75 research outputs found

    A validation study and short form of achievement emotion questionnaire for preservice teachers

    Get PDF
    Bu çalışmanın iki amacı bulunmaktadır. Birincisi, Pekrun, Goetz ve Perry (2005) tarafından geliştirilen ve Can, Emmioğlu Sarıkaya ve Bardakçı (2020) tarafından lise öğrencileri için Türkçeye uyarlaması yapılan Başarı Duyguları Anketi’nin, dersle ilgili duygular bölümünün öğretmen adayları için geçerleme çalışmasını yapmaktır. İkincisi, yapılan geçerleme çalışmasının bulgularından hareketle anketin kısa formunun oluşturularak geçerlik ve güvenirliğinin irdelenmesidir. Çalışma grubu, Türkiye’de altı devlet üniversitesinde öğrenim gören 308 öğretmen adayından oluşmaktadır. Verilerin analizinde, birinci ve ikinci düzey faktör analizi yapılmış, Cronbach’s alpha ve yapısal güvenirlik katsayıları hesaplanmıştır. Verilerin analizi sonucunda uyum iyiliği indisleri ve yakınsama geçerliği ölçütlerine uymayan maddeler çıkarılmış; umutsuzluk duygusunun tek faktörlü yapıda, diğer duyguların üç faktörlü ve ikinci düzey faktör yapısında doğrulandığı bulgusuna ulaşılmıştır. Doğrulanan üç faktörlü duygu modelleri için Cronbach’s alpha iç tutarlılık katsayıları 0.60 ve 0.83 arasında değişirken tek faktörlü umutsuzluk duygusu için 0.79 olarak bulunmuştur. Yapısal güvenirlik katsayısı üç faktörlü duygu modelleri için 0.63 ve 0.87 arasında, tek faktörlü umutsuzluk duygusunda 0.79 olarak hesaplanmıştır. Bu bulgulardan hareketle ölçme aracının sekiz faktör 46 maddeden oluştuğu sonucuna ulaşılmıştır. Geçerleme çalışması sonucunda 46 maddeden oluşan anketin kısa versiyonu, kapsam geçerliği gözetilerek yüksek faktör yükü veren maddelerin seçilmesi yoluyla oluşturulmuştur. Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda, uyum indisleri iyi ve mükemmel aralığında olan 24 maddelik kısa formun Cronbach Alpha değeri 0.75 olarak; yapısal güvenirlik katsayıları 0.73 ve 0.86 olarak bulunmuştur. Ölçme aracında yer alan maddelerin başarım (performans) temelinde olması nedeniyle, aracın içeriğini de daha uygun yansıttığı gerekçesiyle ölçme aracına “başarımla ilgili duygular” adı verilmiştir.This study has two aims. The first is to validate Achievement Emotion Questionnaire- Class Related Emotions part for preservice teachers, which was developed by Pekrun, Goetz and Perry (2005) and adapted to Turkish by Can, Emmioğlu Sarıkaya and Bardakçı (2020) for high school students. Second, based on the findings of first study, the short form of the AEQ was created and examined for validity and reliability. Participants are 308 preservice teachers from six state universities in Turkey. First and second level confirmatory factor analysis was performed, Cronbach's alpha and Composite Reliability were calculated. The items which did not meet the criterias of fit indices and validity were removed and it was found that hopelessness was confirmed as single factor model and the other emotions as three-factor model and second order model. While Cronbach's alpha for the confirmed three-factor models ranged between 0.60 and 0.83, it was found to be 0.79 for hopelessness. Composite reliability was calculated as between 0.63 and 0.87 for three-factor model and 0.79 for single-factor hopelessness. Based on these findings, it was concluded that the AEQ consisted of eight factors and 46 items. Based on the findings of the first study,the short form of AEQ was created by selecting the items with high factor loadings, considering the content validity. According to the confirmatory factor analysis Cronbach Alpha of the 24-items short form was 0.75 and have good and perfect fit indices also composite reliability were found as between 0.73 and 0.86

    A systematic mapping study on technology and emotion studies in educational context: Definitions, theories, future directions

