30 research outputs found
Determination of Genetic Structure of Yield and Yield Components of Double Cross of F1 Cotton Hybrids
Bu çalışma, çift-melez F1döl kuşağından oluşturulan popülasyonda, verim ve verim unsurlarına ilişkin genetik yapıyı belirleyebilmek; incelenen özellikler yönünden uygun anaçları ve ileride bu konuda yapılabilecek ıslah çalışmalarına yardımcı olabilmek amacıyla yapılmıştır. Çalışma, 2008- 2010 yıllarında, GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü deneme alanlarında yürütülmüştür. Çalışmada, oluşturulan popülasyonda incelenen koza sayısı ve tek koza kütlü pamuk ağırlığı özelliklerinin yönetiminde, eklemeli ve epistatik (eklemelixeklemeli, eklemelixdominant); çırçır randımanı ve lif verim özelliklerinin yönetiminde, eklemeli, dominant ve epistatik (dominantxdominant ve eklemelixeklemelixeklemeli); kütlü pamuk verimi özelliğinin yönetiminde, eklemeli, dominant ve epistatik (eklemelixdominant) gen etkilerinin etkin olduğu saptanmıştır. Koza sayısı ve kütlü pamuk verimi özellikleri yönünden, Paum-15 ve Stoneville-468; tek koza kütlü pamuk ağırlığı yönünden, Nazilli-84S, Fantom, Delcerro ve Giza-75; çırçır randımanı özelliği yönünden, Stoneville-468 ve Nazilli-84S; lif verim özelliği yönünden, Paum-15, Stoneville- 468 ve Nazilli-84S genotiplerin, söz konusu özelliklerin geliştirilmesi için pamuk ıslah çalışmalarında anaç olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.This study has been carried out in 2008-2010 in the trial area of the GAP International Agricultural Research and Training Center of the Ministry of Agriculture and Rural Affairs. The aim of the study is to determine the genetic structure of seed-cotton yield and yield components in the population which created from double cross F1 generation, using the double cross breeding method; to determine the suitable parents according to the seed-cotton yield and yield components and cross combinations, and another purpose of this study is to help the traits breeding researches. According to this study, with respect to the number of bolls per plant and seed cotton weight per boll in the formed population, it can be seen that additive and epistatic gene effects (additivexadditive, additivexdominant); in terms of the lint percentage and lint yield the additive, dominant and epistatic gene effects (dominantxdominant and additivexadditivexadditive); with respect to seed cotton yield, the additive, dominant and epistatic gene effects (additivexdominant) were effective. This study was concluded that the genotypes of the Stoneville-468 and Paum-15 in terms of the traits of the number of bolls per plant and seed cotton yield, genotypes of the Nazilli-84S, Fantom, Delcerro and Giza-75 in terms of the seed cotton weight per boll; genotypes of the Stoneville-468 and Nazilli-84S in terms of lint percentage, genotypes of the Paum-15, Stoneville-468 and Nazilli-84S in terms of the lint yield might be used as a parent in the cotton breeding programs
Determination of genetic structure of fiber quality traits in double cross F1 generation
