18 research outputs found

    Türk Katılım Sigortacılığı Sektörünün SD-Waspas Modeliyle Analizi

    Get PDF
    Sigorta sektörü, ülke ekonomilerinin gelişmesinde hayati bir rol oynamaktadır. Sermaye piyasasının ve ekonomik altyapının gelişmesi için uzun vadeli tasarruf sağlayan ve kaynak yaratan, dolayısıyla ekonominin büyümesine istikrar sağlayan bir sektördür. Bu çalışmada ülkemizde son yıllarda önemli bir büyüme trendi yakalayarak gelişme gösteren, toplam sigortacılık prim üretimi içerisindeki payı her geçen gün artan katılım sigortacılığı sektörünün 2021 yılı 4 çeyrek dönem performanslarının hibrit bir çok kriterli karar verme (ÇKKV) yöntemi ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla ilk olarak SD ağırlıklandırma yöntemi ile kriterlere ait önem ağırlıkları belirlendikten sonra WASPAS yöntemi ile alternatifler sıralanmıştır. Analiz sonucunda katılım sigorta şirketlerinin performansının belirlenmesinde genel olarak en önemli kriterin kısa vadeli borçlar / toplam aktifler kriteri olduğu tespit edilmiştir. Bereket Katılım Hayat A.Ş.’nin ele alınan dönemlerde istikrarlı bir şekilde finansal performans sıralamasında ilk sırada yer aldığı tespit edilmiştir

    Survival results according to Oncotype Dx recurrence score in patients with hormone receptor positive HER-2 negative early-stage breast cancer: first multicenter Oncotype Dx recurrence score survival data of Turkey

    Get PDF
    BackgroundThe Oncotype Dx recurrence score (ODx-RS) guides the adjuvant chemotherapy decision-making process for patients with early-stage hormone receptor-positive, HER-2 receptor-negative breast cancer. This study aimed to evaluate survival and its correlation with ODx-RS in pT1-2, N0-N1mic patients treated with adjuvant therapy based on tumor board decisions.Patients and methodsEstrogen-positive HER-2 negative early-stage breast cancer patients (pT1-2 N0, N1mic) with known ODx-RS, operated on between 2010 and 2014, were included in this study. The primary aim was to evaluate 5-year disease-free survival (DFS) rates according to ODX-RS.ResultsA total of 203 eligible patients were included in the study, with a median age of 48 (range 26-75) and median follow-up of 84 (range 23-138) months. ROC curve analysis for all patients revealed a recurrence cut-off age of 45 years, prompting evaluation by grouping patients as ≤45 years vs. >45 years. No significant difference in five-year DFS rates was observed between the endocrine-only (ET) and chemo-endocrine (CE) groups. However, among the ET group, DFS was higher in patients over 45 years compared to those aged ≤45 years. When stratifying by ODx-RS as 0-17 and ≥18, DFS was significantly higher in the former group within the ET group. However, such differences were not seen in the CE group. In the ET group, an ODx-RS ≥18 and menopausal status were identified as independent factors affecting survival, with only an ODx-RS ≥18 impacting DFS in patients aged ≤45 years. The ROC curve analysis for this subgroup found the ODx-RS cut-off to be 18.ConclusionThis first multicenter Oncotype Dx survival analysis in Turkey demonstrates the importance of Oncotype Dx recurrence score and age in determining treatment strategies for early-stage breast cancer patients. As a different aproach to the literature, our findings suggest that the addition of chemotherapy to endocrine therapy in young patients (≤45 years) with Oncotype Dx recurrence scores of ≥18 improves DFS

    ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN MEMNUNİYET BOYUTLARININ BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA: PINARHİSAR MESLEK YÜKSEKOKULU ÖRNEĞİ

