155 research outputs found

    Zamana not düşmek

    Get PDF

    Explanation of najâtî's ghazel sight for sore eyes

    Get PDF
    Klasik Türk edebiyatında şiirleri anlamak için pek çok anlama faaliyeti gerçekleştirilmiştir. Bunlardan belagatin bizlere sunduğu şerh çalışmalarının gelenek açısından önemi büyüktür. Cumhuriyetten sonra şerh adı altında yapılan çalışmalar bilimsel makale, kitap yayını ve ders kitabı şeklinde çeşitlenmiĢtir. Bu çalışmaların ortak noktası geçmişten, gelenekten kopuk olan günümüz insanına bu şiirlerin anlamını açıklamak ve onda kullanılan belagat ile ilgili kavramların açıklanması şeklindedir. Bu çalışmaların birçoğunda bugün için anlamı bilinmeyen kelimelerin verilmesi, şiirin kurallı cümle hâline getirilmesi ve onda bulunan sanatların açıklanması biçiminde bir yol izlenmiştir. Fakat çalışmalarda her nedense Türkçe kelimeler ya hiç alınmamış ya da diğer Azerî şivesi gibi şivelerden bilinmeyen kelimeler verilmiştir. Bunun yanında kelime gruplarının anlamı verilmemiştir. şerh adı altında pek az çalışma istisna edilirse, şiirdeki ses ve sesin şiire kattığı anlam üzerinde de durulmamıştır. Necâtî‟nin çalışmaya konu olan gazeli açıklanırken, ekler, kelimeler, kelime grupları, ses ve sesin anlam üzerindeki etkisi şiiri açıklamak için araştırılmış, Necâtî Bey‟in şiirlerindeki samimiyet ve canlılığın ne olduğu / olabileceği ile ilgili görüşler sunulmuştur. Beyitlere mana verilirken gelenekten uzaklaşmadan kelimeler arasındaki anlam ilişkileri göz önünde bulundurulmuştur. Söz sanatları da, sadece adı verilmek yerine, geçtiği cümledeki işlevine göre değerlendirilmeye çalışılmıĢtır.Many comprehension activity have been realised for find out the meaning of poem‟s in classical Turkish literature. The annotation works offered to us by rhetoric is of great importance in terms of tradition. Studies conducted under the name of commentary after the Republic have diversified into scientific articles, book publication and textbook. In many of these studies, a way was followed by giving words whose meaning is unknown for today, turning the poem into a regular sentence and explaining the arts found in it. However, in the studies, for some reason, Turkish words were either not taken at all or unknown words were given from dialects such as the Azeri dialect. Besides, the meaning of word groups is not given. With the exception of very few studies under the name of commentary, there is no emphasis on the sound and the meaning of the sound in the poem. While explaining the ghazel of Najati, the affixes, words, word groups, sound and the effect of sound on meaning were investigated to explain the poem, and opinions about what the sincerity and liveliness of Nejati's poems were / could be were presented. While giving meaning to couplets, meaning relations between words were taken into consideration without departing from tradition. Speech arts were also tried to be evaluated according to their function in the sentence, instead of just being named

    Klasik Türk nesrinde estetik ve poetik unsurlar

    Get PDF
    Klasik Türk edebiyatında 13. yy.dan 19. yy.a kadar kesintisiz bir biçimde şiir ve düzyazı eserleri üretilmiştir. Şiirin “asıl” sanat olarak görüldüğü Osmanlı toplumunda, azımsanmayacak derecede nesir örnekler de sanatçılar tarafından yazılmıştır. Belagat kitaplarında ana hatları ile sade, orta ve âlî üslup olarak değerlendirilen nesir eserlerin bir bölümünde sanatsal öğelerin ağır bastığı görülmektedir. Şiirin padişah nesrin ise raiyyet olarak görüldüğü bu sanat anlayışında nâsirler şiirden aldıkları araçlarla eserlerini üretmişlerdir. Böylece düzyazı eserlerde şiirin üst yazı diline çıkmasını sağlayan çeşitli öğeler kullanılırken şiir ile nesir arasındaki fark da anlatım bakımından kapanmaya başlamıştır. Çalışmada klasik Türk nesrindeki sanatsal ifadelerin ne olduğu incelenecektir. İncelemede esas alınan nokta sadece tasvirî nitelikte, eserlerde bulunan estetik ve poetik öğelerin belirlenmesi değildir. Nesrin sanatsal yönü ortaya konurken bunların esere nasıl aktarıldığı, eserin beğenilmesindeki rolü ve bu ifadelerin esere katkıları incelenmeye çalışılacaktır

