225 research outputs found
Catalyst-Controlled Chemoselective Arylation of 2-Aminobenzimidazoles
What N would you like? The chemoselective and complementary Pd- and Cu-catalyzed N-arylation of 2-aminobenzimidazoles is described. Selective N-arylation of the amino group was achieved with a Pd-catalyzed method, while selective N-arylation of azole nitrogen was achieved with a Cu-catalyzed procedure (see scheme).National Institutes of Health (U.S.) (GM58160
Prioritizing multiple therapeutic targets in parallel using automated DNA-encoded library screening
AbstractThe identification and prioritization of chemically tractable therapeutic targets is a significant challenge in the discovery of new medicines. We have developed a novel method that rapidly screens multiple proteins in parallel using DNA-encoded library technology (ELT). Initial efforts were focused on the efficient discovery of antibacterial leads against 119 targets from Acinetobacter baumannii and Staphylococcus aureus. The success of this effort led to the hypothesis that the relative number of ELT binders alone could be used to assess the ligandability of large sets of proteins. This concept was further explored by screening 42 targets from Mycobacterium tuberculosis. Active chemical series for six targets from our initial effort as well as three chemotypes for DHFR from M. tuberculosis are reported. The findings demonstrate that parallel ELT selections can be used to assess ligandability and highlight opportunities for successful lead and tool discovery.</jats:p
MARDİN ÇARŞILARININ TARİHİ VE MİMARİ ÖZELLİKLERİNE DAİR TESPİTLER
Mardin’de Kültür Bakanlığı Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescil edilen beş adet ve henüz tescili gerçekleştirilmeyen diğer üç adet çarşı ile toplamda sekiz çarşı, araştırmaya konu olmuştur. Çalışmada, Aktarlar, Ayakkabıcılar, Bakırcılar, Çarıkcılar, Marangozlar, Tellallar, Revaklı ve Marangozlar Çarşılarının plan, mekan, malzeme-teknik ve süsleme bakımından mimari özellikleri üzerine genel değerlendirmeler yapılmıştır. Uzun bir dönem içinde oluşmuş Anadolu ticaret mimarisinin gelişim halkalarından olan bu çarşılar, bölgesel mimari anlayış çerçevesinde farklı karakterlerle karşımıza çıkmaktadır.
Çalışmanın amacı; Mardin ticaret merkezinde tarihi kimliğe sahip çarşıların tarihsel süreç içindeki oluşumu, gelişimi ve değişimini tespit etmek, işlevini yitirmekte olan bu çarşıları mimari özelliklerini belirlemektir. Çalışmamız konuyla ilgilenen başka araştırmacıların faydalanabileceği bir kaynak olacağı için de ayrıca önemlidir.
Mardin Çarşılarının, şehrin coğrafi ve kültürel özellikleri çerçevesinde Ulu Camii ve etrafında üstü açık çarşılar olarak sokak dizilişleri şeklinde geliştikleri tespit edilmiştir. En erken Artuklu Döneminde asıl karakterini kazandığını düşündüğümüz bu çarşılar, süslemeden uzak, tonoz sistemiyle örtülmüş ve zamanla yan yana dükkanların dizilişiyle sonradan birbiri ile organik bağ kuran çarşılar şeklinde karşımıza çıkmaktadır
MARDİN MÜZESİ'NDE BULUNAN 17.-19. YÜZYIL GÜMÜŞ BİLEZİK ÖRNEKLERİ.
Anadolu coğrafyasında tarih öncesi çağlardan günümüze kadar maden işlemeciliği ve takı sanatı alanında önemli el sanatlarının üretildiği bilinen bir gerçektir. Çeşitli malzemelerden üretilen el sanatları arasında gümüş madeni içerisinde takı, sikke, gündelik eşya, savaş aletleri üretiminde kullanılan değerli bir maden olmuştur. Takı yapımı el sanatları içinde büyük bir hassasiyetle çalışılan, sembolik anlamlar taşıyan, nazara karşı koruma sağladığı düşünülen ürünlerdir.
