9 research outputs found

    Çukurova koşullarında ikinci ürün olarak yetiştirilen dane silaj sorgum [Sorhum Hicolor L.Moench] çeşitlerinde verim ve bazısal karakterler ile karakter arasındaki ilişkilerin saptanması üzerinde araştırmalar

    No full text
    TEZ827Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 1990.Kaynakça (s. 239-264) var.ix, 264 s. ; 30 cm.

    Çukurova koşullarında iki Sorgum- Sudanotu melez(Sorghum bicolor + Sorghum Sudanense) çeşidinde biçim yüksekliği kombinasyonlarının verim ve bazı verim komponentlerine etkisi üzerinde bir araştırma

    No full text
    TEZ469Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 1987.Kaynakça (s. 45-48) var.iv, 50 s. ; 30 cm.

    Diyarbakır sulu koşullarında bazı ön bitkilerin ikinci ürün mısırda verim ve bazı tarımsal karakterlere etkisi

    No full text
    Bu araştırma, Diyarbakır sulu şartlarında II. Ürün olarak yetiştirilen tane mısır için uygun ön bitkilerin tespiti ile bu ön bitkilerin mısırda tarımsal karakterlere etkisini incelemek amacıyla, Güneydoğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü deneme alanında 1993/94 ve 1994/95 yılları kışlık ana ürün-II. Ürün sezonunda yürütülmüştür. Araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuş olup, denemede II. ürün olarak ANT-90 erkenci mısır çeşidi ile kışlık ana ürünler olarak ta; fiğ+arpa karışımı, mercimek, arpa, nohut ve buğday kullanılmıştır. Araştırmada II. ürün mısırdan iki yıllık ortalama değerlere göre 300.50-544.33 kg/da arasında verim alınmıştır. En düşük değerler her iki yılda da buğdaydan sonra alınırken, en yüksek değer mercimekten sonra ekilen mısırdan alınmıştır.Diyarbakır koşullarında tane amaçlı mısırdan önce uygun ön bitkinin mercimek olduğu sonucuna varılmıştır.Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Politikalar ve Araştırmalar Genel Nüdürlüğ

    Shrub yield and forage quality in Mediterranean shrublands of West Turkey for a period of one year

    No full text
    WOS: 000292265600013Shrublands are important habitats for ruminants in the Mediterranean area. The purpose of this study was to evaluate the shrub yield, quality (between November 2006-November 2007) and preferences of goats for the six shrubs (Quercus coccifera L., Phillyrea latifolia L., Juniperus oxycedrus, Cistus creticus L., Sarcopoterium spinosum (L.) Spach and Thymus longicaulis C. Presl.) of Mediterranean shrublands in Turkey. In the shrubland the highest yield was obtained from kermes oak and prickly juniper. Yield in May was higher than that of in October. Dry matter (DM), Neutral detergent fiber (NDF), acid detergent fiber (ADF) and acid detergent lignin (ADL) were low and Crude protein (CP), Dry matter digestibility (DMD), ME, P, and Ca were high during the spring in the kermes oak, thyme and mock privet. Reverse situation was observed during the summer and winter months. Changes in the prickly juniper, pink rockrose and prickly burnet were not stable. When production and nutritive values of the shrubs were considered, goats showed deficiency in CP and ME throughout the year except in the spring. P and Ca were found sufficient. As a conclusion, in Mediterranean shrublands, goats should be fed with supplementary energy feed throughout the year except for spring months, and with CP during summer months in order to obtain satisfactory productivity.TUBITAKTurkiye Bilimsel ve Teknolojik Arastirma Kurumu (TUBITAK) [106O458]This paper contains some results of a research project (106O458) financed by the TUBITAK

    Investigating Yield and Quality Traits of Some Bread Wheat (Triticum aestivum L.) Genotypes Based on Gliadin Band Variations using Biplot Analysis