    Symmetry and literature: Aspect of symmetry in Turkish classical literature

    Get PDF
    Doğada, sanatta, insanda, insanın günlük kullanımlarındaki ürünlerde var olan simetri, sanat yapıtlarında güzel olanı ortaya koyan bir unsurdur. Antik çağdan beri pek çok sanat eserinde orantı ve simetri unsurları kullanılmış, sanat eserinin güzelliği bunlarla ifade edilmiştir. Pek çok çeşidi olan simetrinin klasik Türk edebiyatında kullanım alanını çizmeyi hedefleyen bu çalışmada, klasik Türk edebiyatının manzum ve mensur eserlerinde simetrik unsurlar tespit edilmiştir. Klasik Türk şiirinde bir beyti oluşturan iki mısranın söz dizimi, cümleleri, cümlelerin öğeleri, kelimeler ve bu kelimelerin heceleri birinci ve ikinci mısrada birbirine denk biçimde oluşturulmuştur. Bazı örneklerde bu kelimelere getirilen eklerin de uyumlu olduğu görülür. Klasik Türk şiirinden simetriyi oluşturan en önemli etkenlerden bir tanesi şairlerin sözü son derece ölçülü kullanmalarıdır. Bu kullanıma şiirdeki vezin de destek vermiş, vezin sayesinde kelimelerin sayısı, hecesi ve bazı kullanımlarda türleri de birbirine denk olarak kullanılmıştır. Şiirde vezinle birlikte simetriyi sağlayan unsurlardan biri de söz sanatları olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle tekrir, aks, leff ü neşr gibi sanatlar simetriyi oluşturmuşlardır. Şiirin biçim özellikleri, beyitler halinde yazılması, vezin... dış yapıdaki uyumu, söz sanatları ise şiirin iç yapısındaki dengeyi meydana getirmiştir. Klasik Türk nesrinde ise simetriyi meydana getiren unsurlar, söz dizimi ve seciler olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle estetik nesirde birbirine uyumlu iki cümlenin secilerle bir araya getirilmesi onları şiir mısralarına benzetmiştir. Simetrik olarak kullanılan nesir cümlelerinde cümlelerin söz dizimi, cümle öğeleri, cümle öğelerini oluşturan söz grupları, kelimeler eşittir. Hatta bazı kullanımlarda kelimelerin yapısı, alıntılandığı dil, hece sayısı ve onlara getirilen ekler de simetriktir. Bütün bu özellikler nesir cümlelerini sanatsal ifade yollarına dönüştürmüş, onlara şiirselliği vermiştir. Simetri, hem kelime anlamında hem de kullanıldığı yerlerde güzel ile olan ilişkisi bakımından ele alınır. Klasik Türk nesrinde, özellikle estetik nesirde simetrik kullanımların nesirdeki estetik öğeleri ortaya çıkardığı düşünülmektedir.The word symmetry used as symmétrie to mean proportion, the relation of pieces in the 16th century French language is derived from the words symmetria in Latin language, and symmetros in ancient Greek language. This word meant “to have common measure, proportionate, proper” in ancient Greek. The word is formed by the words syn- which underwent a phonetic change, meaning “together”, and the word metron meaning “measure”. Symmetry denotes perfect harmony, and balance. One of the meanings of this word is about beauty. Accordingly, symmetry means beauty associated with perfect harmony/proportion, or the beauty of figures by perfect harmony. According to this meaning of the word, symmetry is intertwined with aesthetics, and beauty. There are symmetry, and its uses in positive scientific fields such as nature, art, literature, mathematics, physics, chemistry, biology, shortly in everything that concerns man. Symmetry is not a concept special to modern people only in the history of mankind. In the history of humanity, it is possible to see signs of symmetry in the periods about which we have less information. Some of the objects made of stone, horn, and wood dating back to 140 000 years b.c. are symmetric, fine, and shaped well. Symmetry in literature is used in poetry mostly. The unity of sound, speech, harmony led to the use of some structures, and with the forms of poetry supporting these structures, symmetric uses appeared. In Classical Turkish Literature, the use of speech very carefully in the verse forms such as encomium, masnavi, gazel (ode) brought with it symmetry. The elements forming symmetry in poetry focuses on style and literary arts. Particularly, some literary arts such as tekrir, cinas, iştikak, aks, leff ü neşr used in poetry constitute sound, and meaning symmetry together with sound symmetry. The quatrade (murabba) that Yavuz Sultan Selim wrote to Shah Ismail is one of the best examples of sound symmetry. In this poem in which the same verses appear in syntagmatic and paradigmatic axis, the first verse is divided into four parts. The other verses are formed in line with this division in the first verse. For instance, in the syntagmatic axis, the place where the words of the first verse is located indicates th

