6 research outputs found
Investigation on the ballistic performance of functionally graded boron carbide reinforced AA7075 matrix composites against 7,62 mm armour piercing projectiles
Kompozit malzemeler geleneksel malzemelere göre avantajlı özellikleri nedeniyle uzun yıllardır kullanılmaktadır. Yeni bir malzeme türü olan işlevsel derecelendirilmiş malzemeler üstün özellikleriyle balistik uygulamalarda kullanılma potansiyeline sahiptir. Bu çalışmada, üç farklı kalınlıktaki(15, 20, 25 mm), üç katmanlı İDM'ler sıcak sıkıştırma ve sıvı fazlı sinterleme yöntemiyle üretilmiştir. Toplamda 36 adet numunenin üretimi tamamlanmıştır. Üretilen numuneler, alt katmanda AA7075, orta katmanda %10 veya %20 B4C, üst katmanda %20 veya %40 B4C takviyesi içermektedir. İki farklı bileşimdeki İDM'leri 100C, 120C ve 150C olmak üzere üç farklı sıcaklıkta 96 saate kadar yapay yaşlandırma işlemi uygulanmış ve İDM'lerin yaşlandırma süresi-sertlik değişimleri incelenmiştir. İDM'lerin 7,62 mm'lik zırh delici mermiler karşısındaki balistik başarımları araştırılmıştır. Ayrıca üretilen numunelere üç nokta eğme deneyleri uygulanmış, numuneler balistik atışlar öncesi ve sonrası makro ve mikro incelemelere tabi tutulmuştur. Üretilen numunelerden balistik test yapılacak olanlara ve üç nokta eğme testi yapılacak numunelerin bir kısmına yaşlandırma sonucu en yüksek sertliğin elde edildiği 120C'de 48 saate kadar yaşlandırma işlemi uygulanmıştır. Kalan üç nokta eğme numunelerine ise sadece 470C'de çözeltiye alma ve su verme işlemleri uygulanmış olup yaşlandırma ısıl işleminin, malzemenin çapraz kırılma dayanımı üzerindeki etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma sonucunda gerçekleştirilen mikroskop incelemelerinde takviye parçacıkların ana yapı içerisinde düzgün dağılım gösterdiği fakat takviye oranı arttıkça topaklanma miktarının arttığı görülmektedir. Üretilen İDM'ler tam balistik koruma sağlayamamış fakat yapı içerisindeki B4C oranı ve malzeme kalınlığı arttıkça balistik performansın arttığı belirlenmiştir. Üç nokta eğme deneyleri sonucunda yaşlandırma işlemi uygulanmış ve düşük takviye oranına sahip İDM'nin çapraz kırılma dayanımının en yüksek olduğu görülmektedir.Composite materials are widely used in last decades for their more advantegeous properties than conventional materials. Functionally Graded Material is a new type of material and have potential in ballistic applications. In this study, three-layer FGMs were produced with three different thicknesses (15, 20, 25mm) by hot pressing and liquid phase sintering methods. Totally, 36 specimens were produced. The top, middle and bottom layers of these materials consist of 20% or 40% B4C reinforced composite, 10% or 20% B4C reinforced composite and 7075 aluminium alloy, respectively. Artificial aging process was applied to specimens at 100C, 120C and 150C up to 96 hours. Ballistic performances of these FGMs were investigated experimentally against 7,62mm armour piercing projectiles. Three point bending test were also applied to materials and materials investigated optically at macro and micro scale before ballistic tests. Artificial aging was applied to all of ballistic test specimens and some of three point bending test specimens at 120C and up to 48 hours. Other specimens were only solutionized and quenched. According to the experimental results, it was observed that reinforcements were distributed homogeneously in matrix material but it was also noticed that with the increase of reinforcement ratio in structure, some agglomeration was observed. Any of FGMs have not provide the ballistic protection. But as the increase in the thickness of material and ratio of the B4C, FGMs showed better performance ballistically. As a result of three-point bending tests it was observed that artifially aged specimens with low reinforcement ratio have highest transverse rupture strength
Analysing the relationship between emotional intelligence, cognitive flexibility and psychological well-being levels of university students
