Gas sensing properties of carbon nanotubes modified with calixarene molecules measured by QCM techniques

1st International Congress on Advances in Applied Physics and Materials Science (APMAS), Antalya, Turkey, 12-15 May, 2011This study focuses on the characterization and optimization of calixarene modified carbon nanotube thin films for gas detection. Calixarene molecules were synthesized individually by considering their functional groups to attract the gas. Calixarene modified carbon nanotube based sensors were fabricated using drop-casting method on a quartz crystal microbalance gold electrode. Carbon monoxide, carbondioxide, oxygen and dry air were used as active gases for adsorption process, while high-purity nitrogen gas was used for desorption process. The selectivity and sensitivity of calixarene modified carbon nanotube are investigated in detail. Our experimental results show that functional calixarene modified carbon nanotube coated quartz crystal microbalance sensors are very sensitive and selective to gas of CO 2 at room temperature operation.This research was supported by TÜBİTAK under project numbers TBAG 109 T240 and 110 M349 and IYTE research project number 2010IYTE2

Bağ Yetiştiriciliğinde Organik ve Konvansiyonel Tarım Uygulamalarının Verim, Kalite ve Toprak Özellikleri Üzerine Etkileri

Bağ tarımı yapılan alanlarda konvansiyonel ve organik tarım sistemlerini karşılaştırmak ve bu iki farklı sistemin, toprağın fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik dinamiği, meyve verimindeki değişimi, yaprakların makro, mikro element kapsamları ve katkı kalıntının etkisini belirlemek amacıyla yapılmış bir çalışmadır. 2000-2008 yılları arasında tesadüf parselleri deneme deseninde, 9 yıl olarak, Manisa İlinin Salihli ilçesinin Poyrazdamları köyünde yürütülmüştür. Organik parsellere toprak analiz sonuçları değerlendirilerek bitki besleme materyali olarak organik sertifikalı gübre, yeşil gübre ve bağ budama artıkları kullanılmıştır. Konvansiyonel parsellere ise %21’lik amonyum sülfat ile %26’lık amonyum nitrat, fosforlu gübre olarak %43’lük triple süper fosfat ve potasyumlu gübre olarak %48-52’lik potasyum sülfat uygulanmıştır. Organik parsellerde bitki koruma materyali olarak Organik Tarım Kanununda izin verilen preparatlar, konvansiyonel parsellere ise üründe ruhsatlı olan sentetik preparatlar kullanılmıştır.9 yılın toprak analiz sonuçları değerlendirildiğinde su ile doymuşluk, tuz ve kireç değerlerinde her iki sistemde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Konvansiyonel parsellerde fosfor miktarı artmış, PH düşmüştür. Organik madde miktarı konvansiyonel alanlarda fazla çıksa da mikrobiyal aktivite organik parsellerde fazla olduğu için bu parsellerdeki fazla azot kullanımından kaynaklı bir düşüklük olduğu saptanmıştır. Toprakların mikroelement içerikleri açısında her iki sistemde de Fe, Cu ve Mn değerlerinde bir eksiklik söz konusu olmamıştır. Zn değerleri her iki sistemde de ilk yıllarda düşük iken son yıllara doğru yükselmeye başlamıştır. Toprağın fiziksel özelliklerinden hacim ağırlık değerlerinin düşük çıkması istenen bir özellik olup, her iki sistemde de azalış söz konusu iken organik parsellerde bu düşüş daha fazla olmuştur. Bağ yapraklarında N, P, Cu, Mn ve Zn mikro elementlerinde iki sistem arasında istatistikî anlamda bir fark çıkmamıştır. K, Ca, Mg ve Fe de her iki sistem arasında istatistiksel anlamda bir fark bulunmuştur. N,P, K, Mg, Fe, Cu ve Mn mikro elementleri açısndan organik ve konvansiyonel sistemde beslenme problemi olmadığı görülmüştür. Ca ve Zn açısından alt sınırsa kaldığı için yeterince beslenememiştir. Toprakdaki alınabilir Zn düşüklüğü yapraklardaki değerlere de yansımıştır. Yaş ve kuru üzüm verim değerleri konvansiyonel parsellerse daha yüksek bulurken, Organik parsellerden elde edilen yaş ve kuru üzüm verimleri bölgeden elde edilen verim ortalamaları ile benzerlik göstermektedir. Kalite kriterlerinden istatistikî açıdan Ph ve suda çözünür kuru madde önemsiz bulunurken, kuru üzümde yüz dane ağırlığı, randıman ve tip puanı önemli bulunmuştur. Mikrobiyolojik aktiviteler ve enzim değerleri organik parsellerde daha yüksek bulunmuştur. Organik parsellerde 0-20 cm derinliğinde daha fazla aktivite ve enzim olduğu saptanmıştır. Bu çalışmada 3 farklı yılda bulaşıklık tespit edilmiştir. Sonuç olarak organik yetiştiricilikte ülkemiz şartlarında da kalıntılara rastlanılabilmekle birlikte bu kalıntıların konvansiyonel denemelerde tespit edilen kalıntı değerlerinin altında kalması olumlu bir durum gibi gözükse de, organik yetiştiricilikte sertifikasyon ve teftiş işlemlerinde daha hassas davranılması gereği ortaya çıkmaktadır

