6 research outputs found

    Cep Kitabı

    No full text
    Günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle çok çeşit ve sayıda girişimsel ve cerrahi operasyonlar gerçekleşmektedir. Ayrıca tanı ve tedavilerdeki yenilikler sayesinde hekimler olarak daha ileri yaşta veya daha karmaşık vakalar ile karşılaşmaktayız. Bizler, iç Hastalıkları uzmanları olarak, hastalarımızın cerrahi öncesindeki hazırlıklarında ve cerrahi sonrası dönemdeki bakımlarında da yer almaktayız. Bu ihtiyaçla en son 2005 yılında hazırlayıp kullanıma sunduğumuz "iç Hastalıkları Uzmanı Gözüyle Cerrahi Öncesi Değerlendirme" adlı kitabımızın baskısı tükenmiş ve güncellenme ihtiyacı doğmuştur. Bu kitap ile amacımız güncel bilgiler ışığında, hastaların operasyon öncesi değerlendirilmesini, uygun şekilde hazırlanmasını sağlayacak önerileri bir araya getirmek ve hekimlerimizin kullanımına sunmaktır, inanıyoruz ki, iç hastalıkları, kardiyoloji, göğüs hastalıkları uzmanları yanında aile hekimliği, cerrahi uzmanları ve anestezi uzmanları için de kolaylık sağlayacak ve anlaşılır bir kaynak olacaktır

    370 Original Investigation

    No full text
    Effects of right ventricular dysfunction on exercise capacity and quality of life and associations with serum NT-proBNP levels in COPD: an observational stud

    Prognostic importance of central thrombus in hemodynamically stable patients with pulmonary embolism

    Get PDF
    Saylan, Bengu/0000-0002-5922-0847WOS: 000414152700007PubMed: 28248408Background: the association between mortality and localization of central thrombus in hemodynamically stable patients with pulmonary embolism (PE) is unclear. Sufficient data are not available to help clinicians to select between low molecular weight heparin (LMWH), unfractionated heparin (UFH) and thrombolytics for the management of central thrombus. the present study aims to investigate whether central thrombus in the pulmonary artery affects 30-day mortality rate, and to compare the outcomes of different treatment approaches in patients with central thrombus. Methods: This multi-central, prospective, observational study included 874 hemodynamically stable patients with PE confirmed by multidetector computed tomography scan. the localization of the emboli was evaluated and categorized as central (saddle or at least one main pulmonary artery), lobar or distal. the primary study outcome was 30-day all-cause mortality. Results: Localization of the emboli was central in 319 (36.5%) patients, lobar in 264 (30.2%) and distal in 291 (33.2%) patients. Seventy-four (8.5%) patients died during the 30-day follow-up period. All-cause mortality rate was 11.9%, 6.8% and 6.2% in patients with central, lobar, and distal emboli, respectively (p < 0.001). Multivariate analysis did not show that hemodynamically stable central thrombus was an independent predictor of mortality. Additionally, mortality rate was not significantly different between UFH, LMWH and thrombolytic therapy groups. Conclusions: the present study showed that central thrombus was not an independent predictor of mortality in hemodynamically stable PE patients. LMWH and UFH were similarly effective in the treatment of this patient group

    Türkiye'de akut solunum yetmezliğinde noninvaziv mekanik ventilasyon kullanımına göğüs hastalıkları doktorlarının yaklaşımı

    No full text
    Giriş: Noninvaziv mekanik ventilasyon (NIV) akut solunum yetmezliğinin (ASY) tedavisinde, özellikle de kronik akciğer hastalığı olan hastalarda, dünya çapında giderek artan oranlarda kullanılmaktadır. Bu çalışmada Türkiye'deki göğüs hastalıkları doktorlarının ASY tedavisinde NIV kullanımına yönelik yaklaşımını belirlemeyi amaçladık.Materyal ve Metod: Yazarlarca geliştirilen ve test edilen 38 soruluk anket, e-posta yoluyla Türkiye genelinde toplam 2205 göğüs hastalıkları doktoruna iletildi.Bulgular: Katılım oranı %27 (n= 596) idi. Katılanların %71'i klinikte NIV uygulaması yapıyordu. NIV kullanımı ile katılımcıların ünvanı, yaşı, doktorluk süresi, çalıştıkları hastane ve bulunduğu bölge, hasta yükü, asistanlık eğitimi esnasındaki NIV deneyimi ve miktarı, NIV ve yoğun bakım ünitesi (YBÜ) deneyim süreleri ilişkili bulundu (Tablo 1, p= 0.000). ASY'de NIV kullanan 420 katılımcının alt grup analizinde, haftalık takip edilen ortanca hasta sayısı 4 (25 ve 75 persentil: 2.6) idi. Kullananların çoğunluğu servis (%90) ve/veya YBÜ (%86)'de hastalarını takip ederken; %8.4 hasta takibi için sadece YBÜ'yü kullanıyordu. En sık üç endikasyonu kronik obstrüktif akciğer hastalığı (%99.5), obezite hipoventilasyon sendromu (%93.7) ve restriktif akciğer hastalığına (%89.4) bağlı gelişen ASY idi. Kullanıcıların çoğunluğu (%87) NIV'ı KOAH'lı hastaların %60'ından fazlasında kullanmaktaydı ve kullananların %93'ü KOAH'lılarda NIV başarı oranını %60'ın üzerinde olarak bildirmekteydi. Oronazal maske (ortanca, 25 ve 75 persentil: %90, 80,100) ile ev tipi NIV ventilatörler (%50, 10, 85) en sık kullanılan ekipmanlardı.Sonuç: ASY'de NIV kullanımında bölgesel ve hastane kaynaklı, özellikle doktorun deneyimi ile ilişkili değişkenlik mevcuttur. Kılavuzlara ve genel pratiğe uygun olmakla birlikte, mevcut klinik NIV uygulamaları halen arttırılabilinir ve geliştirilebilinir.Introduction: Noninvasive mechanical ventilation (NIV) has been increasingly used worldwide for acute respiratory failure (ARF), especially in patients with chronic lung disorders. We aimed to define the approach of pulmonologists in Turkey to NIV use for ARF management. Materials and Methods: A 38-question survey, developed and tested by authors, was distributed by e-mail to a total of 2.205 pulmonologists in Turkey.Results: Response rate was 27% (n= 596). Seventy-one percent of responders were practicing NIV in clinic. NIV use was found to be associated with responder's academic title, age, duration of medical license, type of physician's hospital and its region, patient load, NIV experience during residency, and duration of NIV and intensive care unit (ICU) experience ( 60% of patients with COPD, and success rate in COPD was reported as over 60% by 93% of users. Oronasal mask (median and IQR 90, 80-100%, respectively) and home care NIV ventilators (median and IQR 50, 10-85%, respectively) were the most commonly utilized equipment.Conclusion: NIV use in ARF varies based on hospital type, region and, especially, experience of the physician. Although consistent with guidelines and general practice, NIV use can still be improved and increased

