10 research outputs found

    Meta-Değerlendirme Rubriğinin Geliştirilmesi ve Hizmet Öncesi Öğretmen Eğitimi Programlarının Meta-Değerlendirilmesi

    Get PDF
    In this study, evaluation research in initial teacher education programs were evaluated with a rubric developed in line with Joint Committee Standards (Yarbrough, Shulha, Hopson, & Caruthers, 2011) This meta-evaluation study consisted of two phases. In the first phase, a rubric was developed to assess the evaluation reports based on program evaluation standards. In the second phase, theses and articles selected with certain criteria were analyzed based on the meta-evaluation rubric. Adopting the empirical reevaluation of multiple data sets about the same program model, the data were analyzed with the descriptive analysis method. According to the results, the selected research mostly met accuracy standard whilst feasibility and propriety standards were limitedly met. It was concluded that program evaluation research in the Turkish context needed to be improved by further considering program evaluation standards.Bu çalışmada, öğretmen eğitimi programlarına yönelik değerlendirme araştırmaları Ortak Komite Standartları (Yarbrough, Shulha, Hopson ve Caruthers, 2011) doğrultusunda geliştirilen bir rubrik ile değerlendirilmiştir. Bu meta-değerlendirme çalışması iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada, değerlendirme raporlarını program değerlendirme standartlarına göre değerlendirmek için bir rubrik geliştirilmiştir. İkinci aşamada, belirli ölçütlere göre seçilen tezler ve makaleler geliştirilen meta-değerlendirme rubriğine göre analiz edilmiştir. Aynı program modeline ilişkin birden fazla veri setinin ampirik olarak yeniden değerlendirilmesi benimsenerek, veriler betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Sonuçlara göre, seçilen araştırmalar doğruluk standardını çoğunlukla karşılarken, uygulanabilirlik ve uygunluk standartlarını sınırlı düzeyde karşılamıştır. Türkiye bağlamında yürütülen program değerlendirme araştırmalarının, program değerlendirme standartlarını daha etkili şekilde dikkate alarak geliştirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır

    KRİTİK OLAYLAR, POLİTİK DOKÜMANLAR, RAPORLAR VE ARAŞTIRMALAR IŞIĞINDA TÜRKİYE’DE BİLİM İLETİŞİMİ

    Get PDF
    Bilim iletişimi 1990’lı yıllardan itibaren, iletişim, eğitim, doğa bilimleri, sosyal bilimler ve bunun gibi diğer bir kısım alanla ilintili, çok disiplinli bir çalışma alanı olarak ortaya çıkmıştır. Bilim iletişimi bilginin, bilim insanları, toplum, politika kurucular, sanayi ve diğer paydaşlar arasında üretilmesi, dolanımı ve güvenilir bilginin kullanımı olarak tanımlanabilir. Bu derleme çalışmasında, Türkiye kapsamlı olması kaydı ile 2000 yılından itibaren bilim iletişimini konu edinen, içeriğinde, anahtar kelimelerinde “bilim iletişimi” ifadesine yer veren ulusal ve uluslararası düzeyde yayımlanan çalışmaların incelenmesi ve değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, ulusal düzeyde YÖK tez veri tabanında ve Ulakbim tarafından dizinlenen dergilerde; uluslararası düzeyde de SSCI tarafından taranan bilim iletişimi alanındaki dergilerde ve diğer kapsamda 2000-2017 yılları arasında yayımlanmış olan Türkiye kapsamlı çalışmalar incelenmiştir. Üç tanesi makale çalışması, bir tanesi kitap ve diğerleri tez çalışması olmak üzere toplam dokuz çalışmaya erişilmiştir. Türkiye’de bilim iletişimi araştırmaları görüldüğü üzere henüz oldukça sınırlıdır. Mevcut araştırmaların da, daha çok nitel araştırma yöntemleri kullanılarak ve bilim iletişiminin betimsel özelliklerine yönelik gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bu yönleriyle çalışmanın, Türkiye’de bilim iletişiminin tarihi gelişimini kritik olaylar, politik dokümanlar ve raporlar doğrultusunda incelenmesi ve ilgili bilim iletişimi literatürünün değerlendirilmesi yönleriyle mevcut durumun ortaya konulması ve gelecek araştırmalara ışık tutarak alan yazına önemli katkısı olacağı düşünülmektedir

    Examining the Relation Between Secondary School Teachers’ Beliefs About Their Own Learning and Their Instructional Practices