Gümüş işlemeciliği alanında merkez konumundaki Mardin, hem Artuklu, hem de Osmanlı Döneminde bu özelliğini devam ettirmiş ve bu kentte her dönemde önemli eserler üretilmiştir. Çalışmamızda da, Mardin Müzesine satın alma yoluyla gelmiş 17.-19. yüzyıllara ait gümüş bileziklerden yedi tanesinin kataloğu oluşturulmuştur. İncelediğimiz örneklerden bazıları müzede bulunan teşhir salonlarının yetersizliği sebebiyle depolarda muhafaza edilmektedir. Örneklerin, malzeme ve teknik, ölçü, müzeye geliş yolu ile ilgili bilgiler verildikten sonra ayrıntılı tanımları yapılmıştır. İncelenen örnekler üzerinden Mardin’de 17.-19. yüzyıl gümüş bilezik üretimine, form ve biçim ile süsleme özelliklerine yönelik değerlendirmeler ortaya konulmuştur.
Yaptığımız incelemeler sonucunda 17.-19. yüzyılda bilezik modasında süslemelerde ajur tekniği, kabartma, kakma, kazıma, savatlama teknikleri tek tek kullanılmakla birlikte birden fazla tekniğin beraber de kullanıldığı görülmüştür.
Bu konunun seçilmesinin sebebi Mardin Müzesinde sergilenen takıların katalog çalışmasının daha önce gerçekleştirilmemiş olmasıdır. Bu çalışma ile Mardin Müzesinde bulunan diğer el sanatlarına literatür ve bilimsel çalışmalar açısından örneklik teşkil edeceği düşünülmektedir
MARDİN MÜZESİ’NDE BULUNAN 17.-19. YÜZYIL GÜMÜŞ BİLEZİK ÖRNEKLERİ
Anadolu coğrafyasında tarih öncesi çağlardan günümüze kadar maden işlemeciliği ve takı sanatı alanında önemli el sanatlarının üretildiği bilinen bir gerçektir. Çeşitli malzemelerden üretilen el sanatları arasında gümüş madeni takı, sikke, gündelik eşya, savaş aletleri üretiminde kullanılan değerli bir maden olmuştur. Takılar, el sanatları içinde büyük bir hassasiyetle çalışılan, sembolik anlamlar taşıyan, nazara karşı koruma sağladığı düşünülen ürünlerdir. Gümüş işlemeciliği alanında merkez konumundaki Mardin, hem Artuklu, hem de Osmanlı Döneminde bu özelliğini devam ettirmiş ve bu kentte her dönemde önemli eserler üretilmiştir. Çalışmamızda da, Mardin Müzesine satın alma yoluyla gelmiş 17.-19. yüzyıllara ait gümüş bileziklerden yedi tanesinin kataloğu oluşturulmuştur. İncelediğimiz örneklerden bazıları müzede bulunan teşhir salonlarının yetersizliği sebebiyle depolarda muhafaza edilmektedir. Örneklerin, malzeme ve teknik, ölçü, müzeye geliş yolu ile ilgili bilgiler verildikten sonra ayrıntılı tanımları yapılmıştır. İncelenen örnekler üzerinden Mardin’de 17.-19. yüzyıl gümüş bilezik üretimine, form ve biçim ile süsleme özelliklerine yönelik değerlendirmeler ortaya konulmuştur. Yaptığımız incelemeler sonucunda 17.-19. yüzyılda bilezik modasında süslemelerde ajur tekniği, kabartma, kakma, kazıma, savatlama teknikleri tek tek kullanılmakla birlikte birden fazla tekniğin beraber de kullanıldığı görülmüştür. Bu konunun seçilmesinin sebebi Mardin Müzesinde sergilenen takıların katalog çalışmasının daha önce gerçekleştirilmemiş olmasıdır. Bu çalışmanın Mardin Müzesinde bulunan diğer el sanatlarına literatür ve bilimsel çalışmalar açısından örneklik teşkil edeceği düşünülmektedir.It is a known fact that the most important handicrafts in the fields of metalwork and jewellry art have been produced in Anatolia from prehistoric times to the present. Silver has been a valuable mine used in the manufacture of jewelry, coins, everyday objects and munitions. Jewelries are symbolically imbued objects that are exclusively designed and believed to protect against evil eye. Mardin preserved its central position in silverwork both during the Artuklu and Ottoman Eras, and important works were produced in the city. This study catalogs seven of the 17 th -19 th century silver bracelets that ended up in the Mardin Museum. Some of the samples are stored