9 research outputs found

    Is it the advantage to be the host in competitions played in soccer according to the score and elimination procedure? :2018-2019 champions league analysis

    Get PDF
    Futbolda ev sahibi olmak önemli bir avantajdır, bu avantajın lig usulüne ve elemeli olarak oynanan karşılaşmalarda ise oyun anlayışı ve sonuca gitme noktasında farklılık gösterip göstermediği araştırma konusudur. Bu noktada çalışmanın amacı 2018-19 Şampiyonlar Liginde takımlarının ev sahibi olma avantajlarını hangi oranda kullanabildiklerinin farklı kriterler üzerinden incelenmesidir. Çalışmanın örneklem grubunu 2018-19 sezonunda oynanan 124 müsabaka oluşturmaktadır. Oynanan müsabakalara ait görüntüler UEFA resmi sitesinden elde edilirken, ayrıca Şampiyonlar ligine ait maç analizlerini açık erişimde sunan Soccer-Stats sitesinden de faydalanılmıştır. Müsabakalara ait veriler iki uzman eşliğinde belirlenen kriterlere göre gruplara ayrıştırılmıştır. Gruplandırmada ev sahibi takımların ve deplasman takımlarının kazandığı, berabere kaldığı ve kaybettiği maçlar, kazandıkları toplam puan, maçın bölümlerinde kazandıkları gol dağılımları üzerinden yapılmıştır. Elde edilen verilere ait yüzde (%) ve frekans (f) dağılımları verilmiştir. Elde edilen bilgilere göre grup aşamasında ev sahibi takımlar toplam puanın %54,17 sini kazanırken, deplasman takımları toplam puanın sadece %37,30 ünü kazanabilmiştir. Elemeli olarak oynanan karşılaşmalarda ise ev sahibi takımlar toplamda maçların %46,42 sini kazanırken, deplasman takımları %42,85 ini kazanmışlardır. Maçların %10,73 ü ise beraberlikle sonuçlanmıştır. Sonuç olarak, grup aşamasında ev sahibi olma avantajı önemli derecede etkili olurken, elemeli olarak oynanan müsabakalarda ev sahibi olmanın sonuçlar üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığı görülmektedir. Özellikle turnuva şeklinde puan ve eleme olarak iki aşamalı oynanan turnuvalarda takımların uyguladığı stratejilerin teknik ve taktik yönden analizinin yapılması maçların kazanılması açısından önem arz etmektedir.It is an important advantage to be home in football, it is the subject of research whether this advantage differs in terms of league approach and outcome in league-style and elimination matches. the aim of the study is to examine the extent to which the teams can take advantage of the hosts in the 2018-19 Champions League through different criteria. The sample group of the study consists of 124 competitions played at UEFA Champions Leauge in 2018-19 season. The images of the competitions played are obtained from the official UEFA website, Soccer Stats also provides open access to the Champions League match analysis. Match data of the competitions played obtained from the official website of UEFA and the broadcaster. The data of the competitions were divided into groups according to the criteria determined by two experts. Grouping home teams and away teams won, draw and lost matches, total points of won, the distribution of goals in the parts of the match was made. Percent (%) and frequency (f) distributions of the obtained data are given. According to the information obtained in the group stage, the host teams gained %54,17 of the total score, away teams only gained %37,30 of the total score. In elimination matches home teams won %46,42 of all matches, while away teams won %42,85. %10,73 of the matches resulted in draw. As a result, the advantage of being a host in the group stage was significantly effective, it is seen that being a host does not have a significant effect on the results in the competitions played elemination games. Especially in tournaments in the form of two-stage tournaments as points and elemination the technical and tactical analysis of the strategies applied by the teams is important for winning the matches

    Examination of relationship between communication skills, burnout levels and life satisfaction levels of football coaches Futbol antrenörlerinin iletişim becerileri, tükenmişlik düzeyleri ve yaşam tatminleri arasındaki ilişkinin incelenmesi

