflation. Also the results suggest that there is a positive, although insignificant, relationship between real stock returns and real activity. These two results can be combined to state that the "Proxy Effect Hypothesis" also holds for Turkey.Tüzün, Osman NM.S

    GETİRİ EĞRİSİ BANKA KÂRLILIĞINI NASIL ETKİLER? DİNAMİK PANEL VERİ ANALİZİ BULGULARI

    No full text
    Bu çalışmanın amacı bankaların kârlılığı ile getiri eğrisi arasındaki ilişkiyi incelemektir. Farklıbüyüklükteki bankalar üzerinden analizler yapılarak ölçek büyüklüğüne göre bankaların getiri eğrisine verdiğitepkiler araştırılmaktadır. Analiz, Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 26 mevduat bankasını ve 2005-2017 dönemine ait yıllık verileri kapsamaktadır. Çalışmada getiri eğrisi Nelson-Siegel yaklaşımı iletahminlenirken, bankaların kârlılık göstergesini temsilen net faiz marjı değişkeni kullanılmıştır. Ampirikbulgular ise sistem GMM yaklaşımı ile tahmin edilmiştir. Elde edilen bulgular, getiri eğrisinin eğimi ilebankaların kâr marjı arasında pozitif bir ilişkin olduğunu göstermektedir. Buna göre faiz oranlarının vadeyapısı ile bankaların kâr marjının aynı yönde hareket ettiği söylenebilir. Küçük ölçekli bankalarda ise net faizmarjı ile getiri eğrisinin eğimi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır

    HOW DOES YIELD CURVE AFFECT BANK PROFITABILITY? EVIDENCE FROM DYNAMIC PANEL DATA ANALYSIS

    No full text
    Bu çalışmanın amacı bankaların kârlılığı ile getiri eğrisi arasındaki ilişkiyi incelemektir. Farklıbüyüklükteki bankalar üzerinden analizler yapılarak ölçek büyüklüğüne göre bankaların getiri eğrisine verdiğitepkiler araştırılmaktadır. Analiz, Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 26 mevduat bankasını ve 2005-2017 dönemine ait yıllık verileri kapsamaktadır. Çalışmada getiri eğrisi Nelson-Siegel yaklaşımı iletahminlenirken, bankaların kârlılık göstergesini temsilen net faiz marjı değişkeni kullanılmıştır. Ampirikbulgular ise sistem GMM yaklaşımı ile tahmin edilmiştir. Elde edilen bulgular, getiri eğrisinin eğimi ilebankaların kâr marjı arasında pozitif bir ilişkin olduğunu göstermektedir. Buna göre faiz oranlarının vadeyapısı ile bankaların kâr marjının aynı yönde hareket ettiği söylenebilir. Küçük ölçekli bankalarda ise net faizmarjı ile getiri eğrisinin eğimi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır.The aim of this study is to analyze the relationship between the profitability of banks and the yield curve. By analyzing the banks of different sizes, the responses of the banks to the yield curve according to the scale size are investigated. The analysis includes 26 deposit banks operating in the Turkish banking sector and annual data for the period 2005-2017. In the study, while the yield curve is estimated with the Nelson-Siegel approach, the net interest margin variable is used to represent the profitability indicator of banks. Empirical findings were estimated by the system GMM approach. The findings show that there is a positive relationship between the slope of the yield curve and the profit margin of the banks. Accordingly, it can be said that the term structure of interest rates and the profit margin of the banks move in the same direction. In small-scale banks, there is no statistically significant relationship between the net interest margin and the slope of the yield curve

