69 research outputs found

    Green Synthesis of Silver Nanoparticles from Allium cepa L. Peel Extract, Their Antioxidant, Antipathogenic, and Anticholinesterase Activity

    Get PDF
    The present work deals with the green synthesis and characterization of silver nanoparticles (AgNPs) using Allium cepa (yellowish peel) and the evaluation of its antimicrobial, antioxidant, and anticholinesterase activities. For the synthesis of AgNPs, peel aqueous extract (200 mL) was treated with a 40 mM AgNO3 solution (200 mL) at room temperature, and a color change was observed. In UV-Visible spectroscopy, an absorption peak formation at ~439 nm was the sign that AgNPs were present in the reaction solution. UV-vis, FE-SEM, TEM, EDX, AFM, XRD, TG/DT analyses, and Zetasizer techniques were used to characterize the biosynthesized nanoparticles. The crystal average size and zeta potential of AC-AgNPs with predominantly spherical shapes were measured as 19.47 ± 1.12 nm and −13.1 mV, respectively. Pathogenic microorganisms Bacillus subtilis, Staphylococcus aureus, Escherichia coli, Pseudomonas aeruginosa, and Candida albicans were used for the Minimum Inhibition Concentration (MIC) test. When compared to tested standard antibiotics, AC-AgNPs demonstrated good growth inhibitory activities on P. aeuruginosa, B. subtilis, and S. aureus strains. In vitro, the antioxidant properties of AC-AgNPs were measured using different spectrophotometric techniques. In the β-Carotene linoleic acid lipid peroxidation assay, AC-AgNPs showed the strongest antioxidant activity with an IC50 value of 116.9 µg/mL, followed by metal-chelating capacity and ABTS cation radical scavenging activity with IC50 values of 120.4 µg/mL and 128.5 µg/mL, respectively. The inhibitory effects of produced AgNPs on the acetylcholinesterase (AChE) and butyrylcholinesterase (BChE) enzymes were determined using spectrophotometric techniques. This study provides an eco-friendly, inexpensive, and easy method for the synthesis of AgNPs that can be used for biomedical activities and also has other possible industrial applications