    Get PDF
    The purpose of this study is to examine the relationship between burnout levels, communication skills and life satisfaction levels of football coaches. A survey was applied to 120 football coaches who attended to Football Coach Development Seminar that was held in July 2012 in Muğla and 80 surveys were evaluated after removing 40 incorrect surveys. As a result, a negative relationship (r=-.293, p<,05) was determined between communication skills and emotional burnout levels of football coaches. A positive relationship (r=.280, p<,05) was found between coaches' life satisfaction levels and the variable of age and a negative relationship (r=-.275, p<,05) was found between coaches' life satisfaction levels and their education levels. In addition, a negative relationship (r=-.295, p<,05) was observed between football coaches' communication skills and life satisfaction levels. These results show us that the higher communication skills of coaches decrease their occupational burnout levels but increase their life satisfaction levels. Özet Bu çalışmanın amacı, futbol antrenörlerinin tükenmişlik düzeyleri, iletişim becerileri ve yaşam tatminleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Muğla ilinde 2012 Temmuz ayında düzenlenen Futbol Antrenör Gelişim Seminerine katılan 120 antrenöre, anket uygulaması yapılmış, hatalı 40 anket çıkartılarak, 80 anket değerlendirmeye alınmıştır. Sonuç olarak; futbol antrenörlerinin iletişim becerileri ile duygusal tükenmişlik düzeyleri arasında negatif (r=-.293, p<,05) bir ilişki saptanmıştır. Antrenörlerin yaşam tatmin düzeyleri ile yaş değişkeni arasında pozitif (r=.280, p<,05), eğitim durumları arasında ise negatif bir ilişki (r=-.275, p<,05) bulunmuştur. Ayrıca futbol antrenörlerinin iletişim becerileri ile yaşam tatmin düzeyleri arasında negatif (r=-.295, p<,05) bir ilişki vardır. Bu sonuçlar bize, antrenörlerin iletişim becerilerinin yükseldikçe mesleki tükenmişiliklerinin azaldığını, yaşam tatmin düzeylerinin ise arttığını göstermektedir.

    Effect of varying recovery duration on postactivation potentiation of explosive jump and short sprint in elite young soccer players

    Get PDF
    The purpose of this study was to investigate the effects of postactivation potentiation (PAP) on vertical jump and sprint performances with different recovery durations. Twelve elite young soccer players (average age: 17.0 ± 0.6 years; body mass: 67.0 ± 5.4 kg; height: 175.0 ± 3.5 cm) voluntarily performed countermovement jump (CMJ) and 30-m sprints (with 10-m split times) under unloaded and 4 different recovery duration conditions (R1: 1 minute, R2: 2 minutes, R3: 3 minutes, and R4: 4 minutes) after a set of 3 repetitions of half-squat exercises at 90% of 1-repetition maximum. Electromyographic assessments of both limbs' vastus lateralis (VL) and semitendinosus (ST) muscle activity were also made during the tests. Vertical jump height, sprint time, and VL and ST muscle activity root mean square (RMS) values were analyzed. The results show that players demonstrated significantly better CMJ, 10-, and 30-m sprint performances in the R4 condition compared with the unloaded condition (p < 0.05). The players also showed significantly higher RMS values for VL and ST muscle activity in the CMJ and 30-m test performances for both legs in the R4 condition compared with the unloaded, R1, R2, and R3 conditions (p < 0.05). According to these results, if sports scientists and coaches desire to increase the PAP effect after heavy resistance training, 4 minutes of recovery time instead of 1, 2, or 3 minutes for CMJ, 10-, and 30-m sprint performances is recommended