    Get PDF
    Bu çalışmada, sistematik haritalama yoluyla, alanyazında eğitim ve eğitim araştırmaları kategorisinde duygu ve teknolojiyi bir arada ele alan araştırma makalelerinin, ‘duygunun tanımı’, ‘temel alınan kuramsal çerçeve,’ ‘teknolojinin ele alındığı bağlam’ ile ilgili olarak analiz edilmesi; böylece, bir yandan var olan durumun betimlenmesi, bir yandan da araştırmaların nereye doğru evrildiğinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışmada 2015 - 2019 yılları arasında SSCI indeksinde taranan dergilerde yayınlanmış olan ve belirlenmiş ölçütlere uyan 75 araştırma makalesi analiz edilmiştir. Analiz sonucunda araştırmaların demografik özellikleri ile ilgili olarak; en fazla yükseköğretim düzeyinde lisans ve lisansüstü öğrencilerle çalışıldığı; verilerin, öz bildirime dayalı ölçek ve anket ile toplandığı, bazı çalışmalarda birden fazla veri toplama yaklaşımının kullandığı belirlenmiştir. 75 makalenin 59’unda duygu ile ilgili tanımlara yer verilmediği, 55’inde duygu konusunda herhangi bir kuramsal çerçevenin temel alınmadığı, teknolojinin en çok çevrimiçi öğrenme bağlamında ele alındığı ortaya çıkmıştır. Analiz edilen araştırmalarda duygu ile ilgili operasyonel tanımların eksikliği, araştırmacının duyguya olan yaklaşımının ve araştırma sürecini yürütme perspektifinin anlaşılmasında sınırlılığı beraberinde getirmektedir. Oysa yapılan çalışmalarda kuramsal bir çerçeveden hareket edilmesinin, ilişkileri içeren mekanizmaların anlaşılması için bir zemin oluşturacağı ileri sürülebilir. Bu durum, eğitsel bağlamda duygu ve teknoloji konusunda yapılacak çalışmalar için önceliğin nerede olduğunu ortaya koymaktadır. Sonuç olarak eğitsel bağlamda duygu ve teknoloji üzerine yapılması planlanan araştırmalarda, araştırmacının perspektifini işlevsel tanımlamalar, modeller ve temel aldığı kuramsal çerçeve üzerinden ortaya konulmasına gereksinim olduğu ifade edilebilir.In this study, it is aimed to analyze articles regarding 'definition of emotion', 'underlying theoretical framework', the context in which technology is deal with’ that address emotion, technology and learning together in educational research literature through systematic mapping. On the one hand, it is aimed to describe the current situation and on the other to reveal where the research has evolved. 75 research articles that were published in SSCI indexed journals between 2015 and 2019 which met the specified criteria were analyzed. As a result of the analysis, undergraduate and graduate students emerged the most as a study groups. It was determined that the data were collected with a scale and questionnaire based on self report and some studies used more than one data collection approach. In 59 of 75 articles, no emotion definition was found, in 55 studies do not base any theoretical framework on emotion. Technology has turned out to be the most addressed in the context of online learning. Also, the lack of operational definitions of emotion in analyzed studies brings limitations in understanding the researcher's approach and the perspective of the research process. However, having a theoretical framework provides a basis for understanding the mechanisms involving the relationships between emotion and learning. This reveals where the priority is for studies on emotion and technology in the educational context. As a result, if a research is planned about emotion and technology in the context of education, it can be stated that researchers should reveal his/her research perspective through operational definitions, models, and theoretical frameworks

    Öğrenme – Öğretme Süreçlerine Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin Entegrasyonunu Sağlamaya Yönelik Yapının Modellenmesi

    No full text
    This study aims to model structure of ICT integration into learning and teaching process. Therefore, a three phase mixed method was utilized in this study. In the first phase, a structural equation model which aims to investigate school and teacher related factors on teachers ICT usage was proposed and tested. In the second phase, teachers opinions related to the current situations about perceived need for professional development, ICT ability, support and barriers were determined. Based upon these points, in the third phase of the study, a professional development program in order to achieve ICT integration was developed. The opinions of the teachers about the program were determined after its implementation.Bu çalışmada, öğretmenlerin BİT entegrasyonunu gerçekleştirmelerine yönelik yapının modellenmesi amaçlanmıştır. Bunun için tez üç aşamada karma araştırma yöntemi ile yürütülmüştür. Birinci aşamada, okul ve öğretmen düzeyinde faktörlerin öğretmenlerin BİT kullanımlarının üzerindeki etkilerinin incelendiği bir yapısal eşitlik modeli (YEM) ileri sürülmüş ve test edilmiştir. İkinci aşamada öğretmenlerin entegrasyon sürecine ilişkin eğitim gereksinimi, becerileri, destek ve süreçteki engeller konusunda var olan durumları betimlenmiştir. Buradan hareket ederek, araştırmanın üçüncü aşamasında BİT entegrasyonunu gerçekleştirmeye yönelik bir mesleki gelişim programı tasarlanmıştır. Tasarlanan mesleki gelişim programı uygulanmış ve sonrasında öğretmenlerin programa ilişkin görüşleri belirlenmiştir