    Yakın gerçek zaman işlemli, fiberde tümleşik atmalı terahertz spektrometre

    Get PDF
    TÜBİTAK TBAG01.08.2015TUBİTAK tarafından desteklenen 111T748 nolu, “Yakın Gerçek Zaman İşlemli, Fiberde Tümleşik Atmalı Terahertz Spektrometre” başlıklı araştırma projesinden elde edilen sonuçlar açıklanmaktadır. Çalışmalar zamana dayalı terahertz spektrometre ölçüm tekniğin anlık olarak gerçekleştirilmesine ve bu yöntemlerin pompa/sonda ölçümlerinde kullanılması için geliştirilmesine odaklanmıştır. Proje kapsamında tekrarlama frekansını çok hızlı değiştirebilen, üç çıkış kolu olan, 1030nm merkez dalga boyunda çalışan özgün tasarıma sahip Yb: katkılı kip-kilitli fiber lazer sistemi geliştirilmiştir. Üç çıkış kolundan, kısa atım kolu (<150fs) Terahertz (THz) algılanmasında, uzun atım kolu (<250fs) THz üretiminde ve pompa kolu (<1ps) pompa/THz sonda deneylerinde kullanılması için geliştirilmiştir. Geliştirilen bu özgün lazer sistemi ile THz atım ölçümlerin ölçüm hızında neredeyse anlık olarak gerçekleştirilmesi için lazerin tekrarlama frekansın hızlı değişimi sağlanmıştır (~10Hz). Bu amaçlara ulaşmak için sistem içinde terahertz atımlarını üretmek, iletmek ve belirlemek için kullanılan birimlerin her biri optimize edilmiştir. Aynı zamanda lazerin pompa kolundaki çıkış gücünü yükselterek sistemin pompa/THz sonda deneylerinde anlık ölçüm tekniğini kullanarak uygulanması amaçlanmıştır. Böylelikle bu yeni ölçüm tekniği ile yurtdışındaki araştırma laboratuvarlarında geleneksel kullanılan pompa/sonda yöntemlerine hız kazandırarak farklı fiziksel etkenlerin tespitine katkı sağlayabileceğiz.Genelde zamana dayalı terahertz ölçüme dayalı spektroskopi yöntemi, pompa/THz prob (sonda) veya benzeri dinamik ölçüm deneyleri için sistem temelinde güçlendirilmiş atmalı lazer sistemleri kullanılmakta ve THz atım şeklinin ölçüm temelinde interferometrik teknikler kullanıldığından spektrum verilerinin kaydedilmesi onlarca dakika sürebilmektedir. Bu sistemler ile yakın gerçek zaman işlemeli spektroskopi ölçümlerin ve anlık dinamik olayları gözlemeyebilmek için hızlı pompa/THz prob (sonda) ölçüm kabiliyetinin kazanılması, madde karakterizasyonu yapan birçok araştırma grubu için önemli bir destek sağlayacaktır. Örneğin bazı biyolojik ve kimyasal reaksiyonlar saniyeler mertebesinde gerçekleştiğinden bu etkileşimlerin nasıl geliştiği bu tip bir anlık THz spektroskopi yöntemi sonucu daha iyi anlaşılabilenecektir. Aynı zamanda uygun pompalama lazerin fotouyarı sonrası, prob (sonda) görevi yapan THz darbelerin düşük foton enerjisi sayesinde birçok farklı malzeme türleri karakterize edilebilecektir. Bu tip bir ölçüm yeneteğini geliştirmek için proje çalışmasında tekrarlama oranı hızla ayarlanabilen, yükseltilmiş iterbiyum (Yb) katkılı kip-kilitli fiber lazer sistemini geliştirdik ve bu sistemden üç farklı çıkış sağlayarak hem THz atım üretimi, hem belirlenmesi hemde pompa/THz prob (sonda) deneyleri yapabilen bir sistem geliştirdik. Lazerin üç çıkış kolundaki ışın parametrelerini optimize ederek sistem ile yakın gerçek zaman işlemli, dinamik ölçüm yapabilen atmalı terahertz spektrometre ölçümlerin yapılabildiğini gösterdik. Kip-kilitli lazerlerin tekrarlama oranları lazer kavitesinin fiziksel olarak uzunluğunun değişmesi ile ayarlanabilmesine rağmen farklı kavite uzunluklarında aynı kararlılığı (çıkış gücü, atım süresi, tayf genişliği) gösterememektedir. Proje kapmsamında yaptığımız çalışmalarda farklı kavite uzunluklarında kararlı çalışan Yb: katkılı kip-kilitli fiber lazer geliştirerek lazer tekrarlama frekansını çok hızlı bir şekilde değiştirebileceğimizi gösterdik. Lazer çıkışındaki güç ve darbe sürelerini uygun pompalama diyotları ve özel ızgara optik bileşenleri kullanarak THz atım üretimi ve belrilenmesini lazer kavite uzunluğunu değiştirerek optik örnekleme metodu ile yapılabileceğini gösterdik. Bu sayede THz atım şeklini daha hızlı belireyebileceğimiz için çok kısa sürelerde gerçekleşen kimyasal/fiziksel olayları aydınlatabilecek yeni bir ölçüm tekniğin temelini oluşturduk. Elde edilen hızlı tarama süreleri ve Yb: katkılı lazerlerin Er: katkılı lazerlere göre daha yüksek verimde çalışması sayesinde bu tip sistemler pompa/THz prob (sonda) gibi dinamik ölçüm kabiliyetine dayanan birçok deney için önemli bir yenilik kazandıracaktır.Dynamical measurement techniques such as terahertz time-domain spectroscopy, pump/THz probe spectroscopy or similar techniques typically are driven by amplified pulsed laser systems and all utilize interferometric techniques to measure and record the THz profile which results in measurement times that can last tens of minutes. Rapid pump/THz probe measurement techniques will aid in observing instantaneous phenomena or perform near real-time spectroscopy benefiting many research groups which work in the field of material characterization. For example, since some biological and chemical reactions occur in a matter of seconds the interaction of these phenomena with THz waves can be better understood using near-real time measurement techniques. At the same time, after photo excitation at the appropriate pump wavelength the low photon energy THz probe will allow the characterization of a variety of materials. In this research project, to have access to such measurements, we have developed a THz spectrometer driven by an ultrafast amplified Ytterbium (Yb) doped fiber laser whose repetition rate can be tuned rapidly which allows for such dynamical measurements. The system we developed has three outputs which are used for THz pulse generation, THz pulse detection as well as pump/THz probe experiments. By optimizing the optical beam parameters in all three arms we showed that the system can be used for near- real time, pulsed terahertz measurements for dynamical systems. Even though one can tune the repletion rate of a mode-locked laser by changing the cavity length the output beam stability will typically not remain stable (output beam power, pulse duration, and spectral width). Towards this goal, we developed a mode-locked amplified Yb: doped fiber laser system which showed the same output beam parameters despite rapid changes in its repetition rate or cavity length. By using adequately driven pump diodes and appropriate gratings we were able to control and stabilize the power output as well as the pulse duration allowing the use of optical sampling by cavity tuning methods to be utilized in the generation and detection of THz pulses. By developing the method of rapid scanning of the repetition frequency and using highly efficient Yb: doped fiber lasers when compared to Er: doped ones we were able to show that this system can be utilized in many experiments which show dynamical behavior such as pump/THz probe spectroscopy