    Investigation of the external and internal training loads in soccer players

    Get PDF
    Amaç: Antrenman yükü kavramı son dönemlerde yaygın şekilde kullanılan kavramların başında gelmektedir. Bu kavram sporcuların maruz kaldığı dış yüklerin (kat edilen mesafe, şut ya da atış sayısı v.b) sporcularda yarattığı iç yükler (fizyolojik cevaplar) olarak bilinmektedir. Bu çalışma, Antrenmanda elde edilen algılanan zorluk derecesi (AAZD) değerleri ile farklı hızlarda kat edilen mesafe değerleri arasındaki ilişkilerin belirlenmesi amacı ile yapılmıştır. Yöntem: Bu çalışmaya Türkiye Birinci liginde oynayan 11 (yaş = 22,7 ± 2,3; boy= 177,6±7,1; 65± 8 ) profesyonel futbolcu gönüllü olarak katılmıştır. Sporcuların kuvvet antrenmanı dışında tüm saha antrenmanlarında GPsport (Cambera) cihazı ile yük takipleri yapılmıştır. Sezon başında gerçekleştirilen iki ayrı kamp sürecinde toplam 16 antrenmandan veri alınmıştır. Çalışmada kalecilere yer verilmezken, dört savunma, 5 orta saha ve 2 hücum oyuncusu dahil edilmiştir. Bu takipte sporcuların değişik hızarda kat ettikleri mesafeler ile onluk algılanan zorluk derecesi ve antrenman süresinin çarpımından elde edilen antrenmanın algılanan zorluk derecesi (AAZD) belirlenmiştir. Elde edilen değerler arasındaki ilişkilere Pearson korelasyon testi ile her bir sporcu için tek tek bakılmıştır. Bulgular: Sonuçlar incelendiğinde AAZD değerleri ile kat edilen mesafe değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmemiştir (p> .05). Sonuç: Bu sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda futbolcuların antrenmanda algıladıkları zorluk derecesi ile kat edilen mesafeler arasında ilişki olmadığı ve algılanan zorluk derecesi farklı faktörlerin etkilemiş olabileceği söylenebilir. Bu neden ile antrenörlerin, spor bilimcilerin ve sağlık heyetlerinin bu değerlerin her birini kendi içinde değerlendirmesi gerektiği düşünülmektedir.The concept of training load is one of the most widely used concepts in recent years. This concept is known as the internal loads (physiological responses) created by the athletes during the external loads (distance covered, number of shots per shot, etc.) exposed by the athletes. This study was aimed to determine the relationships between the external and internal training loads in soccer players. Method: Eleven male soccer players (age = 22,7 ± 2,3 years; height = 177,6±7,1 cm) from an professional football club participated voluntarily in this study. In exception the strength training of the athletes, the GPsport (Cambera) device was used for 16 trainings in camp duration in all field workouts. Covered distance at various speeds and Rating of Perceived Exertion responses of soccer players (SRPE) were determined. The correlations between the values obtained were examined individually for each athlete by Pearson correlation test. Results: When the results were examined, and there is no relation between the external loads and internal loads

    The investigation of relationships between field tests and match performance in young soccer players

