32 research outputs found
Nasopharynx evaluation in children of unilateral cleft palate patients and normal with cone beam computed tomography
OBJECTIVE: This study aimed to examine the morphological characteristics of the nasopharynx in unilateral Cleft lip/palate (CL/P) children and non-cleft children using cone beam computed tomography (CBCT). METHODS: A retrospective study consisted of 54 patients, of which 27 patients were unilateral CL/P, remaining 27 patients have no CL/P. Eustachian tubes orifice (ET), Rosenmuller fossa (RF) depth, presence of pharyngeal bursa (PB), the distance of posterior nasal spine (PNS)-pharynx posterior wall were quantitatively evaluated. RESULTS: The main effect of the CL/P groups was found to be effective on RF depth-right (p < 0.001) and RF depth-left (p < 0.001). The interaction effect of gender and CL/P groups was not influential on measurements. The cleft-side main effect was found to be effective on RF depth-left (p < 0.001) and RF depth-right (p = 0002). There was no statistically significant relationship between CL/P groups and the presence of bursa pharyngea. CONCLUSIONS: Because it is the most common site of nasopharyngeal carcinoma (NPC), the anatomy of the nasopharynx should be well known in the early diagnosis of NPC
Kültür mantarı (agaricus bisporus)'nın tohumluk misellerinin üretime uygun materyal seçimi üzerine bir araştırma
Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.29 *. SUMMARY This investigation was conducted at the Horticulture Departmant of Agricultural Faculty, Ege University, in 1994 and 1995 in order to determine the suitibility of some media for spawn production. The mycelium of strain U1 for spawning was propagated by tissue culture in potatodextroseagar ( PDA ). The main substrates used for spawn production of cultivated mushroom were wheat, peat, crushed barley, germinated malt, malt meal and perlite. The following media were used in this experiment : (1) germinated malt, (2) malt meal, (3) germinated malt-iperlite (1:1), (4) malt meal «perlite (1:1), (5) germinated malt -»wheat brarnperlite (1:1:1), (6) malt meal + wheat branf perlite (1:1:1), (7) perlite + wheat bran (1:1), (8) wheat grains ( control ), (9) crushed barley, (10) peat, (11) peat+ perlite (1:1), (12) peat+ perlite (2:1), (13) peat+ wheat bran+ perlite (1:1:1) and (14) tea. They were filled up to 3A of half - liter bottles then after sterilized. After cooling, the bottles were inoculated with A. bisporus strain U1 and incubated at 23-24 °C. The speed of the mycelial growth showed the performance of the media. The experiment was carried out according to randomized parcels design with 4 replicates. The media which gave good results were spawned as 1 % to the compost30 including horse and chicken manures provided from PE-MA private mushroom plant, and the time for spawning was determined. The research results proved that as alternatives to wheat which is the most widely used medium in spawn production, perlite and wheat bran and to a certain extent crushed barley can be used.ÖZET Araştırma, 1994-1995 yıllarında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümüne ait laboratuvarlarda bazı ortamların tohumluk misel üretimine uygunluğunu saptamak amacıyla yürütülmüştür. Denemede ana kültür olarak Agaricus bisporus türüne ait U1 çeşidinden alınan dokuların, patates dekstroz ağar (PDA) besin ortamında çimlendirilmesiyle elde edilen miseller kullanılmıştır. Tohumluk misel üretiminde kullanılan ana materyaller olarak buğday, torf, arpa kırığı, malt çimi, malt küspesi ve iri taneli tarımsal perlit kullanılmıştır. Denemeye alınan bu ortamlar ve yapılan karışımlar şunlardır: 1.Malt çimi ortamı8. Buğday ortamı (kontrol) 2.Malt küspesi ortamı9. Arpa kırığı ortamı 3.Malt çimi + Perlit (1:1)10. Torf ortamı 4.Malt küspesi + Perlit (1:1)11. Torf + Perlit (1:1) 5.Malt çimi +Kepek +Perlit (1:1:1)12. Torf + Perlit (2:1) 6.Malt k. +Kepek +Perlit (1:1:1)13. Torf +Kepek +Perlit (1:1:1) 7.Perlit+Kepek ortamı14. Çay ortamı Değişik reçetelerle hazırlanan bu ortamlar pH' lan düzeltildikten sonra 500 mi. lik cam şişelere şişe hacminin 3 / 4' ü oranında doldurulmuştur. Şişeler