    Biography in Classical Turkish Prose: Narrative Characteristics of the biographies of scholars in Karaçelebi-zâde Abdülazîz Efendi's Süleyman-name

    Get PDF
    Karaçelebi-zâde Abdülazîz Efendi’nin yazdığı Süleymân-nâme sadece tarih eseri olarak değerlendirilemeyecek özelliklere sahiptir. Kaynakların anlatımının hoş olduğu, süslü bir anlatıma sahip olduğu gibi değerlendirmelerle ele aldığı eser, Kanûnî Sultan Süleymân’ın tahta çıkışından ölümüne kadar olan olayları anlatır. Bunun yanında Kanûnî devri vezirler ve ulemânın hayatlarından da bahsedilen 17. yy.da yazılmış tek Süleymân-nâmedir. Çalışmada eserin son bölümü olan ulemâ biyografileri, anlatım özellikleri ve biyografilerin bilgiyi sunma biçimi bakımından incelenmiştir. Biyografilerde Osmanlı âlimlerinin hayatları kısa, orta uzun yazılarla anlatılmıştır. Bilginin sunulma biçimleri ve anlatım biçimleri olarak iki ana başlıkta incelenen biyografilerin birbirlerinden farklı olup olmadığı sogulanmıştır. Böylelikle eserin tamamının bir bütün olarak aynı anlatım biçimi ile yazılıp yazılmadığına karar verilecektir. Bu eser bağlamında, eser içinde veya bölümlerinde farklı anlatım biçimleri varsa eserin tamamının belirli, tek bir üslup ile yazıldığını ifade etmenin doğru olup olmadığı ile ilgili görüşler sunulacaktır. Bu görüşler ışığında klasik Türk edebiyatı mensur eserleri için sade, orta, süslü tabirlerinin kullanımı sorgulanacaktır.Süleymân-nâme written by Karaçelebi-zâde Abdülazîz Efendi, has features that cannot be evaluated only as a historical work. The work, which is handled with evaluations as well as having a pleasant narration and an ornate narrative, tells the events from the enthronement of Kanuni Sultan Süleyman until his death. In addition, it is the only Süleyman-name written in the 17th century, which also mentions the lives of viziers and scholars of the Kanuni period. In the study, the biographies of the scholars, which are the last part of the work, were examined in terms of their narrative features and the way the biographies presented the information. In the biographies, the lives of Ottoman scholars are described in short and medium length texts. It was questioned whether the biographies, which were examined under two main headings as the forms of presentation of information and the forms of expression, differ from each other. Thus, it will be decided whether the whole work is written as a whole with the same narrative style. In the context of this work, opinions will be presented about whether it is correct to state that the whole work was written in a certain, single style, if there are different forms of expression in the work and its parts. In the light of these views, the use of plain, medium, ornate terms for prose works of classical Turkish literature will be questioned