    Bilgisayar Programlamayı Öğrenme Sürecindeki Öğrencilerin Duyguları, Yetkilendirilmeleri ve Bilgi İşlemsel Kimliklerinin Metin Madenciliği Algoritmalarını Kullanarak Tahmin Edilmesi

    No full text
    Bu çalışmada, programlama eğitimi alan öğrencilerin açık uçlu sorulara verdikleri yanıtların, duygu/görüş analizi ile tahminlenmesi ve farklı algoritmaların performanslarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. Böylece, programlama eğitiminde duygu, bilgi işlemsel kimlik ve programlamada yetkilendirme ile ilgili metin tabanlı verilerin analiz edilmesi ile ilgili bir girişim yapılmasına çalışılmıştır. Araştırmada veri setinin oluşturulması için açık uçlu sorulardan oluşan elektronik bir form hazırlanmıştır. Bu formda, programlama eğitimi alan öğrencilerin duyguları, bilgi işlemsel kimlikleri ve programlamada yetkinliklerine ilişkin görüşlerinin toplanması için 14 açık uçlu soru bulunmaktadır. Araştırmaya, programlama eğitimi gören ve yaş aralığı 12-20 arasında değişen 646 öğrenci katılmıştır. Öğrencilerin sorulara verdikleri yanıtlar neticesinde 9044 cümlelik bir veri seti oluşturulmuştur. Duygu analizi kapsamında makine öğrenme algoritmalarından, karar ağaçları, destek vektör makineleri, lojistik regresyon, yapay sinir ağları ve rasgele orman algoritmaları kullanılmıştır. Ayrıca BERTurk ile öğrenci görüşleri tahminlenerek, söz konusu algoritmaların performansları karşılaştırılmıştır. Analizler, Python 3.10 programlama dili kullanılarak yapılmıştır. Araştırmanın sonuçları, duyguları tahminleme sürecinde, destek vektör makineleri ve rasgele orman algoritmalarının %94 doğruluk değeri ürettiğini göstermiştir. BERTurk ile %96’lık bir tahminleme performansına ulaşılmıştır. Lojistik regresyon ve yapay sinir ağları ile birlikte TF-IDF temsili bilgi işlemsel kimlik için en yüksek doğruluk oranını elde etmiştir (%93). Programlamada yetkilendirme için en yüksek doğruluk oranları destek vektör makineleri ve rasgele orman algoritmasından elde edilmiştir (%94). BERTurk ile elde edilen doğruluk değerleri; bilgi işlemsel kimlik ve programlamada yetkilendirme için %96 olarak bulunmuştur. Öğrencilerin programlama eğitimine yönelik duygularının, sınıflandırılmasında BERTurk’ün, makine öğrenmesi algoritmalarının tamamından daha yüksek doğruluk değerlerini ortaya çıkardığı tespit edilmiştir

    How do computational thinking self-efficacy and performance differ according to secondary school students' profiles? The role of computational identity, academic resilience, and gender

    No full text
    In recent years, computational thinking (CT) initiatives have been increasing in both research and practice. Although the importance of students' resilience and computational identity in the CT development process is recognized, more research is needed on their role on students' CT skills. Therefore, little is known about whether differences in students' CT performance and CT self-efficacy (CTSE) are related to computational identity and academic resilience for programming (ARP). This study aims to understand how secondary school students' latent profiles are distributed according to computational identity and ARP using a person-centered approach. Afterward, the current research examines how these profiles differ according to CT test performance and CTSE scores. The participants of the study consisted of 601 secondary school students. Latent profile analysis revealed four profiles based on computational identity and resilience: (a) low, (b) low to moderate, (c) moderate to high, (d) high. The effect of profile membership and gender on CTSE and CT test performance was determined by two-way ANOVA analysis. CTSE score increases in profiles where the level of identity and resilience increases. The impact of profiles and gender interaction on CTSE is significant. Low profile male students have significantly lower CTSE scores than other groups. While profiles affected CT performance significantly, no difference is found by gender
    corecore