22 research outputs found

    Applicability analysis of augmented multi-terminal component to circuit analysis techniques

    No full text
    Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2003Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2003H, Y, Z parametrelerinden herhangi biri tanımlı olmayan bir çok-uçlu, uygun bir şekilde açık devre veya kısa devre kapılar eklenerek bu parametrelerden arzu edilen herhangi birine sahip hale getirilebilir. Bu şekilde elde edilen çok-uçlular "genişletilmiş çok-uçlu" olarak adlandırılmaktadır. Lineer, zamanla değişmeyen devrelerin analizinde seçilen devre analiz yöntemi, devre elemanlarının uç-deıMemlerinin nasıl olması gerektiğini belirler. Dolayısıyla kullanılacak devre analiz yöntemine bağlı olarak, bir elemanın H, Y veya Z parametrelerinden uygun birini kesinlikle kullanmak gerekebilir. Oysaki devredeki çok-uçlularm H, Y ya da Z parametrelerinden biri ya da hepsi tanımlı olmayabilir. Bu durumda iki seçenek söz konusudur: Ya kullanılacak olan devre analiz yöntemi değiştirilir ya da uygun parametre matrisine sahip olmayan çok-uçlular yerine genişletilmiş eşdeğerleri konulur. Bu tezde bu iki farklı yöntem ele alınmış ve genişletilmiş çok-uçlulann devre analiz yöntemlerine ne derece etkin uygulanabileceği incelenmiştir. Tezde devre analiz yöntemleri ve devre parçalama yöntemleri ele alınmıştır. Devre analiz yöntemlerinde genişletilmiş çok-uçlu kullanmanın denklem sayısı açısından fayda sağladığı tespit edilmiş ve bu özellik bir teorem olarak verilmiştir. Devre parçalama yöntemlerinde ise genişletilmiş çok-uçlu kullanılarak belirgin bir fayda sağlanamamış ancak mevcut yöentemlere alternatif yöntemler üretilmiştir. Tezin ilk bölümünde "çok-uçlu" ve "gemletilmiş çok-uçlu" kavranılan tanıtılmış ve genişletilmiş çok-uçlulann nasıl elde edilebileceği açıklanmıştır. ikinci bölümde lineer devre analiz yöntemlerinden çevre akımları ve düğüm gerilimleri yöntemleri ele alınmış ve bu yöntemlerin uygulanabilmesi için devre ıx elemanlarının sağlaması gereken koşullara değinilmiştir. Bu koşulların sağlanmaması durumunda analizin nasıl yapılması gerektiği ve genişletilmiş çok-uçlulann bu durumda ne şekilde kullanılabileceği incelenmiştir. Üçüncü ve dördüncü bölümlerde sırasıyla, devre parçalama yöntemlerinden eleman kaldırarak parçalama ve düğümden parçalama yöntemleri incelenmiştir. Devre elemanlarının uygun parametre matrislerine sahip olmamaları durumund bu yöntemlerin nasıl uygulanması gerektiğine değinilmiş ve bu sorunların aşılmasında genişletilmiş çok-uçlulann fayda sağlayıp sağlamayacağı incelenmiştir. Beşinci ve son bölümde ise sonuçlar değerlendirilmiştir.A multi-terminal component of which any of the H, Y, Z parameters is undefined, can be changed to a new multi-terminal component which has the desired parameters by adding new open circuit and shunt circuit ports. The new multi-terminal obtained by this way is called "augmented equivalent multi-terminal component". In the analysis of linear, time invariant networks, the method used for the analysis determines how the terminal characteristics of network components. Therefore a circuit component can be required to be expressible in terms of one of the proper H, Y, Z parameters. However one or even all H, Y, Z parameters can be undefined for a circuit component. There exist two possible approaches in this situation: Changing the circuit analysis method or changing the circuit component to its augmented equivalent. In this thesis, two different approaches are considered and it is examined that how is the applicable augmented multi-terminal component to circuit analysis techniques. In this thesis, basic circuit analysis and circuit partitioning techniques are examined. It is observed that using augmented equivalent multi-terminal components in circuit analysis techniques is advantageous and this property is provided as a theorem. In circuit partitioning techniques using augmented equivalent multi-terminal components have not significant advantages but it allows alternative approaches. In the first chapter, the concepts of multi-terminal component and augmented equivalent multi-terminal component are introduced and generation of augmented equivalent multi-terminal components is explained. In the second chapter some network analysis techniques, such as mesh analysis and nodal analysis are given. The conditions that multi-terminal components should satisfy in order to use this techniques, are investigated. How the circuit XI analysis should be done and how augmented equivalent multi-terminal component can be used are examined under the condition that these requirements are not satisfied. In third and fourth chapters, two circuit partitioning methods, branch tearing and node-tearing are examined respectively. When the circuit elemants do not have proper parameter matrices, it is presented that how these techniques should be applied and whether augmented equivalent multi-terminal component could be useful or not. Finally in te last chapter, the results are discussed.Yüksek LisansM.Sc

