7 research outputs found

    Adnan Menderes ve Kütahya

    Get PDF
    Türk siyasi hayatında çok önemli bir yere sahip olan Adnan Menderes, 1950-1960 yılları arasında iktidarda olan Demokrat Parti ile anılmış ve hatta bu dönem tarihçiler ve siyaset bilimciler tarafından çoğunlukla “Menderes Dönemi” olarak adlandırılmıştır. Her ne kadar bu dönemle ilgili sayısız araştırma yapılmışsa da Menderes’in Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilliği dönemindeki çalışmaları hakkında yapılan çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bu eksikliğin bir nebze olsun giderilmesini amaçlayan ve konu ile ilgili arşivler, zabıt cerideleri ve süreli yayınlardan yararlanılarak hazırlanan çalışmada; Adnan Menderes’in Kütahya parti müfettişliği, milletvekili olarak yaptığı faaliyetler ve Başvekil olduktan sonra kente yaptığı ziyaretler konu edinilmiştir. CHP Parti müfettişliği sırasında Menderes’in, Kütahya CHP parti teşkilatı ve halkevini teftiş etmesi sonucunda elde ettiği bilgileri raporuna yansıtarak eksikliklerin giderilmesi konusunda getirdiği önerilerden bahsedilmiştir. Kütahya Milletvekili olarak Meclis’te yaptığı konuşmalardan, kanun tekliflerinden, sözlü ve yazılı soru önergeleri üzerinde durularak hem ülkeye hem de şehre olan katkılarından söz edilmiştir. Ayrıca Menderes’in Başbakan olmasından sonra başlatılan ekonomik ve sınai kalkınma hamlesi doğrultusunda; Şeker Fabrikası’nın hem temel atma törenine hem de açılış törenine katılması, İş Bankası’nın 120. Şubesi’nin açılış törenine katılması, Azot Fabrikası’nın temel atma törenine katılması esnasında yaptığı konuşmalar ve Türk milletine verdiği mesajlar üzerinde durulmuştur

    An Example for Policy of Establishing a University in Turkey: From Idea of Eastern University to Atatürk University

    No full text
    Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla Atatürk Anadolu'da batı, orta ve doğu olmak üzere üç kültür merkezi oluşturmak için çalışmalara başlamıştır. Bu amaçla ilk olarak batıda 1933 yılında modern tarzda bir yükseköğretim kurumu olarak İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. İkinci olarak orta Anadolu bölgesinin kültür merkezi olması için Ankara Üniversitesi'nin kurulması yönünde faaliyetlerde bulunulmuştur. Üçüncü olarak ise Doğu Anadolu'da kurulması hedeflenen Doğu Üniversitesi için ön incelemelere başlanmıştır. Ancak II. Dünya Savaşı'nın çıkması nedeniyle bu düşünce ertelenmiştir. Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiyle Doğu Üniversitesi fikri yeniden gündeme alınarak doğu bölgesinin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkısı olacağı düşünüldüğünden ABD'nin desteğiyle doğuda bir üniversitenin kurulması için girişimlere başlanmıştır. Atatürk'ün Van'da kurulmasını işaret ettiği Doğu Üniversitesi fikri zamanla Van'dan uzaklaşarak Erzurum ve çevresi üzerinde yoğunlaşmıştır. Demokrat Parti Hükümeti Doğu Üniversitesi fikrinin öncüsü olması dolayısıyla üniversitenin adının Atatürk Üniversitesi olmasına ve Erzurum'da kurulmasına karar vermiştir. Bu çalışmada Türkiye'nin Cumhuriyetle beraber hedeflediği üniversiteleşme politikası kapsamında Atatürk'ün Van'da kurdurmak istediği Doğu Üniversitesi fikrinden Demokrat Parti'nin Erzurum'da kurduğu Atatürk Üniversitesi'nin kuruluş safhasında geçirdiği evreler (üniversitenin yerinin, adının belirlenmesi, inşa çalışmaları), daha sonrasında üniversitenin açılması ile birlikte ilk mezunlarını vermesi süreci ele alınmıştır. Ayrıca üniversitenin kent başta olmak üzere Doğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye'nin diğer bölgelerine olan ekonomik, sosyal, kültürel ve akademik anlamda katkıları değerlendirilmiştir.Upon establishing the Republic of Turkey, Atatürk started to works in order to establish three cultural centers in Anatolia: west, center and east. For this purpose, first, Istanbul University was established in west as a modern style higher education institution in 1933. Second, the activities were carried out in order to establish Ankara University in order that it would become the cultural center of Central Anatolia region. Third, the preliminary examinations were made related to Eastern University that it was planned to be established in Eastern Anatolia. However, since the World War II was commenced, this idea was adjourned. Upon the Democrat Party came into the power, the idea of Eastern University was taken into the agenda again, and since it was considered that it would contribute to the economic, social and cultural development of eastern region, the activities were started with the support from USA in order to establish a university in east. The idea of Eastern University, which Atatürk pointed out that it would be established in Van, had been dropped by the course of time and it was concentrated on Erzurum and region. Democrat Party Government decided to name the university, Atatürk, since he was the pioneer of idea of eastern university, and to be established in Erzurum. In this paper, it is discussed the process from idea of establishing the Eastern University within the scope of universitalization policy which Turkey targeted with Republic and Atatürk would like to establish in Van to the stages of establishing Atatürk University by Democrat Party in Erzurum (determining the location and name of university, construction works) and then, to producing the first graduates upon opening the university. Furthermore, university's economic, social, cultural and academic contributions to the Eastern Anatolian Region and other regions of Turkey, notably the city, are evaluated

