Pigmented villonodular synovitis of the shoulder associated with massive rotator cuff tear treated by arthroscopic synovectomy and debridement

Purpose: Pigmented villonodular synovitis (PVNS) is a rare condition. Our purpose is to describe the largest series of patients with shoulder PVNS, massive irreparable rotator cuff tear, and glenohumeral osteoarthritis treated with arthroscopic debridement and synovectomy. Methods: We treated 9 patients with PVNS of the shoulder, irreparable rotator cuff tear, and slight glenohumeral arthropathy (group I). Patients underwent arthroscopic synovectomy and debridement. Results [constant score (CS) and subjective shoulder value (SSV)] were compared to those obtained from a control group (group II) of 20 consecutive patients undergoing arthroscopic debridement for irreparable cuff tear associated with hemorrhagic synovitis with no or slight glenohumeral arthropathy. Histologic examination was obtained in all cases to obtain the correct diagnosis. Results: The preoperative shoulder function in group I was reduced with respect to group II. Upon follow-up, CS and SSV were lower in group I. Preoperatively, the differences relating to the CS value and to each item of the score were always statistically significant; instead, at follow-up, significant differences emerged in the CS, ADL, and ROM. At follow-up, significant differences emerged between CS of group I and of group II without glenohumeral arthropathy. Differences using the SSV were always statistically significant. Conclusions: The poor functional outcome of patients affected by PVNS can be attributed to the coexistence of the irreparable cuff tear and to the glenohumeral arthropathy. All patients with PVNS had shoulder osteoarthritis; it cannot be simply attributed to natural history of massive irreparable cuff tears, but to the pigmented villonodular synovitis. © 2013 Istituto Ortopedico Rizzoli

Detection and partial molecular characterization of Plum pox virus on almond trees in Turkey

Almond (Prunus dulcis) is one of the well known stone fruit species grown for its unripe fruits and delicious seeds in Turkey. In the Trakya region, however, some prevailing virus infections have reduced almond yields and quality. In ten districts of Trakya, 260 leaf samples were collected from affected almond trees in June 2010. DAS-ELISA assays and RT-PCR tests were employed for the identification of viruses. As a result of these detection studies, five of the 260 leaf samples gathered from symptomatic almond trees had Plum pox virus (PPV), 81 of them had Prunus necrotic ringspot virus (PNRSV), and 11 samples contained Prune dwarf virus (PDV). Only four out of 260 samples had a mixture of these viruses. Partial nucleotide sequences of five almond isolates of PPV were determined and compared with 17 other PPV isolates in databases. Computer analysis of obtained and published nucleotide sequences showed identity ranged from 75.72% to 96.87%. Of the five PPV almond isolates obtained, however, there was a close nucleotide identity of 95.82-96.61% to Turkish isolates. Phylogenetic analysis of nucleotides and amino acids showed that five PPV isolates of almond from the Trakya Region of Turkey were clustered in the same subgroup with PPV-T Turkish isolates in GenBank. Therefore we can consider almond isolates of PPV as PPV-T strain, like the two other isolates from apricot trees in Turkey

Kültürel Mirasın İzinde Ankara

Kentlerin belleği vardır. Sokakların, meydanların, binaların, kaldırımların, parkların, taşların ve ağaçların belleği... Cansız bina yığınından ve koşturan insanlardan ibaret gibi görünen kentlerin belleği... Elinizde tuttuğunuz bu kitap, o belleğin taşıyıcısı ve sürdürücüsü olan herkese ve herşeye adanmıştır. Bizi büyüten güzel Ankara'ya vefa borcumuzu ödeme çabasıdır bu derlem. Unutmaya ve unutturmaya karşı direnç, ayrıntılara ve belleğe bir övgüdür... Romanların, şiirlerin, mektupların, binaların, toprağın, heykellerin, yolların ve o yollarda yürüyenlerin içinde sakladığı, unutmadığı her ayrıntıya bir güzellemedir. Bin yılların kentine, Cumhuriyet'in başkentine sevgiyle kaleme alınmış bilimsel yazılardan ve tanıklıklardan meydana gelmiştir. Hacettepe Üniversitesi Tarihi ve Kültürel Mirası Araştırma Merkezi çatısı altında, Ankara'nın belleğine katkıda bulunmaktan mutluluk ve gurur duyuyoruz. Bu derlemin oluşmasına katkıda bulunan yazarlarımıza içtenlikle teşekkür ederiz

Kültürel Bellek 2017

KÜLTÜREL BELLEK 2017 kitabımızda, 7-8-9 Kasım 2017'de üniversitemizin Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi'nin desteğiyle gerçekleştirdiğimiz sempozyumdan seçilmiş yazılar ve konuyla ilgili olduğunu düşündüğümüz araştırma yazıları toplanmıştır. Başta Hacettepe Üniversitesi olmak üzere Ankara Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Hacı Bayram Veli Üniversitesi, TED Üniversitesi, Çankaya Üniversitesi gibi Ankara'daki üniversiteler ile Tekirdağ Üniversitesi, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi, Nevşehir Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi gibi ülkemizin farklı kentlerindeki üniversitelerden ve Varşova Üniversitesi'nden araştırmacıların çalışmalarını biraraya getirmekten mutluyuz. Disiplinlerarası yaklaşımı ve farklı bakış açılarını birleştirmeyi amaçladığımız bu seçkide sanat tarihi, psikoloji, halkbilimi, arkeoloji gibi insani bilimler alanlarından, Türk dili ve edebiyatı, Fransız dili ve edebiyatı, İngiliz dili ve edebiyatı, İtalyan dili ve edebiyatı gibi filoloji alanlarından, seramik, mimarlık, şehir ve bölge planlama gibi güzel sanatlar ve mimarlık fakültelerinden, psikiyatri ve nöroloji gibi tıp alanlarından araştırma yazıları yer almaktadır. Unutmamak için biz hatırlamayı, öğrenmeyi, görmeyi, araştırmayı seçiyoruz. Unutmamak için, unutulduysa hatırlamak ve hatırlatmak için, bilmeyenlere göstermek, anlatmak ve belleğimize sahip çıkmak için başladığımız bu yolculukta çağrımızı kırmayan değerli araştırmacılara şükranlarımızı sunuyoruz. Unutmayalım ki, kültürel bellek hepimizi birleştiren güçtür