    Dergilerden Özetler

    No full text
    OKSİJEN-OZON TEDAVİSİ SIRASINDA BEKLENMEDİK BİR ÖLÜM An Unexpected Death During Oxygen-Ozone Therapy Marchetti D, La Monaca G. Am J Forensic Med Pathol. 2000, Jun 21(2): 144-7. Psoriasis için otohemotransfüzyon ile oksijen-ozon (02-03) tedavisi sırasında meydana gelen gaz embolisi nedeniyle oluşan beklenmedik bir ölüm sunulmuştur. Bu beklenmedik komplikasyon tıbbi ozon uygulamasının yararlan ve yan etkilerinin araştırılması gerekliliğini göstermektedir. İMZALI CİNAYETLER: 1984 CRANBROOK, İNGİLİZ KOLOMBİYASI OLGULARI RAPORU Signature Murders: a Report of the 1984 Cranbrook, British Columbia Cases Keppel RD. Journal of Forensic Sciences 2000, 45(2); 500-3- Cranbrook, İngiliz Kolombiyasinda 1984 yılındaki iki ayrı olayda Denean Worms ve Brenda Hughes adlarındaki iki kadın üç ay ara ile öldürüldü. T. W. Bur- lingham iki cinayetten suçlu bulundu ve temyize başvurdu. Kanada Yüksek Mahkemesi Worms davası için yeniden yargılanmasına karar verdi, ama Burling- ham’ın itirafı ya da cinayet silahını delil kabul etmedi. Yüksek Konsey aynı kişi tarafından işlenip işlenmediğinin belirlenmesi için iki cinayetin değerlendirilmesini istedi. Analiz sonucu, katilin kişisel "imzası" ile cinayetlerin birbirine bağlantılı olduğu açığa çıktı. Burada anlatılan cinayet olguları kurbanı kontrol altına alma amaçlı bir imza gösteriyorlardı. Katil kontrol ve ölüm yöntemi olarak, 410 pompalı tüfek kullandı. Her iki kurbanın kafasına iki el ateş ederek öldürüp, alçaltıcı bir cinsel pozisyonda bıraktı. Diğer bir imza özelliği ise seri cinsel saldırı kurbanlarında bırakacağı tipik yaraların bulunmamasıydı. Bütün bu özellikler, biraraya getirildiğinde bu katili tanımlayıcı özelliklerdi. NEKROTİZAN FASİİT: YALANCI VE GERÇEK SAT .PİRİT AR SONUCU MEYDANA GELEN ÖLÜMCÜL ÜÇ OLGU RAPORU Necrotizing Fasciitis: Reports of Three Fatal Cases Simulating and Resulting from Assault Rutty GN, Busuttil A. AmJ Forensic Med Pathol. 2000, Jun;21(2):151-4. Nekrotizan fasiit subkutanöz dokular ve fasyanın genellikle mikst enfeksiyonu veya Gmp A Strepteco- ccus Piyogenes'\e birlikte veya ayrı Stafilococcus Aenıs tarafından oluştunılan ilerleyici, ölümcül, hızlı, nekrotizan bir enfeksiyondur. Adli tıp uygulamaları sırasında karşılaşılan üç olgu sunulmuştur. İki olgu saldırı sonucu, ve üçüncüsü ise saldırı ve hırsızlık taklidi sırasında meydana gelmişti. Hikaye, olay yeri ve patolojik bulgular kısa bir litaratür özeti ile birlikte sunulmuştur. ADOLFS ANLARIN MADDE KULLANIMINA BAŞLAMASINDA ETNİK FARKLILIKLAR Ethnic Differences in Adolescent Substance Initiation Sequences Guerra LM, Romano PS, Samuels SJ, Kass PH. Arch Pediatr Adolesc Med. 2000, 154: 1089-95. Çalışmada; Amerikalı lise öğrencilerinin tütün, alkol, marijuana ve kokaine başlamasındaki etnik farklılıkları incelemek ve etnik kökenin yasal (meşru) maddelerden yasa dışı olanlara doğru bir kullanım sırası izlenmesinde veya yasa dışı maddelere yasal olanlardan önce başlamada bir etken olup olmadığını belirlemek amaçlanmıştır. 1995 yılında toplam 8550 lise öğrencisi gruplama yöntemi kullanılarak, rastlantısal olarak seçilmiştir. Katılımcılar, madde kullanımına başlama sırasına göre; hiç kullanmayanlar, sadece yasal maddeleri kullananlar, önce yasal maddeler daha sonra yasa dışı maddeleri kullananlar (tipik), ilk önce yasa dışı maddeleri kullananlar (tersine durum), yasal maddeler ve yasa dışı maddeleri aynı zamanda (eş zamanlı) kullananlar olmak üzere 4 kategoriye ayrılmıştır. Yaş, annenin eğitimi ve yaşanılan bölge istatistiki olarak belirlendikten sonra, yasal maddelerle başlayıp, daha sonra yasa dışı madde kullanımına geçmenin siyah etnik köken ve erkek cinsiyeti ile anlamlı derecede ilişkisi olduğu görülmüştür. Anneleri en az lise mezunu olan siyah erkek ve Latin kökenli kız öğrencilerin, annelerinin eğitimi aynı düzeyde olan beyaz öğrencilerle karşılaştırıldığında, yasa dışı maddelere, yasal maddelerden önce başlama olasılıkları daha yüksek olarak bulunmuştur.Her iki tip maddeye de aynı zamanda başlayanlar için de benzer eğilimler gözlenmiştir. Tütün, alkol, marihuana ve kokain kullanımına başlama özelliği etnik kökenle farklılık göstermektedir. Annenin eğitimi diğer önemli düzeydeki risk faktörleri için onların yerine geçebilen bir değişken olabilir. TRAVMA, EGZERSİZ ve Mİ YORARI) ENFARKTÜSLÜ HASTALARDA MİYOGLOBİN, KARBONİK ANHİDRAZ HI ve MİYOGLOBİN/KARBONİK ANHİDRAZ IH ORANININ ÖZELLİKLERİ Characteristics of myoglobin, carbonic anhydrase III and the myoglobin/carbonic anhydrase HI ratio in trauma, exercise, and myocardial infarction patients. Beuerle JR, Azzazy HM, Styba G, Dub SH, Christenson RH. Clin Chem Acta 2000 Apr; 294 (1-2): 115-28. İskelet kasında bulunan karbonik anhidraz III (CAIII) yaralanmayı takiben dolaşıma salınan bir enzimdir. Miyoglobin (Mb) de iskelet, düz ve kalp kasında bulunan ve yaralanmadan sonra dolaşıma salınan bir hem proteinidir. CAIII’ün kalp kasında bulunmaması nedeniyle, serum CAIII ve Mb ölçümleri, yaralanmayı takiben iskelet kasından salınan CAIII ve Mb oranının sabit olması nedeniyle Mb’nin miyokard enfarktüsünün (MI) erken teşhisinde spesifitesini arttırabilir. Acil birimine başvuruyu takiben egzersiz olguları (n=12), travma hastaları (n=18) ve MI hastalarında (n=10) Mb ve CAIII salınımını inceledik. Olaydan sonra 5 saat içerisinde alınan örneklerde egzersiz ve travma olgularında Mb/CAIII sabit oranının medyanları sırasıyla 3.505 (aralık: 1.05-6.76) ve 2.890 (aralık: 0.97-3.97) bulundu. Aynı zaman aralığında, MI hastalarında Mb/'CAIII oranları belirgin olarak yüksek (