    Zonguldak in The Democrat Party Period (1950-1960)

    No full text
    Demokrat Parti'nin iktidarı boyunca Zonguldak'ta siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda yaşanan önemli değişimler tezde incelenmiştir. Siyasi hayatta 1950 yılına kadar CHP'nin tek parti olarak önde olduğu Zonguldak'ta 1950, 1954 ve 1957 yılında yapılan genel seçimleri DP liste halinde kazanmıştır. Kentte,1950-1960 yılları arasında DP ve CHP rekabetinin dışında Millet Partisi, Cumhuriyetçi Millet Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve Hürriyet Partisi teşkilatlarını kurarak siyasette kendilerine yer edinse de Demokrat Parti'nin kalesi olan Zonguldak'ta pek varlık gösterememişlerdir. Sosyal alanda hastaneler, sağlık merkezleri ve sosyal tesisler hizmete açılmıştır. Kültürel alanda, eğitim çalışmaları öncelikli olarak ele alınmış ve Zonguldak'ın ilçesinden köylerine kadar yeni okullar inşa edilmiştir. Bu dönemde sosyal hayatın canlanması için yeni sinemalar açılmış, şehre gelen önemli sanatkarlardan Zeki Müren ve Hamiyet Yüceses gibi isimler konser vermiştir. Ayrıca Amasrayı Sevenler Derneği, Yardımsevenler Derneği gibi dernekler de organizasyonlar düzenleyerek tiyatro topluluklarının temsil vermesini sağlamıştır. Türkiye'de DP'nin iktidara gelmesi ile birlikte kentte başta Demokrat Zonguldak, Demokrat Türkiye, Sabah gibi DP yanlısı gazeteler yayın hayatına girmiştir. Zonguldak ekonomik hayatın köşe başlarından tarım, hayvancılık ve madenciliğin gelişmesi adına adımlar atılmıştır. Tarım ve hayvancılıkta yeni zirai tekniklerin kullanılması, tarımın teşvik edilmesi ve hayvancılığın ıslah edilmesi DP iktidarı tarafından desteklenmiştir. Kömür madenciliği konusunda başta yeni kömür yıkama tesisleri olmak üzere Zonguldak ve Ereğli limanları hizmete açılarak taşımada kolaylık sağlanmıştır. DP döneminde ulaşımda kara yolu, demir yolu, deniz yolunun dışında hava yolu da kullanılmaya başlanmıştır. Zonguldak'ta var olan sanayi tesislerinden Ereğli Kömür İşletmeleri genişletilmiş, yeni kurulan Çatalağzı Elektrik Santrali, Ateş Tuğla Fabrikası'nın üretimi arttırılarak kent ve ülke ekonomisine katkıda bulunulmuştur.During the rule of the Democratic Party, important changes have been experienced in political, social, cultural and economic fields in Zonguldak. In political life, until 1950, the CHP was ahead as the only party in Zonguldak, where DP won the general elections held in 1950, 1954 and 1957. In the city between 1950 and 1960, apart from the DP and CHP competition, the Nation Party, the Republican Nation Party, the Republican Peasant Nation Party and the Freedom Party by establishing their organizations, they have a place in politics. Hospitals, health centers and social facilities were opened in the social field. In the cultural field, educational studies were handled with priority and new schools were built from the district of Zonguldak to its villages. During this period, new cinemas were opened to revive social life, Zeki Müren and Hamiyet Yüceses, one of the important artists who came to the city, gave a concert. In addition, associations such as Amasrasi Lovers Association and Yardımsevenler Association have organized events and enabled theater groups to represent. DP-based newspapers was established with the coming to power in Turkey DP. Democratic Zonguldak, Turkey Democrat, entered the morning newspapers, such as broadcasting. With the establishment of these newspapers, the press, like politics, was divided into two poles. Steps have been taken to develop agriculture, animal husbandry and mining, one of the cornerstones of the economic life in Zonguldak. The use of new agricultural techniques in agriculture and animal husbandry, the promotion of agriculture and the improvement of animal husbandry were supported by the DP government. Especially on coal mining firstly new coal washing facilities were opened, Zonguldak and Ereğli ports were put into service to making transportation easier. During the DP period, in addition to the highway, railroad and sea route, airways started to be used in transportation. Ereğli Coal Enterprises, one of the existing industrial facilities in Zonguldak, has been expanded, and the production of the newly established Çatalağzı Power Plant and Fire Brick Factory has been increased and contributed to the economy of the city and the country