    No full text
    Bu araştırma, yurtiçi ve yurtdışı kökenli 40farklı ekmeklik buğday (Triticum) aestivum L.) genotipini Çanakkale koşullarında bitkisel özellikler, verim, un ve kalite özellikleri ile gliadin bant değişimleri bakımından karşılaştırılmak amacıyla yapılmıştır. Tarla denemesi 2008S2009 ve 2009S2010 yetiştirme mevsimlerinde, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Dardanos Araştırma ve Uygulama Birimi'nde yürütülmüştür. Genotiplerin incelenen özellikler bakımından gliadin bant değişimleri dikkate alınarak karşılaştırılması için, biplot analizinden yararlanılmıştır. Gliadin bant analizi sonuçlarına göre, genotipler 7 grupta toplanmış ve her grupta dikkate değer bir değişimin olduğu belirlenmiştir. Islah orijini yakın veya benzer coğrafyalardaki genotiplerin gliadin bant dizileri benzerlik göstermiştir. Biplot analizlerinde gliadin gruplandırmasına göre bazı genotiplerin hem bitkisel hem de kalite özellikleri bakımından birbirlerine benzerlik gösterdiği saptanmış ancak bu bakımdan denemeye alınan tüm genotiplerde kesin ve net bir ayrım yapılamamıştır. Yörede yaygın olarak yetiştirilen Sagittario'nun yüksek verimli ve kaliteli bir çeşit olduğu; diğer hakim çeşitler olan GönenS98 ve KaşifbeyS95'den denemenin yürütüldüğü yıl şartlarında verim ve kalite bakımından Selimiye, ZajecarskaS75, Guadelupe gibi daha üstün genotiplerin var olduğu tespit edilmiştir.This study was carried out to investigate and compare 40 wheat bread genotypes with different origins for their agronomic traits, grain yield, flour quality traits, and gliadin band variations. The field trial was conducted in 2008S 2009 and 2009S2010 growing seasons at the Dardanos Research and Application Center of Çanakkale Onsekiz Mart University, in Çanakkale, Turkey. A new statistical method, calibrated biplot analysis, was used to compare the genotypes for the investigated traits, based on their gliadin band variation. Gliadin band analysis resulted in 7 different genotype groups, and significant variations were detected within each group. The genotypes originated in proximate or similar regions were found to be genetically close as suggested by the gliadin band analysis. Biplot analysis detected that some genotypes had similarities in terms of agronomic and quality traits within their respective gliadin band groups, whereas it was not quite possible to make a clear distinction for all of the genotypes. Overall results suggested that Sagittario, one of the prevalent varieties of the region, could be recommended to growers as a high yielding and high quality cultivar; while the other widely grown cultivars (i.e., GönenS98 and KaşifbeyS95) were inferior to some other genotypes (Selimiye, ZajecarskaS75, Guadelupe) in terms of yield and quality, under the conditions of experimental years

    Change(of(Mineral(Composition(of(Herbaceous(Species(at(the(Mediterranean( Shrublands

