10 research outputs found
Teaching 5th grade polygon and quadrangle subjects through dynamic geometry software
Bu araştırmanının amacı 5. sınıf çokgenler ve dörtgenler konusunun dinamik geometri yazılımı GeoGebra ile öğretiminin erişiye, kalıcılığa ve tutuma etkisini ortaya koyabilmek ve bu programın öğretimde kullanılması ile ilgili öğrenci görüşlerini alabilmektir. Araştırmada ön test - son test kontrol gruplu yarı deneysel araştırma modeli ile nitel araştırma modelinden oluşan karma araştırma modeli kullanılmıştır. Bu model, deneysel desen ve nicel verilerin istatistiksel analizine dayalı sonuçlar ile nitel verilerin betimsel analizine dayalı sonuçların birleşiminden oluşmuştur. Bu araştırma, 2009 -2010 öğretim yılı I. döneminde Aydın ili merkez ilçede yer alan bir ilköğretim okulundaki iki tane 5. Sınıfta yürütülmüştür. Bu sınıflardan biri seçkisiz örneklem alma yoluyla biri deney (n= 35) ve diğeri kontrol (n= 35) grubu olarak belirlenmiştir. Ön test sonucu olarak grupların deney öncesinde; akademik başarı, ve geometriye yönelik tutum açısından denk gruplar oldukları belirlenmiştir. Beş haftalık bir süre boyunca çokgenler ve dörtgenler konusunun kavratılmasındaki farklılıkların ortaya konulması amacıyla deney grubunda dersler dinamik geometri programı GeoGebra ile işlenmiş, kontrol grubunda ise yürürlükte olan program takip edilmiştir. Deney grubuna, dinamik geometri yazılımı GeoGebra'nın kullanıldığı bilgisayar destekli öğretim, kontrol grubuna ise sınıf öğretmeninin '5. Sınıf Matematik Dersi Öğretim Programı' çerçevesinde hazırladığı ders planları uygulanmıştır. Derslerdeki öğretim etkinlikleri, her grubun kendi sınıf öğretmeni tarafından yürütülmüştür. Ayrıca deney grubundan amaçlı örneklem alma yoluyla seçilen 9 öğrenci ile dinamik geometri yazılımı GeoGebra programının öğretimde kullanılması üzerine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerde yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşmeler, deney grubundaki öğrencilerle bire bir olarak boş bir sınıfta ortamında ve ortalama 15' er dakikalık bir sürede gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler, video ile kayıt altına alınmıştır. Bu video kayıtları için, öğrencilerin velilerinden izin alınarak gönüllülük esasına dayanarak kayıtlar yapılmıştır. Araştırmada, veri toplama araçları olarak, araştırmacı tarafından geliştirilmiş 26 maddelik 'İlköğretim 5. sınıf Çokgenler ve Dörtgenler Başarı Testi' (Cronbach Alpha = .75), araştırmacı tarafından güvenirlik çalışması tekrar yapılmış olan Geban, Ertepınar ve diğ. (1994) tarafından geliştirilmiş 'Matematiğe Yönelik Tutum Ölçeği' (Cronbach Alpha = .76) ve araştırmacı tarafından geliştirilmiş olan yarı yapılandırılmış 'Görüşme Formu' kullanılmış ve bu yolla öğrencilerin konuya yönelik akademik başarılarına, matematiğe karşı ilgi ve tutumlarına ve Çokgenler ve Dörtgenler konusunun dinamik geometri yazılımı GeoGebra ile öğrenilmesine yönelik görüşlerine dair veriler toplanmıştır. Çalışmanın erişi ve tutum veri toplama araçları ile ilgili olarak Deney ve kontrol gruplarına eş zamanlı olarak, araştırmaya başlamadan 1 hafta önce ön test uygulanmış, araştırmanın hemen bitiminde son test ve de araştırma bittikten 8 hafta sonra kalıcılık testi uygulanmıştır. Görüşmeler ise çalışmanın 5. haftasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmada toplanan nicel verilerin analizi, SPSS programı kullanılarak Bağımsız t testi ve İlişkili t testi hesaplanarak yapılmıştır. Nitel verilerin analizi için ise görüşme kayıtları ve açık uçlu sorulara bakılmıştır. Açık uçlu sorularda cevapların frekans ve yüzdeleri hesaplanarak çözümler betimsel analiz yöntemi ile çözümlenmiştir. Görüşme kayıtlarının ise bire bir transkripti çıkarılmış, sorulan sorular temalar olarak ele alınıp elde edilen veriler temalar altında sunulmuş ve katılımcıların görüşlerindeki ortak noktalar detaylarıyla verilmeye çalışılmıştır. Araştırmanın sonucunda; erişi testi göz önüne alındığında; dinamik geometri yazılımı GeoGebra programının, Çokgenler ve Dörtgenler konusunda öğrenci başarısını bu programın kullanılmadığı bir öğrenme ortamına göre önemli ölçüde yükselttiği tespit edilmiştir. Ayrıca konunun hatırda kalma ve kalıcılık düzeyi, GeoGebra programının kullanıldığı öğrencilerde anlamlı bir seviyede farklılık göstermiştir. Tutum testi göz önüne alındığında; deney ve kontrol grubunun tutum son test ve tutum kalıcılık testi