COVID-19 pandemisinin endodontistlerin sürekli mesleki gelişimleri üzerine etkisinin etkisi: Kapsamlı bir anket çalışması

Objective: Continuing professional development (CPD) is a lifelong process that continues despite all kinds of obstacles. The aim of this study was to evaluate of endodontists’ attitudes towards CPD during the coronavirus disease-2019 pandemic and online educa tional resources (OERs). Material and Methods: A questionnaire on demographic data and preferred resources before and after the pan demic was sent to 554 potential participants via e-mail. A chi-square test and multivariate logistic regression test were conducted on the ob tained data at a 5% significance level. Results: One hundred seventy five participants responded to the survey. Of all the participants, 67% were women and 45% were academicians. Since the pandemic began, OERs have been preferred over traditional resources, but traditional ones were considered more useful than OERs. Most of the respondents believed that contagion concerns represented the greatest obstacle to CPD. Gender and experience were related to the perception that the pandemic affected the respondents’ CPD activities (p<0.001). Spe cialty/PhD students tended to benefit more than others from OERs (p<0.05). The respondents mostly considered that OERs are comfort able and advantageous in terms of time, cost, professional knowledge and skill. Conclusion: The resources endodontists chose for CPD ac tivities seemed to have changed in favour of OERs during the pandemic despite their lower perceived usefulness as compared with traditional resources.Amaç: Sürekli mesleki gelişim (SMG), her türlü engele rağ men yaşam boyu devam eden bir öğrenme sürecidir. Bu çalışmanın amacı, endodontistlerin koronavirüs hastalığı-2019 pandemisi sırasında SMG’ye ve online eğitim kaynaklarına (OEK) yönelik tutumlarını de ğerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Beş yüz elli dört katılımcıya pandemi öncesi ve sonrası olmak üzere demografik veriler ve tercih edilen kaynaklar hakkında hazırlanmış bir anket e-posta yoluyla gön derildi. Elde edilen veriler üzerinde %5 anlamlılık düzeyinde ki-kare testi ve çok değişkenli lojistik regresyon analizi yapıldı. Bulgular: Yüz yetmiş beş katılımcı anketi cevaplamıştır. Tüm katılımcıların %67’si kadın ve %45’i akademisyendi. Pandemi başlangıcından itibaren OEK geleneksel kaynaklara tercih edilmiş, ancak geleneksel olanlar OEK’den daha kullanışlı kabul edilmiştir. Ankete katılanların çoğu, bulaş endişesini SMG’nin önündeki en büyük engel olarak görmüştür. Cinsiyet ve deneyim, pandeminin katılımcıların SMG faaliyetlerini et kilediği algısıyla ilişkili bulunmuştur (p<0,001). Uzmanlık/doktora öğ rencileri OEK’den daha fazla yararlanma eğiliminde bulunmuştur (p<0,05). Ankete katılanlar OEK’nin zaman, para, mesleki bilgi ve be ceri düzeyleri açısından rahat ve avantajlı olduğunu düşünmektedirler. Sonuç: Her ne kadar endodontistler pandemi döneminde SMG için OEK tercih etmiş olsalar da geleneksel kaynakları OEK’ye göre daha kullanışlı olduklarını düşünmektedirler

Effect of EDDY and manual dynamic activation techniques on postoperative pain in non-surgical retreatment: a randomized controlled trial

BACKGROUND: During non-surgical retreatment process, the products such as dentin debris, root canal fillings, irrigation solutions, microorganisms and remaining pulp tissues can extrude to the apical area and can cause the postoperative pain and flare-up. Thus, the aim of this study was to evaluatethe effect of EDDY and manual dynamic activation (MDA) techniques on postoperative pain (PP) associated with retreatment. METHODS: Ninety patients scheduled for retreatment were treated at a single visit. Non-vital mandibular premolar teeth diagnosed with asymptomatic apical periodontitis were included in this study. The patients were divided into two groups (n = 45) on the basis of the need for additional irrigation activation procedures (EDDY and MDA). The patients' post-treatment pain levels were asked to rate the intensity of their pain on a 10-point numerical rating scale (NRS) at the 12th, 24th, 48th, and 72nd h and 7 days.The data were analyzed using the chi-square and Wilcoxon signed-rank test was used for within-group comparisons and Mann Whitney U test was used to compare the groups by time period. RESULTS: The difference in postoperative pain intensity between two groups was statistically significant at 12, 24, 48, and 72 h (p  0.05). Pain intensity after the treatment was lesser in the MDA groupthanin the EDDY group at 12, 24, 48, and 72 h. CONCLUSION: This study could lead us to conclude that the two activation systems can be used during endodontic retreatment with no difference at PP 7 days later. However, a comparison of the groups indicated that the EDDY resulted in significantly more PP at 12, 24, 48, and 72 h. Trial registration ClinicalTrials.gov Identifier: NCT04726670.Open Access funding provided by the Qatar National Library

