20 research outputs found

    Zaviyeler (Dini, Sosyal ve Kültürel Tarih Açısından Bir Deneme)

    Get PDF
    [No Abstract Available

    Türkiye'de Yunus Emre Araştırmaları Üzerine Genel Bir Değerlendirme ve Yunus Emre Problemi

    Get PDF
    [No Abstract Available

    What Does Fuat Köprülü Mean for Today’s Historiography of World and Turkey? (On the Occasion of 50th Demise Anniversary of Fuat Köprülü)

    Get PDF
    Çoğu haklı ve yerinde eleştirilere rağmen “Köprülü bugün hala bir değerdir. Onu sadece bugün yapıldığı gibi din ve tasavvuf tarihi alanındaki çalışmaları üzerinden değil, ele aldığı bütün konulara dair yazdıkları üzerinden değerlendirmek daha doğru olacaktır. Köprülünün pek çok çalışması hala dünya ve Türkiye Türk tarihçiliği alanında referans olma durumunu korumakta, Türk tarihiyle uğraşan yerli yabancı pek çok araştırmacı onu dikkate almakta ve kitap ve makalelerini kullanmaktadır. Zaten eserlerinin değişik dillere tercüme edilmesi de bunu gösteriyor. Şüphesiz ki o modern Türk tarihçiliğinin kurucusudur ve o yerini hep muhafaza edecektir.Köprülü is still a valuable person in spite of the rightful and felicitous criticism about him. It will be more appropriate to evaluate his works about all kinds of topics, not only the history of religion and mysticism. Most of Köprülü’s works keep its place as being reference in field of Turkish historiography of world and Turkey. Thus many native and foreign researchers take him into account and use his books and articles. Indeed, the translation of his works into different languages is an indication of such a claim. Without doubt he is the founder of modern Turkish historiography and will always remain so

    Remarques sur les répercussions de la première croisade en Anatolie seldjoukide et dans l'historiographie turque moderne

    No full text
    Dans cet article, on s'arrête en premier lieu sur la présence turque en Anatolie byzantine comme une des causes apparentes de la première croisade, ainsi que sur la réaction des Turcs seldjoukides contre les croisés. Nous ne rencontrons pas les échos de la première croisade dans les sources historiques seldjoukides (et cela provient très probablement de l'absence d'une conception concernant le phénomène de «croisade» chez lez Turcs comme chez tous les musulmans du Moyen Orient de l'époque. Ils croyaient tout simplement combattre les mercenaires francs de l'armée byzantine), mais nous en trouvons quelques traces dans les romans épiques. Si l'on parle de la conséquence la plus sérieuse de la première croisade du point de vue de l'histoire turque, on peut dire sans doute que les Turcs ont été obligés de quitter provisoirement les territoires de l'Anatolie du Nord-Ouest et de se retirer vers l'anse du Halys. Cela a causé un retard d'environ deux siècles et demi à leur implantation dans les Balkans.Ocak Ahmet Yaşar. Remarques sur les répercussions de la première croisade en Anatolie seldjoukide et dans l'historiographie turque moderne. In: Le concile de Clermont de 1095 et l’appel à la croisade. Actes du Colloque Universitaire International de Clermont-Ferrand (23-25 juin 1995) Rome : École Française de Rome, 1997. pp. 313-323. (Publications de l'École française de Rome, 236

    İslam-Türk İnançlarında Hızır Yahut Hızır-İlyas Kültü

    No full text
    İslam toplumlarında Hızır oldukça yaygın, köklü ve etkili bir külttür. Öyle ki tarih boyunca çeşitli kültür ve inançlarda, insanlar tarafından bu ölçüde anılan ve kültürel uygulamalara bu kadar işlemiş bir kişiliğe çok az rastlanır. Halk inançlarında ab-ı hayattan içerek ölümsüzlük mertebesine erişen Hızır, bütün ümit ve çarelerin tükendiği durumlarda yardıma çağırılan ve çağırıldığında mutlaka geleceğine inanılan semavi bir kurtarıcıdır. “Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez” benzeri deyişler bu inanışın bir ifadesidir. Bu kurtarıcı farklı kültürlerde farklı isimlerle anılır, ancak Türk inançlarında en çok Hızır, İlyas ya da iki karakterin özelliklerini kendinde birleştirmiş şekilde Hızır-İlyas olarak geçer. Hıdrellez ve Hızır Nebî gibi özel günler onun için kutlanır; şifa, bereket ve bolluk ondan talep edilir. Peygamberlere bile lütfedilmemiş ölümsüzlük mertebesine sahip olması, Hızır’ın inanışlardaki kudretine dair bir ipucudur. Ahmet Yaşar Ocak’ın elinizdeki kitabı bize bu konuya dair en kapsamlı araştırmalardan birini sunuyor. Kitapta Türk-İslam inançlarında Hızır veya Hızır-İlyas kültünün ilahiyat, tasavvuf, folklor ve edebiyat kaynaklarına dayanan genel bir tahlilini bulacaksınız