Yüksek Lisans TeziÜniversite yılları insan yaşamındaki önemli dönüm noktalarından biridir. Üniversite ile beraber kişilerin yaşadığı şehir, arkadaş ortamındaki değişimler kişilerin sosyal ve içsel yaşamlarında değişiklik yaratmaktadır. Bununla beraber bireyler çeşitli zorluklarla mücadele etmek durumunda ve uyum sağlamak zorunda kalabilmektedirler. Bu noktada öğrencilerin uyum sağlama sürecinin önemli etkileyicilerinin bilişsel esneklik ve duygusal zeka olduğu bunun sonucunda da öğrencilerin psikolojik iyi oluş süreçlerine bu iki faktörün etki ettiği düşünülmektedir. Öğrencilerin zorlu ve bir o kadar da belirsizlikleri içeren bu yaşam döneminde duygularını ve bilişlerini etkili bir şekilde yönetebilmelerinin psikolojik olarak iyi oluşlarını olumlu etkileyeceği düşünülmektedir. Çalışma bu bakış açısı ve bu amaç doğrulturusnda yürütülmüştür. Çalışma grubunu türkiyede çeşitli illerdeki üniversitelerde eğitim öğreetim gören 322 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler 2022-2023 eğitim öğretim sezonunda Google forms aracılığı ile toplanmış olup veriler ''Duygusal Zeka Özelliği Ölçeği'', ''Psikolojik İyi Oluş Ölçeği'' ve ''Bilişsel Esneklik Ölçeği'' ile toplanmıştır. Öğrencilerin duygusal zeka ve bilişsel esneklik ve psikolojik iyi oluş düzeyleri arasındaki ilişki SPSS paket programı ile analiz edilmişitir. Yapılan analizler sonucunda üniversite öğrencilerinin duygusal zeka, psikolojik iyi oluş ve bilişsel esneklik düzeylerinin cinsiyete göre farklılaşmadığı bulunurken sınıf düzeylerine göre duygusal zeka düzeyleride farklılaşmadığı ancak bilişsel esneklik ve psikolojik iyi oluş düzeylerinin sınıf düzeyleri açısından anlamlı olarak farklılaştığı 2. Sınıfa devam eden öğrencilerin 1. Sınıflara göre hem bilişsel esneklik hem psikolojik iyi oluş düzeyleri yüksek bulunmuştur. Sosyo ekonomik düzey açısından öğrencilerin bilişsel esneklik ve duygusal zeka puanları arasında fark bulunmazken psikolojik iyi oluş puanlarına bakıldığında öğrencilerin refah düzeyleri arttıkça psikolojik iyi oluş düzeyleride arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin duygusal zeka, bilişsel esneklik ve psikolojik iyi oluş düzeyleri arasındaki ilişki düzeylerine bakıldığında duygusal zeka ve psikolojik iyi oluş düzeyleri arasında orta; bilişsel esneklik ve psikolojik iyi oluş düzeyleri arasında orta düzey ilişki tespit edilmiştir. Yapılan regresyon analizine göre öğrencilerin duygusal zeka ve bilişsel esneklik ölçeklerinden aldıkları puanların psikolojik iyi oluş düzeylerini %56 oranında açıklamaktadır. Buradan hareketle öğrencilerin bu zorlu dönemi atlatmalarında bilişlerini ve duygularını yönetebilme yeteneklerinin yaşamlarını anlamlı ve değer yüklü olarak değrelendirmlerinde kilit rol oynadığı düşünülmektedir. Bu araştırmanın sonuçlarından hareketle üniversite öğrencilerinin yaşama bakış açıları ve karşılaştıkları problemleri ele alış şekillerini anlamada ve baş etme stratejileri geliştirmede alan yazınına önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.University years are one of the important milestones in human life. Due to the university, the city in which people live and the changes in the friend environment create changes in the social and inner lives of the people. In addition to these, individuals have to struggle with various difficulties and may have to adapt. At this point, it is thought that cognitive flexibility and emotional intelligence are important factors of students' adaptation process, and as a result, these two factors affect students' psychological well-being processes. It is thought that students' ability to effectively manage their emotions and cognitions in this challenging and uncertain life period will positively affect their psychological well-being. The study was carried out in line with this point of view and for this purpose. The study group consists of 322 students studying at universities in various provinces in Turkey. The data were collected through Google forms in the 2022-2023 academic season, and the data were collected with the "Emotional Intelligence Feature Scale", "Psychological Well-Being Scale" and "Cognitive Flexibility Scale". The relationship between students emotional intelligence and cognitive flexibility and psychological well-being levels was analyzed with the SPSS package program.As a result of the analyzes made, it was found that the emotional intelligence, psychological well-being and cognitive flexibility levels of university students did not differ according to gender, while emotional intelligence levels did not differ according to the grade levels, however, it was found that cognitive flexibility and psychological well-being levels differed significantly in terms of class levels, and