Nevşehir’in yenilebilir yabani otları ve bu otlardan yapılan yemekler

İnsanın yaşamaya başladığı ilk zamanlardan günümüze kadar geçen süreç içerisinde yeme ve içme davranışı hayati unsurlardan birisi olmuştur. Bu nedenle insanlar yaşamlarının her döneminde yiyecek ve içecek elde etmek için uğraşmış bunu da doğadan topladığı otlarla ve ilkel yollarla avladığı hayvanların etleriyle karşılamaya çalışmıştır. İnsanlık tarihinde toplayıcılık dönemi yabani otların en çok tüketildiği dönemdir. Bu dönemde yabani otların zehirsiz olanları deneme yanılma yoluyla tespit edilmiş, bunlardan hem yemek yapılmış hem de şifa kaynağı olarak faydalanılmıştır. Bu yabani otlardan yapılan yemeklere ot yemekleri denilmektedir. Bu çalışma ülkemizde bulunan yenilebilir yabani ot çeşitliliğine dayanılarak, Nevşehir’de de bol miktarda bulanan yenilebilir yabani otların tespiti ve bu otlardan yapılan yemekleri literatüre kazandırmayı amaçlamıştır.Within the time period from the first breath of the first human being to the present, eating and drinking behavior has been one of the vital elements for the mankind. Consequently, in each period of their lives, people have exerted to gather food and baverage, which they excelled at via the herbs they collected from the nature and the meat of the animals they hunted making use of their primitive tactics. In the history of mankind, the period in human history when wild herbs (nature-grown) were consumpted most was the period of foragers. Within this span of time, the herbs that were nonpoisunous were detected through trial and error method, and they were not only made use of in the preparation of meals but also taken advantage of as healing sources. These meals prepared via the use of the wild herbs are called herb dishes. The study, based on the variety of edible wild herbs existing in our country, intends to determine the edible wild herbs abundantly existing in the region of Nevşehir and to add them to literature

Sürece Dayalı Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Sağlık Sektöründe Uygulanabilirliği ve Ağız Diş Sağlığı Polikliniğinde Bir Uygulama

Bu çalışma ile ağız diş sağlığı hizmetleri sunan sağlık işletmeleri için örnekbir uygulama oluşturulmuştur. Bu uygulamada özel bir poliklinikte iki yüzlüdolgu, iki kanallı kanal tedavisi, diş taşı temizliği ve ortodonti tedavilerininbirim maliyetleri; geleneksel maliyetleme, faaliyet tabanlı maliyetleme (FTM)ve sürece dayalı faaliyet tabanlı maliyetleme (SDFTM) yöntemleri kullanılarakhesaplanmıştır. Bu hesaplamalar için gerekli veriler bir yıl boyunca gerçekzamanlı olarak gözlemlenmiş olup, eksik kalınan noktalarda yöneticiler vehekimlerin bilgilerine başvurulmuştur. Böylelikle hem örnek işletme için hemde bu çalışmadan faydalanacak olan işletme sahipleri ve diş hekimleri içingerçeğe en yakın maliyetleri ortaya çıkarabilmek amaçlanmıştır.Kullanılan maliyetleme yöntemleri neticesinde ortaya çıkan sonuçlar hembirbirleriyle hem de Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB)’nin fiyat listesiylekıyaslanmıştır. Sonuçlarda en çok dikkat çeken noktalardan ilki ortodonti içinhesaplanan birim maliyetlerin TDB’nin verdiği fiyatın çok üzerinde çıkması,ikincisi ise söz konusu tedavilerin hepsi için SDFTM yöntemiyle hesaplananbirim maliyetlerinin diğer maliyetleme yöntemlerinden daha düşük çıkmasıd