    Türk Kültüründe Ahmed-i Yesevi'nin Yeri ve Önemi

    No full text
    [No Abstract Available

    Ideologie officielle et reaction populaire : un apercu general sur les mouvements et les courants socio-religieux a l'epoque de Soliman le Magnifique

    No full text
    Donated by Klaus KreiserReprinted from in : Soliman le Magnifique et Son Temps : Ecole du Louvre 1992

    Kalenderi Dervishes and Ottoman Administration from the Fourteenth to the Sixteenth Centuries

    No full text
    Donated by Klaus KreiserReprinted from in : Isis Press, 1993

    Türkiye İslam Tarihçiliğine Eleştirel Bir Yaklaşım Tecrübesi Ve Yeni Bir Tarih Yazımı Teklif Taslağı

    No full text
    In the article below, some observations and views of ours are expressed on the mentality, approach and methodology problems of Islamic historiography in Turkey. The argument of the article is that the Islamic historiography in Turkey is not on the level of a reference point within the global Islamic historiography. There is no doubt that such a condition is both connected with the existing Turkish historiography and some fundamental problems of the Islamic historical writing in Turkey. These fundamental problems are examined under two main titles in detail in the article: 1. Problems related to the mentality 2. Methodological problems. The problems related to the mentality are not peculiar to the Islamic historiography, on the contrary they are valid for all the areas of the historical writing in Turkey, as we have tried to stress it on various grounds for various occasions. To express briefly, historical writing in Turkey is a historiography which is Turkish-centered, romantic, defensive and sanctifying in almost all areas. Pre-Islamic Turkish history is sacred for some Turkish historians, while Islamic history is sacred for some others. The same approach is valid Ottoman history, history of the National Struggle period, or history of the Early Republican period, all being considered as areas which cannot be criticized. This article argues that Turkish historiography - and thereby Islamic historiography in Turkey - will not able to gain the character of a reference historiography in a global extent so long as it does not get rid of these faults.Aşağıdaki makalede Türkiye İslam tarihçiliğinin başlıca ne gibi zihniyet, yaklaşım ve yöntem problemlerine sahip olduğu konusunda bazı kişisel gözlemlerimiz ve fikirlerimiz ifade edilmiştir. Makalenin sorunsalı Türkiye İslam tarihçiliğinin Dünya İslam tarihçiliği içindeki yerinin henüz referans bir tarihçilik seviyesinde olmadığıdır. Şüphesiz bu durum esas itibariyle bir yanıyla hali hazırdaki Türkiye tarihçiliği ile bağlantılı olmakla beraber, bir yanıyla da bizatihi Türkiye İslam tarihçiliğindeki bazı temel problemlerle ilgili bulunmaktadır. Makalede bu problemler 1- Zihniyet problemleri 2- Metodoloji problemleri olmak üzere iki ana başlık altında detayları ile incelenmiştir. Zihniyet problemi sade İslam Tarihçiliği için değil, –daha önce değişik vesilelerle ve değişik yerlerde vurgulamaya çalıştığımız üzere- genelde Türkiye tarihçiliğinin bütün alanlarına yansıyan bir problemdir. Kısaca vurgulamak gerekirse, Türkiye tarihçiliği hemen her alanda Türk-merkezci bir tarihçiliktir, duygusaldır, savunmacıdır ve kutsallaştırıcıdır. Birilerine göre İslam öncesi Türk tarihi, bir diğerlerine göre İslam tarihi, başka birilerine göre Osmanlı tarihi ve bir başka kesime göre ise Millî Mücadele ve Erken Cumhuriyet dönemi tarihi kutsaldır, asla eleştirilemez. Makale Türkiye tarihçiliğinin, dolayısıyla Türkiye İslam tarihçiliğinin bu zaaflarından kurtulmadığı sürece evrensel boyutta referans bir tarihçilik niteliğini kazanamayacağı tezini savunmaktadır
    corecore