14 research outputs found

    An evaluation of mesiodentes: A retrospective study with cone-beam computed tomography

    Get PDF
    Background: The mesiodens, located in the palatal midline between the two maxillary central incisors, is the most common type of supernumerary tooth. The aim of this study was to evaluate the distribution of mesiodentes according to shape, position, and complications using cone-beam computed tomography (CBCT) images. Methods: This study was carried out retrospectively on the CBCT images of cases. The following data were recorded: age, gender, number, shape (conical, incisor, tuberculate, round), size (less than 8 mm, 8-16 mm, and over 16 mm), direction (vertical, semi-vertical, horizontal, inverted), position (impacted or erupted) of the mesiodens, any pathologies or complications (delayed eruption of adjacent tooth, root resorption, cystic formation, diastema, displacement of adjacent tooth) and relation with neighboring anatomical structures (nasal cavity, nasopalatine canal). Results: The age distribution of the patients ranged from 7 to 61 years; mean 16.8±14.2 years. In total, 65 mesiodens were seen in 50 patients. The results showed that; mesiodentes were observed in the form of an incisor tooth (38.5%) mostly, followed conical shape (33.8%). A majority of the mesiodentes were in vertical direction (38.5%) and impacted (92.3%) in the CBCT images. Thirty-six patients (72%) had one mesiodens, 13 patients (26%) had two, and one patient (2%) had three mesiodentes. The most common complication was delayed eruption (29.2%). No complications were found in 49.2% of the cases. Sixteen cases (24.1%) were associated with the nasal cavity, while 43 cases (66.1%) were associated with the nasopalatine canal. Conclusion: Radiographic examination, especially with CBCT images, is important for an exact diagnosis, evaluation, and management of mesiodens

    Diş hekimliği öğrencilerinin radyasyondan korunma ve uygulama bilgilerinin değerlendirilmesi

    Get PDF
    Amaç: Dental radyografiler, ağız hastalıklarının tanısında önemli araçlardır. Lisans eğitimi sırasında diş hekimliği öğrencileri, klinik stajları sırasında gözetim altında dental röntgen cihazlarını kullanırlar. Bu anket çalışmasında diş hekimliği öğrencilerinin dental radyasyondan korunma ve uygulama bilgisinin değerlendirilmesi ile birlikte iyonize radyasyondan korunma konusunda farkındalık yaratmak amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya diş hekimliği 4. ve 5. sınıf öğrencileri dahil edildi. Katılımcılara, dental radyolojik tetkiklerle ilgili temel bilgilerin sorulduğu 11'i çoktan seçmeli, 8'i iki seçimli (Doğru ya da Yanlış) sorulardan oluşan bir anket uygulanmıştır.Bulgular: Toplamda 146 diş hekimliği öğrencisi (74 öğrenci 4. sınıf, 72 öğrenci 5. sınıf) anket sorularını cevaplandırmıştır. Öğrencilerden hiçbiri radyobiyoloji ile ilgili tüm soruları doğru bir şekilde cevaplayamamıştır. Periapikal radyografinin radyasyon dozu kesinlikle güvenlidir ve sağlığa hiçbir etkisi yoktur sorusunu % 82.2 katılımcı doğru olarak cevaplandırmıştır. Radyasyondan korunma bilgisinde görüntüleme prosedürü sırasında kurşun önlük ve tiroit koruyucu kullanma gerekliği % 88.3 öğrenci tarafından ankette belirtilmiştir.  Sonuç: Çalışmamızın sonuçları diş hekimliği öğrencilerinin radyasyon biyolojisi ve radyasyondan korunma hakkında iyi derecede bilgiye sahip olduğu ve iki grup arasında farklılık olmadığını göstermektedir. Üniversitelerde hem diş hekimliği hem de radyoloji programlarında dental radyoloji dersine daha fazla önem verilmesi ve bu alanda sürekli eğitim gerektiğini düşünmekteyiz.ANAHTAR KELİMELER Dental radyografiler diş hekimliği öğrencisi, iyonize radyasyon, radyasyondan korunm

    On the exactness property of BXMod/R

    Get PDF

    Repeatability of facial soft tissue thickness measurements for forensic facial reconstruction using X-ray images

    Get PDF
    The repeatability of facial soft tissue thickness measurements at 10 standard anatomical landmarks was evaluated using lateral X-ray images obtained from 50 adult subjects. The intra-and inter-observer error rates were calculated after four practitioners took measurements using Denta Pacs 8.1 software. The results indicated high inter- and intra-observer repeatability, suggesting X-ray images can be used to measure facial soft tissue thicknesses for the purpose of craniofacial reconstruction and superimposition