both cognitive flexibility and psychological well-being levels of students attending from the second year were higher than those attending from the first year. While there was no difference between the cognitive flexibility and emotional intelligence scores of the students in terms of socio-economic level, when the psychological well-being scores of the students were analyzed, it was concluded that the level of psychological well-being increased as the students' welfare levels increased. When the relationship levels between emotional intelligence, cognitive flexibility and psychological well-being of the students are examined, a moderate relationship was found between emotional intelligence and psychological well-being levels, and a moderate relationship between cognitive flexibility and psychological well-being levels. According to the regression analysis, the scores of students on emotional intelligence and cognitive flexibility scales explain their psychological well-being levels by 56%. From this point of view, it is thought that the ability of students to manage their cognitions and emotions plays a key role in evaluating their lives as meaningful and value-laden, in overcoming this challenging period. It is thought that this study will make important contributions to the literature of the field in understanding the perspectives of university students on life and the way they deal with the problems they encounter, and in developing coping strategies
MC6811 için bir benzetimci aracı
The aim of this thesis study is to develop a simulator for an 8-bit microcontroller and the written document of this thesis study analyses the process of devoloping a software for simulating an 8 bit microcontroller, MC68HC11. In this simulator study a file processing including the parsing of the assembler code and the compilation of the parsed instructions is studied. Also all the instruction execution process containing the cycle and instruction execution and the interrupt routine execution is observed through a graphical user interface. Through this graphical user interface all the registries, address bus and data bus updates can also be observed. C++ programming language is used to implement the application. Object oriented programing techniques are used to provide easy of implementation and template usages.M.S. - Master of Scienc
Üç boyutlu resim dizileri için görsel nitelik değerlendirmesi.
The aim of this study is to understand the effect of different depth levels on the overall 3D quality and develop an objective video quality metric for stereoscopic video sequences. Proposed method is designed to be used in video coding stages to improve overall 3D video quality. This study includes both objective and subjective evaluation. Test sequences with different coding schemes are used. Computer simulation results show that overall quality has a strong correlation with the quality of the background, where disparity is smaller relative to the foreground. This correlation indicates that background layer is more prone to coding errors. The results also showed that content type is an important factor in determining the visual quality.M.S. - Master of Scienc
The ballistic performance of SiC–AA7075 functionally graded composite produced by powder metallurgy
The potential of silicon carbide reinforced Functionally Gradient Material (FGM) to be used as armor material was investigated under the impact of armor piercing projectile. For this purpose, the SiC-Aluminum Alloy (AA) 7075 functionally graded composite at different thicknesses was produced from the metallic and ceramic powders via powder metallurgy method. Before the ballistic testing, the precipitation hardening behavior of the samples was determined. And also, the microstructural characterizations of the samples were done with the aid of microscopy techniques. Next, the FGM samples were tested using armor piercing projectile to analyze their impact behavior. In the produced samples, some pore formation was detected. The ballistic experiments showed that the investigated FGMs (up to a thickness of 25 mm) did not withstand the impact of the projectile. At the tested samples, some major cracks and plug formation were detected at macrolevel while there were some microcracks, deformed and elongated grains in the regions near to the deformation zone of the samples