    Hacettepe Dahiliye Ders Kitabı 2

    No full text
    Ondokuzuncu yüzyılın tıp literatürü, korku filmi gibidir. Hekimlerin, ellerine geçirdikleri her şeyi, akıllarına gelen her yöntemi tedavi için kullandıkları görülür. Bilgiye değil, kulaktan dolma duyumlara dayanan, “içten doğma” uydurma fikirlerle hastaların yelken kürek tedavi edilmeye çalışıldığı bir dönemdir. Litrelerce kan alınır, barsaklar yüksek basınçlı lavmanlarla delik deşik edilir, hastalar buzlu sulara yatırılıp uzuvlar gangren olana dek dondurulur, dondurmak işe yaramazsa kaynar kazanlara sokulur, deriyi kabartan bitkisel merhemlerle epidermis eritilir, terkibi ikinci kez asla tutturulamayan envai çeşit bitkisel karışımlarla organlar iflas ettirilirdi. Yirminci yüzyılın başında, modern tıbbın kurucusu sayılan Dr. William Osler öncelikle bu “palavra tıbba” rest çekmiş, yeni bir çağı aralamıştır. Çağdaşı olan bazı hünerli hekimlerle birlikte, önümüze gelen her hastayı, elimize geçirdiğimiz her şeyle, bu şekilde rastgele tedavi edemeyiz, öncelikle hastalıkları tanımamız gerekir diyerek, tıbbın önceliğini tanıya yöneltmişler, kendilerine kadar olan eski devirlerden miras iki ilaç (digoksin ve morfin) dışındaki tüm o ilkel tedavi yöntemlerini reddetmişlerdir. Akıldışı eski tedavileri reddederek, yerine henüz yeni bir tedavi seçenekleri de olmadığından; yalnızca (doğru) tanı koymaya çalışan ve hastanın prognozunu tayin etmeye odaklanmış, tepkisel ve aslında bir bakıma muhafazakar yeni bir tıbbı başlatmışlardır. Tıp eğitimini de bu doğrultuda değiştirip, çalakalem ilaç ve tedavi veren hekimler yerine; hastanın hastalığını kavramaya çalışan, doğru tanı koyan hekimler yetiştirmeye yönelmişlerdir. Tıp eğitimindeki “hasta başı vizitler” bizzat Dr. William Osler tarafından başlatılmıştır. Bu ekol, 1900’ların başında cesur bir kararla, neyi tedavi ettiğini bilmeyen eski hekimlik pratiğini kapatıp, öncelikle hastalıkları kavramaya, hastalarına titizlikle isabetli bir tanı koymaya odaklanmıştır. Bu devir, tıbbın rönesansı sayılır. Kuruluşundan itibaren çağdaşı modern tıp dünyasının bir takipçisi ve aktörü olan Hacettepe Tıp Fakültesi; hünerli hekimler, iyi klinisyenler yetiştirmeyi amaçlamıştır. Prof. Dr. Şeref Zileli’nin kurucusu olduğu İç Hastalıkları Anabilim Dalımız, mezuniyet öncesi tıp eğitiminde yatay ve dikey entegrasyon modeliyle klinik eğitim aşamasında, öğrencilerimize “dahiliye nosyonu” kazandırmayı hedeflemiştir. Dahiliye nosyonu, hastaya saçından tırnağına bir bütün olarak bakabilmeyi; hastanın sorunlarını rasyonel bir klinik denklem haline getirebilmeyi; semptomlarından başlayıp, fizik muayene ve isabetli tetkik seçimiyle en doğru tanıyı koyabilmeyi ve hastaya en az zarar verecek en uygun tedaviyi planlayabilmeyi gerektirir. Mezuniyet öncesi İç Hastalıkları Klinik Eğitim programımızın öğrenim hedefleriyle, içeriği ve ulusal çekirdek müfredatımız gözetilerek hazırlanan bu kitap; İç Hastalıkları, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji anabilim dallarımız öğretim üyelerinin ortaklaşa titiz bir çalışmasıdır
    corecore