87 research outputs found

    Kütahya Kent Ormanı ve Çamlıca Mesire Alanı’nın kuş faunası

    Get PDF
    Kütahya Kent Ormanı ve Çamlıca Mesire Alanı’nın kuş türlerini belirlemek amacıyla ele alınan bu araştırma 2009-2010 yıllarında yürütülmüştür. Kuş türlerinin tespiti için yapılan gözlemlerde transekt ve nokta gözlem metodu uygulanmıştır. Arazi çalışmaları 2009 yılının Haziran ayında başlamış ve 2010 yılı Haziran ayı sonuna kadar devam etmiştir. Gözlemler genel olarak 6–7 günlük periyotlarla gerçekleştirilmiş, gözlemlenen türler teşhis kitaplarından faydalanarak teşhis edilmiş ve tespit edilen kuş türlerinin sayıları karnelere işlenmiştir. Araştırma sahalarında yapılan gözlemler sonucunda 8 takıma mensup 24 familyadan; 55 kuş türü tespit edilmiştir. Tespit edilen kuş türlerinden 41’i yerli (%75), 10’u yaz göçmeni (%18), 4’ü kış göçmenidir (%7). Çamlıca Mesire Alanı’nda en çok gözlenen türler sırasıyla; Passer domesticus, Pica pica, Garrulus glandarius, Turdus merula ve Dendrocopus syriacus olmuştur. Kütahya Kent Ormanı’nda ise sırasıyla P. domesticus, P. pica, Columba livia, T. merula ve Hirundo rustica’dır. Anahtar Kelimeler: Kütahya, Kent ormanı, Çamlıca, Kuş, Noktada sayı

    Distribution of Intestinal Parasites in Patients Admitted to the Government and University Hospitals in Rize Province

    Get PDF
    AimThe aim of this study was to retrospectively determine the prevalence of intestinal parasites in patients, whose examination material was sent to parasitology laboratory of two different hospitals in Rize province during the period of January 2012 to June 2013.Materials and MethodsStool samples were examined by direct macroscopy, native-lugol and trichrome staining methods for protozoan (cyst or trophozoites) and helminths (eggs or larvae). Cellophane preparations were examined for Enterobius vermicularis eggs.ResultsA total of 9.994 samples were investigated and parasites were identified from 240 samples (2.4%). Entamoeba coli (59.6%) was determined the most common parasite among the identified parasites and it was followed by E. vermicularis (12.5%), G. intestinalis (12.1%) and Entamoeba histolytica/dispar/dispar (9.6 %).ConclusionThere is less studies showing the prevalence of intestinal parasites in our region. It is compared to the work done in different places and times, parasites ration in our province was found very low (2.4%). The acceptance of the appropriate sample and the use of high sensitivity methods of investigation should be expanded for the effective recognition of parasitosis and their successful treatment. There is a slight improvement for socio-economic and environmental conditions in our country, but the parasitic infections are still a current and continous health problem in our society

    Accumulation of the heavy metals copper and zinc in tissues of rainbow trout and evaluation of lethal acute toxicity values

    No full text
    Bu araştırmada gökkuşağı alabalığı (Onchorhyncus myMss W.,1792)'da çinko ve tekirin akut toksisitesi statik biyolojik deneylerle ölçülmüş, öldürücü zaman (LT50) ve 96 saatlik öldürücü konsantrasyon değerleri (LC50) hesaplanmıştır. Gökkuşağı alabalığı için çinko ve bakırın LT50 değerleri 96 saat iken, LC50 değerleri sırasıyla 12.88 mg Zn/1, 0.094 mg Cu/1 'dir. Hayatta kalma süreleri çinko ve bakır konsantrasyonlarmm artmasıyla azalmıştır. Bakır çinkodan daha toksik bulunmuştur. Farklı ortam konsantrasyonlarına bırakılan gökkuşağı alabalığının toplam vücut dokusundaki çinko ve bakır birikimi 30 günlük zaman sürecinde belirlenmiştir. Bu amaç için balıklar 0 (kontrol), 3, 5, 8, 10, 13 mg Zn/1 ve 0 (kontrol), 0.01, 0.025, 0.05, 0.075, 0.1 mg Cu/1 çözeltilerine maruz bırakılmışlardır. Belirlenen süreler sonunda balığın toplam vücut dokusundaki çinko ve bakır birikim düzeyi Unicam 929 model Atomik Absorpsiyon Spektrofotometresi (AAS) ile ölçülmüştür. Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre balıkların dokusundaki çinko değerleri sırasıyla 1.41 (kontrol), 113.70, 105.09, 161.18, 167.25, 178.66 ug/g (K.A.), bakır değerleri de sırasıyla 1.45 (kontrol), 2.49, 3.41, 3.83, 3.91, 5.04 ug/g (K.A.)'dır. Çalışılan tüm konsantrasyonlarda çinko ve bakırın dokudaki birikimi ortamdaki metal konsantrasyonunun artışı üe artmıştır. Anahtar Kelimeler: Çinko, bakır, hayatta kafana süresi (LT50), öldürücü konsantrasyon (LC50), mortalite, gökkuşağı alabalığı, ağır metaller, metal birikimi.In this study, the acute toxicity of zinc and copper to Rainbow trout (Oncorhynchus mykiss W.,1792) was evaluated by static bioassays, calculating the LT50 (lethality time for 50%) and 96 h LC50 ( mortality 50%) values. The LC50 values (96 h) of zinc and copper for Rainbow trout were 12.88 mg/i and 0.094 mg/1, respectively. Survival time decreased with increasing concentrations of zinc and copper. Copper compounds were more toxic to Rainbow trout than those zinc compounds. Zinc and copper concentrations in the total body tissues of Rainbow trout exposed to different medium concentrations were determined for 30 days. For this purpose, fish were exposed to 0 (control), 3, 5, 8, 10, 13 mg Zn/1 and 0 (control), 0.01, 0.025, 0.05, 0.075, 0.1 mg Cu/1 concentrations in water. At the end of the periods, the concentrations of zinc and copper in the whole body tissues were measured by Unicam 929 model Atomic Absorbtion Spectrofotometer (AAS). According to the result of the studies the values of zinc in the whole body tissues were 1.41 (control ), 113.70, 105.09, 161.18, 167.25, 178.66 ug/g (dry-weight). The values of copper in the whole body tissues were 1.45 (control), 2.49, 3.41, 3.83, 3.91, 5.04 ug/g (dry-weight). At all concentrations accumulation of zinc and copper in tissues increased with increasing metal concentrations in the medium. Key words: Zinc, copper, survival time (LCso), lethality time (LT50), mortalite, rainbow trout, heavy metal, accumulation