puanları arasında istatistiksel olarak deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Ayrıca deney grubunun ön test ve son test tutum puanları arasında son test lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Bu anlamda dinamik geometri yazılımı GeoGebra ile öğrenen deney grubu öğrencilerinin, bu programın kullanılmadığı kontrol grubu öğrencilerine göre 'Çokgenler ve Dörtgenler' konusuna yönelik daha olumlu tutum sergilediklerini ve ayrıca derse karşı uygulama öncesine göre daha istekli oldukları ortaya çıkarılmıştır. Araştırmanın nitel sonuçları göz önüne alındığında; Program dilinin Türkçe olması, işlem basamaklarının kolaylıkla anlaşılıp uygulanması, kullanımının kolay oluşu ve programa ücretsiz ulaşılabilmesi öğrencilerin GeoGebra programına yönelik olumlu tutum geliştirmelerinin başlıca nedenleri olarak belirlenmiştir.The aim of this study is to investigate the effect of using dynamic geometry software GeoGebra in the teaching of 5th grade subject of 'Polygons and Quadrilaterals' on students' achievement, retention, attitude and to get students' opinions of using it in instruction. This study has been structured as a mixed research model including both a quasi-experimental pretest-posttest design with a control group and a qualitative research methods. This model mixes the results from both qualitative and quantitative researches approaches within a stage of the study. This research was conducted with two fifth grade clasrooms inclusing a total of 70 students who was attending a school in downtown area of the city of Aydın during 2009'2010 academic year. Two groups were randomly assigned to an experimental (n= 35) and control group (n= 35). Both groups were identified as equivalent in respect to pretest results about their success and attitude towards mathematics and geometry. To figure out the differences between experimental and control group about learning of 'Polygons and Quadrilaterals ', a dynamic geometry program GeoGebra was utilized with experimental group while current program with no use of GeoGebra was utilized with control group during the 5 week of the study. While in the experimental group, computer assissted instruction was utilized through using dynamic geometry software GeoGebra, in the control group lesson plans that were designed by the teacher based on 5th grade teacher book were utilized. Teaching activities were carried out by classrooms own teachers for each group. Moreover interviews were held with 9 students who had been chosen through purposive sampling method on the issue of using dynamic geometry software GeoGebra in instruction. Interviews were formed as semi structured. Data from participants was collected face to face and one on one in the school aproximately at about 15 minutes duration. Interviews were videorecorded. This interviews were conducted volunteer based and parent constent letter was sought. In this research, 26 item 'Polygons and Quadrilaterals Test for Elementary School 5th Graders' (Cronbach Alpha = .75), which was developed by the author of this study, 'Mathematics attitude Scale' (Cronbach Alpha = .76) which was developed by Geban, Ertepınar and et.al. (1994) and reliability analysis was repeated by the author of this study and a semi structured interview form which was developed by the author of this study were used as data collection instruments to collect data about students' success, their interests and attitude towards mathematics and to get their opinions towards using GeoGebra when learning Polygons and Quadrilaterals. Experimental and control groups were subjected to; pretest simultaneously a week before the study begins, posttest right after the study completes and a retention test 8 weeks after the study completes regarding the students' success and attitude. Interviews were conducted in the 5th week of the study. Quantative analysis of this research was otained from calculating independent t-test and paired T-test using SPSS statistics program. Qualitative analysis of this research was obtained from interviews and open ended questions. Frequency and percentage values were calculated and descriptive interpretation was followed when analysing Open-ended questions. Interviews were transcribed one by one, questions were regarded as categories and students' commonalities were presented under each category in detail. Results from this study