sterilize edildikten sonra istenen sıcaklık düzeyine ulaştığında patates dekstroz ağar (PDA) besin28 ortamından alınan 1 cm2 lik parçalar her bir şişeye bir parça olacak şekilde steril koşullarda aşılanmış ve 23-24 °C lik sıcaklıkta inkübasyona bırakılmışlardır. Misellerin gelişme durumlarının saptanmasında, şişelerin tamamının miselle sarıldığı gün sayısı esas alınmıştır. Deneme her uygulamada 24 şişe yer alacak şekilde, 4 tekerrürlü olarak tesadüf parselleri deneme desenine uygun olarak yürütülmüştür. En iyi gelişmenin sağlandığı ortamlar PE-MA (Foça- Izmir) mantar işletmesinden temin edilen at gübresi + tavuk gübresi esaslı komposta % 1 oranında aşılanarak tohumluk misellerin kompostu sarma süreleri saptanmıştır. Araştırma sonuçları gerek tohumluk misel hazırlığı gerekse ön gelişme döneminde, günümüzde en çok kullanılan dane ortam materyali olan buğdaya alternatif olarak perlit + kepek karışımı ve kısmen de arpa kırığının başarıyla kullanılabileceğini ortaya koymuştu
Ziya gökalp's understanding of religion
Yüksek Lisans TeziZiya Gökalp, Osmanlı Devleti'nin yıkılmaya başladığı sancılı döneminde yaşamıştır. Yeni kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemlerinde topluma yön verecek, fikirler üreterek büyük katkı sağlamıştır. Batı karşısında geri kalmışlığı yoğun bir şekilde hissedilen Osmanlı Devleti'nin ilerlemesi için bazı kurumlarında ciddi değişiklikler yapılması gerekiyordu. Bu konuya titizlikle değinen Ziya Gökalp, var olan kurumlarda içinde ya büyük değişimler yapmayı önermiş ya da kurumların tamamen kaldırılması yönünde reform hareketleri hazırlama yoluna başvurmuştur. Yeni kurulacak devletin laik temeller üzerine oturması için ciddi çalışmalar gerçekleştirmiştir. Hatta sadece laiklikle kalmamış, aile hukukuna, kadın haklarına eğitimde yaşanan ikilik üzerine de fikirler üretmiştir. Toplumun değişen dünyaya ayak uydurması için, milletinin Batı medeniyeti karşısında daha fazla güç duruma düşmemesi için çalışmalar gerçekleştirmiştir. Siyasetle olan ilişkisi ve İttihat ve Terakki Cemiyetiyle olan geçmişi sayesinde Ziya Gökalp'in ürettiği fikirler sadece düşünce aşamasında kalmamış, hayata da geçmiştir.Ziya Gökalp lived during the painful period of the collapse of the Ottomon Empire. In the last period of the Ottomon Empire and newly established Republic of Turkey's first term by geenerating ideas that will give direction to socieety, he has made great contrubution. For the advance of the Ottomon Empire, which had been heavily felt backword aganist the West, soma of its institutions had to be changed. Ziya Gökalp, who fouched on this issue meticulously, affered to make big changes in the existing institutions or to prepore reform movements for the complete abolition of institutions. It has carried out serious work for the new state to be based on secular foundations. In fact, not only secularism, he produced ideas family law, women's right and duality on the education. In order to the society to adapt to the changing World, he has made efforts to ensure that the Notion does not become more vulnerable to Western civilization. Thanks to his relation ship with politics and his history with the committee of union and progress the ideas produced by Ziya Gökalp did not only remain in the tought stage, but were brought to life
Alkol ve madde kullanım bozukluğu olan bireylerde suç davranışının retrospektif incelemesi
Amaç: Bu çalışmada, bir Alkol Madde Bağımlılığı Araştırma Tedavi ve Eğitim Merkezi’nde yatarak tedavi gören ve sosyal inceleme yapılan tüm hastaların, sosyal inceleme raporlarının geriye dönük değerlendirilerek suç davranışı oranları ve etkileyen faktörlerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Çalışmanın verileri 2016-2018 yılları arasında yatarak izlenen, alkol ve madde kullanım bozukluğu tanılı, 18 yaş ve üzeri, 360 hastadan sosyal inceleme yapılan 106 hastanın 97’sinin formlarının geriye dönük incelenmesi ile toplandı. Dokuz hasta veri eksikliği nedeniyle çalışma dışı bırakıldı. Bulgular: Çalışma grubunun %96,9’u (s=94) erkek, %3,1’i (s=3) kadın olup; yaş ortalaması 28,8±10,5 (18-63) idi. Hastaların %18,6’sı (s=18) alkol kullanım bozukluğu tanısına