    No full text
    Maki alanlarında çalıların sıklığına bağlı olarak önemli miktarda otsu tür kuru madde üretimine katkı sağlamaktadır. Bu yüzden bu çalışmada böyle meralardaki otsu türlerin mineral kapsamlarının yıl boyunca değişimleri ve bunun keçilerin beslenmesi açısından önemi araştırılmıştır. Deneme Çanakkale’nin korunan ve otlanan olmak üzere iki çalılı merasında kurulmuş ve 14 ay süreyle (Ekim 20069 Kasım 2007) yürütülmüştür. Bu maksatla her ayın ortasında 0,5 m x 0,5 m ebatlarında onar çerçeve biçilerek bitki örnekleri alınmıştır. Alınan örneklerde makro (N, P, K, Ca, Mg, S) ve mikro (Fe, Mn, Cu, B, Na, Zn) besin elementleri ile diğer elementlerden (Se, Co, Ni, Cr, Cd, Pb) oluşan toplam 18 elementin değişimi incelenmiştir. Araştırma sonucunda Se dışındaki bütün elementlerin hem korunan hem de otlanan mera otundaki değişimleri önemli olmuştur. Genel olarak n bitkilerdeki N, K, Mg ve S oranları Nisan ayından itibaren yükselmiş yaz, sonbahar ve kışın azalmıştır. P korunan merada yaz başında, otlanan merada ise ilkbaharda artarken, Ca’da tersi durum görülmüştür. Fe kışın yüksek, yazın düşük; Mn ve Cu kış ve ilkbahar aylarında nispeten yüksek, yazın çok düşük; B ve Na ilkbahar ve yazın fazla, sonbahar ve kış aylarında az; Zn kışın yüksek, diğer aylarda düşük olmuştur. Co, Ni, Cd ve Pb özellikle kış aylarında yüksek, yaz aylarında daha düşük; Cr ise Şubat ayında fazla öteki aylarda daha az bulunmuştur. Se genellikle ilkbaharda yükselmiştir. Meraların ortalaması olarak otun bünyesindeki N, P, K, Ca, Mg ve S miktarları sırasıyla 12,45, 1,98, 10,78, 10,36, 2,07 ve 1,45 g/kg; Fe, Mn, Cu, B, Na ve Zn miktarları ise 676,2, 143,0, 6,3, 23,4, 1497,5 ve 27,3 mg/kg olmuştur. Günde 1 kg kuru ot tüketen keçiler esas alınarak yapılan değerlendirmede; N’un yaz ve sonbahar başında, K’un otlanan merada yaz ve sonbaharda,Mn’ın yazın, S, Cu ve Zn’nun yıl boyu yetersiz olduğu, diğer besin elementlerinde ise eksiklik olmadığı belirlenmiştir.Asignificant amount of herbaceous species provide to be an increasing of total organic matter depending on shrub intensity in the maquis vegetation. Therefore, the yearlong mineral contents of these herbaceous species and their importance in terms of goat feding were investigated at this vegetation. The trial was performed in two different sites, including protected and grazed, for a period of 14 months in Çanakkale (October 2006 and November 2007), and therefore the plant samples were collected by mowing the dimensions of 0.5 m x 0.5 m ten frames in the middle of each month. The change of total 18 elements, including macro (N, P, K, Ca, Mg, S), micro (Fe, Mn, Cu, B, Na, Zn), and other elements (Se, Co, Ni, Cr, Cd, Pb), was investigated in the collected samples. According to the results of the study, the change of all elements except for Se was significant in both protected and grazed areas. In general, N, K, Mg, and S ratios of the plants increased from April, and they decreased in summer, autumn, and winter. P from the protected area at the beginning of the summer and from the grazed area in the spring increased. The change of Ca followed an opposite path. Iron rates were high in the winter and low in the summer; Mn and Cu were relatively high in the spring and very low in the summer; B and Na were excess in the spring and summer and few in the autumn and winter; Zn was high in the winter and low in the other months; Co, Ni, Cd, and Pb were high especially in the winter and lower in the summer; Cr was high in February and low in the!other months. Se increased especially in spring. As the means of both areas, N, P, K, Ca, Mg, and Samounts of the plants were 12.45, 1.98, 10.78, 10.36, 2.07, and 1.45 g/kg, respectively, whereas Fe, Mn, Cu, B, Na, and Zn amounts were 676.2, 143.0, 6.3, 23.4, 1497.5 and 27.3 mg/kg, respectively. In evaluation based on the goats which were fed with 1 kg hay per day, N in early summer and autumn, K from the grazed area in the summer and autumn, Mn in the summer and S, Cu, and Zn throughout the year were determined as insufficient, whereas there was not found any shortage for the other nutrients

    Küresel Isınmanın Yabani ve Kültüre Alınmış Buğdaygil Türlerinde Neden Olduğu Gen Mutasyonlarının İncelenmesi