illustrated that using dynamic geometry software GeoGebra is more effective on students' success on Polygons and Quadrilaterals subject comparing to the regular classrooom activities in which GeoGebra use is not present. Moreover the level of retention is found more significant when using GeoGebra in instruction. Considering attitude test, a significant difference in favor of the experimental group was found between experimental and control groups' posttest and retention tests. Moreover it was found a significant difference between pretest and posttest scores of experimental group in favor of the posttest. In this sense it is concluded that experimental group who use GeoGebra in istruction of Polygons and Quadrilaterals subject illustrate more positive attitudes and more enhusiasm towards mathematics comparing to the study begins comparing to the students who do not use GeoGebra in instruction. Examining the qualitative results of this study, students illustrated positive opinions towards the use of GeoGebra in instruction such as; selection of Turkish Language as the default language of the program, easily understandable procedures, easily applicable practices and free accessibility
The Review of The Effects of Realistic Mathematics Education on Students' Academic Achievement in Turkey: A Meta-Analysis Study
Realistic Mathematics Education (RME) includes identifying and solving problems. Besides, it is an effort to organize a case, reorganize it according to new ideas, and concretize and rediscover the case to understand it better. This research aims to determine the effect of RME-based teaching against traditional methods, develop a general opinion, and contribute to the literature. In the study, the meta-analysis method was used to synthesize the results of independent experimental studies examining RME's effect on academic achievement. The data set of the research was created in September 2022. Necessary searches were carried out within the ULAKBİM TR Index, YÖK Thesis, ERIC and Web of Science databases. As a result of these searches, 54 studies met the selection criteria to be included in the meta-analysis. The random-effects model was used in the research. As a result of the analysis, the calculated effect sizes were all positive. In the light of this finding, it has been concluded that in all studies, RME-based teaching was more effective than traditional methods on students' academic achievement in mathematics. A moderator analysis was also carried out to determine whether the effect sizes differed statistically significantly according to the variables "publication type, sample size, and educational stage." As a result of the moderator analysis, it was concluded that all moderator variables obtained from the GME-based teaching practices significantly affected the combined effect size
İlkokul matematik derslerinde olumlu bir söylem ortamının etkisinin söylem analizi yöntemiyle incelenmesi
Bu çalışma Pamukkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi (PAÜBAP) tarafından 2014EĞBE003 nolu Doktora tez projesi olarak desteklenmiştir.Bu araştırmanının amacı 4. sınıf ondalık sayılar konusunun öğretimine ilişkin olumlu bir söylem ortamı oluşturulmasının, söylem analizi yöntemi ile incelenmesidir. Araştırmada ön test - son test kontrol gruplu yarı deneysel araştırma modeli ile nitel araştırma modeli olan örnek olay çalışmasından oluşan karma araştırma modeli kullanılmıştır. Bu model, deneysel desen ve nicel verilerin istatistiksel analizine dayalı sonuçlar ile nitel verilerin Gee’nin söylem analizi metoduna dayalı sonuçların birleşiminden oluşmuştur. Bu araştırma, Aydın ili merkez ilçede yer alan bir ilkokuldaki 4.sınıfın bir şubesi deney, bir şubesi kontrol grubu olarak 2013-2014 öğretim yılı II.döneminde pilot uygulama, 2014 -2015 öğretim yılı II. döneminde gerçek uygulama şeklinde yürütülmüştür. Şubeler seçkisiz olmayan örnekleme yöntemlerinden amaçsal örnekleme yöntemi kullanılarak seçilmiştir. Araştırmanın yürütüldüğü ilkokulda yer alan 4. sınıflar arasından bir şube deney ve diğer şube kontrol grubu olarak belirlenmiştir. (deney grubu N=30, kontrol grubu=30). Ön test sonucu olarak grupların deney öncesinde; akademik başarı ve matematiğe yönelik tutum açısından denk gruplar oldukları belirlenmiştir. Üç haftalık bir süre boyunca ondalık kesirler konusunun kavratılmasındaki farklılıkların ortaya konulması