    Dergilerden Özetler

    No full text
    OKSİJEN-OZON TEDAVİSİ SIRASINDA BEKLENMEDİK BİR ÖLÜM An Unexpected Death During Oxygen-Ozone Therapy Marchetti D, La Monaca G. Am J Forensic Med Pathol. 2000, Jun 21(2): 144-7. Psoriasis için otohemotransfüzyon ile oksijen-ozon (02-03) tedavisi sırasında meydana gelen gaz embolisi nedeniyle oluşan beklenmedik bir ölüm sunulmuştur. Bu beklenmedik komplikasyon tıbbi ozon uygulamasının yararlan ve yan etkilerinin araştırılması gerekliliğini göstermektedir. İMZALI CİNAYETLER: 1984 CRANBROOK, İNGİLİZ KOLOMBİYASI OLGULARI RAPORU Signature Murders: a Report of the 1984 Cranbrook, British Columbia Cases Keppel RD. Journal of Forensic Sciences 2000, 45(2); 500-3- Cranbrook, İngiliz Kolombiyasinda 1984 yılındaki iki ayrı olayda Denean Worms ve Brenda Hughes adlarındaki iki kadın üç ay ara ile öldürüldü. T. W. Bur- lingham iki cinayetten suçlu bulundu ve temyize başvurdu. Kanada Yüksek Mahkemesi Worms davası için yeniden yargılanmasına karar verdi, ama Burling- ham’ın itirafı ya da cinayet silahını delil kabul etmedi. Yüksek Konsey aynı kişi tarafından işlenip işlenmediğinin belirlenmesi için iki cinayetin değerlendirilmesini istedi. Analiz sonucu, katilin kişisel "imzası" ile cinayetlerin birbirine bağlantılı olduğu açığa çıktı. Burada anlatılan cinayet olguları kurbanı kontrol altına alma amaçlı bir imza gösteriyorlardı. Katil kontrol ve ölüm yöntemi olarak, 410 pompalı tüfek kullandı. Her iki kurbanın kafasına iki el ateş ederek öldürüp, alçaltıcı bir cinsel pozisyonda bıraktı. Diğer bir imza özelliği ise seri cinsel saldırı kurbanlarında bırakacağı tipik yaraların bulunmamasıydı. Bütün bu özellikler, biraraya getirildiğinde bu katili tanımlayıcı özelliklerdi. NEKROTİZAN FASİİT: YALANCI VE GERÇEK SAT .PİRİT AR SONUCU MEYDANA GELEN ÖLÜMCÜL ÜÇ OLGU RAPORU Necrotizing Fasciitis: Reports of Three Fatal Cases Simulating and Resulting from Assault Rutty GN, Busuttil A. AmJ Forensic Med Pathol. 2000, Jun;21(2):151-4. Nekrotizan fasiit subkutanöz dokular ve fasyanın genellikle mikst enfeksiyonu veya Gmp A Strepteco- ccus Piyogenes'\e birlikte veya ayrı Stafilococcus Aenıs tarafından oluştunılan ilerleyici, ölümcül, hızlı, nekrotizan bir enfeksiyondur. Adli tıp uygulamaları sırasında karşılaşılan üç olgu sunulmuştur. İki olgu saldırı sonucu, ve üçüncüsü ise saldırı ve hırsızlık taklidi sırasında meydana gelmişti. Hikaye, olay yeri ve patolojik bulgular kısa bir litaratür özeti ile birlikte sunulmuştur. ADOLFS ANLARIN MADDE KULLANIMINA BAŞLAMASINDA ETNİK FARKLILIKLAR Ethnic Differences in Adolescent Substance Initiation Sequences Guerra LM, Romano PS, Samuels SJ, Kass PH. Arch Pediatr Adolesc Med. 2000, 154: 1089-95. Çalışmada; Amerikalı lise öğrencilerinin tütün, alkol, marijuana ve kokaine başlamasındaki etnik farklılıkları incelemek ve etnik kökenin yasal (meşru) maddelerden yasa dışı olanlara doğru bir kullanım sırası izlenmesinde veya yasa dışı maddelere yasal olanlardan önce başlamada bir etken olup olmadığını belirlemek amaçlanmıştır. 