    BIBLIOGRAPHY OF STUDIES ON HISTORY PHILOSOPHY IN TURKEY

    No full text
    Tarih felsefesi, tarih ve felsefe arasındaki ilişkinin ve tarihin sorgulanması sonucu ortaya çıkmış bir tarih disiplinidir. Bu disiplinin doğduğu yer olarak Eski Yunandaki felsefi hareketler gösterilmiş olmasına rağmen o dönemdeki tarih felsefesi, daha çok tarih teolojisi olarak gelişmiştir. Tarih felsefesi bugünkü anlamda gerçek kimliğini Müslüman ilim adamı İbn Haldun ile kazanmıştır. İbn Haldun ile başlayan tarih felsefesi, Avrupa'da Rönesans ve Reform hareketleri ile birlikte kilisenin ilim ve bilimler üzerindeki etkinliğinin kırılmasıyla daha da gelişmiştir. İtalyan düşünür Vico'nun felsefeye tarihsellik kavramını sokmasıyla birlikte tarih-felsefe arasındaki ilişki güçlenerek devam etmiştir. Bu ilişki Hegel, Rothacker, Heideger gibi düşünürler sayesinde günümüzdeki konumuna ulaşmıştır. Tarih felsefesi Avrupa'da bu şekilde gelişirken Türkiye'de ise Ahmet Vefik Paşa'nın Darülfunun'un açılışında ilk tarih felsefesi dersini vermesiyle başlamıştır. Bu süreç Cumhuriyet döneminde Doğan Özlem, Mehmed Niyazi, Hilmi Ziya Ülken, Kubilay Aysevener, Ayhan Bıçak'ın çalışmalarıyla ilerleme kaydetmiştir. Tarih felsefesi alanında detaylı bir bibliyografya çalışmasının yapılmamış olması çalışmamızın fikri temelini oluşturmaktadır. Çalışmada tarih felsefesi alanında yayınlanmış Türkçe kitap, makalebildiri ve tez çalışmalarının kapsamlı bir bibliyografyası çıkarılmıştır. Tarih yazımı, tarih eğitimi, tarihçilik, tarih yazıcılığı, tarih metodolojisi, tarih düşüncesi çalışmaları bu bibliyografyanın dışında tutulmuştur. Bulunan kitap, makale-bildiri ve tezler ayrı başlıklar altında verilmiştir. Çalışmada tarama modeli benimsenmiş, konu ile ilgili makaleler için Türkiye makaleler bibliyografyası, Türkiye'deki üniversitelerin sosyal bilimler(tarih, felsefe, eğitim) dergileri gözden geçirilmiş, lisansüstü eğitimde yapılmış tezler için YÖK'ün tezler kısmına, tetkik eserler için ise bu alanda çalışma yapmış kişilerin eserlerinden faydalanma yoluna gidilmiştir. Ayrıca çalışma çerçevesinde süreli yayınlar ve inceleme eserler için Türkiye'deki üniversite ve devlet kütüphanelerinin (İSAM, Milli Kütüphane, Beyazıt) online veri tabanları da gözden geçirilmiştir. Yapılan bu detaylı taramanın neticesinde 434 adet çalışmanın var olduğu tespit edilmiştir. Tarih felsefesi alanında akademisyen ve araştırmacıların 1980 yılından sonra yaptıkları yayınlarda büyük bir artış olduğunun görülmesi, ciddi bir birikim ve ilerlemenin olduğunu göstermektedir. Tarih felsefesi adıyla herhangi bir bibliyografya çalışması yoktur. Ancak Funda Alaslan ve Ahmet Şimşek'in "Tarih Yazımı, Metodolojisi ve Felsefesi İle ilgili Türkçe Eserler Bibliyografyası(2013)" adlı çalışması vardır. Bu çalışmada tarih felsefesi ilgili kaynakların azlığı dikkatimizi çekmiştir. Ancak çalışma bizi araştırma yapmaya teşvik ederek yol gösterici olmuştur. Temel amacımız yapılmış olan çalışmaları bir çatı altında toplayarak tarih felsefesi alanında çalışma yapan ve yapacak olan araştırmacılara katkıda bulunmaktır. Bibliyografya çalışmamız şu ana kadar bu alandaki en kapsamlı çalışma olup bir deneme mahiyetini taşımaktadırThe history philosophy is a history discipline which occurred as a result of questioning the relation between the history and philosophy and the history. Despite of it was stated that this discipline was derived from the philosophic movements in the Ancient Greek, the history philosophy in that period was mostly developed as the history theology. The history philosophy was gained its real identity through the Muslim scientist, Ibn Haldun in the today's meaning. The history phiolosphy, began with Ibn Haldun, developed more upon loosing of impact of church on the science and knowledge through the Renaissance and Reform Movements throughout Europe. As the Italian philosopher, Vico, introduced the historicity concept to the philosophy, the relation between the history and philosophy continued getting stronger. Thanks to the philosophers such as Hegel, Rothacker, Heidegger, this relation has reached to the today's level. As the history philosophy was developing as such in Europe, it began upon the first lecture on history philosophy was given by Ahmet Vefik Pasha in the Ottoman University in Turkey. This process progressed through the works of Doğan Özlem, Mehmed Niyazi, Hilmi Ziya Ülken, Kubilay Aysevener, Ayhan Bıçak during the Republic period. Our study's main idea is that there is not any detailed bibliography work on history philosophy. The comprehensive bibliography of book, assay-notice and dissertation works that are published in Turkish on history philosophy was prepared in the study. The works on historiography, history education, historiographing, history methodology, history thinking were excluded from this bibliography. The found books, assays-notices and dissertations were given under the individual headings. The scanning model was adopted in the study; Turkish bibliography of assays for the assays related to the subject, the social sciences (history, philosophy, education) journals of the universities in Turkey were revised, and the dissertation section of YÖK was searched for the graduate dissertations and the works of individuals, who worked in this field, were studied for the examined works. In addition, the online databases of university and state libraries (İSAM, National Library, Beyazıt) in Turkey were also revised for the periodicals and reviews based on the study. As a result of this detailed search, it was found that there were 434 works. Since there is a significant increasing in the publications on history philosophy by the academicians and researchers after 1980, it means that there is a significant knowledge and progression. There is not any work under the heading of history philosophy. However, Funda Alaslan and Ahmet Şimşek have a work titled “Bibliography of Works related to Historiography, Methodology and Philosophy in Turkish (2013)”. In this work, rarity of resources related to the history philosophy attracted our attention. However, the work led us to do research and was a guide. Our principle purpose is to collect the works under one roof and to contribute to the researchers who work or will work on the history philosophy. Our bibliography work is the most comprehensive work until now and is a trial work

