7 research outputs found

    İndirekt fluoresan antikor tekniği ile sıtma antikorlarının tayini

    No full text
    TEZ143Tez (Uzmanlık) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 1982.Kaynakça (s. 43-47) var.47 s. : res. ; 32 cm.

    Immune complexes and their relation with disease activity in systemic lupus erythematosus

    No full text
    Jmmün kompleks hastalıklarının prototipi olan SLE de klinik aktiviteyi tanımlamak için çeşitli otoantikorlar, kompleman ürünleri ve klinik aktivite indeksleri kullanılmıştır. Bu çalış-mada aktivite kriteri olarak, klinik bulgu ve belirtilerle beraber çift sarmallı anti-DNA anti-korları kullanılmak suretiyle lupuslu 50 aktif hasta (3 erkek, 47 kadın) ve bunlardan onunun inaktif dönemlerinde alınmış serumlarında C1q-bağlayan immün kompleksler araştırıldı. Kontrol grubu olarak 30 sağlıklı kişi (3 erkek, 27 kadın) kullanıldı. Hastaların yaş ortalaması 29.2, kontrollann 33.1 idi. C1q-bağlayan immün komplekslerin tayininde ELISA; ANA ve çift sarmallı anti-DNA antikorlarının tayininde indirekt floresan antikor yöntemi kullanıldı. Aktif ve inaktif lupuslu hastalarda C1q-bağlayan immün kompleks düzeyleri kontrol grubuna göre önemli miktarda artmıştır (p 0.05). Sonuç olarak, lupuslu hastalarda sağlıklı kontrollara göre önemli oranda artmış olmasına rağmen, serum C1q-bağlayan immün kompleks değerleri ile çift sarmallı anti-DNA antikorlarına göre tanımlanan klinik aktivite arasında ilişki bulunmamıştır. Avmün komplekslerin lupusun aktivitesi ile ilişkisini araştıran diğer çalışmalar da çelişkili sonuçlar vermiştir. Bunda kullanılan yöntemlerin farflılığı yanında, immün komplekslerin oluşmasında etkili olan fatörlerin çokluğu da etken olabilir

    Anti-chlamidial antibody levels in Behçet's disease

    No full text
    Bakteriolojik olarak henüz izole edilememiş olmasına rağmen. Behçet hastalığında bakteriel antijenlerin ve ısı sok proteinlerinin etyopatogenetık rolünün olabileceği bildirilmiştir. Bu çalışmada klinik ve immünolojik özellikleri bakımından Reiter sendromu ve diğer spondilartropatilerle bazı benzerlikler gösteren Behçet hastalığında klamidial enfeksiyonların rolü araştırıldı, hternasyonel Çalışma Grubu kriterlerine uygun olarak tanısı konan 33 Behçet'ti hasta ve 33 sağlıklı kontrolda serumda klamidial antikor düzeyleri solid faz enzim immunoassay yöntemi ile ölçüldü. Bu antikorların ortalama düzeyi Behçet'ti hastalarda 8.4±6.07 EUSA üniti, kontrollarda 10.3±14.21ELISA üniti olup aradaki fark önemli değildir (p>0.05). Reiter sendromunda spondilartrojenik HLA-B27 alt grupları olan B*2705, B*2701, B*2702, B*2704, B*2707 dışında kalan vakalarda bu antijenlerle kros reaktif olan (B7-Creg) B7, B40 (B60 veya B61), B22 (B54, B55, B56) ve/veya B42 grubu antijenlere raslanması ve bu grubun içinde Behçet hastalığının karakteristiği olan HLA-B5 (B*5101) in bulunmaması, bu hastalıkta farklı antijenik determinantların dolayısıyla farklı patojenlerin rolünün olabileceğini düşündürmetedir

    Anti-neutrophil cytoplasmic antibodies in familial Mediterranean fever

    No full text
    Anti-nötrofil sitoplazmik antikorlar, belirlenmeleri için en iyi standard olarak kabul edilen immünofloresan teknikle, mikroskopik görünümlerine göre, sitoplazmik (c-ANCA) ve perinükleer (p-ANCA) olmak üzere iki şekilde tanımlanmıştır. Sıklıkla pozitif bulundukları pauci-immün nekrotizan vaskülitler dışında, differ inflamatuar hastalıklarda da görülebilirler. Akut hecmede olan 21 FMF'li hastada indirekt floresan antikor tekniğini kullanarak anti-nötrofil sitoplazmik antikorların sıklığını araştırdık. Hasta grubu ve 20 sağlıklı gönüllüden oluşan kontrol grubunda hiçbir pozitifliğe rastlamadık. Pozitif kontrol olarak, aldığımız 22 aktif lupuslu hastada antikorları %59 oranında pozitif bulduk. Henüz sebebi bilinmeyen inflamatuar bir hastalık olan FMF'de mutlak ANCA negatif ligi, patogenezinin primer nekrotizan vaskülitlerden tamamen farklı bir mekanizma ile oluşmasına ve/veya patogenezin yöneldiği hedefin farklılığına bağlı olabilir

    A Novel Marker of Inflammation: Azurocidin in Patients with ST Segment Elevation Myocardial Infarction

    No full text
    (1) To investigate the role of azurocidin, an antimicrobial protein, in patients with ST segment elevation myocardial infarction (STEMI). (2) This single-center prospective observational study included patients with STEMI and healthy age- and sex-matched control subjects. Baseline demographic, clinical and biochemical data were compared between the two groups. Azurocidin levels at baseline were determined using an enzyme-linked immunosorbent assay. Multivariate linear regression analysis with enter method was used to test the association between azurocidin and independent variables, such as the thrombolysis in myocardial infarction (TIMI) score, synergy between percutaneous coronary intervention with TAXUS and cardiac surgery score, global registry of acute coronary events score, Killip class, C-reactive protein (CRP), and creatinine kinase-myocardial band (CK-MB). (3) A total of 76 patients with STEMI and 30 healthy control subjects were enrolled in the study. Mean ± SD azurocidin levels were significantly higher in patients compared with healthy controls (18.07 ± 13.99 versus 10.09 ± 5.29 ng/mL, respectively). In a receiver-operating characteristic curve analysis, an azurocidin cut-off level of >11.46 ng/mL had 74% sensitivity and 58% specificity in predicting myocardial infarction. Azurocidin levels had a positive correlation with TIMI score (r = 0.651). In multivariate linear regression analysis, the TIMI score was an independent predictor of the azurocidin level. (4) Azurocidin is an infection marker that may be important in patients with STEMI
    corecore