    Risk İletişiminde Geleneksel Medya: Gazete Haberlerinin Deprem Felaketleri Örnekleminde Analizi

    Get PDF
    Bireylerin doğal afetler hakkındaki bilgilerini ve risk algılarını şekillendirmede önemli bir rol oynayan medya, bu niteliği ile risk ve afet yönetiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye için en yüksek doğal afet riskleri arasında ilk sırada yer alan depreme yönelik, medya aracılığıyla gerçekleştirilecek iletişim faaliyetlerinin niteliği, hedeflemesi, içeriği ve yoğunluğu da özel bir düzenlemeyi ve önemi gerektirmektedir. Afetler sırasında ve sonrasında olduğu kadar başta deprem olmak üzere tüm afetlere ilişkin riskler için de birincil bilgilenme, tutum geliştirme ve davranışa dönüştürme kaynağını medya oluşturmaktadır. Bu bakış açısından hareketle, geleneksel medyanın en önemli araçlarından biri olan gazetelerin depreme ilişkin içeriklerinin analizi çalışmanın odağını oluşturmuştur. Gazetelerin, deprem riski içeriklerindeki bilgi, kaynak, aktör, yoğunluk, genişlik ve tekrar düzeylerinin saptanması amacıyla, Basın İlan Kurumu 2021 yılı tiraj verileri temel alınmış ve buna göre en yüksek satış rakamına sahip Sabah, Hürriyet, Sözcü, Posta, Milliyet ve Türkiye gazetelerinden oluşan örneklem üzerinde, yakın zamanda yaşanmış İstanbul ve İzmir depremlerine ilişkin haberlere, nitel araştırma yönteminin bir tekniği olarak içerik analizi uygulanmıştır. Araştırmada medyanın sadece depremin yaşanmasının ardından konuyu yoğun olarak haberleştirdiği, konuyla ilgisinin ancak afet ile birlikte oluştuğu görülmüştür. Ayrıca, depreme yönelik açıklama ve bilgilendirme yapan aktörlerin, depremin toplumsal etkilerine göre değişiklik gösterdiği, riskin iletişimine yönelik anlamlı bir çalışmanın söz konusu olmadığı ve depreme yönelik haberlerin gündeme geliş zaman, biçim ve oranlarının medya organları açısından oldukça benzerlik taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma bulguları, ülkenin sahip olduğu en büyük risklerden biri olan depreme ilişkin ‘risk iletişimi’nde, medyanın kurumsal olarak taşıdığı işlev, önem ve sorumlulukların yeniden tartışılmaya muhtaç olduğunu göstermektedir