amacıyla deney grubunda dersler olumlu söylem modülü ile işlenmiş, kontrol grubunda ise yürürlükte olan program takip edilmiştir. Deney grubunda olumlu bir söylem ortamının nasıl olması gerektiği konusunda deney grubunun sınıf öğretmenine araştırmacı tarafından “söylem eğitimi” verilmiştir. Hem deney hem kontrol grubundaki dersler her grubun kendi sınıf öğretmeni tarafından yürütülmüştür. Deney ve kontrol grubundaki ondalık kesirler dersleri video kaydına alınmış ve videolar izlenerek olumlu söylem ortamının etkisinin Gee’nin söylem analizi yöntemi ile analizi yapılmıştır. Araştırmada, veri toplama araçları olarak, araştırmacı tarafından geliştirilmiş 31 maddelik “Ondalık Kesirler Başarı Testi” (KR 20 = 0.868), araştırmacı tarafından güvenirlik çalışması tekrar yapılmış olan Geban, Ertepınar ve diğ. (1994) tarafından geliştirilmiş, tek faktörlü ve Uygun (2008) tarafından ilköğretim matematik alanında uygulanmış “Matematiğe Yönelik Tutum Ölçeği” (Cronbach Alpha = 0.78) uygulanmış ve bu yolla öğrencilerin konuya yönelik akademik başarılarına, matematiğe karşı ilgi ve tutumlarına ve ondalık kesirler konusunda deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin kendi aralarında ve öğretmen- öğrenci arasında söylemlerinin video kayıtlarına dair veriler toplanmıştır. Çalışmanın başarı ve tutum veri toplama araçları ile ilgili olarak deney ve kontrol gruplarına eş zamanlı olarak, araştırmaya başlamadan önce ön test uygulanmış, araştırmanın hemen bitiminde son test ve de araştırma bittikten 12 hafta sonra kalıcılık testi uygulanmıştır. Deney ve kontrol grubundaki ondalık kesirler dersleri işlenirken de dersler araştırmacı tarafından video kaydına alınmıştır. Araştırmada toplanan nicel verilerin analizi, SPSS programı kullanılarak ilişkisiz t testi; Tekrarlı Ölçümler İçin Tek Faktörlü ANOVA ve Tekrarlı Ölçümler İçin Tek Faktörlü ANCOVA ile yapılmıştır. Araştırmanın nitel boyutunda ondalık kesirler konusunda deney ve kontrol grubu öğrencilerinin söylemlerinden yararlanılmıştır. Deney grubunda olumlu söylem ortamı ile işlenen dersler ve kontrol grubunda öğretmen kılavuz kitabına göre işlenen derslerin video ve ses kayıtlarından yararlanılmıştır. Öğrencilerin ondalık kesirler konusundaki söylemleri ders süresince video kayıt cihazı ve ses kayıt cihazı ile kaydedilmiştir ve derslerdeki durumlar araştırmacı tarafından not edilmiştir. Bu kayıtlar daha sonra bilgisayar ortamına eksiksiz bir şekilde metinler halinde aktarılmıştır ve veriler Gee’nin söylem analizi yöntemine göre 4. sınıf ondalık kesirler kazanımları doğrultusunda ayrılmış ve her kazanımda geçekleşen etkinliklere göre en iyi diyaloglar çerçevesinde analiz edilmiştir. Araştırmanın nicel sonuçları açısından başarı testi göz önüne alındığında; grupların öntest ortalama puanlarına göre düzeltilmiş sontest ve kalıcılık testi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan tekrarlı ölçümler için tek yönlü kovaryans analizi sonucuna göre grupların öntest ortalama puanlarına göre düzeltilmiş sontest ve kalıcılık testi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur. Bu fark olumlu söylem ortamı ile işlenen derslerin öğrencilerin başarılarına olumlu bir katkı sağladığı görülmektedir. Bunun yanı sıra deney grubu öğrencilerin uygulama öncesinde matematiksel başarı öntest ile sontest puanları ve öntest ile kalıcılık puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Ön test ve son test puanları arasında son test lehine bulunan anlamlı fark, matematik dersi ondalık kesirler konusunun olumlu söylem ortamı ile işlenmesinin öğrencilerin başarılarında artış olduğunu göstermektedir. Araştırmanın nicel sonuçları açısından tutum testi göz önüne alındığında; deney grubu ve kontrol grubu öğrencilerinin tutum son test puanları için yapılan ilişkisiz t testi sonucunda gruplar arasında deney grubu lehine bir fark bulunmuştur. Bu durum olumlu söylem ortamı ile işlenen Ondalık Kesirler konusunun öğrencilerin tutumlarına olumlu yansıdığını göstermektedir. Bunun yanı sıra kontrol ve deney grubunun tutum kalıcılık test puanları için yapılan ilişkisiz t testi sonucunda gruplar arasında tutumları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Bu durum, deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin, öğretim sonrası konu ile ilgili kalıcılık duygu ve tutumları arasında bir fark olmadığını göstermektedir. Bunun yanında deney ve kontrol grubunun son tutum testlerinde