13 research outputs found

    The Effects of Vocational High School Teachers’ Perceived Trust on Organizational Silence

    Get PDF
    The objective of this research is to reveal the effects of vocational school teachers’ perceived organizational trust on organizational silence. For this purpose, at first teachers’ perception on sub-dimensions of organizational silence and organizational trust, which are respectively “acquiescent silence”, “defensive silence”, “prosocial silence” and “sensibility to employees”, “trust to administrator”, “openness to modernity”, “communication climate”, is tried to be identified. Then, the relationship among the sub-dimensions of organizational silence and organizational trust is determined. The research is conducted in correlational survey model. The research population consists of 293 teachers working in five vocational and technical high schools located in central Uşak province. Since the study is limited to vocational and technical high school teachers and sample size is not so large, no sampling is done and the scale is applied to all teachers. 160 (54.6%) out of 183 (62.4%) returned scales are evaluated after eliminating 23 incorrectly filled scales. During the study two different scales is used to gather data. One of them is “Organizational Trust Scale”, developed by Daboval, et al. (1994), adopted to Turkish by Kamer (2001) and adopted to educational institutions by Yılmaz (2005) and, the other one is “Organizational Silence Scale”, developed by Dyne, Ang & Botero (2003) and adopted to Turkish by Erdoğan (2011). The findings are revealed that vocational high school teachers’ perception about organizational trust is at high level, while their organizational silence behavior is at medium level. Moreover, a significant and two-way relationship between organizational trust and organizational silence is found

    The relation between the level of professional guidance of national education inspectors given to class teachers and the teacher motivationsMaarif müfettişlerinin sınıf öğretmenlerine mesleki rehberlik yapma düzeyleri ile öğretmen motivasyonu arasındaki ilişki

    Get PDF
    The aim of is this research is to determine both the views of teachers on the guiding level of inspectors to class teachers, how their approaches motivate them and the relationship between the behaviours of inspectors considering their vocational guidance and the level of their motivational effect. The center of this research is constituted by the primary school teachers who have been working at 31 different primary schools that located in center of Uşak during 2014-2015 educational year. In this research, sample modelling method wasn’t used but it has been tried to get in touch with all teachers. After eliminating the 19 scales that have missing parts or filled improperly; 197 scales have been evaluated totally. Data collection with, the scale which was developed by Arslantaş (2007) and has 55 items used. Analysing the datas that obtained from the research,the T-test, One Way Anova and Correlate Analysis used in addition to the descriptive statistics. As a result of the analysis it is found out that the views of the teachers on the vocational guidance of the inspectors are similar and the average rate indicates that the inspectors show their roles at “low” level. The motivational impact of inspectors’ vocational assistance and guidance to the teachers is at “moderate” level. There also exists a positive sided relationbetween the level of the inspectors’exhibiting their vocational guidance roles and the degree of the motivational effect of these roles. ÖzetBu araştırmanın amacı, maarif müfettişlerinin sınıf öğretmenlerine mesleki rehberlik yapma düzeylerine ve bu davranışların öğretmenleri ne düzeyde motive ettiğine ilişkin öğretmen görüşlerini belirlemek ve maarif müfettişlerinin mesleki rehberlik davranışları ile bu davranışların öğretmenleri motive etme düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Araştırmanın çalışma evrenini 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Uşak il merkezinde bulunan, 31 ilkokulda görev yapan sınıf öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırmada örneklem alma yoluna gidilmemiş araştırma evrenindeki bütün öğretmenlere ulaşılmaya çalışılmıştır. Bu doğrultuda, 216 öğretmene ulaşılmıştır. Hatalı ya da eksik doldurulan 19 ölçek çıkarıldıktan sonra 197 ölçek değerlendirmeye alınmıştır.Verilerin toplanmasında, Arslantaş (2007) tarafından geliştirilen 55 maddelik ölçek izin alınarak kullanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin çözümlenmesinde betimsel istatistiklerin yanı sıra T-Testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ve Korelasyon Analizi kullanılmıştır. Verilerin analizi sonucunda, öğretmenlerin maarif müfettişlerinin mesleki rehberlik rollerini “az” derecede, bu davranışların kendilerini motive etme derecesini ise “orta” düzeyde gerçekleştirdikleri bulgusuna ulaşılmıştır. Maarif müfettişlerinin mesleki rehberlik davranışlarını gösterme düzeyleri ile bu davranışların öğretmenleri motive etme derecesi arasında anlamlı pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur

    Relationship of socio-demographic characteristics of academicians with their burnout levels

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, akademik personelin tükenmişlik düzeylerinin bazı sosyo-demografik değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını saptamaktır. Bu amaçla, 2008-2009 öğretim yılında, Harran Üniversitesi’ne bağlı ziraat, mühendislik, ilahiyat, iktisadi ve idari bilimler olmak üzere dört fakülteden toplam 302 akademisyene ölçek uygulanmış ve 174 ölçek değerlendirmeye alınmıştır. Verilerin toplanmasında Maslach Tükenmişlik Envanteri’nin yanı sıra kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre akademik unvan ve mesleğin ekonomik açıdan tatmin etme durumu akademisyenlerin tükenmişliğini etkilememektedir. Öte yandan duygusal tükenme ve duyarsızlaşma boyutlarında kıdemi on yıl ve altında olan akademisyenler, kıdemi 11–20 ile 21 yıl ve üzeri olanlardan daha fazla tükenmişlik duygusu yaşamaktadırlar. Mesleği tercih nedenine göre, mesleği kendi isteğiyle seçenlerin daha az tükenmişlik yaşadıkları bulunmuştur.Purpose of this study is to understand whether burnout levels of academicians change or not according to some of their socio-demographic characteristics. For this reason, 302 questionnaires were applied to academicians from the faculties of Agriculture, Engineering, Theology, Economic and Administrative Sciences in Harran University in 2008-2009 educational year. 174 of the questionnaires were included in evaluation. In data collection process, personal information form was used in addition to Maslach Burnout Inventory. According to research findings academic title and economic satisfaction from the job don’t affect the burnout level. On the other hand in dimensions emotional exhaustion and depersonalization, academicians whose lengths of service are under ten years feel burnout more than academicians whose lengths of service are between 11 to 20 years and 21 and above. And also it was found that academicians who choose their job by their own wishes feel lower burnout

    THE VIEWS OF MANAGERS AND TEACHERS WORKING IN HIGH SCHOOLS ABOUT ORGANIZATIONAL SILENCE

    No full text
    Bu araştırmanın amacı Isparta il merkezinde liselerde görev yapan yönetici ve öğretmenlerin örgütsel sessizliğe ilişkin görüşlerini çeşitli değişkenler açısından incelemektir. Bu araştırmanın çalışma grubu, 2013-2014 eğitim öğretim yılında Isparta il merkezinde bulunan 19 lise ve bu okullarda görev yapan 76 yönetici (20 müdür ve 56 müdür yardımcısı) ve 345 öğretmen olmak üzere toplam 421 katılımcıdan oluşmaktadır. Çalışma grubunu oluşturmak için herhangi bir örnekleme yoluna gidilmemiş, çalışma evreni olarak 2013-2014 eğitim öğretim yılında Isparta il merkezinde görev yapan bütün yönetici ve öğretmenlere ulaşılmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak çalışma evrenindeki 112 yöneticiden 76' sına (%67, 85'sine) ait anket ve 786 öğretmenden 345' ine (%43,89' una ) ait anket değerlendirmeye alınmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Dyne, Ang ve Botero (2003) tarafından geliştirilen ve Erdoğan (2011) tarafından Türkçeye uyarlanan "Örgütsel Sessizlik Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre öğretmenlerin ve yöneticilerin örgütsel sessizliğe ilişkin görüşlerinin birbirlerine görülmektedir. Ayrıca araştırmada yönetici ve öğretmenlerin cinsiyet, branş ve hizmet süresi değişkenlerine göre de inceleme yapılmış ve anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Cinsiyete göre bayan öğretmen ve yöneticilerin, bay öğretmen ve yöneticilere göre daha sessiz kaldığı görülmüştür. Ayrıca meslek dersi öğretmenlerinin, kültür dersleri öğretmenlerine göre daha sessiz kaldıkları ve 21 ve üzeri hizmet süresine sahip yöneticilerin de savunma amaçlı sessizlik türünde sessiz kaldıkları sonucuna ulaşılmıştırorganizational silence are generally done apart from the education organizations. The studies about schools which are educational institutions also, are too limited. The topic of organizational silence which is discussed theoretically in foreign literature is seemed as a new field in our country and it has many aspects to be dealt with. The schools in which the children, the architect of the future, are being educated must be open to change and development. This development must be real just with the teachers and managers who are telling their ideas about the current situations and problems and are constantly in communication with each other. There can't be seen any changes and development in such schools where the teachers and managers are silent because of some reasons and as a result the aims of the school can't be managed and the success will be impossible for them. So with these reasons, in this study it is aimed to define the views of teachers and managers about the organizational silence with the sub-problem questions belo

    Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerin Eğitim Sistemlerinin Denetim Yapıları Karşılaştırıldığında Türkiye Eğitim Sisteminin Denetimi Ne Durumdadır?

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, gelişmekte olan ülkelerle, gelişmiş ülkelerin eğitim denetimi sistemlerini karşılaştırarak yapılanma ve işleyiş açısından benzerlik ve farklılıklarını belirlemek ve gelişmekte olan ülkelerden biri olan Türkiye’de eğitimde denetimin ne durumda olduğunu ortaya koymak ve nasıl olması gerektiğine ilişkin öneriler getirmektir. Bu çalışmada Fransa, İngiltere, Almanya, Finlandiya, Güney Afrika, Polonya, İran, Hindistan ve Türkiye’nin eğitim denetim sistemleri incelenmiş ve karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak Türkiye, Fransa, Güney Afrika ve İran’ın diğer ülkelere göre daha merkeziyetçi bir denetim yapısına sahip olduğu görülmektedir. Almanya ve Finlandiya’da ise daha çok okulların özerkliği dikkat çekmektedir. İngiltere, okulların denetiminde dışarıdan profesyonel bir yardım almayı tercih ederek, okulların daha özgür hareket etmeleri sağlanmaktadır. Gelişmiş ülkelerde öğretmenlere ve yeterliliklerine duyulan inanç dikkat çeken bir diğer noktadır. Gelişmişlik düzeylerine göre bakıldığında, gelişmekte olan ülkelerde daha çok eksikleri belirleme, hata bulmaya odaklanma gibi hususların ön plana çıktığı görülmektedir. Türkiye’de de son zamanlarda eğitimde denetim sisteminin yapısı üzerinde sıkça değişiklikler yapılmaya başlanmıştır. Dikkat çeken nokta ise yakın zamanda okul içi denetimi ön plana çıkarıcı girişimlerin var olduğudur. Türkiye’de, eğitimde niteliği arttırabilmek için iç denetimin güçlendirilmesi, bu sürece öğretmenlerin de dâhil edilmesi ve rehberlik anlayışının yerleştirilmesi yararlı olacaktır

    Ortaöğretim Okulu Öğretmenlerinin Duygusal Zekâları İle Örgütsel Vatandaşlık Davranışları Arasındaki İlişki