Bu çalışma, beş adet G. hirsutum L. ve bir adet G. barbadense L. pamuk türlerine ilişkin toplam altı genotipin, çift-melez ıslah yöntemi uyarınca, kırk beş adet çift-melez F1 döl kuşağından oluşturulan popülasyonda, lif kalite özelliklerine (lif uzunluğu, lif inceliği, lif kopma dayanıklılığı, kısa lif oranı ve iplik olabilirlik indeksi) ilişkin genetik yapıyı belirleyebilmek; incelenen özellikler yönünden uygun anaçları ve melez kombinasyonları belirleyebilmek; ileride bu konuda yapılabilecek ıslah çalışmalarına yardımcı olabilmek amacıyla 2008-2010 yıllarında, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü deneme alanlarında yürütülmüştür. Çalışmada, oluşturulan popülasyonda incelenen lif uzunluğu ve lif inceliği özelliklerinin yönetiminde, eklemeli ve epistatik (eklemeli x eklemeli, eklemeli x dominant); lif kopma dayanıklılığı ve kısa lif oranı özelliklerinin yönetiminde, eklemeli, dominant ve epistatik (dominant x dominant ve eklemelixeklemelixeklemeli); iplik olabilirlik indeksi özelliğinin yönetiminde, eklemeli, dominant ve epistatik (eklemelixdominant) gen etkilerinin etkin olduğu saptanmıştır. Lif uzunluğu, kısa lif oranı ve iplik olabilirlik indeksi özellikleri yönünden Delcerro ve Giza-75; lif inceliği özelliği yönünden Nazilli- 84S, Delcerro ve Giza-75; lif kopma dayanıklılığı özelliği yönünden Paum-15, Stoneville-468, Delcerro ve Giza-75 genotiplerin, söz konusu özelliklerin geliştirilmesi için pamuk ıslah çalışmalarında anaç olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.The aim of the study was to determine the genetic structure of fiber quality traits in the population created from forty five double cross F1 generation, using the double cross breeding method; to determine the suitable parents according to the fiber quality traits and cross combinations for six genotypes of cotton varieties, five G. hirsutum L. and one G. barbadense L. This study was carried out in 2008-2010 at the trial area of the GAP International Agricultural Research and Training Center of the Ministry of Agriculture and Rural Affairs and to help the traits breeding researches. According to the study, with respect to the fiber length and fiber fineness in the formed population, it can be seen that additive and epistatic gene effects (additive x additive, additive x dominant); in terms of the fiber strength and short fiber index the additive, dominant and epistatic gene effects (dominant x dominant and additive x additive x additive); with respect to spinning consistency index, the additive, dominant and epistatic gene effects (additive x dominant) were effective. It was concluded that the genotypes of the Delcerro and Giza-75 in terms of the traits of fiber length, short fiber index and spinning consistency index; genotypes of the Nazilli-84S, Delcerro and Giza-75 in terms of the fiber fineness; genotypes of the Paum-15, Stoneville-468, Delcerro and Giza-75 in terms of fiber strength might be used as a parent in the cotton breeding programs
Pamuk Bitkisi Çift-Melez F1 Döl Kuşağında Verim ve Verim Özelliklerinin Genetik Yapısının Belirlenmesi
Bu çalışma, beş adet G. hirsutum L. ve bir adet G. barbadense L. pamuk türlerine ilişkin toplam altı genotipin, çift-melez ıslah yöntemi uyarınca, kırk beş adet çift-melez F1 döl kuşağından oluşturulan populasyonda, verim ve verim unsurlarına ilişkin genetik yapıyı belirleyebilmek; incelenen özellikler yönünden uygun anaçları ve ileride bu konuda yapılabilecek ıslah çalışmalarına yardımcı olabilmek amacıyla 2008-2010 yıllarında, GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü deneme alanlarında yürütülmüştür.
Çalışmada, oluşturulan populasyonda incelenen koza sayısı ve tek koza kütlü pamuk ağırlığı özelliklerinin yönetiminde, eklemeli ve epistatik (eklemelixeklemeli, eklemelixdominant); çırçır randımanı ve lif verim özelliklerinin yönetiminde, eklemeli, dominant ve epistatik (dominantxdominant ve eklemelixeklemelixeklemeli); kütlü pamuk verimi özelliğinin yönetiminde, eklemeli, dominant ve epistatik (eklemelixdominant) gen etkilerinin etkin olduğu saptanmıştır.
