25 research outputs found

    Obezitede cinsel yaşam ve hemşirelik yaklaşımı

    No full text
    Cinsellik fizyolojik, biyolojik ve psikolojik olarak insanların yaşamında önemli rolü olan bir eylemdir ve cinsellik insan hayatındaki birçok faktörden etkilenmektedir. Obezite ise dünyada görülme oranı gittikçe artan küresel bir sağlık sorunudur. Obezite kadınlarda ve erkeklerde cinselliği çeşitli patofizyolojik mekanizmalarla, farklı şekil ve boyutlarda etkilemektedir. Bireylerdeki mevcut risk faktörlerinin ve komorbiditelerin tanı ve tedavisi, obezitesi olan kişilerde yaşam kalitesinin iyileştirilmesinde ve cinsel işlev bozukluğunun önlenmesinde belirleyici bir faktördür. Bireyin cinsel yaşam ile ilgili bir sorun çözüme kavuşturulduğunda aynı zamanda biyopsikososyal sağlığının da olumlu etkileneceği göz ardı edilmemelidir. Obez bireylere yönelik cinsel danışmanlık konusunda hemşirelerde, bireylerin yaşam kalitesini ve cinsel yaşam kalitesini arttırıcı faktörlere vurgu yapmalıdır. Hemşireler obez bireylere cinsel yaşam ile ilgili danışmanlık verirken, kullanılabilecek modellerden birey için uygun olanı tercih etmelidir. Bu derlemede kadın ve erkek obezitesinin cinsel sağlık ve cinsel yaşam üzerine etkisini, obeziteye bağlı komorbiditeleri, cinsel işlevselliği ve obezitede hemşirelik yaklaşımını literatür doğrultusunda incelemek amaçlandı. Anahtar Kelimeler: obezite, cinsellik

    Postpartum Physical Symptom Severity and Breastfeeding Behaviour of Primipar Mother According to Their Birth Type

    No full text
    Amaç: Bu araştırma, doğum şekline göre primipar annelerin doğum sonrası fiziksel semptom şiddeti ve emzirme davranışlarını belirlemek için yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve karşılaştırmalı tipteki bu çalışma, Ocak-Haziran 2018 tarihleri arasında, İzmir’deki üç eğitim araştırma hastanesinde yürütülmüştür. İki grupta yürütülen araştırmaya doğum yapan 227 (113 vajinal ve 114 sezaryen ile) anne dâhil edilmiştir. Birey Tanıtım Formu, Postpartum Fiziksel Semptom Şiddeti Ölçeği ve LATCH Emzirme Tanılama Ölçeği kullanılarak veriler toplanmıştır. Bulgular: Sezaryen ile doğum yapan annelerin emzirme başarısının düşük olduğu ve postpartum dönemde fiziksel semptomları daha şiddetli yaşadıkları belirlenmiştir (p<0.05). Ayrıca her iki doğum şekli ile doğum yapan annelerin emzirme başarısını postpartum dönemdeki yaşadıkları artan semptom şiddetinin azalttığı bulunmuştur (p<0.05). Sonuç: Hemşireler annelerin gebelikleri sırasında doğuma hazırlık sınıflarına katılımlarını arttırarak, vajinal doğum ve emzirmeye özendirmelidirler. Ayrıca sezaryen ile doğum yapan annelere postpartum dönemde yaşayabilecekleri semptomları dikkate alarak, emzirmelerini destekleyici hemşirelik bakımını planlamalıdırlar.Aim: This study was conducted to determine postpartum physical symptoms severity and breastfeeding behavior according to primipar mothers birth type. Methods: This descriptive and comparative study was conducted through January-June 2018 in three training research hospital in Izmir. the study was conducted with 227 mothers in two groups (113 vaginal birth and 114 caesarean birth). Data were collected using the Individual Identification Form, Postpartum Physical Symptom Severity Scale and LATCH Breastfeeding Assessment Scale. Results: It was determined that mothers who gave birth by cesarean section had low breastfeeding success and experienced more severe physical symptoms in the postpartum period (p<0.05). in addition, it was found that the breastfeeding success of the mothers who gave birth with both forms of birth decreased the symptom severity experienced during the postpartum period (p <0.05). Conclusion: Nurses should encourage mothers to participate in the birth preparation classes during their pregnancy and encourage vaginal delivery and breastfeeding. They should also plan nursing care to support breastfeeding, taking into account the symptoms they may experience in the postpartum period for mothers who give birth by cesarean section

    Coexistence Of Frey Syndrome And Cutaneous Mastocytoma

    No full text
    Auriculotemporal or Frey syndrome in children is rare and often misdiagnosed as food allergy. Here, we report a case of Frey syndrome and coincidental cutaneous mastocytoma in a 6-month-old boy. In view of the benign nature of this syndrome, no therapy is recommended. This rare disease should be kept in mind in order to prevent unnecessary diagnostic tests and elimination diets.WoSScopu