anlamlı fark çıkıp, kalıcılık son tutum testlerinde çıkmaması deney grubundaki olumlu söylem ortamının devam ettirilmemesinden kaynaklandığı söylenebilir. Deney grubu öğrencilerinin tutum öntest ile sontest puanı istatistiksel anlamda farklılık saptanmıştır. Bu durum olumlu söylem ortamı ile işlenen derslerin öğrencilerin tutumlarına olumlu yansıdığını göstermektedir. Aynı zamanda tutum son test ve tutum kalıcılık testi sonuçlarına göre de olumlu söylem ortamı ile işlenmeyen derslerin öğrencilerin matematiğe yönelik tutumlarına etki etmediğini ve olumlu söylem ortamı ile ders işlenişi kadar zevkli olmadığını göstermektedir. Kontrol grubu öğrencilerin uygulama öncesinde matematiksel tutum öntest puanları, uygulama sonrası sontest ve kalıcılık puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Bu durum olumlu söylem ortamı ile işlenmemiş olan ondalık kesirler konusunun öğrencilerin tutumlarına etki etmediğini göstermektedir. Öğrencilerin işlenen derslerde matematiğe yönelik tutum ve dersten zevk almalarında herhangi bir değişiklik olmadığını göstermektedir. Araştırmanın nitel sonuçları göz önüne alındığında; deney ve kontrol grubunun sınıf içi söylemlerinin analizine göre deney grubu öğrencilerinin derse katılım konusunda kontrol grubu öğrencilerinden çok daha aktif rol almaları göze çarpmaktadır. Öğretmen ile öğrenci arasındaki iletişim etkileşimi, öğrenme eylemini de yakından etkileyen bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Olumlu bir söylem ortamında yapılan öğretim çalışmaları da öğretmenin teşvik edici söylemleri itibariyle öğrencilerin bilgiyi oluşturmalarında son derece önem arz etmektedir. Kontrol grubu öğrencileri ise bu anlamda öğretmene bağımlı bir iletişim biçimi sergilemiş ve çözüme katkı sağlama konusunda yeterli sorumluluk alamamışlardır. Matematiksel kavramlar arası ilişkilerin ve bağlantıların kurulması noktasında birçok uyaranı kullanabilme becerisi de yine deney grubu öğrencileri tarafından ustaca kullanılabilmektedir. Araştırmanın da temelini oluşturan matematik ve dil ilişkisinde öğrenmenin gerçekleşebilmesi için matematiksel bilginin kavramsal boyutları ile ve uygun bir matematik dili kullanılarak ele alınması gerektiği tespit edilmiştir. Deney grubunda kavramsal düzeydeki matematiksel ilişkiler matematik ve dil bağlamında ele alındığından öğrencilerin matematiksel ifade yetilerinin geliştiği, kontrol grubunda ise bu iletişim biçimi oldukça sınırlı olduğundan öğrencilerin matematiksel ilişkileri ifade etmede zorlandıkları tespit edilmiştir. Ayrıca öğretmenin matematiksel dile kavramsal anlamda hâkim olmasının yanında bu dişli kullanırken öğrencinin de matematiksel dil gelişiminin göz önünde bulundurması gerektiği tespit edilmiştir. Bunun yanında kontrol grubu öğrencileri daha bağımlı, pasif ve düşüncelerini ortama açma konusunda isteksiz ve cesaretsiz bir görüntü çizmektedir. Araştırmadaki deney grubu öğrencilerinin, fikirlerini açıklama cesaretini ve grup arkadaşlarının farklı düşüncelerinden yeni sonuçlar elde etme becerisini de aktif bir şekilde gerçekleştirdiği görülmektedir. Sosyal yapılandırmacı yaklaşım kapsamında oluşturulan olumlu söylem ortamı ile işbirlikli öğrenmenin öğrencilerin söylemleri üzerinde benzer etkilere sahip olması beklenilebilir bir durumdur.The purpose of this research is to analyze the 4th class students who are taught decimal numbers with a positive discourse by using discourse analysis method. In this research, a pretest-posttest design with a control group quasi-experimental study and a qualitative model which is a kind of mixed research model made up of precedent study. This model consists of the results of the analysis of experimental design with quantitative data and the results of Gee’s discourse analysis method. The study was conducted in a primary school in district of Aydın. While one of the 4th classes was the control group, another one was the experimental group. As in the II. term of 2013-2014 the application was a pilot scheme, in the II. term of 2014-2015 the application was conducted genuinely. The classes were elected with purposeful sampling method which is one of the non-random sampling methods. Among the 4th classes in which the research was conducted, one of the classes was the control group, while another one was the experimental group (experimental group N=30, control group=30). As a result of the pretest, it was defined that