    Göçer keçi yetiştiricilerinin sorunları ve orman üzerine olan etkileri

    Get PDF
    This study was carried out to evaluate the relationship between goat breeders and forests with the perspectives of breeders and forestry officers and to develop some solution proposals on the issues expressed as problems. The material of the study was the forest guard officers and forestry technicians who are the personnel of the Sanliurfa-Mardin-Diyarbakır Forestry Directorates and the families of the nomadic people who stayed in Karacadağ and Karacurun areas in the province of Viranşehir in Şanlıurfa. At least half of the nomadic families, the number of which is 19, in the area and all personnel working in the Forestry Management Department were surveyed. The results showed that 57.9% of the goat breeders were illiterate or primary school graduates, 52.6% and 100.0% of them preferred Zom sheep and hair goat, respectively and all of them did not give any additional feed to the animals except the winter season. At the end of the study it was reported that when the goat was grazed uncontrollably it could be harmful to the areas where young trees were found but it would be beneficial to the forest when grazing in areas with large trees.Bu çalışma, keçi yetiştiricileri ile orman ilişkilerini yetiştirici ve orman görevlilerinin bakış açıları ile değerlendirmek ve sorun olarak ifade edilen konularda çözüm önerileri geliştirmek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmanın materyali, Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde Karacadağ ve Karacurun bölgelerinde kalan göçebe aileleri ve Şanlıurfa-MardinDiyarbakır Orman Müdürlüklerinde görevli teknisyenler ve orman muhafaza memurları olmuştur. Bölgedeki göçebe ailelerin en az yarısı olan 19 aile ile ve Orman İşletme Müdürlüğü'nde çalışan tüm personel ile anketler yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar keçi yetiştiricilerinin %57.9’unun okuma yazma bilmediğini veya ilkokul mezunu olduklarını, tamamının Kıl keçi tercih ettiğini %52.6’sının Zom koyunu yetiştirdiğini ve tamamının hayvanlarına kış mevsimi dışında meraya ek olarak yem vermediklerini göstermiştir. Çalışmanın sonunda, keçinin kontrolsüz olarak otlatılması durumunda genç ağaçların bulunduğu alanlarda zararlı olabileceği, ancak büyük ağaçların olduğu alanlarda otlatıldığında ormana faydalı olacağı bildirilmiştir

    Kilis keçilerinde farklı dönemlerdeki besleme uygulamalarının bazı verim özellikleri üzerine etkileri

    No full text
    Aims: In this study, the effects of supplementary feeding during gestation and lactation period on birth and weaning weights of kids and milk yield of dams in Kilis goats were investigated. Methods and Results: In the study, experimental goats were divided into three groups as control group, short-term feeding (STF) group and longterm feeding (LTF) group. The control group was kept under breeder’s management conditions. Supplementary feed of 750 g/head/day were given to the goats from the last 20 days of gestation to 90th days after birth in the STF group, and from last 40 days of gestation to the end of lactation in LTF group. At the end of the experiment, the highest lactation period was 220.2 days in the LTF group, followed by STF and control groups (P <0.05). Likewise, in the LTF and STF groups, the lactation milk yield, which was determined as 466.2 and 426.3 liters respectively, was higher than the control group (316.4 liters) (P <0.05). Conclusions: It was concluded that supplementary feeding during gestation and lactation periods caused an increase in milk yield and lactation length of Kilis goats. Significance and Impact of the Study: At the end of study, it can be stated that if supplementary feeding is made during gestation or lactation, milk yield characteristics of Kilis goats will be improved. Suckling period for the goats is the period when pasture conditions are good. For this reason, even in the goats managed only in the pasture, milk yield of mothers is sufficient for multiple born kids.Amaç: Bu çalışmada Kilis keçilerinde, gebelik ve laktasyon dönemlerinde ek yemleme uygulamalarının doğum ve sütten kesim ağırlıkları ile anaların süt verimleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Yöntem ve Bulgular Bu projede deneme materyali keçiler kontrol, kısa süreli besleme ve uzun süreli besleme grupları olarak üç gruba ayrılmışlardır. Kontrol grubu yetiştirici koşullarında yönetilmiştir. Kısa dönem besleme grubunda gebeliğin son 20 gününden başlayarak doğum sonrası 90. güne kadar, uzun süreli besleme grubunda ise gebeliğin son 40 gününden başlayarak laktasyon süresince keçilere günde 750 g/baş kesif yem verilmiştir. Deneme sonunda en yüksek laktasyon süresi 220.2 gün olarak uzun süreli besleme grubunda olmuş bunu kısa süreli besleme grubu ve kontrol grubu takip etmiştir (P <0.05). Benzer şekilde uzun süreli ve kısa süreli besleme gruplarında laktasyon süt verimleri sırası ile 466.2 ve 426.3 litre olarak belirlenmiş ve kontrol grubundan (316.4 litre) daha yüksek olmuştur (P <0.05). Genel Yorum: Çalışmada gebelik ve laktasyon dönemlerinde ek yemleme uygulamalarının laktasyon süresi ve süt veriminde artışa neden olduğu sonucuna varılmıştır. Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Bu çalışma sonunda Kilis keçilerinde gebelik ve laktasyon dönemlerinde ek yemleme yapılırsa keçilerin süt verim özelliklerinin iyileşeceğini göstermektedir. Bölgedeki oğlaklar için süt emme dönemi mera şartlarının iyi olduğu zaman dilimindedir. Bu nedenle, hayvanlar sadece merada yönetilseler dahi, annelerin süt verimleri çoğuz doğan oğlaklar için yeterli olmaktadır