    Get PDF
    DergiPark: 581204tredBu olgubilim çalışmasının amacı, ortaokul öğretmenlerinin kendi öğrenmeleri hakkındaki inançları ile öğretim uygulamaları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Veriler, amaçlı örnekleme ile seçilen 50 ortaokul öğretmeni ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler aracılığıyla toplanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğretmenler iki gruba ayrılmıştır: İlk grup (n= 33), kendi öğrenmeleri konusundaki inançlarına göre derslerini yürütmektedir, bunlardan 26 öğretmen öğrenen merkezli faaliyetler uygularken, 7 öğretmen, öğretmen merkezli uygulamalar işe koşmaktadır. İkinci grup öğretmen (n=17) kendi öğrenmeleri konusundaki inançları ve öğretim uygulamaları arasında bir uyumsuzluk sergilemiştir. Bu öğretmenlerden 5’inin öğretmen merkezli inançlara sahip olduğu, ancak öğretim programına dayalı beklentiler nedeniyle öğrenen merkezli öğretim uygulamalarının olduğu; 12 öğretmenin ise öğrenci merkezli yaklaşımlara uygun inançlarının olduğu ancak uygulamalarının, kalabalık sınıf mevcutları, motivasyon eksikliği, öğrencinin ilgisizliği veya motivasyon eksikliği, program yoğunluğu, sınırlı öğretim materyalleri, çoktan seçmeli sınavlar ve pedagojik alan bilgisi eksikliği gibi nedenler ile programa uygun olmadığı sonuçları ortaya çıkmıştır. Sonuçlar, öğretmenlerin öğrenen merkezli yaklaşımları uygulamalarına engel olan unsurlar ve bununla ilişkili olarak programa bağlılıkları hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Ayrıca, araştırma, öğretmenlerin öğrenen merkezli inançlar ve uygulamalar geliştirmeleri için fırsatlar sağlamak amacıyla öğretmen eğitimi programlarına ve hizmet-içi eğitim programlarına yeni bir yol önermeye yönelik potansiyele sahiptir

    Bilim iletişiminden fen eğitimine yansımalar : 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin çok boyutlu bilimsel bilgi kaynakları üzerine bir olgubilim çalışması.

    No full text
    Science communication, as a multidisciplinary field, serves to transfer scientific information to individuals to promote interest and awareness in science. This process resembles science education. Rooted in science education and science communication studies, this study examines the 4th and 5th grade students` usage of prominent science information sources (SIS), the features of these sources, and their effective and ineffective uses and processes in communicating science to students. Guided by situated learning and uses and gratifications (U&G) theories, this study is a phenomenological qualitative inquiry. Data were gathered through approximately 64 hours of classroom observations; focus group and individual interviews from four elementary schools (two public, two private schools) in Ankara, Türkiye. Focus group interviews were conducted with 47 students, and individual interviews were carried out with 17 teachers and 10 parents. The data were analyzed manually and MAXQDA software respectively. The results revealed that students used various SIS in school-based and beyond contexts to satisfy their cognitive, affective, personal, and social integrative needs. They used SIS for (a) science courses, (b) homework/project assignments, (c) exam/test preparations, and (d) individual science related research. Moreover, the results indicated that comprehensible, enjoyable, entertaining, interesting, credible, brief, updated, and visual aspects of content and content presentation of SIS were among the key drivers affecting students` use of SIS. The results revealed that accessibility of SIS was an important variable in students` use of these sources. Results further shed light on the connection between science education and science communication in terms of promoting science learning.Ph.D. - Doctoral Progra

    Exploring the predictors of doctoral students academic satisfaction

    No full text
    During last decade, doctoral education has been an issue of investigation and reform in response to several challenges. In United States, drop-out rates have been reported to be really high; i.e., about half does not persist to graduation (Bair & Haworth, 2004). The European Union changed the higher education agenda “to make Europe the most competitive and dynamic knowledge-based economy in the world” (Kehm, 2006, p. 67). In addition, the number of doctoral students has been observed to increase significantly within the last 10-15 years. Considering these issues and relationship between student satisfaction and completion of doctoral degree (Lovitts, 1996), investigating factors associated with academic satisfaction of doctoral students seems crucial to keep those students in the program. In contrast to widespread use of “master-apprentice model” in Europe (Kehm, 2006), more structured doctoral programs are present in Turkey. The current study investigated the contribution of different components of doctoral education to academic satisfaction. The findings regarding “what makes a difference” would provide implications for stakeholders to design and employ best practices of doctoral education. There is some evidence in the literature indicating that several personal and institutional factors contribute to the academic satisfaction (Bair & Haworth, 2004; Danielson, 1998). For example, the coursework is a common feature of structured doctoral programs. The more students perceive the coursework to be of high quality and value, the more satisfied they are with the program (Valentine, 1987). Meyers et al. (2000) found that coursework provided good foundation for students’ postdoctoral careers, as well. The advisor-advisee relationship is another important aspect of graduate education. The answer to the question of what makes a good advisor varies greatly in the literature. Bloom et al. (2007) found that effective advisor characteristics are care for students, accessibility, being role models both professionally and personally, individually tailored guidance, and engagement of students into the profession. Cronan-Hillix et al. (1986) reported the characteristics as interested, supportive, knowledgeable, and competent. Moreover, Offstein et al. (2004) found that supporter role of advisor results in satisfaction of graduate students and also were associated with positive consequences. There are some early studies showing contribution of the faculty-student relationship to job satisfaction (Levine & Weitz, 1968) and academic satisfaction (Gregg, 1972). Furthermore, Cropanzano et al. (1997) stated that administrator’s help in organizations to fulfill the needs of graduate students leads to improve their performance. In that sense, participative policy is considered to enhance communication among faculty and administrators resulting in better quality of education (Conway, 1984). Financial problems play an important role in satisfaction, as well. Working at a job outside of the school creates a disadvantage for students by limiting the time for studies. Most of the doctoral students complain about the lack of time to make research. Accordingly, Güven and Tunç (2007) found that financial problems affect the research productivity of the doctoral students. Graduate students are expected to conduct research studies and attend academic meetings in their field (Ku et al., 2008). However, these necessitate enough time, money, and technological resources
    corecore