Koza sayısı ve kütlü pamuk verimi özellikleri yönünden, Paum-15 ve Stoneville-468; tek koza kütlü pamuk ağırlığı yönünden, Nazilli-84S, Fantom, Delcerro ve Giza-75; çırçır randımanı özelliği yönünden, Stoneville-468 ve Nazilli-84S; lif verim özelliği yönünden, Paum-15, Stoneville-468 ve Nazilli-84S genotiplerin, söz konusu özelliklerin geliştirilmesi için pamuk ıslah çalışmalarında anaç olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır
Physico-chemical characteristic and fatty acids compositions of cottonseed oils
ommon oil being used today besides sunflower oil. As the most important vegetable oil source in Turkey, sunflower is first ranked with 1.38 million tons, followed by cottonseed with 1.28 million tons, soybean 180,000 ton, peanut 141,000 tons and rapeseed 101,000 tons (Kolsarıcı et al 2015).Cottonseed oil is usually used in vegetable oil mixtures (Metin et al 2003), cooking and salad oil, in the preparation of margarine, shortening, mayonnaise and sauces, also to less extend in canned fish and smoked meat (Gtoplam karotenoid içerikleri 119-140 mg kg-1, toplam tokoferol içerikleri 887-920 mg kg-1 aralığında değişmiştir. Linoleik asit, palmitik asit, oleik asit ve stearik asit oranlarının, sırasıyla % 52.0-55.82; % 24.85-25.63, % 14.06-17.0 ve % 3.01-3.13 aralığında değiştiği saptanmıştır. PAUM 15 genotipinin en yüksek yağ verimi ve yağ kalitesine sahip olmasından dolayı diğer genotiplere kıyasla yemeklik yağ olarak tüketime daha uygun olabileceği belirlenmiştir.In this study, three cotton genotypes of species Gossypium hirsutum L., Cukurova 1518, PAUM 15 and BA 119 were investigated for their some physicochemical properties of oils such as free fatty acids, peroxide value, iodine value, unsaponifiable matter, total carotenoid and tocopherol contents and fatty acids composition in Cukurova region in Turkey. Seed oil content ranged 17.2-19.6% and PAUM 15 was found to be genotype with the highest oil content. The range of other physicochemical properties and their values are as follows; free fatty acids 1.7-2.8%, peroxide value 5.36.0 meq O2 kg-1, unsaponifiable matters 2.1-2.3%, iodine value 102-110, total carotenoid content 119-140 mg kg-1, total tocopherol content 887-920 mg kg-1, linoleic acid 52.00-55.82%, palmitic acid 24.85-25.63%, oleic acid 14.06-17.00%, stearic acid 3.01-3.13% in the cottonseed oils. PAUM 15 was determined to be more suitable for food consumption as edible oil due to its highest oil content and quality characteristics than the others genotype
Heterosis and Combining Ability for Yield and Fiber Technological Properties in Cotton (Gossypium hirsutum L.) Under Drought Stress Conditions
The objective of this study was to determine the General Combining Ability (GCA) of parents and the Specific Combining Ability (SCA) o fhybrids. in the breeding program to develop better yielding and high quality cotton varieties under drought stress conditions. Five cotton lines (Blightmaster, Sicala 33, Tamcot CD 3H, Cabu CS 2-1-83 and Kurak 2) and 3 testers (Maraş 92, Erşan 92 and Stoneville 453) were crossed in a line x tester mating design at Southeastern Anatolia Agricultural Research Institute in 2001. Eight genotypes and 15 F1 hybrids were grown in a randomized complete block design with 3 replications at the same experimental area in 2002. From the trial it was found that in the population, seed cotton yield, fiber length, fiber fineness, fiber strength and fiber elongation properties were influenced by additive; lint percentage and 100 seeds weight was influenced by non-additive gene effects. Heterosis values for fineness and fiber elongation were negative, while the other characters were positive. It was observed that Blightmaster for seed cotton yield and fiber elongation, Erşan 92 for lint percentage, Sicala 33 for fiber length and fiber strength were the best parent cultivars and also having best general combining abilities. It was also obvious that Blightmaster x Stoneville 453 for seed cotton yield, Tamcot CD 3H x Erşan 92 for lint percentage, Tamcot CD 3H x Maraş 92 for fiber length, Tamcot CD 3H x Stoneville 453 for fiber fineness, Sicala 33 x Stoneville 453 for fiber strength, Cabu CS 2-1-83 x Maraş 92 for fiber elongation, were the most promising crosses
Population development of leafhoppers [Asymmetrasca decedens (Paoli) and Empoasca decipiens paoli (Homoptera: cicadellidae)] on some cotton varieties
