25 research outputs found
Seroprevalence of Hepatitis B, Hepatitis C and HIV in patients with hemoglobinopathy hatients
Amaç: Talasemi ve orak hücreli anemi hastaları sık transfüzyon almaktadır. Hepatit B (HBV), hepatit C (HCV) ve insan immün yetmezlik virüsü (HIV) kanla geçmektedir. Bu çalışmanın amacı hemoglobinopati hastalarımızda bu enfeksiyonların sıklığını belirlemektir. Materyal ve Metod: Dört yüz on hemoglobinopati hastasını inceledik.Viral serolojiler "ikinci jenerasyon enzim bağlantılı immün absorban tahlil" metoduyla incelendi. Dört yüz on hastanın (116 talasemi major, 16 talasemi intermedia, 12 hemoglobin H, 222 orak hücreli anemi, 43 orak-beta talasemi ve 1 Hb E) 258'i erkek, 152'si kadındı. Bulgular: HBV sıklığı %1,2, HCV %3,2 ve HIV %0 bulundu. Sonuçlarımız göstermektedir ki transfüzyon ilişkili viral enfeksiyon sıklığı literatüre kıyasla daha yüksek değildir. Sonuç: Peryodik olarak duyarlı tarama testlerinin kullanılması ve doğru verici seçimi yüksek risk altındaki hemoglobinopati hastalarının bu enfeksiyolarda korunmasında çok önemlidir.Purpose: Thalassemia and sickle cell anemia patients have frequent transfusions. Hepatitis B (HBV), hepatitis C (HCV) and human immunodeficiency virus (HIV) are tramsmitted infections with blood. The objective of this study is to determine frequency of these infections in our hemoglobinopathy patients. Material and Methods: We investigated 410 hemoglobinopathy patients. Viral serologies were detected with secondgeneration enzyme-linked immunosorbent assay method. In 410 patients (116 thalassemia major, 16 thalassemia intermedia, 12 hemoglobin H, 222 sickle cell anemia, 43 sickle-beta thalassemia and 1 Hb SE), there were 258 males and 152 females. Results: The rate of HBV is 1,2%, HCV is 3,2% and HIV is 0%. Our results shows that transfusion transmitted viral infection prevelance is not high compared to the literature. Conclusion: Using sensitive screening tests with periodically and right donor selection are very important for preventing these infections in hemoglobinopathy patients who are under high risk
Seroprevalence of Hepatitis B, Hepatitis C and HIV in Patients with Hemoglobinopathy Patients
Purpose: Thalassemia and sickle cell anemia patients have frequent transfusions. Hepatitis B (HBV), hepatitis C (HCV) and human immunodeficiency virus (HIV) are tramsmitted infections with blood. The objective of this study is to determine frequency of these infections in our hemoglobinopathy patients.
Material and Methods: We investigated 410 hemoglobinopathy patients. Viral serologies were detected with second-generation enzyme-linked immunosorbent assay method. In 410 patients (116 thalassemia major, 16 thalassemia intermedia, 12 hemoglobin H, 222 sickle cell anemia, 43 sickle-beta thalassemia and 1 Hb SE), there were 258 males and 152 females.
Results: The rate of HBV is 1,2%, HCV is 3,2% and HIV is 0%. Our results shows that transfusion transmitted viral infection prevelance is not high compared to the literature.