Pamuk Yetiştiriciliğinde Organik ve Konvansiyonel Tarım Uygulamalarının Verim, Kalite ve Toprak Özellikleri Üzerine Etkileri

Konvansiyonel ve organik tarım sistemlerini karşılaştırmak ve bu iki farklı sistemin, toprağın fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik dinamiği, lif kalitesi, verimdeki değişimi, yaprakların makro, mikro element kapsamları ve katkı kalıntının etkisini belirlemek amacıyla yapılmış bir çalışmadır. 2002-2008 yılları arasında 7 yıl süre ile Menemen’de pamuk+pamuk+buğday münavebe sisteminde yürütülmüştür. Organik parsellere toprak analiz sonuçları değerlendirilerek bitki besleme materyali olarak organik sertifikalı gübre, yeşil gübre kullanılmıştır. Konvansiyonel parsellere ise %21’lik amonyum sülfat ile %26’lık amonyum nitrat, fosforlu gübre olarak %43’lük triple süper fosfat ve potasyumlu gübre olarak %48-52’lik potasyum sülfat uygulanmıştır. Organik parsellerde bitki koruma materyali olarak Organik Tarım Kanununda izin verilen preparatlar, konvansiyonel parsellere ise üründe ruhsatlı olan sentetik preparatlar kullanılmıştır. 7 yılın toprak analiz sonuçları değerlendirildiğinde su ile doymuşluk, kireç, tuz, pH ve potasyum değerlerinde her iki sistemde de bir farklılık göstermemiştir. Fosfor değerleri konvansiyonel tarımda bir artmış, organik madde konvansiyonel tarım sisteminde daha yüksek gibi görünse de mikrobiyolojik aktivite ve enzim faaliyetleri organik parsellerde daha fazla faaliyet gösterdiği için bu sonuç elde edilmiştir. Topraktaki mikroelementlerde F ve Cu değe her iki sistemde değişmemiştir Mn her iki sistemde artışmış, Zn değerleri ise her iki sistem çok yeterli olmadığı saptanmıştır. Hacim ağırlık değerleri organik tarım lehine çıkmıştır. Stürüktür stabilite indeksi her iki sistem arasında istatistikî anlamda organik tarım lehine önemli bulunmuştur. Pamukta yapraklarında bulunan N,K,Ca, Cu, Mn, ve Zn mikroelementlerinde iki sistem arasında fark çıkmış, P,Mg ve Fe istatistiki anlamda bir fark çıkamıştır. Her iki sistemden elde edilen kütlü verimleri karşılaştırıldığında organik ve konvansiyonel tarım sistemleri arasındaki verim farkı istatistikî olarak önemsiz bulunmuştur. Organik ve konvansiyonel sisteme ait kalite kriterlerinden lif uzunluğu, uniformite indeksi, kısa lif indeksi, lif kopma dayanıklılığı, lif kopma uzaması ve lif olgunluğu değerleri arasındaki farklılıklar istatistikî olarak önemsiz bulunurken, lif inceliği ve çırçır randımanı değerleri arasındaki farklılıklar önemli bulunmuştur. Münavebe bitkisi buğday da verim değerleri istatistikî anlamda konvansiyonele tarım lehine çıkmış, ancak kalite kriterlerinden bin dane ağırlığı organik lehine istatistiki anlamda farklı çıkmıştır. Hektolitre ağırlında ise sistemler arasında fark önemsiz bulunmuştur. Mikrobiyolojik aktiviteler ve enzimler organik tarım alanlarda her iki derinlikte (0-20ve 20-40cm) de daha yüksek değerlere sahiptir. Kalıntı analizlerinde organik parsellere çevresel bulaşmaya rastlanmamıştır. Konvansiyonel parsellerde sadece bir yıl kalıntıya rastlanmış ve limit değerlerinin altında saptanmıştır