    Absthact Investigation of Anionic Detergents Pollution in Shore of Sinop

    No full text
    Bu çalışmada, suyun fiziko-kimyasal parametreleri ölçülmüş ve farklı derinliklerdeki anyonik deterjan düzeylerinin aylara göre değişimi saptanmıştır. Karadeniz'in Sinop çevresindeki kıyılarında saptanan dört istasyondan su örnekleri alınarak anyonik deterjan analizleri yapılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre ortalama anyonik deterjan düzeyleri öztürkler'de 1.10 mg/1, içliman'da 0.71 mg/1, Karakum'da 0.83 mg/1, Dış liman 'da 1.05 mg/1 olduğu belirlenmiştir. Çalışmamızda bulduğumuz değerler diğer çalışma sonuçları ile karşılaştırılmıştır.In this study, physico-chemical parameters of water were measured and the changes of anionic detergent consentration of different depths were determined. Anionic detergent analysis of the samples of water taken from four different stations in the coasts of Sinop Province in the Black Sea were made. According to the results of this research, the anionic detergent concentration is on an avarage 1.10 mg/1 at öztürkler, 0.71 mg/1 at içliman, 0.83 mg/1 at Karakum, 1.05 mg/1 at Dış liman. The obtained values from this research were compared wiht the results of the other studies

    Analyzing post graduate theses written on the inclusive education between the years of 1997-2017 in Turkey in terms of various variables

    No full text
    Yüksek Lisans Tezi1997–2017 yılları arasında Türkiye'de kaynaştırma eğitimi alanında yapılmış lisansüstü tezlerin çeşitli değişkenler açısından incelenmesini ve araştırmaların Türkiye'de ne boyutta olduğunun tespitini amaçlayan bu çalışma nitel verilere dayalı doküman analizi tekniği ile yapılan bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemi amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme ile belirlenmiştir. Araştırmanın örneklemini Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) Ulusal Tez Merkezi'nde kaynaştırma eğitimi adı altında incelenen 156 adet lisansüstü tezler oluşturmaktadır. 156 lisansüstü tezden 141'i yüksek lisans, 15'i de doktora tezidir. YÖK Ulusal Tez Merkezi'nde ulaşılabilen 2007-2017 yılları içerisinde en fazla 2010 yılında lisansüstü tez hazırlandığı, yine bu yıllar içerisinde ulaşılan kaynaştırma eğitimi alanında yapılan lisansüstü tez çalışmalarının 42 üniversiteye ait çalışmalar olduğu gözlenmiştir. Kaynaştırma eğitimi ile ilgili lisansüstü tezlerin büyük bir kısmı yüksek lisans tez türünde çalışılmış olup; doktora tez türündeki çalışmaların sayısının yüksek lisans tezlerine göre daha az olduğu belirlenmiştir. İncelenen tezlerin en çok eğitim bilimleri enstitüsü ile özel eğitim anabilim dalında yer aldığı, araştırmacılarının cinsiyetlerinin çoğunlukla kadın olduğu, çalışılan örneklem aralığında en fazla öğretmenlerle çalışıldığı, tezlerde kullanılan araştırma deseninin büyük oranda tarama deseni ve tezlerde en çok nicel yönteme başvurulduğu tespit edilmiştir.This study, which aims to analyze post graduate theses written on the inclusive education between the years of 1997-2017 in Turkey in terms of various variables and to determine how much research in this field has advanced in Turkey, is the research done with the document analysis method based on the qualitative data. The sample of the study was determined by criterion sampling, one of the methods of purposeful sampling. The sampling of the study consists of 156 post graduate theses on the inclusive education taken from the National Archive of Theses in the Council of Higher Education. 141 of the 156 post graduate theses are master's theses, and 15 of them PHD theses. It was observed that the most post graduate theses were done in 2010 between the years 2007- 2017, available years in the National Archive of Theses in the Council of Higher Education, and that theses on the inclusive education between these years belong to 42 universities. It was seen that most of the post graduate theses on the inclusive education are master's theses, and that the number PHD theses are less than the master's theses. It was determined that theses studied were mostly from the institutes of educational sciences and department of special education, and that researchers were mostly women, and that they studied with teachers most, and that the research design used in theses was mostly the survey design, and that the quantitative method was used in the theses most