    Kadınların Postpartum Kontraseptif Tercihleri ve Tutumları*

    No full text
    Amaç: Bu çalışmanın amacı kadınların postpartum kontraseptif tercihlerini ve tutumlarını belirle-mektir.Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki bu araştırma, İzmir’deki üç eğitim araştırma hastanesinin kadın doğum ve yenidoğan poliklinikleri ile emzirme odalarında yürütülmüştür. Verileri toplamak amacıyla “Birey Tanıtım Formu” ve “Aile Planlaması Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Çalışmaya post-partum altıncı hafta ile 12.ay arasında ve evli olan, Türkçe konuşabilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden toplam 253 kadın dahil edilmiştir. Bulgular: Postpartum kadınların %92,1’i kontraseptif yöntem kullanmayı düşünüyor ve yöntem kullanmayı düşünenlerin %82,4’ü modern bir yöntem, %14,6’sı ise geri çekme yöntemini kullan-mayı planlamaktadır. Çalışmada eğitim durumu, gelir durumu, aile yapısı, eşinin eğitim durumu, yaşayan çocuk sayıları, küretaj varlığı, doğum şekli, daha önce herhangi bir kontraseptif yöntem kullanmış olma durumunun aile planlamasına ilişkin tutumu etkileyen faktörler olduğu belirlen-miştir. Sonuç: Doğum sonu aile planlaması hizmetleri özellikle doğumlar arasındaki sürenin ve doğum sayısının bilinçli bir şekilde planlanmasını sağlayarak, anne ve çocukların sağlığını koruma ve geliştirmeye katkı sağlayacağı için bu dönemdeki kadınların eğitimi konusunda sağlık çalışanları-nın farkındalıkları arttırılmalıdır

    A rare case: Takotsubo cardiomyopathy

    No full text
    Takotsubo kardiyomiyopatisi nadir bir patoloji olup, koroner arter lezyonu görülmeksizin miyokard infarktüsü ve sol ventrikül disfonksiyonu ile seyreden kardiyovasküler bir sendromdur. Nadiren asemptomatik seyretmekle birlikte göğüs ağrısı, dispne, senkop gibi semptomlara yol açmaktadır. Ventrikülografide anteroapikal balonlaşma gözlenmekte, manyetik rezonans görüntüleme ve ekokardiyografide bölgesel duvar hareket bozukluğu saptanmaktadır. Bu hastalık çoğunlukla yaşlı, postmenopozal kadınlarda ve fiziksel veya emosyonel stres sonrasında görülmektedir. Hastalar kliniğe akut koroner sendrom ile ilişkili birçok semptomla gelmektedir. Hastalığın tedavisi genelde destek tedavisi şeklindedir. Bu çalışmada, acil servise ani başlayan dispne ve göğüs ağrısı semptomları ile başvuran, takotsubo kardiyomiyopatisi tanısı konulan 79 yaşındaki kadın olgu sunulmuştur. Akut koroner sendrom ön tanısı ile kateterizasyon yapılan olgunun koroner arterlerinde anlamlı darlık saptanmamış olup, apikal balonlaşma görülmesi üzerine tanı ek tetkiklerle desteklenmiştir.Takotsubo cardiomyopathy is a rare pathology and a cardiovascular syndrom which courses with myocardial infarction and left ventricular disfunction without coronary artery disease. Although being rarely asymptomatic, it generally causes symptoms such as chest pain, dyspnea and syncope. Ventriculography reveals antero-apical ballooning and magnetic resonance imaging and echocardiography reveals regional wall function abnormalities. This disease generally effects old, postmenopausal women after physical or emotional stress factors. Patients present to the clinic with various symptoms related to acute coronary syndrome. Therapy is generally supportive medical treatment. In this report, we present the 79-years-old female patient with takotsubo cardiomyopathy whom was admitted to the emergency clinic with sudden onset chest pain and dyspnea. With the initial diagnosis of acute coronary syndrome, cardiac catheterization did not show significant stenosis and indicated apical ballooning which supported the diagnosis

    Mesh Nebulizer Is As Effective As Jet Nebulizer In Clinical Practice Of Acute Asthma In Children

    No full text
    Background/aim The aim of this study was to compare the effect of salbutamol delivered to children by jet nebulizer (JN) and mesh nebulizer (MN). Materials and methods Children admitted with acute asthma were treated with 3 doses of nebulized salbutamol, 1 given by MN. The patients’ vital signs, lung function measurements, modified pulmonary index score (MPIS), and whole body plethysmography (WBP) measurements were evaluated before and 20 min after each dose of salbutamol. Results Thirty-onechildren [9.5 (6.4–17.2) years, 67.7% male, 32.3% female] with mild (67.7%) and moderate (32.3%) asthma attacks were included in the study. The improvements with MN were comparable with JN in terms of changes in pretreatment and posttreatment forced expiratory volume in the first second (FEV1) (2.57 ± 4.57, 3.65 ± 5.44; P = 0.44), forced vital capacity (FVC) (2.52 ± 5.29, 4.17 ± 7.54; P = 0.28), heart rate (7.33 ± 10.21, 4.14 ± 9.32; P = 0.24), peripheral capillary oxygen saturation (SpO2) (0.38 ± 0.23, 0.43 ± 0.15; P = 0.83), and modified pulmonary index score (MPIS) (−6.30 ± 22.70, −8.77 ± 25.46; P = 0.70). The pre- and posttreatment values of total lung capacity (TLC), residual volume (RV), specific conductance (sGaw), and RV/TLC were similar for the JN and MN groups. Adverse effects were not different: however, complaints of palpitation were significantly higher in the posttreatment MN group than the pretreatment MN group (32.3% vs 9.7%, respectively, P = 0.016). Conclusions These findings support the previous evidence found in studies of adults that MN is as effective as and as safe as JN in the treatment of acute asthma in children.PubMedWoSScopu
    corecore