    No full text
    DergiPark: 610224ejovocBuaraştırmanın amacı Kırklareli Üniversitesi Pınarhisar Meslek Yüksekokulu’ndaöğrenim gören öğrencilerin meslek yüksekokulundan duydukları memnuniyetboyutlarının ve bu boyutların aralarındaki ilişkilerin belirlenmesi vememnuniyet boyutlarının, meslek yüksekokulunda öğrenci olmaktan duyulanmemnuniyet üzerindeki etkisinin tespit edilmesidir. Bu amaç doğrultusundaöğrencilerden anket tekniği ile veri toplanmış ve toplanan veriler analizedilmiştir. Yapılan açıklayıcı faktör analizi sonucunda,öğrencilerin meslek yüksekokulundan duydukları memnuniyeti temsil eden dokuzmemnuniyet boyutu elde edilmiştir. Yapılan korelasyon analizi sonucundamemnuniyet boyutlarının aralarındaki ilişkiler ortaya çıkarılmıştır. Yapılançoklu doğrusal regresyon analizi sonucunda öğrencilerin Pınarhisar MeslekYüksekokulu’nda öğrenci olmaktan duydukları memnuniyete etki eden memnuniyetboyutları tespit edilmiştir

    MTHFR Eksikliği Tanısı ile Takip Edilen Hastaların Klinik, Laboratuvar ve Moleküler Bulgularının Değerlendirilmesi