before the research, groups were selected under equal conditions depending on their academic success and their tendency towards Math. During the period of three weeks, the lessons in experimental group were conducted with positive discourse module in order to reveal the differences in comprehension decimal fraction, while the lessons in control group were conducted with the usual curriculum. The teachers in experimental group were given “a discourse education” in order to show how the positive discourse atmosphere should be. Both the control and the experimental groups were taught by their own class teachers. The lessons about decimal fraction in experimental and control group were recorded and watched so as to find out the effect of positive discourse in Gee’s discourse analysis In order to get the data, “Decimal Fraction Success Test” (KR 20=0.868) which is made up of 31 articles was used. “Scale for Attitude Towards Math” (Cronbach Alpha=0.78) which was retested for its reliability and developed by Geban, Ertenpınar and others (1994), applied in primary school Math classes with a single factoral way by Uygun (2008). In this way, a data about students’ academic success about the subject, their attitude and tendency towards Math, a video about the discourse between experimental and control groups and student-teacher interaction was gathered. Before the research, the experimental and control groups were synchronously pre-tested for the success and the data. As soon as the research was completed, post-test and after 12 weeks, a persistency test was applied. The students were recorded while they were taught the decimal fraction by the researcher. The analysis of the quantitative was implemented with t test by using SPSS program; the Single Factor ANCOVA was used for Repetitive Evaluation. Considering the success test for the qualitative results; a great statistical difference between post-test and persistency test was revealed depending on the covariance analysis used for repetitive evaluation. This difference shows that the lessons with a positive discourse have a great impact on students’ success. Apart from this, a great change in pre-test and post-test points and pre-test and persistency test points in experimental group students’ success in Math. The change in pre-test and post-test (which is for the benefit of post-test) shows that the usage of positive discourse while teaching decimal fraction causes an increase in students’ success. Considering the attitude test for the quantitative results of the research, a difference for the benefit of experimental group was defined after applying unrelated t-test for final attitude test on the experimental and control group students. This situation shows that a positive discourse while teaching decimal fraction has a positive impact on students’ attitude. Apart from this, no meaningful difference was found between the results of unrelated t-test for the attitude persistency test among the experimental and control groups. This fact reveals that there is no difference between experimental and control group students’ emotion, persistency and attitude after being taught. Also, there is a great difference in final post-test in experimental and control groups, while there is no change in final persistence test which shows that it is because of the discontinuance of the positive discourse in class. A great statistical difference was defined in experimental and control group students’ attitude pre-test and post-test points. This result shows that a positive discourse in lesson causes positive attitudes of the students. At the same time, according to the attitude post-test and persistency test, a lesson with a nonconstructive discourse has no effect on students’ attitude towards Math and this lesson is not as enjoyable as the lesson with a positive discourse. No great difference was found between the points of attitude pre- test before the lesson and post-test and persistency test after the lesson. This situation shows that a lesson about decimal fraction which is not conducted with a positive discourse doesn’t have an impact on students’ impact. It shows that it also doesn’t have an impact on the attitude and the joy of the students. Considering the qualitative results of the research, it is outstanding that the experimental group students are more active in participating than the