Hittite bread culture and Hittite breads

Anadolu coğrafyası, kucak açtığı birçok medeniyetle, kültürel farklılıklarıyla ve coğrafi çeşitliliğiyle önemli bir konuma sahiptir. Anadolu’nun sahip olduğu bu konum zengin mutfak kültürlerinin ortaya çıkmasında önemli rol oynamaktadır. Hititler de bu coğrafyada medeniyet kurmuş zengin mutfak kültürüne sahip medeniyetlerden birisidir. Hitit mutfağına ait birçok bilgi çivi yazılı tabletlerden elde edilmektedir. Bu tabletlerden Hitit mutfağı içerisinde et yemeklerinin, çorbalarının yanı sıra tahıl ve tahıl ürünlerinden yapılan birçok ekmek çeşidinin yer aldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Hitit yerleşim yerlerinde ortaya çıkan tahıl depoları, kömürleşmiş tahıl kalıntıları, dini ritüellerde tanrılarına ekmek sunmaları ekmeğin önemli bir değer olduğunu göstermektedir. Ekmeği ‘‘NINDA’’ olarak ifade eden Hititler farklı tahıl unlarını, biraz su, tuz ve doğal maya veya mayasız olarak hazırladıkları hamurlardan çeşitli ekmekler yapmışlaradır. Hazırlanan çalışmada Hititlerin sahip olduğu zengin ekmek kültürünün incelenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda Hititlerde üretilen ekmekler tespit edilmiş ve belirlenen bazı ekmeklerin uygulaması tekrar yapılmıştır.Anatolian geography has a prominent location with the lots of civilizations it has cherished, with its cultural varieties, and its kinds of geographical variations. This location Anatolia has plays an important role in the emergence of rich cuisine cultures. Hittites were also one of the civilizations owning a rich cuisine culture that built their civilization within this location. A great load of information regarding Hittite cuisine is gathered from tablets with cuneiform scripts. It is understood from these tablets that within Hittite cuisine, there took place meat dishes, soups and along side them, many kinds of bread made of grain and grain products. Besides, the grain warehouses discovered around Hittite settlements, carbonated pieces of bread, and their presenting their Gods bread during religious rituals indicate that bread is a precious value. The Hittians, who called bread ‘’NINDA’’, cooked various kinds of bread by mixing different kinds of grain flours with a little water, salt and the dough that they prepared with natural brewing or without brewing. In the study carried out, an exploration of the rich bread culture that the Hittites had was aimed. Within this framework, as a result of the review of literature fulfilled, the kinds of bread produced in Hittites were determned and the production of some of the bread types was revived

Cyclic fatigue resistance of new and used ProTaper universal and ProTaper next nickel-titanium rotary instruments

Aim: This study aims to compare the cyclic fatigue resistance of new and used ProTaper Universal (PTU) and ProTaper Next (PTN) rotary nickel-titanium systems using artificial canals. Materials and Methods: Twenty sets of PTU and PTN were included in the present study. The groups were set as follows: Group A: 10 new sets of PTN instruments; Group B: 10 clinically used sets of PTN instruments; Group C: 10 new sets of PTU instruments; and Group D: 10 clinically used sets of PTU instruments. The cyclic fatigue tests were performed using a specially manufactured dynamic cyclic fatigue-testing device, which has an artificial stainless steel canal with 60° angle of curvature and a 2 mm radius of curvature. New and used files were rotated until fracture, and the cyclic fatigue device stopped automatically by the fracture and showed the fracture time on the screen. The number of cycles to fracture for each group was calculated and compared using paired and unpaired t-tests using SPSS 21.0 software. Statistical significance was set at 5%. Results: For both rotary systems, the new instruments showed statistically higher cyclic fatigue resistance than the used instruments (P < 0.05). The mean number of cycles to fracture of PTN instruments was significantly higher than equivalent file sizes of PTU instruments (P < 0.05). Conclusions: Within the limitation of the present study, reduction in the cyclic fatigue resistance for PTN and PTU instruments was observed after clinical use when compared to new groups

Comparison of cyclic fatigue life of nickel-titanium files: an examination using high-speed camera

Objectives To determine the actual revolutions per minute (rpm) values and compare the cyclic fatigue life of Reciproc (RPC, VDW GmbH), WaveOne (WO, Dentsply Maillefer), and TF Adaptive (TFA, Axis/SybronEndo) nickel-titanium (NiTi) file systems using high-speed camera. Materials and Methods Twenty RPC R25 (25/0.08), 20 WO Primary (25/0.08), and 20 TFA ML 1 (25/0.08) files were employed in the present study. The cyclic fatigue tests were performed using a dynamic cyclic fatigue testing device, which has an artificial stainless steel canal with a 60° angle of curvature and a 5-mm radius of curvature. The files were divided into 3 groups (group 1, RPC R25 [RPC]; group 2, WO Primary [WO]; group 3, TF Adaptive ML 1 [TFA]). All the instruments were rotated until fracture during the cyclic fatigue test and slow-motion videos were captured using high-speed camera. The number of cycles to failure (NCF) was calculated. The data were analyzed statistically using one-way analysis of variance (ANOVA, p < 0.05). Results The slow-motion videos were indicated that rpm values of the RPC, WO, and TFA groups were 180, 210, and 425, respectively. RPC (3,464.45 ± 487.58) and WO (3,257.63 ± 556.39) groups had significantly longer cyclic fatigue life compared with TFA (1,634.46 ± 300.03) group (p < 0.05). There was no significant difference in the mean length of the fractured fragments. Conclusions Within the limitation of the present study, RPC and WO NiTi files showed significantly longer cyclic fatigue life than TFA NiTi file