    İkiz dişler; füzyon ve geminasyon: Vaka serisi

    Get PDF
    Amaç: Bu olgu sunumunun amacı; tesadüfen karşılaşılan, daimî dentisyondaki ikiz diş vakalarının klinik ve radyografik bulgularını sunmaktır.Olgu Tanımlanması: Dişlerdeki şekil anomalilerinden olan füzyon ve geminasyonu klinik muayene sırasında birbirinden ayırt etmek için ağız içindeki diş sayısına bakılmaktadır. Diş sayısında herhangi bir nedenle diş kaybı olmadan eksiklik varsa füzyon olarak tanımlanmaktadır; geminasyonda ise diş sayısı değişmeden sadece büyük diş görülmektedir. Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı’na birçok dental neden ile başvuran ve şikâyet nedenine göre radyografi istenen 8 hastanın (4 kadın, 4 erkek) intraoral ve radyografik muayenesinde ikiz dişlere rastlandı. Vakalarımızda geminasyon- füzyon ayrımı klinik ve radyografik inceleme ve diş sayısı ile tespit edildi.Bulgular: İkiz diş görülen 8 hastanın yaş ortalamaları 26.75 idi. İkiz dişlerin 3 tanesi geminasyon 5 tanesi ise füzyondu. İkiz dişlerin 4 tanesi kadınlarda (3’ü sağda (% 75) diğer 1‘i solda (% 25)), 4 tanesi erkeklerde (3’ü sağda (% 75), 1’i solda (% 25 )) görülmekteydiSonuç: Füzyon veya geminasyon tanısının konulması zor olsa da daimî dişlerde karşılaşma oranının yüksek olduğu göz ardı edilmemelidir. Patolojik bir bulgu vermedikçe klinik muayene sırasında gözden kaçma ihtimali yüksektir. Bu yüzden ikiz dişlerin daimî dentisyonda görülme prevalansı ile ilgili daha fazla araştırma yapılması gerektiği düşüncesindeyiz.ANAHTAR KELİMELER Füzyon, Geminasyon, İkiz dişle

    Informed Consent in Dentomaxillofacial Radiology: A Cross-Sectional Study

    No full text
    Objective: This study assessed the opinions and attitudes of dentomaxillofacial (DMF) radiology physicians worldwide about informed consent in terms of oral radiology applications.Methods: DMF radiology physicians in various countries were invited to this study via e-mail. The participants answered their demographic information (gender, age, years of experience, title, institution, and country), and questions about informed consent. The Pearson chi-square and Fisher's exact tests were used for statistical analysisResults: From 22 countries, 46 male (51.7%) and 43 female (48.3%) DMR radiology physicians completed the questionnaire. More than half of the participants (53.9%) were working in the university hospital, and the highest number of participants (32.6%) was from the European region. Most of the surveyors (70.8%) stated that consent is required in dental radiology. No statistically significant difference was found in the radiographic methods (intraoral, panoramic/extraoral, and cone-beam CT) applied in terms of obtaining consent (p > 0.05). While middle-aged physicians (30 -45 age) thought that patients should not be informed about the risk of radiation causing cancer, experienced participants (45 age and above) stated that information should be given about the cancer risk (p < 0.05).Conclusion: The results of this study showed that most of the DMF radiology physicians stated that they have responsibility for getting informed consent and only one-third of the participants inform patients about the risks of radiation

    Mesiodenslerin Değerlendirilmesi: Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografi ile Retrospektif Bir Çalışma

    No full text
    Amaç: Mesiodens, supernumerer dişlerin en yaygın türüdür ve iki maksiller orta kesici diş arasındaki palatal orta hatta yerleşmiştir. Bu çalışmanın amacı, mesiodenslerin şekil, konum ve komplikasyonlara göre dağılımını konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntüleri (KIBT) ile değerlendirmektir.Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma, olguların KIBT görüntülerinin retrospektif olarak incelenmesi ile yapılmıştır. Kaydedilen veriler; yaş, cinsiyet, şekil (konik, kesici diş, tüberküllü, yuvarlak), yönü (vertikal, semi-vertikal, horizontal, ters), pozisyonu (gömülü ya da sürmüş), herhangi bir patoloji veya komplikasyon oluşturup oluşturmaması (komşu dişin gecikmeli sürmesi, kök rezorpsiyonu, kistik oluşum, diestema, komşu dişin yer değiştirmesi) ve komşu anatomik yapılarla (burun boşluğu, nasopalatin kanal) ilişkisi.Bulgular: Hastaların yaş dağılımı 7 ila 61 yıl arasında olup ortalama yaş 16.2 idi. Elde edilen sonuçlara göre; mesiodenslerin çoğunlukla kesici diş (% 38.5) ve konik şekilli (% 33.8) olduğu tespit edildi. Mesiodenslerin en sık görülen yönünün vertikal yön (% 38.5) olduğu ve büyük çoğunluğunun gömülü (% 92.3) kaldığı görüldü. Otuz altı hastada (% 72) bir mesiodens, 13 hastada (% 26) iki tane, bir vakada ise üç mesiodens (% 2) vardı. En sık görülen komplikasyon gecikmeli sürme (% 29.2) idi. Olguların % 49.2'sinde herhangi bir komplikasyon görülmedi. On altı olgu (% 24.1) burun boşluğu, 43 olguda (% 66.1) ise nazopalatin kanalla ilişkiliydiSonuç: Radyografik inceleme, özellikle KIBT görüntüleri, mesiodenslerin kesin tanısı, değerlendirmesi ve tedavisi için önemlidir. Anahtar Kelimeler: konik ışını bilgisayarlı tomografi; meziodens; süpernümerer di
    corecore