control group students depending on the analysis of the in-class discourse of both groups. The interaction between the teacher and the student appears to be an effective factor in learning. Encouraging the student in a positive discourse has a huge impact on creating information for the student. Control group students display a dependent communication with the teacher and could not gain enough responsibility for the resolution. The skill for creating the relation between mathematical concepts can be used effectively again by the experimental group students. In order to put the relation between Math and language into practice, the conceptual aspect of Math and an appropriate language should be used. As the conceptual relations about Math in experimental group students are examined depending on the Math-language interaction, the students’ ability of expressing Math was developed. When it comes to the control group, the students had difficulties in expressing Math relations as their way of communication was restricted. Moreover, it was found that the teacher should consider the students’ development of Math language apart from possessing this language totally. Besides, the control group students seem to be more dependent, passive and discouraged or unwilling to express their ideas. The experimental group students in this research are more active and courage in expressing their opinions and coming up with new conclusions by gathering different ideas. It is anticipated that positive discourse which was created under the root of social constructivism and cooperative learning has similar effects on students’ discourse
Dinamik Matematik Yazılımı ile 5. Sınıf Çokgenler ve Dörtgenler Konularının Öğretilmesi
Bu araştırmada, 5. sınıf çokgenler ve dörtgenler konusunun, dinamik matematik yazılımı ile öğretiminin, başarıya ve kalıcılığa etkisini ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırmada ön test - son test kontrol gruplu yarı deneysel araştırma modeli kullanılmıştır. Beş haftalık bir süre boyunca deney grubu ile yapılan matematik derslerinde, çokgenler ve dörtgenler konusu, dinamik matematik yazılımı ile işlenmiş, kontrol grubunda ise yürürlükte olan program takip edilmiştir. Araştırmada, veri toplama araçları olarak, araştırmacı tarafından geliştirilmiş 26 maddelik "5. sınıf Çokgenler ve Dörtgenler Başarı Testi" (Cronbach Alpha = .75), kullanılmıştır. Deney ve kontrol gruplarına, araştırmaya başlamadan 1 hafta önce, eş zamanlı olarak ön test uygulanmış, araştırmanın hemen bitiminde son test ve de araştırma bittikten 8 hafta sonra da kalıcılık testi uygulanmıştır. Araştırmada toplanan nicel veriler ilişkisiz t testi ve ilişkili t testi hesaplanarak analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda; "Çokgenler ve Dörtgenler" konusunu dinamik matematik yazılımı ile öğrenen deney grubu öğrencileri ile bu programın kullanılmadığı kontrol grubu öğrencilerinin son testleri arasında istatistiksel düzeyde deney grubu lehine anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Ayrıca "Çokgenler ve Dörtgenler" konusuna ilişki bilgilerin öğrencilerdeki kalıcılık düzeyi incelendiğinde, deney grubu öğrencilerinin konuya ilişkin bilgilerini daha uzun süre muhafaza edebildikleri tespit edilmiştir
Asi Nehri (Kuzeydoğu Akdeniz, Türkiye) karabalıkları (Clarias gariepinus Burchell, 1822)’nda rastlanılan kan paraziti, Trypanosoma sp.
Fifteen African sharptooth catfish (Clarias gariepinus Burchell, 1822) were collected from the River Asi (River Orontes) in Antakya (Hatay, Turkey) in November 2007, and fish blood samples were examined for the presence of blood parasites. The existence of infection with Trypanosoma (hemoparasite) was identified in 13 out of the 15 fish specimens. Currently there are no records of the presence of any species of Trypanosoma infecting Clarias gariepinus in Anatolia. Thus this study is the first report of Trypanosoma sp. infections in Clarias gariepinus in Turkey.Asi Nehri’nden Kasım 2007’de elde edilen 15 adet karabalık, kan paraziti varlığı yönünden incelenmiştir. 15 balığın 13 adedinde hemoparazit Trypanosoma sp. varlığına rastlanılmıştır. Anadolu’dan Clarias gariepinus için Trypanosoma enfeksiyonu daha önce bildirilmediğinden, bu çalışma ile ilk kez Asi Nehri karabalıklarında Trypanosoma sp.’nin varlığı bildirilmiştir
Ortaokul Beşinci Sınıfta Seçmeli “Matematik Uygulamaları” Dersini Seçen Öğrencilerin Derse İlişkin Görüşleri