Yaprakpireleri [Asymmetrasca decedens (Paoli) ve Empoasca decipiens Paoli] (Homoptera: Cicadellidae)'nin farklı pamuk çeşitleri üzerinde populasyon gelişmeleri Çukurova Bölgesi'nde 2002 ve 2003 yıllarında incelenmiştir. Yaprakpireleri, her iki yılda temmuz ayında bitkilerin koza oluşturma döneminde en yüksek populasyon gelişmesi göstermişlerdir, daha sonraları populasyon seviyeleri azalmıştır. Yaprakpiresi populasyon gelişmesi yönünden en belirgin farklılıklar, tüylü ve tüysüz çeşitler arasında görülmüştür. Ortalama yaprakpiresi sayısı, her iki yılda örnekleme tarihlerinin çoğunda, tüysüz (Çukurova 1518, Nektarsız ÇUF 2 ve SG 125) ve çok az tüylü (Caroline Queen ve Nazilli 84) çeşitlerde, tüylü (Erşan 92, Maraş 92, Stonevilla 453) veya yarı tüylü (Sayar 314) çeşitlere göre daha yüksek ve önemli olmuştur. Yaprakpireleri tüysüz çeşitlerde 2002 yılında 2 hafta 2003 yılında 4-5 hafta süreyle ekonomik zarar eşiğinin (10 yaprakpiresi/yaprak) üzerinde populasyon gelişmesi göstermişlerdir. Bu çalışmada, ortalama yaprakpiresi sayısı, çok az tüylü ve bamya (okra-leaf) yapraklı Adana 98 çeşidinde, normal yapraklı ve tüysüz çeşitlere göre önemli düzeylerde düşük olmuş, bu çeşit dayanıklılık yönünden tüylü çeşitlerle aynı grup içersinde yer almıştır.Population development of leafhoppers [Asymmetrasca decedens (Paoli) and Empoasca decipiens Paoli (Homoptera: Cicadellidac)] on some cotton varieties Population development of the leafhoppers {Asytnmetrasca decedens Paoli and Empoasca decipiens Paoli) (Homoptera: Cicadellidae) on various cotton varieties in Çukurova region of Turkey was investigated during the years 2002 and 2003. Leafhoppers showed a peak population development at boll formation stage of the cotton varieties in July and then, their numbers declined to low levels throughout the season in both years. The population developments of leafhoppers were apparently different between hirsute and glabrous cotton varieties. The mean numbers of leafhoppers on glabrous (Çukurova 1518, Nektarsız ÇUF 2 and SG 125) and less-hirsute varieties (Caroline Queen and Nazilli 84) were significantly higher than that of hirsute (Erşan 92, Maraş 92 and Stonevilla 453) or semi-hirsute (Sayar 314) varieties. The mean numbers of leafhoppers on some glabrous varieties exceeded the threshold level (10 leafhopper per leaf) for 2 weeks in 2002 and 4 to 5 weeks in 2003. The mean numbers of leafhoppers on Adana 98 cotton variety, which is less pubescent and have okra-leaves, were significantly lower than that of glabrous and normal-leafed varieties, and in general, this variety fell into the same group with resistant varieties in both years
Pamukta (Gossypium hirsutum L.) Çok Yönlü Dayanıklılık Islahında Heterotik Etkilerin Saptanması
This study was carried out to determine heterosis and heterobeltiosis values of F1 hybrid combinations obtained from Multi Adversity Resistance breeding program and selection of promising hybrids in early generations, and to find out contributions of parents to the heterosis and heterobeltiosis values and ensuring usage of these promising parents in the next cotton breeding programs. In this study, 4 cotton varieties (Tamcot CD 3H, Tamcot HQ 95, Tamcot Sphinx and Tamcot Luxor), developed by Multi Adversity Resistance breeding program, 3 commercial cotton varieties (Maras 92, Stoneville 453 and Sayar 314) and 21 F1 hybrids obtained by 7 x 7 half diallel quantitative analysis method. Investigation was conducted in the South East Anatolia Agricultural Research Institute’s experimental area. The results of the study indicated that there were significant heterotic effects for most of investigated characteristics. F1 hybrids had higher values than parents in terms of investigated characteristics. The seed cotton yield had the highest heterosis and heterobeltiosis values. From the study; 3x6 (Stoneville 453 x Tamcot Sphinx ), 3x4 (Stoneville 453 x Tamcot CD 3H) and 2x7 (Sayar 314 x Tamcot Luxor) hybrid combinations were determined as the most promising hybrids in terms of all of investigated characteristics. Contributions of parents to the heterosis and heterobeltiosis values for all investigated characters were detected. The results showed that Stoneville 453, Tamcot Luxor and Tamcot Sphinx had the most contribution to the seed cotton yield, respectively
Determination of heterotic effects in breeding of Multi Adversity Resistance in Cotton (Gossypium hirsutum L.)