    Lisansüstü Eğitimin Mesleki Yaşam ile İş ve Yaşam Doyumuna Etkisi

    No full text
    Bilgi toplumunda, birçok meslekte bilgi temelli becerilerin önemi ve gereği her geçen gün arttırmaktadır. 21. yüzyıl yaşam ve meslek becerileri için lisans eğitimi yetersiz kalmakta, lisansüstü eğitim bir ihtiyaç hatta zorunluluk halini almaktadır. Yeterli olmamakla birlikte, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da çeşitli uygulamalar ile lisansüstü eğitimi özendirilen, öğretmenlik kariyer basamaklarında yükselme vb. uygulamalar bulunmaktadır. Lisansüstü eğitimlerde kazanılan yeterliliklerin iş yaşamına aktarılması, somut etkinin gözlenmesi, iş doyumu kadar yaşam doyumunu sağlamada da önemli düzeyde etkileyecektir. Çalışmanın amacı, lisansüstü eğitimi alan bireylerin aldıkları eğitimle kazandıkları yeterlikleri mesleki çalışmalarına ve uygulamalarına yansıtma düzeyleri ile iş ve yaşam doyumuna etkisini saptamaktır. İlişkisel tarama modelinde ele alınan çalışma, ÇOMÜ Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Denetimi dalında lisansüstü eğitim alan ve öğretmenlik vd. görevlerde bulunan 583 (2010-2017) mezun çalışma evrenini oluşturmuştur. Bunlardan iletişim bilgileri aktif olan 285 mezundan ulaşılabilen 108 lisansüstü eğitim mezunu örneklem grubunu oluşturmuştur. Lisansüstü eğitim kazanımlarının mesleki uygulamalara yansıtılması%253B iş doyumu ve yaşam doyumuna etkileri, mezunların yaş, meslekler ve cinsiyetleri açısından anlamlı bir farklılaşma çıkarmamıştır. Kurumların, lisansüstü eğitim alan çalışanlarına yönelik özlük hakları ve yükselme olanaklarına yönelik düzenlemeleri%253B üniversitelerin, lisansüstü eğitim programlarını bilim dalları olarak yaygınlaştırmaları, nitelik ve nicelik olarak geliştirmeleri önerileri sunulmuştur

    Multiple bowel perforations in systemic lupus erythematosus

    No full text
    Systemic lupus erythematosus (SLE) is a connective tissue disorder that has rarely been seen with acute surgical manifestations. Intestinal perforation is one of the most devastating complications of SLE which necessitates prompt surgical intervention. We report a case having multiple intestinal perforations on exploration and has undergone primary repair. SLE should be taken into account as a diagnosis of choice in patients with bowel perforation

    Non-hodgkin Lymphoma Developing After Discontinuation of Direct-acting Antiviral Treatment for Hepatitis C: A Case Report

    No full text
    Today, direct-acting antivirals (DAA) are the main treatment options for hepatitis C infection. However, whether malignancy risk is increased after DAA treatment is a matter of debate. Conflicting results have been reported in the relevant studies. In this paper, we present the case of B-cell non-Hodgkin lymphoma developing after DAA treatment in a patient with complete response to hepatitis C treatment

    The accumulation of proteins with chitinase activity in the culture media of the parent and mutant Serratia marcescens strain grown in the presence of mitomycin C | Dinamika nakopleniia belkov s khitinaznoi aktivnost'iu v kul'tural'noi zhidkosti mutantnogo shtamma i iskhodnogo shtamma Serratia marcescens v prisutstvii mitomitsina C.