in warehouses due to the limited number of exhibition halls in the museum. The samples were described in detail, after giving information about the materials, techniques and measurements used in them and about how they ended up in Mardin Museum. Forms, shapes and decoration features used in silver bracelet making in Mardin between the 17 th and 19 th centuries were evaluated. Results show that hemstitch, embossment, inlay, engraving and niello techniques were used individually or together in the 17 th -19 th century bracelet ornaments. The rationale of this study is that the jewels exhibited in Mardin Museum have not been cataloged before. We believe that this study will pave the way for further studies on other handicrafts in Mardin Museum
Marquetry Technique in Medieval Islamic Architecture Decoration Program: The Sample of Mardin
Mimari süsleme, kullanılan malzemenin yüzeyine uygulanan müdahaleye bağlı olarak farklı tekniklerle karşımıza çıkmaktadır. Mimari yapılarda ana malzeme olarak yüzyıllardır en çok kullanılan taş, coğrafi etkenlerin ve dayanıklılığın yanında kişisel beğeni sonucunda da tercih edilmiştir. Mimaride taşa uygulanan süslemelerde oyma, kafes oyma, kakma, kazıma, boyama teknikleri ile renkli taş kullanımından söz edilebilir. Çalışmamıza konu olan kakma tekniği, ana inşa malzemesi üzerine farklı renkteki malzemenin kakılması ile oluşturulan bir tekniktir. Bu çalışmada, Mardin’in İslamî dönem dinî yapılarından kakma tekniği süslemeye sahip Latifiye Camii, Hamza-i Kebir Camii, Zinciriye Medresesi ve Kasımiye Medresesi incelenmektedir. Bu çalışmadaki amacımız, kakma tekniği konusunda alana katkı sağlamakla birlikte Mardin’deki ortaçağ İslamî dönem dinî yapılarında görülen kakma teknikli süslemeleri detaylarıyla literatüre kazandırmaktır. Anadolu’da aynı dönem içerisinde karşılaştığımız örneklere nazaran, Mardin’de daha yoğun kullanılan bu teknik, motif ve kompozisyonlarda Selçuklu süsleme üslubunun izlerini taşımaktadır.Architectural decoration techniques vary according to the intervention applied on the building material surface. Stone has been used as a main building material for centuries not only due to geographical factors and durability, but also due to personal taste. Embossment, engraving, tracery, marquetry, damascene etching and engraining methods, and coloured stones are used for stone decoration in architecture. Marquetry, which is the subject of our study, is a technique used to create decorative patterns by inserting materials of different colours on the building material. This study focused on Islamic period historic buildings embodying stone-marquetry decorations in Mardin, such as Latifiye Mosque, Hamza-i Kebir Mosque, Zinciriye Madrasa and Kasımiye Madrasa. The objective of this study is to fill the gap in the literature on marquetry and to provide insight into the marquetry decorations of medieval Islamic buildings in Mardin. In comparison to the other architectural structures built in the same period in Anatolia, the marquetry decorations in the architectural structures in Mardin reflect more the characteristics of the Seljuk decoration style in motifs and compositions
Mardin’deki 13.-15. Yüzyıl Cami ve Medreselerinde Taç Kapı Tasarımı ve Bezemesi
Süsleme, yapıları izleyenler üzerinde beğeniye yönelik bir etki oluşturmasını sağlayan yapının tamamlayıcı bir bileşenidir. Her dönemde kendi içinde mimari yapıların süsleme repertuarında bir modanın yansıması şeklinde benzer uygulamalarla karşılaşmak mümkündür. Mardin’de de farklı dönemlerde hakimiyet kuran devletlerin günümüze ulaşan mimari eserlerine baktığımızda stil birlikteliğinin varlığı çok net bir biçimde anlaşılmaktadır.
