Dentijeröz kist: Kist-kron ilişkisi ve diğer görüntü özelliklerinin konik ışınlı bilgisayarlı tomografik görüntülerinde değerlendirilmesi

Amaç: Çenelerde en sık görülen ikinci kist tipi olan dentijeröz kist sürmemiş bir dişin kronu etrafında gelişir. Kistin dişe bağlanma yerinin mine-sement sınırı olduğu ve bu özelliğinin ayırıcı tanıda önemli olduğu belirtilmiştir. Ancak kist-kron ilişkisinin farklı radyografik varyasyonlarının olduğu da bildirilmiştir. Bu nedenle çalışmamızda dentijeröz kistlerin kist-kron ilişkisi ile diğer görüntü özelliklerinin (lokalizasyonu, boyutu, çevre dokulara etkisi, şekli, sınırları) konik ışınlı bilgisayarlı tomografik (KIBT) görüntülerinde incelenmesi amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntemler: KIBT görüntüleri ve patoloji raporu olan 25 dentijeröz kist hastası çalışma grubunu oluşturdu. Kistlerin kist-kron ilişkisi ile diğer görüntü özellikleri değerlendirildi.Bulgular: Hastaların yaş aralığı 10-75, yaş ortalaması ise 43±19’du. Mandibular molar bölge kistlerin en sık görüldüğü bölge olup dentijeröz kistlerin % 40’ı dişe mine-sement sınırından, % 60’ı ise kök seviyesinden bağlanmıştı. Kist-kron ilişkisi ile yaş arasında istatistiksel olarak anlamlı (p<0.05) ilişki bulunmuştur. Sonuç: Dentijeröz kistlerde kist-kron ilişkisinde farklılıklar olabileceği göz önüne alınmalı, özellikle ileri yaşlarda görülen dentijeröz kistlerin dişe kök yüzeyinden tutunabileceği düşünülmeli ve ayırıcı tanıda sadece bu kritere güvenilmemelidir.ANAHTAR KELİMELER Ayırıcı tanı, Dentijeröz kist, Konik ışınlı bilgisayarlı tomograf

Kronik Periodontitisli Hastaların Panoramik Görüntülerinde Mandibular Kortikal İndeksin Değerlendirilmesi

The periodontium consists of gingiva, periodontal ligament, cement and alveoler bone as supportive tissues of teeth. Chronic periodontitis is an infectious disease, which begins at gingiva with the spread of inflammation to supportive tissues of teeth, characterized by deteriotation of connective tissue, collapse of alveolar bone and weakening of epithelial attachment following the proliferation through the root surface. Although bacterial plaque is a primary etiologic cause, the host defense system plays a major role in pathogenesis. In previous studies, it is shown that chronic periodontitis causes damage in cortical bone in addition to collapse in alveolar bone. In this research, the evaluation of mandibular cortical index at the mandibular cortex distal to the mental foramen, from the panoramic radiographs of 601 chronic periodontitis patients is revealed. The panoramic images of patients have been taken at he same panoramic device which has 1.3 constant magnification rate. The individuals who were evaluated with clinical features and panoramic radiography have been divided into two groups, as disease and control group. Subsequently, mandibular cortical index values, obtained from the panoramic radiographs of these two groups have been compared with statistical methods.ONAY SAYFASI YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI TEŞEKKÜR ÖZET ABSTRACT İÇİNDEKİLER SİMGELER VE KISALTMALAR ŞEKİLLER TABLOLAR 1. GİRİŞ 2. GENEL BİLGİLER 2.1. Periodontal Hastalıklar 2.1.1.Periodontal Hastalıkların Sınıflaması 2.2. Periodontitis 2.3. Kronik Periodontitis 2.3.1. Tanım 2.3.2. Sınıflandırma 2.3.3. Periodontal Hastalık Gelişiminde Biyokimyasal Mekanizmalar 2.3.4. Kronik Periodontitisin Patogenezi 2.3.5. Periodontal Tedavi Planlaması 2.4. Panoramik Görüntüleme Tekniği 2.5. Mandibular Radyomorfometrik İndeksler (MRİ) 2.5.1. Mandibular Kortikal İndeks (MKİ) 3.BİREYLER VE YÖNTEM 3.1. Hasta Seçimi 3.2. MKİ Değerledirilmesi 3.3. İstatistiksel Analiz 4. BULGULAR 4.1. Güvenirlik Çalışmaları 4.1.1. Gözlemcilerin Kendi İçinde Uyumu 4.1.2. Gözlemciler Arası Uyum 5. TARTIŞMA 6. SONUÇ VE ÖNERİLER KAYNAKLAR EKLER EK 1 Etik Kurul İzni EK 2 Aydınlatılmış Onam FormuPeriodonsiyum, dişlerin destek dokuları olan dişeti, periodontal ligament, sement ve alveol kemiğinden oluşur. Kronik periodontitis, dişetinde başlayan iltihabın dişi destekleyen dokulara yayılımıyla birlikte, bağ dokusu ataşmanı kaybı ve epitelyal ataşmanın kök yüzeyi boyunca proliferasyonunu takiben periodontal cep oluşumu ve alveoler kemik yıkımı ile karakterize enfeksiyöz bir hastalıktır. Görülme sıklığı ve şiddeti, yaş ile paralel olarak artar. Kronik periodontitiste bakteriyel plak primer etyolojik ajan olsa da, konak savunma sistemi de patogenezde önemli bir yere sahiptir. Kronik periodontitisin alveolar kemik yıkımına sebep olmasının yanı sıra, kortikal kemikte de zarara neden olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada 601 kronik periodontitisli hastanın panoramik radyograflarında, mental foramenin distalindeki mandibular korteksin görsel olarak morfolojik değerlendirilmesinin yapılması prensibine dayanan mandibular kortikal indeksin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Hastaların panoramik filmleri 1.3 sabit magnifikasyon oranına sahip dijital panoramik röntgen cihazında çekilmiştir. Klinik ve radyolojik muayenesi yapılan bireyler, kronik periodontitisli grubu ve kontrol grubu olarak ikiye ayrılmışlardır. Daha sonra panoramik görüntülerde, mandibular kortikal indeks değerlendirilmesi yapılarak iki grup arasında elde edilen veriler, birbirleri ile istatistiksel olarak karşılaştırılmıştır