    Recommendations on the writing of the reference phrase in the Turkish classical prose

    Get PDF
    Klasik Türk nesri eserlerinde, ister estetik nesir olsun isterse belâgat kitaplarının sade ve orta üslup olarak kaydettiği eserlerde olsun atıf vâvı (vâv-ı atfî) ile kurulan Farsça atıf tamlamalarının (terkîb-i atfî) kullanıldığı görülmektedir. Bunların Arap imlâsına göre meftûh (ve) olarak mı yoksa Fars üslubuna göre zammeli (u, ü, vü) biçiminde okunması ile ilgili farklı kullanımlar bulunmaktadır. Hatta aynı kelimelerle kurulan ve aynı görevdeki tamlamaların bulunduğu bir eserde tamlamanın birisi atıf vâvı ile okunmuşken diğeri rabıt vâvı (vâv-ı rabtî) ile okunmuştur. Bu yüzden Klasik Türk edebiyatı düzyazı eserlerinde, Farsça kurala göre okunan atıf tamlamaları ile Arapça kurallara göre okunan ve Türkçede bağlama grubu oluşturan “ve”nin kullanımının herhangi bir kurala bağlanmadığı görülmektedir. Atıf vâvının eserlerdeki farklı şekillerinin belirlenmesi ve kullanımının nasıl olması gerektiğinin çözülmesi, eserlerdeki karmaşayı ortadan kaldıracağı gibi yazım ve kural birliğine uyulmasını da sağlayacaktır. Klasik Türk nesrinde tespit edilen ikili kullanımlar, Hacı İbrahim Efendi’nin “Edebiyyât-ı Osmâniyye”, Mehmet Rıfat’ın “Hâce-i Lisân-ı Osmânî”, Abdurrahman Süreyyâ “Mizânü’l-belâga” adlı kitaplarının verdiği bilgilere göre değerlendirilmeye çalışılacaktır.Whether in aesthetic prose or in the work of the eloquence books recorded as simple and medium styles, in the work of classical Turkish prose, it is seen that Persian reference phrases are used. Researchers have a variety of savings in terms of reading of these uses, according to the Arabic orthography (ve) or Persian style (u, ü, vü). In one of the works which were formed with the same words and in the same task, one of the noun phrases was read by Persian style (atıf vâvı), the other one was read with the conjunction (vâv-ı rabtî). Therefore, in the works of classical Turkish literature, it is seen that the use of the reference group according to the rules of Persian and it is read in accordance with Arabic rules and its usage in Turkish is not bound to any rules. Determining the different forms of reference phrase and deciding how to use it will eliminate the chaos in the works as well as obey the writing and rule unity. The dual usages that we have determined in classical Turkish prose will be evaluated according to the information given by some rhetoric and grammar books