The effectiveness of the monetary transmission mechanism channel in Turkey

This study investigates on which channels the monetary transmission mechanism works effectively. In this context, quarterly data for the period 2005-2017 is used for Turkey and the variables used to determine the efficiency of the monetary transmission mechanism are analyzed by the VAR method. The obtained results indicate that the loans and reserves have a more effective role on the inflation as a channel of the monetary transmission mechanism. According to the long run results, while the exchange rate and reserves channel have a negative effect on the real GDP, it is revealed that loans have a positive effect on the real GDP in the long run stabilization

A Theoretical Study on N '-[(Z)-(4-Methylphenyl)Methylidene]-4-Nitrobenzohydrazide (NMPMN)

Quantum mechanical calculations of ground state energy, vibration wavenumbers, and electronic absorption wavelengths of N '-[(Z)-(4-methylphenyl)methylidene]-4-nitrobenzohydrazide with C15H13N3O3 empirical formula was performed by using Gaussian 09 program. Becke's three-parameter exchange functional in conjunction with the Lee-Yang-Parr correlation functional and Heyd-Scuseria-Ernzerhof functional levels of density functional theory (DFT) with the 6-311++G(d,p) basis set were used in the performing of above mentioned calculations. The highest occupied and lowest unoccupied molecular orbital (HOMO and LUMO) energies have been also calculated at the same levels. Stability of the molecule arising from hyperconjugative interactions and charge delocalization has been analyzed using natural bond orbital (NBO) analysis. Nonlinear optical (NLO) behavior of the title molecule has been examined by the determining of electric dipole moment (mu), polarizability (alpha), and static first-order hyperpolarizability (beta). Finally, molecular electrostatic potential (MEP) surface as well as Mulliken and NBO atomic charges were calculated by using Gaussian 09 program

Effect of microemulsion formulation on biodistribution of Tc-99m-Aprotinin in acute pancreatitis models induced rats

