Flexible work from past to presentGeçmişten bugüne esnek çalışma

Flexible work is a system which offers relative benefits and disadvantages to workers and employers depending on life and country conditions. But more importantly, since the concept of flexibility has began to be debated, huge differences have existed in the perception of the social partners (workers-employers) and the writers. It seems that the flexibility that has been discussed for many years through developments experienced has become a political concept. In this study, flexible working systems will be examined within the framework of the "Labor Law and the Law Concerning the Amendment on the Turkish Labor Institution Law", which entered into force on May 20, 2016, along with the views of the parties on their preferences and issues. Extended English abstract is in the end of PDF (TURKISH) file. ÖzetEsnek çalışma sistemleri işçi ve işverene, ülke ve yaşam şartlarına bağlı olarak göreceli fayda ve sakıncalar sunar. Fakat dikkat çeken nokta, esneklik kavramının tartışılmaya başlandığı günden bu yana işçi ve işverenlerin konuyu algılayışı bakımından çok büyük farklılıkların olmasıdır. Yaşanan gelişmelerle uzun yıllardır tartışılan esnekliğin, politik içerikli bir kavram haline geldiği görülmektedir. Bu çalışmada esnek çalışma sistemlerini ortaya çıkaran gelişmeler ve tarafların tercih sebepleri, konuya farklı açılardan yaklaşan görüşlerle birlikte 20 Mayıs 2016’da yürürlüğe giren "İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" kapsamında ele alınacaktır.

Ege Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü İngilizce hazırlık sınıfları için tasarlanan okuma dersi programının değerlendirilmesi

Bu araştırmanın temel amacı Ege Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü İngilizce hazırlık sınıfları için tasarlanan Okuma dersi programının etkililiğini; öğrencilerin hedeflenen okuma becerilerine ulaşma düzeyine, öğrenci ve öğretim elemanlarının programın öğelerine ilişkin görüşlerine dayalı olarak değerlendirmektir. Araştırma, 2007-2008 öğretim yılının II. döneminde başlangıç düzeyindeki hazırlık sınıflarında Okuma dersine devam eden öğrencilerden ve bu gruplarda Okuma dersi veren öğretim elemanlarından elde edilen veriler ile gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada etkililiği değerlendirilen programın, çıktı ve süreç olmak üzere iki farklı boyutuyla ele alınması, Tyler’ın hedefe dayalı modeli (1933-41) ile Eisner’ın eğitsel eleştiri (1975) modelinin özelliklerinden yararlanılmasını ve bunun sonucunda da araştırma yöntemi olarak tek bir desen kullanılması yerine çok yöntemli desen (multimethod design) kullanılmasını gerekli kılmıştır. Programın etkililiğinin; çıktı boyutuna göre araştırılması nicel yöntem kullanılarak, süreç boyutuna göre araştırılması ise nitel ağırlıklı karma yöntem kullanılarak yürütülmüştür. Bu iki ayrı boyuttaki araştırmalara ait veriler birleştirilmemiştir. Programın etkililiğinin çıktı boyutuna göre araştırılmasında, öğrencilerin program öncesinde ve sonrasında hedeflenen okuma becerilerini kullanma düzeyleri arasında anlamlı bir fark olup olmadığı saptanmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, araştırmacı tarafından hazırlanan çoktan seçmeli bir başarı testi, öğrencilere programın başında ve sonunda olmak üzere iki kez uygulanmış ve elde edilen ortalama puanlar arasındaki fark bağımlı gruplar için t-testi kullanılarak saptanmıştır. Programın etkililiğinin süreç boyutuna dayalı olarak araştırılmasında, programla ilgili öğrenci ve öğretim elemanı görüşleri saptanmaya çalışılmıştır. Bunun için yarı yapılandırılmış görüşme formları ile öğrenciler için hazırlanan anket kullanılmıştır. Araştırmanın süreç boyutu ile ilgili olarak yürütülen çalışmada kullanılan nicel yöntem, nitel yöntemin içerisine yuvalandırılmıştır. Bu boyuttaki araştırmada nicel ve nitel veriler eş zamanlı olarak toplanmış ve veriler analiz aşamasında birleştirilmiştir. Öğrencilerin öntest ve sontestten aldıkları puanlar arasındaki anlamlı fark programın, hedef davranışlara ulaşma açısından etkili olduğunu göstermiştir. Öğrencilerin ve öğretim elemanlarının programın öğelerine ilişkin görüşlerine göre yapılan değerlendirmede dersin hedef davranışlarının öğrencilere sözel olarak bildirildiğini ancak bunun yeterli olmadığı, ulaşılamayan bazı hedef davranışların olduğu, içeriğin hedeflerle uyumlu olduğu ve beceriye dayalı bir yabancı dil programı ölçütlerine uygun olarak düzenlendiği, ders kitaplarından bir tanesinin içerik ve görünüş özellikleri açısından yeniden yapılandırılması gerektiği, öğrencilerin dersin sürekli aynı şekilde işlenmesinden sıkıldıkları, ders kitapları dışında okuyabilecekleri İngilizce dergi, gazete, kitap vb. gibi kaynaklar ile görsel işitsel araç gereçlerin kullanılmasını istedikleri, okuma sınavlarının programda hedeflenen okuma becerilerini ölçer nitelikte olduğu ve kapsam açısından programın içeriğine uygun olduğu, öğrencilerin ödev olarak verilen kısa hikâyeleri genellikle okumadıkları ve bu nedenle de hikâye sınavlarının önemini yitirdiği görülmüştür. Araştırmanın sonunda bu bulgulara dayalı olarak programla ve gelecekte yapılabilecek araştırmalarla ilgili önerilerde bulunulmuştur