    No full text
    Bu çalışma, PAÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından desteklenmiştir (Proje No: 2013SBE007).Bu çalışmanın amacı, futbolda dayanıklılık performansını belirleyebilmek amacıyla kullanılan saha testlerinden elde edilen sonuçlar ile maç performansı arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmaya 38 genç erkek futbolcu (yaş: 17.1±1.01 yıl, boy uzunluğu 177.17±5.38 cm, vücut ağırlığı: 71.18±5.60 kg; antrenman yaşı: 6,97±1.33 yıl) gönüllü olarak katılmıştır. Sporcuların dayanıklılık performansını belirleyebilmek amacıyla “Yoyo Aralıklı Toparlanma Seviye 1 Testi (YIRT1), 30-15 Aralıklı Fitness Testi (30-15AFT), Dairesel Modifiye Mekik Testi (DMMT), Tekrarlı Sprint Testi (TST) ve 40 m Sprint Testi (40m ST)” yapılmıştır. Maç performansını belirleyebilmek amacıyla bir hazırlık müsabakası yapılmış ve müsabaka sırasında sporcuların zamana bağlı hareket analizleri GPSsport (EVO 10Hz. Units Canberra Australia) ile kayıt altına alınmıştır. Zamana bağlı hareket analizi kapsamında yürüme (Bölge1:0-6.9 km.s-1), düşük şiddetli koşu (Bölge2: 7-12.9 km.s-1), orta şiddetli koşu (Bölge3: 13-17.9 km.s-1), yüksek şiddetli koşu (Bölge4: 18-20.9 km.s-1), sprint (Bölge5: >21 km.s-1) ve maçta kat edilen toplam mesafe değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler arasındaki ilişki düzeyine bakmak için pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. Veriler arasındaki ilişki düzeyini açıklayabilmek için magnitude-based referans aralıkları kullanılmıştır (r9 mükemmel) (Hopkisn vd 2009). Yapılan istatistiksel analiz sonuçlarına göre sporcuların YIRT1 performansı ile maç performansı arasında orta düzeyde ve yüksek ilişki, 30-15AFT performansı ile müsabaka performansı arasında orta düzeyde ilişki olduğu bulunmuştur. Anaerobik Eşik Koşu hızı ile müsabaka performansı arasında orta düzey ilişki bulunmuştur (p21 km.h-1), match total distance and and high intensity running (>13 km.h-1). The Pearson correlation analysis and linear regression analysis were used to explained relationships between field test performance and match performance. To interpret the magnitude of the correlation coefficients, the following criteria were used: 0.9 almost perfect (Hopkins vs 2009). Moderate and large correlations were found between YIRT1 performance and match performance. Moderate correlations were found between 30-15IFT performance and match performance. Moderate correlations were found between Anaerobic Stayed running speed and low intensity running in the match. As a result, the performance tests used within the scope of the study, it is associated with the different performance components that occur during the competition, however, it does not provide sufficient information to evaluate the game as a whole, therefore, it is understood that evaluating the performance of the competition on the performance parameters obtained from a single test is not a correct approach

    Genç erkek basketbolcularda yapılan farklı ısınma yöntemlerinin bazı performans parametreleri üzerine akut etkisi

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı genç erkek basketbolcularda yapılan basketbola özgü dinamik ısınma ve FIFA+11 ısınma programlarının germe kısalma döngüsü (GKD), dikey sıçrama (DS) yüksekliği ve yön değiştirmeli koşu (YDK) performansına akut etkisinin incelenmesidir. Araştırma grubunu 12 genç erkek basketbolcu (yaş ortalaması 15,7 ± 1,8 (yıl); boy uzunluğu 170,3 ± 7,2 (cm); vücut ağırlığı 67 ± 14,0 (kg) ; antrenman yaşı 3,6 ± 1,7 (yıl) oluşturmaktadır. Çalışmanın ilk iki günü basketbola özgü dinamik ısınma ve FIFA+11 ısınma programı ile yapılacak olan ölçümlere ilişkin uyum antrenmanları uygulanmıştır. Birinci gün bir grup basketbola özgü dinamik ısınma, bir gurup FIFA+11 ısınma programını uygularken, ikinci ölçüm gününde gruplar yer değiştirmiştir. Her iki ısınma prosedüründen sonra 4 dakika dinlenme ve devamında sırasıyla GKD düzeyi ölçülmüş, devamında DS ve YDK testi yapılmıştır. Ölçümler Optojump sistemi ile kayıt altına alınmıştır. Yapılan ısınma protokollerinin performans üzerine olan etkisini karşılaştırmak için parametrik testlerden İlişkili Örneklemler için T-Test, GKD ile DS ve YDK arasındaki ilişkiye Pearson Korelasyon testi ile bakılmıştır. Çalışma sonucunda, basketbola özgü dinamik ısınma ve FIFA+11 ısınma programı sonrasında elde edilen performans parametreleri arasında GKD ve DS için istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunurken (p>0.05), YDK performansı için fark bulunamamıştır. FIFA+11 ısınma programı sonrasında GKD ile DS ve YDK performansı arasında istatistiksel olarak yüksek düzeyde bir ilişki vardır (p<0.01). Bu çalışmada, FIFA+11 ısınma programının GKD’yi olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir. Sonuç olarak antrenörlerin içerisinde patlayıcı hareketler içeren sıçrama, sprint özelliklerine yönelik yapılan çalışmalar öncesinde nöromüsküler bir ısınma yöntemi kullanması önerilebilir
    corecore