    No full text
    Çevresel streslertarımsal üretimi önemli ölçüde etkileyen faktörlerdendir. Bu faktörleriçerisinde kuraklık, aşırı sıcaklık, sel gibi iklim değişikliğinden doğanolumsuz koşullar bitki gelişimini etkilemektedir. Büyümeyi ve verimi sınırlayançevresel koşullar, abiyotik stres faktörleri olarak bilinir. Abiyotik stresfaktörleri içerisinde kuraklık, yüksek veya düşük sıcaklıklar bitki gelişiminiönemli derecede etkileyen örneklerdendir. Bu stres faktörleri hem kültür hem deyabani bitki türlerinde genetik ve fizyolojik değişimlere neden olmaktadır. Budeğişimlere neden olan çevresel strese karşı seçilim baskısıdehydration-induced 19 geni ve phosphatase 2C 34 genleri takibiyleincelenmiştir. Dehydration-induced 19 geni kuraklık, yüksek sıcaklık, tuzlulukgibi çevresel stres durumlarında bitkinin duyarlılığını arttıran proteinlerisentezlemektedir. Phosphatase 2C genleri ise strese karşı hücresel tepkiyesebep olan absisik asit hormonunun sinyal yolağını açma kapama düğmesi olarakgörev alır. Kültür bitkilerinden 6 tür (Mısır, Sorgum, Buğday, Arpa, Çeltik,İngiliz çimi) ile yabani bitkilerden 4 tür (Urartu buğdayı, yabani çeltik,yalancı parlak brom, tek yıllık çim) üzerinde söz konusu genler bakımındanortaya çıkan mutasyonlar karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Çevresel biretkinin, canlının evriminde sebep olduğu evrimsel baskılar, gendeki sinonimolmayan (dn) ve sinonim (ds) mutasyonların birbirlerine göre oranı ileincelenir. Çalışmada bu baskının anlaşılması için NCBI (National Center forBiotechnology Information) genbankasından yayınlanmış dehydration-induced19 geni ve phosphatase 2C 34 genleri ile diziler alınmış, yabani-kültür olarakiki grup altında Molecular Evolutionary Genetics Analysis (MEGA) programıkullanılarak analiz edilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre yabani türlerdeincelen genlerde anlamlı düzeyde pozitif seçilim baskısı olduğu görülmüştür. Buseçilim baskısının yabani türler içerisinde yeni ve daha avantajlı varyantlaroluşturduğu söylenebilir. Yalnızca kültür bitkileri veya kültür bitkileri ilebirlikte yabani türler bir arada incelendiğinde ise seçilim baskısı tespitedilememiştir. Bu verilere dayanarak gelecek yıllarda da meydana gelecekkuraklık ve yüksek sıcaklığa yabani türlerin daha dayanıklı olacağı söylenebilir.İnsanların sulayarak destek olduğu kültür bitkilerinin ise, yalnızca seçilimbaskısına bırakıldığında, değişen iklim şartlarına ayak uyduramayacağıöngörülebilmektedir.</p

    Effects of Prickly Burnet (Sarcopoterium spinosum (L.) Spach.) Control and Sheep Grazing on Hay Yield and Quality on G&ouml;k&ccedil;eada Island, Turkey

    No full text
    (1) Background: The effects of prickly burnet (Sarcopoterium spinosum) control measures (pulling out, burning and cutting) and grazing on the botanical composition, grazeable dry matter (GDM) yield and nutritional values of rangeland were investigated on Imbros Island (Turkey) in 2010&ndash;2013. (2) Methods: The rangeland was grazed by Imbros sheep during the last year of the experiment. About 0.15 ha of rangeland was allocated to each sheep and five sheep were placed in each plot. Grazing was continuous throughout the year. (3) Results: Shrub levels decreased by 50&ndash;60% due to pulling out, burning and cutting in the first year and herbaceous species increased. Forbs increased more in the pulled and burnt plots and grasses increased more in the cut plots. In the third year, the shrub level increased to 60&ndash;65% and herbaceous species decreased. The decrease in herbaceous species was observed mostly in forbs. Plant cover was mostly (58%) composed of annual species. Development decreased plant cover ratios, but this decrease ceased in the burnt plot in the third year. Grazing also reduced plant cover. Crude protein (CP), NDF, ADF and digestible dry matter (DDM) content did not vary significantly over the experimental period. CP and DDM increased, NDF decreased and ADF did not change in the development plots. Overall, significant differences were not observed in GDM yield and nutritional values due to development efforts (pulling out, burning and cutting). (4) Conclusions: However, cutting is difficult over stony and rough terrain and pulling out creates erosion on sloping surfaces. Therefore, burning is recommended over the entire rangeland and burning or pulling out is recommended over smooth terrain for the temporary control of S. spinosum
    corecore