Bu çalışma, pamukta Çok Yönlü Dayanıklılık (MAR= Multi Adversity Resistance) Islahından yararlanılarak oluşturulan ve materyal olarak kullanılan melezlerinin heterosis ve heterobeltiosis değerlerini saptayabilmek; ümitvar olan melez kombinasyonları erken generasyonda belirleyebilmek; anaçların heterosis ve heterobeltiosise olan katkılarını saptayarak ümitvar bulunan anaçları diğer ıslah çalışmalarında kullanabilmek amaçları ile yapılmıştır. Çalışmada, Çok Yönlü Dayanıklılık Islahı ile geliştirilen 4 pamuk çeşidi (Tamcot CD 3H, Tamcot HQ 95, Tamcot Sphinx, Tamcot Luxor), 3 ticari pamuk çeşidi (Maras 92, Sayar 314, Stoneville 453) ve bu çeşitlerinin 7x7 yarım diallel melezlenmesi sonucunda oluşturulan 21 adet , materyal olarak kullanılmıştır. Güneydoğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü deneme alanında yürütülen bu çalışmada, heterotik etkilerin önemli olduğu; incelenen özelliklerin tümü yönünden melez ortalama değerlerinin anaçların ortalama değerlerinden daha yüksek bulunduğu belirlenmiştir. En yüksek heterosis ve heterobeltiosis değerleri, kütlü pamuk verimi özelliğinde oluşmuştur. Çalışma sonucunda, 3x6 (Stoneville 453 x Tamcot Sphinx), 3x4 (Stoneville 453 x Tamcot CD 3H) ve 2x7 (Sayar 314 x Tamcot Luxor) melez kombinasyonlarının, incelenen özelliklerin tümü yönünden, en ümitvar melez kombinasyonlar olabileceği tahmin edilmiştir. Anaçların incelenen özellikler yönünden heterosise ve heterobeltiosise katkı payları belirlenmiş, kütlü pamuk veriminde en yüksek katkıyı yapan anaçların, sırasıyla, Stoneville 453, Tamcot Luxor ve Tamcot Sphinx anaçları oldukları saptanmıştır.This study was carried out to determine heterosis and heterobeltiosis values of hybrid combinations obtained from Multi Adversity Resistance breeding program and selection of promising hybrids in early generations, and to find out contributions of parents to the heterosis and heterobeltiosis values and ensuring usage of these promising parents in the next cotton breeding programs. In this study, 4 cotton varieties (Tamcot CD 3H, Tamcot HQ 95, Tamcot Sphinx and Tamcot Luxor), developed by Multi Adversity Resistance breeding program, 3 commercial cotton varieties (Maras 92, Stoneville 453 and Sayar 314) and 21 hybrids obtained by 7 x 7 half diallel quantitative analysis method. Investigation was conducted in the South East Anatolia Agricultural Research Institute's experimental area. The results of the study indicated that there were significant heterotic effects for most of investigated characteristics. hybrids had higher values than parents in terms of investigated characteristics. The seed cotton yield had the highest heterosis and heterobeltiosis values. From the study; 3x6 (Stoneville 453 x Tamcot Sphinx ), 3x4 (Stoneville 453 x Tamcot CD 3H) and 2x7 (Sayar 314 x Tamcot Luxor) hybrid combinations were determined as the most promising hybrids in terms of all of investigated characteristics. Contributions of parents to the heterosis and heterobeltiosis values for all investigated characters were detected. The results showed that Stoneville 453, Tamcot Luxor and Tamcot Sphinx had the most contribution to the seed cotton yield, respectively
José Andrés de Motilla y Romero: Carlista, Conservador y Pro-Monarquista. Una biografía político-militar
The objective of this study was to evaluate the potential of F1 and F2 hybrids by comparing them with parents for yield, fiber quality characteristics and heterosis values under drought stress conditions. In this study, eight cotton lines/varieties and 15 F1 and 15 F2 hybrids obtained by crossing five lines and three testers in the line x tester mating design during 2001 and 2002 cotton growing season, totally 38 genotypes (8 parent, 15 F1 hybrids and 15 F2 hybrids) were planted in randomized complete block design (RCBD) with three replications in 2003. At this study seed