    Kilis keçilerinde farklı dönemlerdeki besleme uygulamalarının bazı verim özellikleri üzerine etkileri

    No full text
    Aims: In this study, the effects of supplementary feeding during gestation and lactation period on birth and weaning weights of kids and milk yield of dams in Kilis goats were investigated. Methods and Results: In the study, experimental goats were divided into three groups as control group, short-term feeding (STF) group and longterm feeding (LTF) group. The control group was kept under breeder’s management conditions. Supplementary feed of 750 g/head/day were given to the goats from the last 20 days of gestation to 90th days after birth in the STF group, and from last 40 days of gestation to the end of lactation in LTF group. At the end of the experiment, the highest lactation period was 220.2 days in the LTF group, followed by STF and control groups (P <0.05). Likewise, in the LTF and STF groups, the lactation milk yield, which was determined as 466.2 and 426.3 liters respectively, was higher than the control group (316.4 liters) (P <0.05). Conclusions: It was concluded that supplementary feeding during gestation and lactation periods caused an increase in milk yield and lactation length of Kilis goats. Significance and Impact of the Study: At the end of study, it can be stated that if supplementary feeding is made during gestation or lactation, milk yield characteristics of Kilis goats will be improved. Suckling period for the goats is the period when pasture conditions are good. For this reason, even in the goats managed only in the pasture, milk yield of mothers is sufficient for multiple born kids.Amaç: Bu çalışmada Kilis keçilerinde, gebelik ve laktasyon dönemlerinde ek yemleme uygulamalarının doğum ve sütten kesim ağırlıkları ile anaların süt verimleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Yöntem ve Bulgular Bu projede deneme materyali keçiler kontrol, kısa süreli besleme ve uzun süreli besleme grupları olarak üç gruba ayrılmışlardır. Kontrol grubu yetiştirici koşullarında yönetilmiştir. Kısa dönem besleme grubunda gebeliğin son 20 gününden başlayarak doğum sonrası 90. güne kadar, uzun süreli besleme grubunda ise gebeliğin son 40 gününden başlayarak laktasyon süresince keçilere günde 750 g/baş kesif yem verilmiştir. Deneme sonunda en yüksek laktasyon süresi 220.2 gün olarak uzun süreli besleme grubunda olmuş bunu kısa süreli besleme grubu ve kontrol grubu takip etmiştir (P <0.05). Benzer şekilde uzun süreli ve kısa süreli besleme gruplarında laktasyon süt verimleri sırası ile 466.2 ve 426.3 litre olarak belirlenmiş ve kontrol grubundan (316.4 litre) daha yüksek olmuştur (P <0.05). Genel Yorum: Çalışmada gebelik ve laktasyon dönemlerinde ek yemleme uygulamalarının laktasyon süresi ve süt veriminde artışa neden olduğu sonucuna varılmıştır. Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Bu çalışma sonunda Kilis keçilerinde gebelik ve laktasyon dönemlerinde ek yemleme yapılırsa keçilerin süt verim özelliklerinin iyileşeceğini göstermektedir. Bölgedeki oğlaklar için süt emme dönemi mera şartlarının iyi olduğu zaman dilimindedir. Bu nedenle, hayvanlar sadece merada yönetilseler dahi, annelerin süt verimleri çoğuz doğan oğlaklar için yeterli olmaktadır
    corecore