sahipken, %81,4’ünün (s=79) madde kullanım bozukluğu tanısı vardı. Grubun suç oranlarına bakıldığında %84,5’inin (s=82) suç işlediği, %33,0’ının (s=32) bu suçlardan tutuklandığı saptandı. Suç davranışı öyküsü olanlarda %87,8 (s=72) madde kullanım bozukluğu, %12,2 (s=10) alkol kullanım bozukluğu tanısı mevcuttu (p=0,001). Ayrıca suç işleyenlerin %48,8’inde (s=40) kendine zarar verme davranışı saptandı (p=0,011). Erkek cinsiyetin suç davranışı riskini 14,6 kat artırırken (p=0,041), madde kullanım bozukluğu tanısının ise riski 5,3 kat artırdığı tespit edildi (p=0,012). Sonuç: Bir grup alkol ve madde kullanım bozukluğu tanılı hastada tespit edilen yüksek suç davranışı oranları, madde kullanım bozukluğu tanısı ve erkek cinsiyet ile ilişkili bulunmuş olup; aynı zamanda suç işlemiş olan bireylerin kendine zarar verme davranışı oranları suç işlememiş olanlara göre anlamlı olarak daha yüksek saptandı
Günlük veya haftalık alendronat veya risendronat alan postmenopozal osteoporozlu kadınlarda aylık ibandronat için hasta tercihinin değerlendirildiği açık- etiketli, prospektif, çok-merkezi, iki-aşamalı çalışma-BONCURE: Türkiye alt-çalışması
Amaç: BONCURE (Mevcut Bisfosfonat Kullanıcıları İçin Bonviva Bölgesel Avrupa Çalışması) ile daha önce günlük veya haftalık alendronat veya risendronat alan postmenopozal osteoporozu olan kadınlarda aylık ibandronat için hasta tercihinin değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Bu prospektif, açık-etiketli çalışma, iki ardışık aşamadan oluşmuştur: A (tarama) ve B (tedavi) aşaması. A aşamasına kaydolan hastalar Aday Kimlik Anketi (CIQ) tamamladı. B aşamasında, Osteoporoz Hasta Memnuniyeti Anketi (OPSAT Q) tamamladıktan sonra, hastalar 6 ay boyunca aylık oral 150 mg ibandronat aldı. Tedaviden sonra, hastalar OPSAT-Q ve Tercihi Anketi tamamladı. Bulgular: Türkiye’den 223 hasta (yaş ortalaması 63,7±9,51) A aşamasına dahil edildi. Bunların arasında, 103’ü (%46,2) en az bir CIQ sorusunu "EVET" yanıtladı. Ortalama bileşik OPSAT-Q alan puanları; kolaylık (ortalama değişiklik, 15,3±17,7 puan), yaşam kalitesi (10,4±20,4 puan), genel memnuniyet (11,9±22,7 puan) ve yan etkiler (3,3±18,8 puan) için arttı. Altıncı ayda 177 hasta (%92,7) bir kez aylık doz programını tercih etti ve %99,0’u çalışma tedavisi ile uyumlu (?%80) idi. Otuz hasta (%15,6) çoğunlukla gastrointestinal olan hafif ve orta şiddette advers olay yaşadı. Sonuç: Postmenopozal osteoporozu olan kadınlar, günlük veya haftalık bifosfonat tedavisine göre aylık ibandronatı daha çok tercih etmekte ve bu tedavi ile daha memnun ve uyumlu olmaktadır. (Türk Os te opo roz Dergisi 2012;18:1-7)Aim: BONCURE (Bonviva for Current Bisphosphonate Users Regional European Trial), aimed to evaluate patient preference with monthly ibandronate in women with postmenopausal osteoporosis who previously received daily or weekly alendronate or risendronate. Materials and Methods: This prospective, open-label study consisted of two sequential stages, Part A (screening) and Part B (treatment). Patients enrolled into Part A completed the Candidate Identification Questionnaire (CIQ). In Part B, after completing the Osteoporosis Patient Satisfaction Questionnaire (OPSATQ), patients received monthly oral ibandronate 150 mg for 6 months. Following treatment, patients completed the OPSAT-Q and Preference Questionnaire. Results: A total of 223 patients (mean age, 63.7±9.51 years) were enrolled in Part A from Turkey. Among them, 103 (46.2%) answered &#8220;YES&#8221; to at least one CIQ question. The mean composite OPSAT-Q domain scores increased for convenience (mean change, 15.3±17.7 points), quality of life (10.4±20.4 points), overall satisfaction (11.9±22.7 points), and side effects (3.3±18.8 points). At month 6, 177 subjects (92.7%) preferred once-monthly dosing schedule and 99.0% were compliant (&#8805;80%) with study treatment. Thirty (15.6%) subjects experienced mild to moderate adverse events, mostly gastrointestinal. Conclusion: Postmenopausal women with osteoporosis prefer and are more satisfied and compliant with monthly dosing of ibandronate than daily or weekly bisphosphonate treatment. (Turkish Journal of Osteoporosis 2012;18:1-7