1995 yılında toplam 8550 lise öğrencisi gruplama yöntemi kullanılarak, rastlantısal olarak seçilmiştir. Katılımcılar, madde kullanımına başlama sırasına göre; hiç kullanmayanlar, sadece yasal maddeleri kullananlar, önce yasal maddeler daha sonra yasa dışı maddeleri kullananlar (tipik), ilk önce yasa dışı maddeleri kullananlar (tersine durum), yasal maddeler ve yasa dışı maddeleri aynı zamanda (eş zamanlı) kullananlar olmak üzere 4 kategoriye ayrılmıştır. Yaş, annenin eğitimi ve yaşanılan bölge istatistiki olarak belirlendikten sonra, yasal maddelerle başlayıp, daha sonra yasa dışı madde kullanımına geçmenin siyah etnik köken ve erkek cinsiyeti ile anlamlı derecede ilişkisi olduğu görülmüştür. Anneleri en az lise mezunu olan siyah erkek ve Latin kökenli kız öğrencilerin, annelerinin eğitimi aynı düzeyde olan beyaz öğrencilerle karşılaştırıldığında, yasa dışı maddelere, yasal maddelerden önce başlama olasılıkları daha yüksek olarak bulunmuştur.Her iki tip maddeye de aynı zamanda başlayanlar için de benzer eğilimler gözlenmiştir. Tütün, alkol, marihuana ve kokain kullanımına başlama özelliği etnik kökenle farklılık göstermektedir. Annenin eğitimi diğer önemli düzeydeki risk faktörleri için onların yerine geçebilen bir değişken olabilir. TRAVMA, EGZERSİZ ve Mİ YORARI) ENFARKTÜSLÜ HASTALARDA MİYOGLOBİN, KARBONİK ANHİDRAZ HI ve MİYOGLOBİN/KARBONİK ANHİDRAZ IH ORANININ ÖZELLİKLERİ Characteristics of myoglobin, carbonic anhydrase III and the myoglobin/carbonic anhydrase HI ratio in trauma, exercise, and myocardial infarction patients. Beuerle JR, Azzazy HM, Styba G, Dub SH, Christenson RH. Clin Chem Acta 2000 Apr; 294 (1-2): 115-28. İskelet kasında bulunan karbonik anhidraz III (CAIII) yaralanmayı takiben dolaşıma salınan bir enzimdir. Miyoglobin (Mb) de iskelet, düz ve kalp kasında bulunan ve yaralanmadan sonra dolaşıma salınan bir hem proteinidir. CAIII’ün kalp kasında bulunmaması nedeniyle, serum CAIII ve Mb ölçümleri, yaralanmayı takiben iskelet kasından salınan CAIII ve Mb oranının sabit olması nedeniyle Mb’nin miyokard enfarktüsünün (MI) erken teşhisinde spesifitesini arttırabilir. Acil birimine başvuruyu takiben egzersiz olguları (n=12), travma hastaları (n=18) ve MI hastalarında (n=10) Mb ve CAIII salınımını inceledik. Olaydan sonra 5 saat içerisinde alınan örneklerde egzersiz ve travma olgularında Mb/CAIII sabit oranının medyanları sırasıyla 3.505 (aralık: 1.05-6.76) ve 2.890 (aralık: 0.97-3.97) bulundu. Aynı zaman aralığında, MI hastalarında Mb/'CAIII oranları belirgin olarak yüksek (