    No full text
    MTHFR Eksikliği Tanısı ile Takip Edilen Hastaların Klinik, Laboratuvar ve Moleküler Bulgularının DeğerlendirilmesiÖzge Kamer Karalar Pekuz1, Pelin Teke Kısa1, Esra Er2, Sedef Sezen3, Sevil Dorum4, Zümrüt Arslan Gülten5, Banu Kadıoğlu Yılmaz6, Özlem Ünal Uzun7, Halil İbrahim Aydın8, Mustafa Kılıç9, Bahar Kulu1 Şahin Erdöl3, Nur Arslan11Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, İzmir2 S.B.Ü. Dr.&nbsp;Behçet Uz&nbsp;Çocuk Hastalıkları Ve Cerrahisi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, İzmir3Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Bursa4 S.B.Ü.&nbsp;Bursa Yüksek İhtisas&nbsp;E.A.H, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Bursa5 S.B.Ü.&nbsp;Şişli Hamidiye Etfal&nbsp;Eğitim ve Araştırma&nbsp;Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, İstanbul6&nbsp;&nbsp; Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Konya7 Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Kocaeli8 Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Ankara9Ankara Etlik Şehir Hastanesi,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Ankara&nbsp;Giriş ve amaç: Metilentetrahidrofolat redüktaz (MTHFR) eksikliği [MIM 607093; MTHFR; 1p36.22], otozomal resesif geçişli, nadir görülen kalıtsal metabolik hastalıktır. MTHFR enziminin eksikliği, metiyonin sentezine katılan 5- Metilentetrahidrofolatın eksikliğine yol açar. Yetersiz remetilasyon, kanda homosisteinin ciddi şekilde yükselmesine ve metiyonin konsantrasyonunun azalmasına yol açar. Yüksek homosistein ve düşük metiyonin tromboembolik olaylar ve nörogelişimsel bozukluklarla ilişkilidir. MTHFR eksikliği farklı yaşlarda bugu verebilir, klinik heterojendir, çeşitli nörolojik bulgular ile prezente olabilir.&nbsp; Nörolojik bulgular temel olarak S-adenosilmetiyonin serebral eksikliği nedeniyle oluşan kusurlu miyelinizasyona bağlanmaktadır. Ağır MTHFR eksikliği olan hastalarda klinik tipik olarak yenidoğan döneminde beslenme sorunları, gelişme geriliği, &nbsp;hipotoni, mikrosefali, ensefalopati ve nöbetlerle ortaya çıkar. Apne sık görülen bir komplikasyondur. Ancak geç başlangıçlı hastalıkta, gelişimsel gecikme, bilişsel bozukluklar ve/veya yürüyüş anormallikleri, periferik nöropati, spastisite, psikiyatrik bozukluklar veya tromboembolik olayları kapsayan daha değişken bir tablo görülebilir. Tedavi edilmediğinde morbiditesi ve mortalitesi yüksek bir hastalıktır. Betain tedavisi ile nörolojik bulgularda stabilizasyon sağlandığı gösterilmiştir. Ek olarak, hastalara folinik asit, l-karnitin ve metiyonin tedavileri başlanabilir. Protein kısıtlamasından, folik asit tedavisinden ve nitröz oksit maruziyetinden kaçınılmalıdır. Ülkemizde MTHFR eksikliğinin klinik bulguları ile ilgili kapsamlı bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı nadir görülen bir hastalık olan&nbsp; MTHFR eksikliği hastalarının klinik bulgularını ortaya koymak,&nbsp; laboratuvar bulguları ve moleküler sonuçlarını dökümante etmektir.Gereç ve yöntem: Klinik ve biyokimyasal olarak MTHFR eksikliği tanısı ile takip edilen 15 hasta retrospektif olarak dosya kayıtları incelendi. Demografik veriler, başvuru ve tanı yaşı, başvuru şikâyeti, nörolojik bulgular, ek klinik bulgular, tanı anındaki laboratuvar bulgular, görüntüleme sonuçları ve moleküler analiz sonuçları, kullanmakta oldukları tedaviler veri formuna kayıt edildi.Bulgular: Olguların 6’sı kız, 9’u erkek, yaş ortanca 70 ay (min -maks: 2 -300 ay), tanı yaşı ortanca 10 ay (min -maks : 1-168 ay) saptandı. 12 hastada (%80) akrabalık mevcuttu. Olguların semptom başlangıç yaşı ortanca 4 ay (min-maks :0.33-144 ay), ilk başvuru yaşı ortanca 6 ay (min- maks: 0.33- 276 ay) olarak bulundu. Hastaların ilk semptomları beslenememe, hipotoni, nöbet, nöromotor gelişim geriliği olarak saptandı. Bu bulgular 9 hastada yenidoğan döneminde başlamıştı. Mikrosefali olguların 9’unda (%60) saptandı. 10 hastada nöbet öyküsü saptandı.&nbsp; Tüm hastaların tanı anındaki homosistein değerleri &gt;50 mmol/L idi. Metiyonin değerleri ortalaması 8.1± 4.9 mmol/L saptandı. Tüm hastaların idrar organik asit analizinde metil malonik asit atılımı normaldi. Tüm hastalar betain tedavisi almaktaydı. Medyan takip süresi 45 ay (min- maks: 4- 288 ay) bulundu. İki hasta sepsis ve solunum yetmezliği nedeni ile kaybedilmişti. Hastalara ait demografik, klinik &nbsp;ve moleküler bulgular Tablo-1’ de özetlenmiştir.Tartışma: Yenidoğan tarama programı kapsamında homosistein düzeyi içeren ülkelerde yapılan çalışmalar sonucunda MTHFR eksikliğinde erken tanı ve tedavi ile morbidite ve mortalitede azalma olduğu gösterilmiştir. Güncel literatürler ile karşılaştırıldığında, çalışmamızda tanı yaşı ileri bulundu. Özellikle yenidoğan döneminde bulgu veren ağır MTHFR eksikliği olan hastalarda tedavi geciktiğinde ciddi nörolojik tutulum ile sonuçlanmaktadır. Betain tedavisinin metionin düzeylerini normalleştirdiği ve homosistein düzeylerini azalttığı, semptomatik hastalarda bilişsel gerilemeyi önleyebileceği ve ölüm riskini azalttığı gösterilmiştir. Ülkemizde henüz yenidoğan tarama programında bulunmamaktadır. Sonuç olarak; MTHFR eksikliği esas olarak santral sinir sistemi bulguları ile prezente olan bir kalıtsal metabolik hastalıkltır. Bu nedenle nörolojik bulgular ile başvuran tüm hastalarda homosistein düzeyi bakılmalı ve yüksek homosisten düzeyi saptandığında betain tedavisi ivedilikle başlanmalıdır.&nbsp;&nbsp;Anahtar kelimeler: Homosistein, betain, MTHFR eksikliği, epilepsi, mikrosefali, hipotoni,Kaynaklar:1) Huemer M, Diodato D, Schwahn B, et al. Guidelines for diagnosis and management of the cobalamin-related remethylation disorders cblC, cblD, cblE, cblF, cblG, cblJ and MTHFR deficiency.&nbsp;J Inherit Metab Dis. 2017;40(1):21-48. doi:10.1007/s10545-016-9991-42) Huemer M, Mulder-Bleile R, Burda P, et al. Clinical pattern, mutations and in vitro residual activity in 33 patients with severe 5, 10 methylenetetrahydrofolate reductase (MTHFR) deficiency.&nbsp;J Inherit Metab Dis. 2016;39(1):115-124. doi:10.1007/s10545-015-9860-63) Strauss KA, Morton DH, Puffenberger EG, et al. Prevention of brain disease from severe 5,10-methylenetetrahydrofolate reductase deficiency.&nbsp;Mol Genet Metab. 2007;91(2):165-175. doi:10.1016/j.ymgme.2007.02.0124) Huemer M, Diodato D, Martinelli D, et al. Phenotype, treatment practice and outcome in the cobalamin-dependent remethylation disorders and MTHFR deficiency: Data from the E-HOD registry.&nbsp;J Inherit Metab Dis. 2019;42(2):333-352. doi:10.1002/jimd.12041&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<span style="font-size: 10pt; line-height: 20