    Get PDF
    The study of the accumulation pattern of extracellular proteins with chitinase activity in the parent Serratia marcescens strain Bú 211 (ATCC 9986) grown in the presence of mitomycin C and its mutant strain with the constitutive synthesis of chitinases grown in the absence of the inducer showed that chitinase activity appeared in the culture liquids of both strains at the end of the exponential phase (4 h of growth) and reached a maximum in the stationary phase (18-20 h of growth). The analysis of the culture liquids (12 h of growth) by denaturing electrophoresis in PAAG followed by the protein renaturation step revealed the presence of four extracellular proteins with chitinase activity and molecular masses of 21, 38, 52, and 58 kDa

    Biliary tract reconstruction with autologous rectus sheath graft - An experimental study

    No full text
    WOS: 000230154300009PubMed: 16001620Background/Aims: Common bile duct injuries which cause significant morbidity and mortality are one of the most serious complications of cholecystectomies. They can be repaired by various approaches. Methodology: We used an autologous graft obtained from the posterior sheath of the rectus muscle in biliary tract reconstruction for common bile duct defect. This experimental study was carried out on six dogs. A tissue fragment was excised from the posterior sheath of the rectus muscle together with the fascia transversalis and peritoneum. A channel from the fascial graft was formed around a T-tube. The autologous rectus sheath graft was sutured to the common bile duct as a segmental conduit graft. Afterwards, blood biochemistry values and liver histopathology were investigated. Dogs were studied by T-tube cholangiography 4 months postoperatively just prior to removing the T-tube and again 2 months later at relaparotomy. The hepatic parenchyma, intra- and extrahepatic bile ducts were detected by ultrasonography during the last 2 months, one time in fifteen days. Results: There was no anastomotic insufficiency. The fascial graft gained an appearance similar to bile duct in dogs. Postoperatively, no change in blood biochemical parameters was observed, and in the preoperative and postoperative periods no histopathological change in the liver was Conclusions: These findings indicate that the use of an autologous fascial graft to repair common bile duct injuries as a conduit graft for segmental bile duct loss may be a feasible and alternative method of treatment

    Atypical Fibroxanthoma Of The Eyelid

    No full text
    Atypical fibroxanthoma (AFX) is probably a neoplasm of fibrohistiocytic lineage. The tumor arise in the skin and has strikingly atypical properties. We report a case of AFX that was excised from the left lower eyelid of a twelve-year-old girl. The nodular mass was reported as AFX. Though this tumor has the capability to recur aggresively, no recurrence was noted in the present case. Malignant fibrous histiocytoma, atypical fibrous histiocytoma, squamous cell carcinoma, sarcoma, dermatofibroma protuberans, and reticulohistiocytoma should be included in differential diagnosis

    Report of a girl with Infantile Hemangioendothelioma

    No full text
    Infantile Hemangioendothelioma (IHE) is a rare vascular tumor with predominant involvement of soft tissues of extremities. The occurrence in the head and neck region is extremly rare. We report a four-month-old female with IHE in her lower lip. The clinical and histologic photographs depict the findings. The diagnosis and treatment of IHE are discussed

    Acute Phosphate Nephropathy

    No full text
    Oral sodium phosphate (OSP) is frequently used in colonoscopy preparation for both cost and ease of use. Acute renal failure may occur due to these OSP-and sodium phosphate-containing enemas used in colonoscopy preparation. A 55-year-old female patient with type 2 diabetes mellitus and essential hypertension, known for 5 years, and normal renal function tests, underwent colonoscopy. For colonoscopy preparation, she used two OSP containing purgatives and sodium phosphate containing enema. The patient presented to the emergency service with a complaint of being unable to urinate 1 day after colonoscopy. Renal biopsy was performed and acute phosphate nephropathy was reported. Chronic renal failure is a contraindication to the use of OSP. Old age, female sex, electrolyte imbalance and inappropriate use of OSP increase the acute phosphate nephropathy risk. Acute phosphate nephropathy should be kept in mind in patients who undergo colonoscopy, use OSP for the preparation, and present with impaired renal function

    Acute Phosphate Nephropathy

    No full text
    Oral sodium phosphate (OSP) is frequently used in colonoscopy preparation for both cost and ease of use. Acute renal failure may occur due to these OSP-and sodium phosphate-containing enemas used in colonoscopy preparation. A 55-year-old female patient with type 2 diabetes mellitus and essential hypertension, known for 5 years, and normal renal function tests, underwent colonoscopy. For colonoscopy preparation, she used two OSP containing purgatives and sodium phosphate containing enema. The patient presented to the emergency service with a complaint of being unable to urinate 1 day after colonoscopy. Renal biopsy was performed and acute phosphate nephropathy was reported. Chronic renal failure is a contraindication to the use of OSP. Old age, female sex, electrolyte imbalance and inappropriate use of OSP increase the acute phosphate nephropathy risk. Acute phosphate nephropathy should be kept in mind in patients who undergo colonoscopy, use OSP for the preparation, and present with impaired renal function
    corecore