    Okun Law Analysis by MIDAS Regression: Turkish Case

    No full text
    Arthur M. Okun (1962) tarafından ortaya konulan Okun Yasası; işsizlik ile büyüme arasındaki ters yönlü ilişkiyiaçıklamaktadır. Okun Yasası’na göre yüksek büyüme oranları işsizlik oranını azaltmakta, düşük ya da negatif büyümeoranları ise işsizlik oranını artırmaktadır. Bu çalışmada, 1990-2017 döneminde Türkiye’de büyüme ve işsizlik oranıarasındaki ilişki farklı frekansa sahip verilerin istatiksel olarak analiz edilmesine olanak sağlayan MIDAS (Mixed DataSampling) regresyon aracılığıyla ampirik olarak test edilmiştir. Bu kapsamda, GSYH’yi temsilen Sanayi Üretim Endeksideğişkeni aylık olarak dikkate alınırken, işsizlik oranı ise çeyreklik olarak analize dahil edilmiştir. Çalışmanınbulgularına göre Türkiye’de Okun Yasasının asimetrik ve geçerli olduğu ve Okun yasasının geçerliliğinin bir döngü içindesürdüğü görülmektedir.Okun’s Law, introduced by Arthur M. Okun (1962); explains the inverse relationship between unemployment and growth. According to the Okun’s Law, high growth rates reduce unemployment rate and low or negative growth rates increase the unemployment rate. In this study, in the period 1990-2017, the relationship between growth and the unemployment rate in Turkey is empirically tested by MIDAS (Mixed Data Sampling) regression, which allows statistical analysis of the data with different frequencies. In this context, while the Industrial Production Index, as proxy of GDP, is taken into account on a monthly basis, unemployment rate variable is included as quarterly into the analysis. According the results of the study, the validity of Okun's Law in Turkey asymmetrical and valid and it seems to be driving in a loop
    corecore