Conclusion: Using sensitive screening tests with periodically and right donor selection are very important for preventing these infections in hemoglobinopathy patients who are under high risk. [Cukurova Med J 2014; 39(4.000): 784-787
The comparrision of the avarage of students succes in exams for transition to secondary education (SBS) and the placement exam for student success (ÖBSS)
Eğitimde değerlendirme türleri, programa girişte, süreçte ve çıkışta uygulanış amacına göre farklılık göstermektedir. Ülkemizde uygulanan büyük ölçekli değerlendirme sınavları temelde sıralama, seçme, yerleştirme, sorumlu tutma, gözlemleme ve durum belirleme olarak farklı amaçlara hizmet etmektedir. Bu çalışmada Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) 2008-2009-2010 yıllarında uyguladığı Seviye Belirleme Sınavları (SBS) ile MEB mülga Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Başkanlığının (EARGED) uyguladığı Öğrenci Başarılarını Belirleme Sınavlarıında (ÖBBS) aynı yıllarda, aynı öğrencilerin sınav başarı ortalamalarına ilişkin verileri karşılaştırılmıştır. 2008-2009-2010 yılı SBS ve ÖBBS verilerindeki alan başarıları sınıf ve yıl bazlı değerlendirilmiş, trendin gözlenmesi sağlanmıştır. Çalışma sonucunda SBS ve ÖBBS arasında öğrencilerin akademik başarılarının sıralanması bakımından benzerlik görülmüştür. Bu sonuç, bu iki sınavın birbirlerinin yerine kullanılabileceğini göstermektedir. Dolayısıyla öğrenciler üzerinde stres ve baskı oluşturmanın yanında uzun süreli sınav hazırlığı gerektiren, yarışma odaklı SBSnin kaldırılmasının faydalı olacağı görüşü kuvvet kazanmıştır. SBS yerine yapılabilecek izleme amaçlı değerlendirmelerle hem benzer sonuçlara ulaşılabilecek hem de öğretim çabalarının etkisiz kaldığı noktalar belirlenerek sürecin iyileştirmesine dönük çalışmalar yapılabilecektir.The kinds of evaluation in education differ depending on the input, progress and output of the curriculum. The large-scale evaluation exams implemented in our country serve, in general, different aims as grading, electing, placing, holding accountable, observing and indicating status. In this paper, the datas of average exam success of the same students gained from the Placement Exams for transition to secondary education (SBS) implemented in the years 2008-2009-2010 by the Ministry of National Education and the Placement Exam for Student Success (öBSS) implemented by the abolished Research and Improvement Presidency (EARGED) of the Ministry of National Education are compared. The field successes in the datas of SBS and öBBS in the 2008-2009- 2010 are evaluated based on class and year and the trend is provided to be observed. As a result of the study, it is seen that there is a similarity between the SBS and öBBS in terms of ordering the students academic success. This result shows that these two exams can be used interchangebly. Therefore, the opinion that removing the SBS, which is competition based and requires long-term exam preparation besides creating stress and pressure on the students, would be beneficial has gained strength. With the observation-aimed evaluations which can be done instead of SBS, it will be possible to have similar results and also do research to improve the process determining the underwhelming points of teaching efforts
Collagenous colitis in a patient with systemic sclerosis: a rare entity.
Collagenous colitis has been associated with autoimmune diseases. Co-occurence of systemic sclerosis and collagenous colitis is particularly rare. Herein, we described a 65-year-old woman with systemic sclerosis whose diarrhea and abdominal cramping were due to collagenous colitis. We have reviewed the clinical and histopathological features of collagenous colitis with regard to its concomitance with systemic sclerosis
Prevention of Hepatitis B Recurrence in Liver Transplant Patients Using Oral Antiviral Therapy with Long-Term Low and High Dose Hepatitis B Immunoglobulin
Hepatit B virus (HBV) ilişkili orthotropik karaciğer transplant (OLT) alıcıları, post-operatif HBV enfeksiyonu için yüksek riske sahiptir. Hepatit B immunglobulin (HBIG) ve nucleos(t)ide kombinasyon profilaksi tedavisi, OLT sonrası HBV enfeksiyonuna karşı güncel olarak önerilmektedir. Buna karşın optimal protokol konusu tartışmalıdır. Bu çalışmada amaç; organ nakli merkezinde OLT sonrası uzun dönem nucleos(t)ide analoğu ve düşük ve yüksek doz HBIG tedavi profilaksi alan hastalarda HBV enfeksiyonu sonuçlarının araştırılmasıdır. Materyal ve Metot: Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezinde 2010-2012 yılları arasında OLT olan 42 HBV hastası incelenmiştir. Anhepatik fazda 24 hasta düşük doz (2 000 IU IV) HBIG ve 18 hastada yüksek doz (10 000 IU IV) HBIG almıştır. Uzun dönemde hastalar 2 gruba bölünmüştür. Birinci gruba Hepatit B yüzey antikor titresi 100 IU/dl den fazla olan, ikinci gruba 100 IU/dlden düşük olan hastalar alındı. Bulgular: 24 hasta düşük doz HBIG ve 18 hasta yüksek doz HBIG proflaksisiyle uzun dönem tedavi edilmiştir. 4 hasta ise HBIG proflaksisine devam edememiştir. 4 hastanın üçünde HBV enfeksiyonu ortaya çıkmıştır. Hastalar ortalama 33 ay (2-110 ay) takip edilmiş, 4 hastada HBV enfeksiyonu tekrar etmiştir. Yüksek doz HBIG ve oral antiviral ajan alan hastaların OTL sonrası HBV tekrarlama frekansı daha düşüktür. Sonuçlar: Nükleosi(t)de analog tedavisi post-LT HBV enfeksiyon tekrarlarının önlenmesinde etkili ve güvenlidir. Bununla birlikte HBV proflaksisinde yüksek doz HBIG ve nüklesi(t)de anti-viral ajanların kombinasyon tedavisi OLT sonrası HBV enfeksiyon tekrarlama riskini belirgin düşürmektedir