cotton yield, lint percentage and fiber quality characteristics such as fiber length, fineness, strength, elongation, uniformity and spinning consistency index (SCI) were investigated. The result of this study showed that the variances among the genotypes were significant for lint percentage, fiber fineness, fiber strength and spinning consistency index. Similarly, variance for fiber fineness was significant among parents, F1 and F2 hybrids. In relative performance, F1 and F2 hybrids, on an average produced 9.74 and 3.41% more yield than the parents, respectively. Though, F2 hybrid population have shown -5.77% inbreeding depression, nevertheless 6 of the 15 F2 hybrid populations had higher yield than F1 hybrids indicating that potential in F2 hybrids exists to replace F1 hybrids crop development under drought stress conditions. In lint percentage, fiber length and fiber strength; average of F1 and F2 hybrids were higher than average of parental genotypes. Especially, in fiber fineness F2 hybrids were slightly higher than average of parental genotypes, but F1 hybrids were lower than both F2 and parent
Genetic Analysis of the Percentage of the First Hand Harvested Cotton Yield in F1 Hybrids of Diallel Crosses
Özet: Bu araştırma, altı pamuk genotipi ve bunların yarım diallel melezlerinden oluşan populasyonun birinci el kütlü pamuk oranı özelliğinin genetik yapısını araştırmak amacı ile yürütülmüştür. Çalışmada, Paum-15, Stoneville-453, Fantom, Nazilli-84S, Delcerro ve Giza-45 genotipleri ebeveyn olarak kullanılmıştır. Araştırma GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü deneme alanlarında 2010 ve 2011 yıllarında yürütülmüştür. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Çalışmada verilerin analizi, Jinks-Hayman tipi diallel analiz yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Jinks-Hayman diallel analiz yöntemi ile incelenen birinci el kütlü pamuk oranı özelliği üzerine hem eklemeli hem de dominant genlerin etkili olduğu; dominantlığın, eksik dominantlık düzeyinde olduğu; özelliği artırıcı allellerin, dominant olduğu; genlerin genellikle aynı yönde etkili; incelenen birinci el kütlü pamuk oranı özelliğinin yönetiminde resesif allel gen frekansının, dominant allel gen frekansından daha fazla ve eklemeli gen varyansının, dominant gen varyansından daha etkin olduğu; dar ve geniş anlamda kalıtım derecesinin yüksek olduğu (h2d=0.514, h2g=0.915); özelliğin geliştirilebilmesi için erken döl kuşaklarında yapılacak seleksiyonun başarı şansının yüksek olduğu belirlenmiştir.Abstract: This research was conducted in order to investigate the genetical structure of a population of six cotton genotypes and their half diallel crosses. In this study, Paum-15, Stoneville-453, Fantom, Nazilli-84S, Delcerro and Giza-45 cotton genotypes were used as parents. This study was carried out at GAP International Agricultural Research and Training Center’s experiment area in 2010-2011. The experimental set up was randomized complete block design with three replications. Data were examined by Jinks-Hayman diallel analysis method. According to the results of Jinks-Hayman diallel analysis additive and dominant gene variance were found significant for the percentage of the first hand harvest trait. Presence of partial dominance in the percentage of the first harvest was occurred. Alleles enhancing the trait are dominant. Dominant genes are usually effective in the same direction. The percentage of the first harvest trait management, the frequency of recessive gene alleles is greater than the dominant allele gene frequency and variance of additive gene is more effective than variance of the dominant gene. The highest heritability for both heritability types was recorded for the percentage of the first harvest (h2n=0.514, h2b =0.915). In improving the trait selection in early generations will be more successful