    Impact of antimicrobial drug restrictions on doctors' behaviors

    Get PDF
    Background/aim: Broad-spectrum antibiotics have become available for use only with the approval of infectious disease specialists (IDSs) since 2003 in Turkey. This study aimed to analyze the tendencies of doctors who are not disease specialists (non-IDSs) towards the restriction of antibiotics. Materials and methods: A questionnaire form was prepared, which included a total of 22 questions about the impact of antibiotic restriction (AR) policy, the role of IDSs in the restriction, and the perception of this change in antibiotic consumption. The questionnaire was completed by each participating physician. Results: A total of 1906 specialists from 20 cities in Turkey participated in the study. Of those who participated, 1271 (67.5%) had &amp;#8804;5 years of occupational experience (junior specialists = JSs) and 942 (49.4%) of them were physicians. Specialists having &gt;5 years of occupational experience in their branch expressed that they followed the antibiotic guidelines more strictly than the JSs (P &lt; 0.05) and 755 of physicians (88%) and 720 of surgeons (84.6%) thought that the AR policy was necessary and useful (P &lt; 0.05). Conclusion: This study indicated that the AR policy was supported by most of the specialists. Physicians supported this restriction policy more so than surgeons did.Background/aim: Broad-spectrum antibiotics have become available for use only with the approval of infectious disease specialists (IDSs) since 2003 in Turkey. This study aimed to analyze the tendencies of doctors who are not disease specialists (non-IDSs) towards the restriction of antibiotics. Materials and methods: A questionnaire form was prepared, which included a total of 22 questions about the impact of antibiotic restriction (AR) policy, the role of IDSs in the restriction, and the perception of this change in antibiotic consumption. The questionnaire was completed by each participating physician. Results: A total of 1906 specialists from 20 cities in Turkey participated in the study. Of those who participated, 1271 (67.5%) had &amp;#8804;5 years of occupational experience (junior specialists = JSs) and 942 (49.4%) of them were physicians. Specialists having &gt;5 years of occupational experience in their branch expressed that they followed the antibiotic guidelines more strictly than the JSs (P &lt; 0.05) and 755 of physicians (88%) and 720 of surgeons (84.6%) thought that the AR policy was necessary and useful (P &lt; 0.05). Conclusion: This study indicated that the AR policy was supported by most of the specialists. Physicians supported this restriction policy more so than surgeons did
    corecore