    No full text
    Bu çalışmada, ortaöğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zeka düzeyleri ile örgütsel vatandaşlık davranışları arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada öğretmenlerin duygusal zekâ düzeylerinin belirlenmesi için Bar-on Duygusal Zekâ Ölçeği, örgütsel vatandaşlık davranışlarının belirlenmesi için de Polat (2007) tarafından eğitim örgütlerine uyarlanan Podsakoff, MacKenzie, Moorman ve Fetter (1990) ve Moorman (1991) tarafından geliştirilerek kullanılan “Örgütsel Vatandaşlık Davranışı Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Şanlıurfa ili merkezinde 2009-2010 eğitim-öğretim yılında genel liselerde görevli öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırma 13 genel liseden 188 erkek ve 116 kadın olmak üzere 304 kişilik bir örneklem grubu üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda öğretmenlerin hem duygusal zekâ düzeyleri hem de örgütsel vatandaşlık davranışlarını sergileme düzeyleri yüksek çıkarken, öğretmenlerin duygusal zekâ düzeylerinin örgütsel vatandaşlık davranışları üzerinde pozitif yönde etki ettiği sonucuna ulaşılmıştır

    Critical thinking levels of senior students at education faculties and their views on obstacles to critical thinkingEğitim fakültesi son sınıf öğrencilerinin eleştirel düşünme düzeyleri ve buna yönelik engellere ilişkin görüşleri

    No full text
    AbstractThe main purpose of this study is to determine the critical thinking levels of senior students at Primary School Teacher and Turkish Language Teacher Education Departments and to explore their views on the obstacles to critical thinking. The research uses both the quantitative and the qualitative approach. First, for data-gathering purposes,  the sample group, consisting of 139 senior students from the Bülent Ecevit University, Educational Faculty, Turkish Language Teacher Education Department and Primary School Teacher Education Department, was administered the California Critical Thinking Disposition Inventory (CCTD-I), which was adapted to Turkish by Kökdemir in 2003. Afterwards, focus-group interviews were made with fourteen students (two groups with seven students each), during which students discussed the obstacles to critical thinking. The research findings concluded that the critical thinking levels of the students are low in general.  Furthermore, it was seen that the highest critical thinking disposition was at the sub-dimension of open-mindedness, while the lowest critical thinking level was at the sub-dimension of systematicity. According to the results of the research, the critical thinking levels of students differed significantly as per gender, although no significant differences were found with regard to their grade point averages or the type of their secondary school of graduation. Looking at the opinions expressed on the obstacles to critical thinking, it is seen that the traditional approach to education and the ongoing practice of rote learning are regarded as the main reasons for these obstacles by students. ÖzetBu çalışmanın genel amacı, eğitim fakültesi son sınıf öğrencilerinin eleştirel düşünme düzeylerini belirlemek ve eleştirel düşünmenin önündeki engellere ilişkin görüşlerini ortaya koymaktır. Araştırmada nicel ve nitel yaklaşım birlikte kullanılmıştır. Öncelikle Bülent Ecevit Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi, sınıf öğretmenliği ve Türkçe öğretmenliği bölümünde son sınıfta okuyan 139 öğrenciye, Kökdemir (2003) tarafından Türkçe’ye uyarlanan California Eleştirel Düşünme Ölçeği (CCTDI-T) uygulanmıştır. Daha sonra, eleştirel düşünmenin engellerine ilişkin olarak da on dört öğrenci ile (yedi kişilik iki grupla) odak grup görüşmesi yapılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre öğrencilerin eleştirel düşünme düzeylerinin genel toplamda düşük olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca, en yüksek eleştirel düşünme eğiliminin açık fikirlilik alt boyutunda, en düşük eleştirel düşünme düzeyinin ise sistematiklik alt boyutunda olduğu dikkat çekmektedir. Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin eleştirel düşünme düzeyleri cinsiyete göre anlamlı farklılık gösterirken, düzeylerinin akademik not ortalamasına ve mezun olunan lise türüne göre anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Eleştirel düşünmenin önündeki engellerin neler olduğuna ilişkin görüşlere bakıldığında özellikle, geleneksel ve ezberci eğitim anlayışının devam etmesi asıl sebep olarak görülmektedir