    Effects Of Niclosamide Treatment On Epithelial Ovarian Cancer Cell Line Ovcar-3

    No full text
    En ölümcül jinekolojik kanser türü ovaryum kanseridir ve mevcut kemoterapötik yöntemler hastaların çoğunda yetersiz kaldığından yeni tedavi seçenekleri üzerine yoğunlaşılmaktadır. Antihelmintik bir ilaç olan niklozmid in anti-tümör etkilerinin gösterildiği çok sayıda çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada, niklozamid in epitelyal ovaryum kanserine olan etkileri in vitro yöntemlerle araştırıldı. Niklozamid in OVCAR-3 hücrelerine sitotoksik etkilerini saptamak ereğiyle MTT testi uygulandı. İlacın apoptozis üzerine etkileri TUNEL yöntemiyle tespit edildi. Hücrelerdeki β-katenin düzeyi immunositokimyasal yöntemle analiz edilerek tümör hücrelerinin çoğalmasında işlev gören Wnt/β-katenin sinyal yolağına niklozamid in etkisi belirlendi. Aynı deneyler rutinde kanser tedavisinde kullanılmakta olan 5-fluorourasil için de yürütüldü. İki ilaç için elde edilen bulgular birbirleri ve kaynak verileri ile karşılaştırılarak değerlendirildi. Niklozamid in 2 μM dozda OVCAR-3 hücrelerinin çoğalmasını engellediği belirlenirken, 5-fluorourasil in sitotoksik etkisi 20 μM dozda görüldü. Niklozamid in apoptozisi belirgin olarak arttırdığı ancak bu etkinin 5-flourourasile e karşı daha zayıf olduğu tespit edildi. Sitozolik β-katenin tutulumunun niklozamid uygulaması ile anlamlı olarak azaldığı gözlemlendi. Çalışmada elde edilen bulgulara göre, niklozamid in OVCAR-3 hücreleri üzerine düşük dozlarda etkin olduğu, apoptozisi uyarma ve β-katenin bağımlı Wnt sinyal yolağını baskılayarak hücre çoğalmasını engellediği belirlendi. Bu özellikleri sayesinde niklozamid in ovaryum kanseri tedavisinde günümüzde kullanılan kematörapötiklere alternatif bir ilaç olabileceği sonucuna varıldı.Ovarian cancer is the most lethal gynecologic malignancy and since the current chemotherapeutic drugs are not effective enough, new methods of treatment are sought for. Niclosamide is an anthelminthic drug and it has been extensively studied for its anti- carcinogenic effects. In the present study, it is aimed to investigate the possible in vitro effects of niclosamide on ovarian cancer. Human ovarian epithelial adenocarcinoma cell line OVCAR-3 was used in the experiments. MTT was applied to investigate the cytotoxic effect of niclosamide and it was found that 1 μM and 2 μM concentrations significantly reduced cell viability. The effects of the drug on apoptosis were tested by TUNEL method. The β-catenin levels in the cells were analyzed immunocytochemically in order to assess the potency of niclosamide on Wnt/β-catenin signaling pathway that function in cell proliferation. All the assays were also performed for 5-fluorouracil used as a therapeutic agent in cancer treatment routinely and it was found that 10 μM and 20 μM concentrations inhibited cell viability significantly. The data for both drugs were assessed in comparison with each other and the references. Niclosamide at 2 μM concentration inhibited OVCAR- 3 cell proliferation whereas 5-fluorouracil was cytotoxic at 20 μM concentration. Niclosamide led to an increase in apoptosis while this effect was weaker compared with 5- fluorouracil. Niclosamide treatment inhibited cytosolic β-catenin accumulation significantly. The results indicate that niclosamide is effective on OVCAR-3 cell line at low concentrations, induces apoptosis and suppresses cell proliferation by inhibiting Wnt/ β-catenin signaling pathway. Taken together, these findings support clinical explorations to reposition niclosamide for ovarian cancer treatment as an alternative for current chemotherapeutics
    corecore