Bu çalışmanın amacı, ortaokul beşinci sınıfta seçmeli Matematik Uygulamaları dersini seçen öğrencilerin derse ilişkin görüşlerini ortaya koymaktır. Temel yorumlamacı nitel araştırma olarak desenlenen çalışma İzmir ilinin Selçuk ilçesinde Matematik Uygulamaları dersini seçen 26 beşinci sınıf öğrencisiyle gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen açık uçlu sorulardan oluşan yarı-yapılandırılmış görüşme formuyla toplanmıştır. Yarı-yapılandırılmış görüşmelerle elde edilen veriler betimsel analiz yapılarak çözümlenmiştir. Betimlemeler için özgün “kategoriler” oluşturulmuştur. Araştırmanın önemli bulguları şunlardır: 1) Seçmeli Matematik Uygulamaları dersini seçen beşinci sınıf öğrencilerinin ağırlıklı olarak ya ailesi istediği için ya da matematiğe ilgisi olduğu için bu dersi seçmişlerdir. 2) Seçmeli Matematik Uygulamaları dersini seçen öğrencilerin ağırlıklı olarak beklentileri, matematik bilgi ve becerilerini geliştirmek ya da matematik sınavından daha yüksek not almaktır. 3) Seçmeli Matematik Uygulamaları dersini seçen beşinci sınıf öğrencilerinin hepsi bu dersi tekrar seçmeyi düşündüklerini belirtmiştir
Ortaokul Beşinci Sınıfta Seçmeli “Matematik Uygulamaları” Dersini Seçen Öğrencilerin Derse İlişkin Görüşleri
Bu çalışmanın amacı, ortaokul beşinci sınıfta seçmeli Matematik Uygulamaları dersini seçen öğrencilerin derse ilişkin\ud
görüşlerini ortaya koymaktır. Temel yorumlamacı nitel araştırma olarak desenlenen çalışma İzmir ilinin Selçuk ilçesinde Matematik\ud
Uygulamaları dersini seçen 26 beşinci sınıf öğrencisiyle gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen\ud
açık uçlu sorulardan oluşan yarı-yapılandırılmış görüşme formuyla toplanmıştır. Yarı-yapılandırılmış görüşmelerle elde edilen veriler\ud
betimsel analiz yapılarak çözümlenmiştir. Betimlemeler için özgün “kategoriler” oluşturulmuştur. Araştırmanın önemli bulguları\ud
şunlardır: 1) Seçmeli Matematik Uygulamaları dersini seçen beşinci sınıf öğrencilerinin ağırlıklı olarak ya ailesi istediği için ya da\ud
matematiğe ilgisi olduğu için bu dersi seçmişlerdir. 2) Seçmeli Matematik Uygulamaları dersini seçen öğrencilerin ağırlıklı olarak\ud
beklentileri, matematik bilgi ve becerilerini geliştirmek ya da matematik sınavından daha yüksek not almaktır. 3) Seçmeli Matematik\ud
Uygulamaları dersini seçen beşinci sınıf öğrencilerinin hepsi bu dersi tekrar seçmeyi düşündüklerini belirtmiştir
Estimation of wind speed data with setar model
The threshold model allows expression with different Autoregressive Moving Average (ARMA) models sorted according to the threshold value of the observations. In this study, nineteen years of observed wind speed data have been modeled with the Self Exciting Threshold Autoregressive (SETAR) model. Two different Autoregressive (AR(3)) models have been obtained for the situation where the wind speed was below and above 2.5 m / s of the previous observation in the time series. In addition, in the SETAR (1,3,3) model, it has been determined that the residual terms have the effect of GARCH (1,1) and a range has been estimated for model predictions
Yeni bir membran ile ultrafiltrasyon uygulaması peyniraltı suyunun işletim değişkenlerinin etkisi
TÜBİTAK KTÇAG01.09.1996Peynirallı suyunu ultrafiltrasyonunda besi konsantragyonu, basınç çapraz akış hızı, membran gözenek büyüklüğü ve polyhipe membranın yüzey modifikasyonu gibi işletim değinenlerinin yatışkaa koşullardaki akı ve geri çevirme oranına etkisi deneysel olarak araştırılmıştır. Geçirgenlik akısı zamana karşı ölçülmüş ve süzüntüdeki protein miktarı hesaplanmıştır. Gözenek büyüklüğü 0.1, 0.2, 0.45 m olan membranların yatışkan akı değerlerinin birbirine çok yakın olduğu, fakat gözenek büyüklüğü 0,025 m olan selüloz ester membranın yatışkan akı değerinin diğer membranlardan çok daha düşük olduğu belirlenmiştir. Selüloz ester, selüloznitrat ve selüloz asetat ( 0,2 ve 0,45 mm ) gibi ticari membranlann yanı sıra, farklı kimyasal yapıya sahip olan polyhipe membranlar polipirol ve poli 4-vinil piridin ile yüzeyi modifiye edilerek kullanılmıştır. Böylece membranın yüzeyi iletken duruma getirilmiştir. Modifiye edilmiş polyhipe membranların geçirgenlik akısı ve geri çevirme oranı ticari membranlar ile karşılaştırıldığında, aynı işletim koşullarında geri çevirme oranının ve yatışkan koşullardaki geçirgenlik akısının biraz daha fazla olduğu görülmüştür