    Söze vurulan mühür: Baki'nin Hatem Kasidesi'nde anlam boyutları

    Get PDF
    Aynı malzemeyle üreten iki sanatçının birbirine olan üstünlükleri malzemeyi kullanma şeklinden kaynaklanır. Sanatçının ustalığı sanat eserinin değerini belirlemede başat rol oynarken sanat eserinin başarısını da ortaya koyar. Plastik sanatlarda görsel malzemenin estetik biçimde kullanımı biçim ile ilgili olmasına rağmen, yazılı eserlerde işitme duyusu sanat eserini değerlendirmek için kullanılır. İster plastik sanatlarda isterse yazılı sanatlarda olsun eserin başarısı, anlatımındaki ustalığa bağlıdır. Yazılı eserlerde bu ustalık kelime ve kelimelerin kullanılma biçimlerinde ortaya çıkar. Üzerinde araştırma yapılacak sanat eseri şiirse ve oluşturulduğu dönemin sosyal, ekonomik, psikolojik ve kültürel bağlamından kopmuş ve uzaklaşmış bir sanat eserinden söz ediliyorsa, sanatçının üslubunu belirlemek bir kat daha zor hâle gelecektir. Bâkî’nin Semiz Ali Paşa’ya sunduğu Hâtem Kasidesi, anlam ve anlatım olanakları bakımından son derece dikkati çeken bir yapıya sahiptir. 57 beyitlik kasideyi bir sadrazama sunulmuş,sanatlı süslü söyleyişleri olan bir şiir olarak okumak mümkün; fakat şairin üslubu ve kelimeler arasındaki ilişkiler çözüldüğünde şiirin sadece caize almak için sunulan veya şairin sanat gücünü göstermek için yazılan satırlardan ibaret olmadığı anlaşılmaktadır. Bâkî’nin kasidesi iç içe geçmiş çeşitli anlam katmanlarından oluşmuştur. Bunlar sayesinde anlam yelpazesi genişletilmiş şiirde adeta anlam yumağı oluşturulmuştur. Beytin ilk okunduğundaki anlamı, kelimeler arasındaki anlam ilişkileri değerlendirildiğinde daha sonra farklılaşmaktadır. Şairin dili ustaca kullanması sayesinde ortaya çıkan bu durum sonucunda şiirdeğişik anlamlara gelecek şekilde okunabilmektedir.The superiority of the two artists who produce with the same material is due to the way they use the material. The master of an artist plays a key role in determining the value of a work of art, but also reveals the success of the work of art. Although the use of visual material in aesthetic form is related to the form in plastic arts, the sense of hearing in written works is used to evaluate the work of art. Whether it is in plastic arts or written arts, the success of the work depends on the mastery of the expression. This mastery in written works, has revealed words and the way words are used. If the artwork to be investigated is poetry and If you are talking about a work of art that has broken away from the social, economic, psychological, and cultural context of the era it will become a bit more difficult to determine the style of the artist. Hâtem Ode, presented by Bâkî to Semiz Ali Pasha, has a very remarkable structure in terms of meaning and expression possibilities. It is possible to read it as a poem with artful ornate pronunciations, 57 couplets eulogy was presented to a grand vizier. However, when relations between poetry style and words are resolved, it is understood that poetry is not merely the lines presented to show or to show the artistry of the poet. Apart from the composition brought by the form on the ode, on account of the composition feature created by Bâkî, continuity of narration and changes in narrative can be observed. One characteristic of Hâtem Ode is that there are all traceable tracks among the couplets. So much so that in the beginning the features of a seal, the materials used in the seal, the shape of the seal, the structure, the pieces. In short, the stage of construction of the seal can be followed in order. This traceability in ode’s narrative spread over the poetry and created the backbone of the poem poetry with the influence of word after the rhyme. The second important feature of the poetic composition is that the continuity of expression is reflected in the visual. Thus, continuity in expression, but also offers visual and traceability depicted as pale snapshots are turned into the movable frame

    Edebiyyât-ı Osmâniyye

    Get PDF
    Bu kelime aslında zarafet, usluluk, söz ve harekette insanlara güzel davranış ve karşılıklı olarak iyilik yapma anlamındadır. Bazı kişiler de bu kelimeyi her çeşit hatadan sakınacak şeyleri bilmekten ibarettir, diyerek açıklamışlardır. Bazıları da edep bir insanı utanılacak şeylerden koruyan becerikliliktir. Öyle ki edep, nitelendiği kişiyi kabahat ve utanç sebebi olan şeylerden korur, diye açıklamışlardır. İslam devletinin ilk zamanlarında terbiye etme olduğu için Arap bilimleri ile Arap şiirleri de edep adıyla anılmıştır. Böylece kelime sebep ilgisiyle mecazî tabirlerden olmuştur

    How to tell An Ottoman history ? Narrative Characteristics of Karaçelebi-zade Abdülaziz Efendi's Suleimanname