Removable denture-related oral mucosal lesions: descriptive clinical study

Objective: The aim of this study was to investigate whether there was a relationship between removable denture-related oral mucosal lesions and denture type, and demographic characteristics. Materials and Method: The age, sex, denture type, systemic condition and medication use, presence of denture-related oral mucosal lesions (DROML), their locations and patients’ awareness of above mentioned lesions were recorded for 199 patients. Pearson chi-square test was used to analyse the relationship between the DROML and denture type, and demographic characteristics of the patients. Results: Among the patients included to the study, 122 (61.3%) were female and 77 (38.7%) were male. Ninety-six patients (48.2%) exhibited DROML, whereas 103 patients (51.8%) had no DROML. No relationship was detected between DROML and age, and sex (p>0.05). The most commonly detected DROML was denture stomatitis (34.7%). Denture stomatitis was significantly more frequently seen in partial denture wearers (p<0.05), while epulis fissuratum and flabby ridge were statistically more frequent in complete denture wearers (p<0.001). Traumatic ulcer was more frequently found in mandibular complete denture wearers (p<0.05), while epulis fissuratum and flabby ridge were significantly more common in maxillary complete denture wearers (p<0.001). Among the patients with DROML, 57.3% stated that they were unaware of these lesions. Conclusion: In this study sample, the rate of DROML was high in patients wearing removable dentures (48.2%), and more than half of the patients with DROML were not aware of these lesions. Upon these findings, it is considered that removable denture wearers should follow the denture usage instructions and should be informed about the importance of periodic controls

Sex estimation by volumetric evaluation of the maxillary canine using cone-beam computed tomographic images

Abstract Background Teeth can be a reasonable part of sex estimation in case of being the single evidence available or in doubt although they are not as accurate as bones in sex estimation. The size of teeth is greater in males than in females. In this study, it was aimed to determine cut-off values of the tooth volume (TV) and root volume (RV) of the maxillary canines and to evaluate the validity of the method for discriminating between males and females. Methods Cone beam computed tomography (CBCT) images of 250 individuals aged 18 to 63 years with equal age and sex distribution were assessed retrospectively. The sample divided into reference set including 168 images of 84 females and 84 males and validation set including 82 images of 48 females and 34 males. Receiver operating characteristic (ROC) curve analysis, and Youden’s index were used to determine cut-off values of the volumetric measurements and to test the discriminative performance of the method. Results The optimal cut-off values of TV ≥ 581 mm3 and RV ≥ 334 mm3 for estimating sex were established from the reference set. The sensitivity (Se), specificity (Sp), and accuracy (Ac) were 0.77 for TV ≥ 581 mm3 while they were 0.82, 0.77, and 0.79 for RV ≥ 334 mm3. When we tested the previously derived cut-off values of TV of the maxillary canine, the Se, Sp, and Ac were found to be respectively 0.71, 0.90, and 0.82 for TV ≥ 619 mm3 and 0.97, 0.27, and 0.56 for TV ≥ 510 / 460 mm3 (right/left). Conclusions The identified cut-off values of TV and RV of the maxillary canines can be used to estimate sex with moderate accuracy when the only evidence available is teeth or in case of doubt. The method’s applicability should be assessed for different populations