    IGF-1 Increases with Hyperbaric Oxygen Therapy and Promotes Wound Healing in Diabetic Foot Ulcers

    Get PDF
    Objectives. To investigate insulin-like growth factor I (IGF-1) levels in response to hyperbaric oxygen therapy (HBOT) for diabetic foot ulcers and to determine whether IGF-1 is a predictive indicator of wound healing in patients with diabetic foot ulcers. Design and Methods. We treated 48 consecutive patients with diabetic foot ulcers with HBOT. Alterations of IGF-1 levels in patients whose wound healed with HBOT were compared with those in patients who did not benefit from HBOT. Results. There was no significant difference in initial IGF-1 levels between the two groups (P=0.399). The mean IGF-1 level increased with HBOT (P<0.05). In the healed group, the mean IGF-1 increase and the final values were significantly higher (P<0.05). In the nonhealed group, the mean IGF-1 increase was minus and the final values were not significantly different (P<0.05). The increase in IGF-1 level with HBOT was significantly higher in the healed group (P<0.001). Conclusions. IGF-1 increased significantly in the healed group. We believe that HBOT is effective in the treatment of diabetic foot ulcers, with an elevation of IGF-1. This alteration seems to be a predictive factor for wound healing in diabetic foot ulcers treated with HBOT

    Can major amputation rates be decreased in diabetic foot ulcers with hyperbaric oxygen therapy?

    No full text
    Although hyperbaric oxygen therapy has been used for diabetic foot ulcer since the 1980s, there is little information on its efficacy. The aim of this study is to evaluate whether hyperbaric oxygen can decrease major amputation rates and to determine the predictive factors. A total of 184 consecutive patients were treated with hyperbaric oxygen therapy as an adjunct to standard treatment modalities for their diabetic foot ulcer. Of these patients, 115 were completely healed, 31 showed no improvement and 38 underwent amputation. Of the amputations, nine (4.9%) were major amputations (below knee) and 29 were minor. Major amputations were associated with the Wagner grade (p < 0.0001), with the age of the patients (p = 0.028) and with the age of the wounds (p = 0.018). Hyperbaric oxygen therapy can help to reduce the major amputation rates in diabetic foot ulcer. However, further large, multicentre, randomised controlled studies are needed to make more accurate conclusions
    corecore