    Yapılandırmacı Eğitim Programının Uygulanmasında Okul Yöneticilerinin Öğretmenleri Yönlendirme Düzeyleri

    No full text
    Bu araştırmada, yapılandırmacı eğitim programının uygulanmasında okul yöneticilerinin öğretmenleri yönlendirme düzeylerine ilişkin ortaöğretim okulu öğretmenlerinin görüşleri belirlenmeye çalışılmış ve bu görüşler ortaöğretim okulu öğretmenlerinin çalıştıkları okul türü, mesleki kıdemleri, mesleki kariyerleri ve yapılandırmacı eğitim konusunda aldıkları hizmet içi eğitim durumlarına göre karşılaştırılmıştır. Bu amaçla, Zonguldak il merkezine bağlı ortaöğretim okullarında çalışan 837 öğretmene araştırmacı tarafından oluşturulan veri toplama aracı gönderilmiş ve geriye dönen 644 anketin 640’ı geçerli kabul edilmiştir. 640 ortaokul öğretmenine ait toplanan veriler araştırma kapsamında SPSS programında seçkisiz olarak 320’şerli iki gruba ayrılmış, bu gruplardan birindeki veriler ölçeğin geçerlilik ve güvenirlilik çalışmalarında kullanılmış ve faktör analizi sonucunda 4 alt boyuttan oluşan veri toplama aracının güvenirlik düzeyi 0.97 olarak bulunmuştur. Güvenirlik çalışması yapılan veri toplama aracı araştırma ile ilgili verilerin elde edilmesi için diğer 320 kişilik gruba uygulanmış ve elde edilen sonuçlar araştırmacı tarafından belirlenen bağımsız değişkenler doğrultusunda ANOVA testi yapılarak karşılaştırılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda öğretmen görüşlerine göre okul yöneticilerinin yapılandırmacı eğitim programının uygulanmasıyla ilgili olarak programın hedefleri ve gerekli materyallerin sağlanması boyutlarında öğretmenleri yönlendirme düzeyleri yüksek değerlendirilirken, öğretme-öğrenme süreci ve ölçme değerlendirme gibi teknik bilgi isteyen konularda öğretmenleri yönlendirme düzeyleri düşük görülmüştür

    9th Grade Students’ Opinions About The Effectiveness Of Guidance Programs

    No full text
    Bu araştırmada, 9. sınıf rehberlik programının etkililik seviyesine ilişkin öğrenci görüşleri belirlenmeye çalışılmış ve bu görüşler 9. sınıf öğrencilerinin cinsiyet, okul türü, anne eğitim durumu, baba eğitim durumu ve okuldaki rehber öğretmen sayısına göre karşılaştırılmıştır. Çalışmada tarama modeli benimsenmiş olup Zonguldak il merkezine bağlı ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören 488 lise öğrencisine araş- tırmacı tarafından geliştirilen veri toplama aracı uygulanmıştır. Faktör analizi sonucunda beş alt boyuttan oluşan ölçeğin güvenirlik düzeyi 0.962 olarak bulunmuştur. Toplanan veriler normal dağılım göstermediği için parametrik olmayan testlerden Mann Whitney U ve Kruskal-Wallis H testleri uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, 9. sınıf öğrencileri rehberlik programında yer alan eğitsel, meslekî ve kişisel rehberlik hizmetlerini kısmen etkili bulmaktadırlar. Anadolu öğretmen lisesi öğrencileri diğer lise öğrencilerine göre, uygulanan rehberlik programını daha yararlı bulmaktadırlar. Ayrıca anne-baba eğitim durumlarına göre de rehberlik programını etkili ve yararlı bulma durumları farklılık göstermektedir. Hizmetlerin yeterlilik seviyesinin yükseltilebilmesi için; okullardaki rehber öğretmen sayısı ile rehberlik etkinliklerine ayrılan süre arttırılabilir. Ayrıca okuldaki idareci ve öğretmenlere rehberlik bilinci kazandıracak hizmet içi eğitimler düzenlenerek, rehberlik programlarından üst seviyede fayda sağlanabilirIn the present study, ninth grade students’ opinions about the effectiveness of guidance programs were gathered and examined in respect to the following variables: gender, school-type, mother-father education level, the number of guidance teachers at the school. Adopting a survey research design, a data collection instrument developed by the researcher was applied to 488 high school students from the city center of Zonguldak. The factor analysis yielded a five-factor solution and the reliability coefficient of the scale was found to be 0.962. Since the normality assumption was violated, non-parametric tests (Mann-Whitney U tests and Kruskal-Wallis H tests) were conducted. Research findings showed that 9 th grade students found the educational, vocational, and personal guidance services as somewhat effective. Students from the Anatolian teacher high schools found the implemented guidance programs more beneficial compared to other high school students. Moreover, student’ perceptions of effectiveness of the guidance programs differ by mother-father education level. In order to increase the effectiveness of the programs, the number of guidance teachers and the amount of time spent for the guidance services may be increased. In addition, providing in-service training to school administrators and teachers would enhance the effectiveness of the guidance programs