WOS: 000388750400045PubMed ID: 26923781Background: Aprotinin is a monomeric globular polypeptide, which derived from bovine lung tissue and theoretically attractive molecule in ameliorating the effects of acute pancreatitis. Acute pancreatitis is an inflammatory condition of the pancreas that is painful and at times deadly. Over the following two decades Aprotinin therapeutic potential on pancreatitis is proven experimentally, its clinical therapeutic success is limited due to low targeting to pancreas. Objective: The aim of this study was to evaluate the biodistribution of Technetium-(99m)(Tc-99m)Aprotinin solution (Tc-99m-Aprotinin-S) and Tc-99m-Aprotinin loaded microemulsion, which was prepared for the aim of treatment for acute pancreatitis. Method: Aprotinin was radiolabeled with Tc-99m. Radiochemical purity was determined with radioactive thin layer chromatography studies. Tc-99m-Aprotinin-S and Tc-99m-Aprotinin loaded microemulsion (Tc-99m-Aprotinin-M) was administered to acute edematous, severe necrotizing pancreatitis and air pouch model induced rats. Tissue distribution of Aprotinin was investigated with gamma scintigraphy and biodistribution studies. Results: Aprotinin was radiolabeled by Tc-99m with high radiochemical purity (95.430 +/- 0.946%). The complex was found to be stable at room temperature up to 6 h. Animal studies have shown that similar to that of other small proteins Aprotinin is accumulated primarily in the kidney. The scintigraphy and biodistribution studies showed that, while i. v. administration of (99m)TcAprotinin-S distributed mostly in kidneys and bladder, Tc-99m-Aprotinin-M, with droplet size of 64.550 +/- 3.217 nm, has high uptake in liver, spleen and pancreas. Conclusion: This might be concluding that microemulsions may be suggested as promising formulations for selectively targeting Aprotinin to pancreas inflammation.Scientific and Technological Research Council of Turkey (Tubitak) [108S083]; T.R. Prime Ministry State Planning Organization Foundation [09DPT001]The authors declare no conflict of interest. The authors alone are responsible for the content and writing of the article. This study was supported by The Scientific and Technological Research Council of Turkey (Tubitak 108S083). The authors also thank to the T.R. Prime Ministry State Planning Organization Foundation (Project Number: 09DPT001)

Humidity sensing properties of ZnO nanoparticles synthesized by sol-gel process

ZnO nanoparticles have been synthesized by the sol-gel method with approximately 10 nm diameter and the humidity adsorption and desorption kinetics of ZnO nanoparticles were investigated by quartz crystal microbalance (QCM) technique. The morphology and crystal structure of the ZnO nanoparticles have been characterized by scanning electron microscopy (SEM) and X-ray diffraction (XRD), respectively. The roughness of the surface has been investigated using atomic force microscope (AFM). The dynamic Langmuir adsorption model was used to determine the kinetic parameters such as adsorption and desorption rates and Gibbs free energy under relative humidity between 45% and 88%. The relative sensitivity of the ZnO nanoparticles-based humidity sensor was determined by electrical resistance measurements. Our reproducible experimental results show that ZnO nanoparticles have a great potential for humidity sensing applications at room temperature operations. © 2009 Elsevier B.V. All rights reserved.Istanbul University Project number: 2526 and Project number: UDP 367

1952-1967 yılları arasında Makedonya’dan Türkiye’ye yapılan göçler ve Ertan Ailesi

Ankara : İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümü, 2014.This work is a student project of the The Department of History, Faculty of Economics, Administrative and Social Sciences, İhsan Doğramacı Bilkent University.by Çolak, Ayşegül Keskin

Gas sensing properties of carbon nanotubes modified with calixarene molecules measured by QCM techniques

1st International Congress on Advances in Applied Physics and Materials Science (APMAS), Antalya, Turkey, 12-15 May, 2011This study focuses on the characterization and optimization of calixarene modified carbon nanotube thin films for gas detection. Calixarene molecules were synthesized individually by considering their functional groups to attract the gas. Calixarene modified carbon nanotube based sensors were fabricated using drop-casting method on a quartz crystal microbalance gold electrode. Carbon monoxide, carbondioxide, oxygen and dry air were used as active gases for adsorption process, while high-purity nitrogen gas was used for desorption process. The selectivity and sensitivity of calixarene modified carbon nanotube are investigated in detail. Our experimental results show that functional calixarene modified carbon nanotube coated quartz crystal microbalance sensors are very sensitive and selective to gas of CO 2 at room temperature operation.This research was supported by TÜBİTAK under project numbers TBAG 109 T240 and 110 M349 and IYTE research project number 2010IYTE2