Taçkapı, yapıların süsleme programlarında taş işçiliğinin en iyi şekilde sergilendiği, yapılara anıtsallık katan en önemli unsurdur. Taş ustasının sanatını en iyi yansıttığı alan olan bu mimari elemanlar, devrin sanat üslubunun da belirlenmesinde en dikkat çekici öğelerdir. Çalışmamızda Mardin merkezde yer alan 13.-15. yüzyıla ait cami ve medrese taç kapı örneklerimizi, Latifiye Camii, Melik Mahmut Camii, Şehidiye Camii, Hamza-i Kebir Camii, Zinciriye Medresesi, Kasımiye Medresesi ile altı yapı oluşturmaktadır.
Çalışmada yapıların genel tanımları mimari ve plan özellikleri kısaca verildikten sonra, taçkapı tasarımları aynı başlık altında detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. Değerlendirme ve tartışma bölümünde ise cami ve medreselerin taçkapı süsleme programlarında karşımıza çıkan malzeme, teknik, süslemede görülen desen ve motiflerin özellikleri ortaya konulmaktadır
MARDİN ŞAHTANA KONAĞI VE RESTORASYONUNA DAİR GÖZLEMLER
Anadolu’nun tarihi kentlerinde özgünlüğünü koruyan sivil mimari örnekleri, restorasyonları tamamlanarak yeni işlevlerle kullanıma sunulmaktadır. Tarihi eserleri bakımsızlıktan kurtaran ve içinde yaşamın sürdüğü birer cazibe noktası haline gelmesine imkan sağlayan bu tutum, eserlerin ayakta kalması bakımından önemli bir uygulamadır.
Bu bağlamda, Mardin Kentsel Sit alanı içerisinde kalan bir çok konak ve tarihi eserin de restorasyon çalışmalarının yapıldığı dikkati çekmektedir. Yeni fonksiyonlarla halkın kullanıma sunulan tarihi eserlerin büyük çoğunluğu otel işlevi ile hizmet vermektedir. Yapıların tarihi taş dokusu, büyükleri, ergonomik özellikleri ve kolay ulaşılabilir olmaları vs. özeliklerinden dolayı yerel yöneticilerin ve esnafın, tarihi alandaki otel ihtiyacını yeni yapı üretmeye gerek kalmadan bu şekilde çözdükleri görülmektedir. Restorasyon çalışması tamamlanmış Şahtana Konağı da bu kapsamda değerlendirilerek yeni bir işlevle hizmete sunulmuştur.
Bu çalışmada, Osmanlı geç dönem mimarisinin kendine özgü nitelikleri taşıyan ve Mardin yerel mimarisini işaret eden Şahtana Konağı’nın mimari özellikleri kısaca verilip restorasyon projesi kapsamında geçirdiği evreler ile gerçekleştirilen onarımlar hakkında detaylı bilgilerin verilmesi amaçlanmaktadır
The Design and Decorative Properties of the 13th-15th Century Mosques and Madrasah’s Portals in Mardin
Süsleme, yapıları izleyenler üzerinde beğeniye yönelik bir etki oluşturmasını sağlayan yapının tamamlayıcı bir bileşenidir. Her dönemde kendi içinde mimari yapıların süsleme repertuvarında bir modanın yansıması şeklinde benzer uygulamalarla karşılaşmak mümkündür. Mardin’de de farklı dönemlerde hakimiyet kuran devletlerin günümüze ulaşan mimari eserlerine baktığımızda stil birlikteliğinin varlığı çok net bir biçimde anlaşılmaktadır.
Taç kapı, yapıların süsleme programlarında taş işçiliğinin en iyi şekilde sergilendiği, yapılara anıtsallık katan en önemli unsurdur. Taş ustasının sanatını en iyi yansıttığı alan olan bu mimari elemanlar, devrin sanat üslubunun da belirlenmesinde en dikkat çekici öğelerdir. Çalışmamızda Mardin merkezde yer alan 13.-15. yüzyıla ait cami ve medrese taç kapı örneklerimizi; Latifiye Camii, Melik Mahmut Camii, Şehidiye Camii, Hamza-i Kebir Camii, Zinciriye Medresesi, Kasımiye Medresesi oluşturmaktadır.