    Get PDF
    Selim-nâmelerin devamı olarak görülen Süleymân-nâmeler, Kanûnî Sultan Süleymân’ın hayatı, savaşları, yaptığı hayır hasenatı içeren eserlerdir. Osmanlı yönetiminde önemli etkilere sahip olan Karaçelebi ailesine mensup, Karaçelebizâde Abdülazîz Efendi’nin Süleymân-nâme’si ise 17. yy.da yazılmış tek Süleymânnâme olması bakımından önemlidir. Bununla birlikte eser Kanûnî’nin ölümünden sonra yazılmış, I. İbrahim’e sunulmuştur. Eser hakkında kaynaklarda dilinin ağır olduğu, “süslü” bir dil kullanıldığı gibi genel ifadelere rastlanır. Kâtip Çelebi ise eserin “hoş bir kompozisyon” ile hazırlandığını söyler. Giriş kısmından sonra anlatılanların başlıklar hâlinde verildiği eserde toplam 25 başlık bulunur. Kanûnî Sultan Süleymân’ın tahta çıkmasından ölümüne kadar olan tarihî olayların verildiği eserde, şehzadeler için ayrı bir bölüm açılmış; ayrıca Kanûnî devrindeki vezirler ve âlimlerin hayatları ayrı başlıklar hâlinde anlatılmıştır. Kanûnî’nin tahta çıkışından Zigetvar seferinde ölümüne kadar olan tarihî olayların nasıl anlatıldığının araştırılacağı çalışmada, başlıktan itibaren çeşitli üslûp araçlarının kullanıldığı tespit edilmiştir. Bu araçların eserde nasıl kullanıldığı ve esere katkılarının incelenmesi amaçlanmaktadır. Böylelikle tarihî metinlerdeki anlatım özelliklerinin tespiti sağlanacak ve dilinin sanatlı olduğu söylenen eserdeki dil kullanımlarının üslûp araçlarını taşıdığı gösterilecektir.Suleimannames, which are seen as the continuation of Selimnames, are works that include the life, wars and charitable acts of Suleiman the Magnificent. The Suleimanname of Karaçelebi-zâde Abdülaziz Efendi, who was a member of the Karaçelebi family, who had important influences in the Ottoman administration, is important in that it is the only Suleimanname written in the 17th century. However, the work was written after Kanuni's death and presented to Ibrahim I. There are general statements about the work, such as the heavy language and the use of an "ornate" language in the sources. Katip Çelebi, on the other hand, says that the work was prepared with a "nice composition". There are 25 titles in total in the work, in which what is told after the introduction is given as titles. In the work, in which the historical events from the enthronement of Suleiman the Magnificent until his death, a separate section was opened for the princes; In addition, the lives of viziers and scholars in the Kanuni period are explained under separate headings. In the study, it will be investigated how the historical events from Kanuni's accession to the throne until his death in the Zigetvar campaign are explained, it has been determined that various stylistic tools have been used since the title. It is aimed to examine how these tools are used in the work and their contributions to the work. Thus, it will be ensured that the narrative features in historical texts are determined and it will be shown that the language uses in the work, which is said to be heavy in language, carry stylistic tools

    Bulġatu’l-Muştāḳ fi Luġāti’t-Turk ve’l-Ḳifçāḳ Kastamonu nüshası (giriş, inceleme, tıpkıbasım ve transkripsiyon, dizin)

    Get PDF
    Bu çalışma, şimdiye dek Paris Biblioteque Nationale'deki nüshasıyla bilinen Kitābu Bulġatu’l-Muştāḳ fi Luġāti’t-Turk ve’l-Ḳifçāḳ adlı Memluk Türkçesi eserinin yakın zamanda keşfedilen Kastamonu Nüshasını ele almaktadır. Çalışmada, metnin transkripsiyonu, gramatikal dizini ve metin üzerinde yapılan gramatikal incelemeler bulunmaktadır.
    corecore