    9th Grade Students Opinions About The Effectiveness Of Guidance Programs

    No full text
    Bu araştırmada, 9. sınıf rehberlik programının etkililik seviyesine ilişkin öğrenci görüşleri belirlenmeye çalışılmış ve bu görüşler 9. sınıf öğrencilerinin cinsiyet, okul türü, anne eğitim durumu, baba eğitim durumu ve okuldaki rehber öğretmen sayısına göre karşılaştırılmıştır. Çalışmada tarama modeli benimsenmiş olup Zonguldak il merkezine bağlı ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören 488 lise öğrencisine araş- tırmacı tarafından geliştirilen veri toplama aracı uygulanmıştır. Faktör analizi sonucunda beş alt boyuttan oluşan ölçeğin güvenirlik düzeyi 0.962 olarak bulunmuştur. Toplanan veriler normal dağılım göstermediği için parametrik olmayan testlerden Mann Whitney U ve Kruskal-Wallis H testleri uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, 9. sınıf öğrencileri rehberlik programında yer alan eğitsel, meslekî ve kişisel rehberlik hizmetlerini kısmen etkili bulmaktadırlar. Anadolu öğretmen lisesi öğrencileri diğer lise öğrencilerine göre, uygulanan rehberlik programını daha yararlı bulmaktadırlar. Ayrıca anne-baba eğitim durumlarına göre de rehberlik programını etkili ve yararlı bulma durumları farklılık göstermektedir. Hizmetlerin yeterlilik seviyesinin yükseltilebilmesi için; okullardaki rehber öğretmen sayısı ile rehberlik etkinliklerine ayrılan süre arttırılabilir. Ayrıca okuldaki idareci ve öğretmenlere rehberlik bilinci kazandıracak hizmet içi eğitimler düzenlenerek, rehberlik programlarından üst seviyede fayda sağlanabilirIn the present study, ninth grade students opinions about the effectiveness of guidance programs were gathered and examined in respect to the following variables: gender, school-type, mother-father education level, the number of guidance teachers at the school. Adopting a survey research design, a data collection instrument developed by the researcher was applied to 488 high school students from the city center of Zonguldak. The factor analysis yielded a five-factor solution and the reliability coefficient of the scale was found to be 0.962. Since the normality assumption was violated, non-parametric tests (Mann-Whitney U tests and Kruskal-Wallis H tests) were conducted. Research findings showed that 9 th grade students found the educational, vocational, and personal guidance services as somewhat effective. Students from the Anatolian teacher high schools found the implemented guidance programs more beneficial compared to other high school students. Moreover, student perceptions of effectiveness of the guidance programs differ by mother-father education level. In order to increase the effectiveness of the programs, the number of guidance teachers and the amount of time spent for the guidance services may be increased. In addition, providing in-service training to school administrators and teachers would enhance the effectiveness of the guidance programs
    corecore