Çalışmada yapıların genel tanımları mimari ve plan özellikleri kısaca verildikten sonra, taç kapı tasarımları aynı başlık altında detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. Değerlendirme ve tartışma bölümünde ise cami ve medreselerin taç kapı süsleme programlarında karşımıza çıkan malzeme, teknik, süslemede görülen desen ve motiflerin özellikleri ortaya konulmaktadır.
Taş işçiliğine sahip bu yapıların süslemelerinde motif ve kompozisyon ortaklığı ile bütüncül bir yaklaşım sergiledikleri görülmektedir. Anıtsal ölçüde inşa edilen taç kapıların, Selçuklu taç kapı geleneğini ve Suriye taş işçiliği bezemesinin birleştirilerek ortaya konulduğunu söylemek mümkündür
Diyarbakır Çermik Kaplıcası: Mimari ve Tarihi Dönem Analizi
Çermik Kaplıcası, Diyarbakır’ın Çermik İlçesinde, Hamambaşı Mevkiinde, Diyarbakır,
Şanlıurfa ve Elazığ illerine ulaşımı sağlayan karayollarının kesişim noktasında yer almaktadır. 277
ada, 3 parsel numarası ile kayıtlı kaplıca kuzey-güney doğrultuda uzanır vaziyette kareye yakın bir
alan üzerine oturmaktadır.
Efsaneye göre kaplıcanın İslam fethinden önce yapıldığı sanılmaktadır. Çermik sıcak
su kaynağının ise, çok daha eskiden beri var olduğu ve bir ara kuruduğu, Yukarı Dicle ve Fırat
Bölgesinin en iyi yerli kaynağı olduğu Süryani Rahip Mar-Yeşuva’nın “Vakayinamesi”’nden
öğrenilmektedir.
Çermik Hamamının son dönem müdahaleleri ile büyük oranda değiştiğini söylemek
mümkündür. Yapının hem dış hem de iç kısımlarına yapılan eklentiler hamamın mimari
karakterini değiştirmiştir. Ancak mevcut yapının varlığına yönelik bilgiyi Osmanlı Döneminde
en erken Evliya Çelebi’nin, ünlü “ Seyehatname “sinde Çermik hakkında; ılıcaların bulunduğu,
yeşillik, medeni ve güzel bir şehir olduğundan söz etmesi ile öğrenmekteyiz. Yapının bugünkü
haliyle plan tipine bakıldığında çifte hamam plan tipinde olduğu görülmektedir.
Yapının kesin inşa tarihini ortaya koyan herhangi bir belge bulunmamakla birlikte ilk
inşa döneminde tek hamam yapısı ile Osmanlı Dönemi eseri olduğunu düşünmekteyiz. Çermik
Hamamı’nın ilk nüvesi olduğunu düşündüğümüz erkekler bölümü, “Yıldızvari Sıcaklıklı Tip”
olarak tanımlanan ve Anadolu’da farklı dönemlere ait birçok örneğinin bulunduğu plan tipine
sahiptir. Daha sonra ihtiyacı karşılaması için eklendiğini düşündüğümüz kadınlar bölümü ise
kare sıcaklıklı bölümü ile münferit bir plana sahiptir.
Halk arasında Çermik Kaplıcaları, Çermik Hamamı, Melike Belkıs Kaplıcaları isimleri ile
anılan yapı, şifalı sularından kaynaklı yerli halkın faydalandığı sosyal içerikli bir komplekstir.
22.04.2016 tarih ve 3916 sayılı karar ile Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
tarafından tescil edilen yapı, şimdiye kadar detaylı bir araştırmaya konu olmamıştır.
Bu çalışmada Çermik Kaplıcası’nın mimari özellikleri detaylı bir biçimde anlatıldıktan
sonra mevcut mimari özellikleri ile karşılaştırma örnekleri dikkate alınarak tarihi dönem analizi
yapılacaktır
- …