İstanbul'daki Bazı Tekkelerin Yerlerine Dair Bir Araştırma

[No Abstract Available

Production of monoclonal antibodies against different Turkish BVDV antigens (TR-15 and TR-21) by a single fusion

Bu çalışma, 4-9 Temmuz 2009 tarihleri arasında Prag[Çekya]'da düzenlenen 34. Congress of the Federation-of-European-Biochemical-Societies'de bildiri olarak sunulmuştur

Nüfusunun çoğunluğu müslüman olan bazı islam ülkelerinde aile planlaması uygulamaları

İslam is effective in health-related practices especially in family planning activities not only as a religion but also as a social system and a culture. Today, while certain modern populations and Islamic countries that adopted Islam which comprises approximately one fifth of world population advocating the family planning practices due to the risks ofrapid growth of population, others do not. In these countries the rates of use of effective family planning methods are closely linked with maternal and infant mortalities. In this review study to investigate family planning practices , prevalence of family planning methods and rales reflections on the population growth and maternal and infant mortalities in countries whose populations are mostly Muslim was aimed.İslamiyet yalnızca bir din olarak değil aynı zamanda bir sosyal sistem ve bir kültür olarak da sağlık ile ilgili uygulamlara, özellikle aile planlaması uygulamalarına etkili olmaktadır. Günümüzde dünya nüfusunun yaklaşık beşte birini oluşturan Müslümanlığı benimsemiş kimi modern toplumların ve İslam ülkelerinin hızlı nüfus artışının risklerinden dolayı aile planlaması uygulamalarım desteklerken, bazılarının desteklemediği görülmektedir. Bu ülkelerde etkili aile planlaması yöntem kullanım oranlan ile anne ve bebek ölüm oranlan yakından ilişkilidir. Bu kaynak tarama çalışmasında nüfusunun çoğunluğu Müslümanlardan oluşan ülkelerde geçmişten günümüze aile planlaması uygulamaları, aile planlaması yöntemlerinin kullanım oranlan ve bu oranların nüfus artışına, anne ve bebek ölümlerine yansımalarını incelemek amaçlanmıştır

İngilizce Okutmanlarının Teknoloji Kullanımları ve Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerine Yönelik Tutumları

Information technologies offer various opportunities in foreign language learning and teaching. In this descriptive study, to what extent English language instructors currently use technology and educational technologies is investigated. The sample consists of 87 English language instructors (71 female and 16 male) who work in Ege University School of Foreign Languages. Findings reveal that English language instructors in the study generally have positive attitudes towards information and communication technologies in education; their attitudes significantly vary according to their computer skill levels, and information and communication technologies use in their lessons, however their attitudes does not significantly change in accordance with their professional experiences. Besides, they use personnel computers and the internet but still find it necessary to be encouraged to use more technology in preparing and delivering lessons. They also need to be introduced with up-to-date instructional technology tools. In this respect, regarding the institution it is suggested that an infrastructure which meets the learning-teaching needs is primarily required. Besides, professional development programs related to digital tools enhancing learning and teaching English can be designedBilişim teknolojileri, yabancı dil öğrenme-öğretme konusunda çok çeşitli olanaklar sunmaktadır. Bu betimsel çalışmada, İngilizce okutmanlarının hâlihazırda teknoloji ve öğretim teknolojilerini ne ölçüde kullandıkları ve eğitimde bilgi ve iletişim teknolojileri kullanmaya yönelik tutumları çeşitli değişkenler açısından incelenmiştir. Ege Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulunda görev yapan 71'i kadın, 16'sı erkek olmak üzere 87 İngilizce okutmanı çalışmanın örneklemidir. Örneklemde yer alan İngilizce okutmanlarının genel olarak eğitimde bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik olumlu tutumları olduğu; tutumlarının algıladıkları bilgisayar becerilerine ve ders işlerken bilgi ve iletişim teknolojileri kullanma sıklıklarına göre anlamlı düzeyde farklılaştığı ancak mesleki deneyime göre anlamlı ölçüde değişmediği belirlenmiştir. Ek olarak, okutmanların bilgisayar ve internet kullandıkları, ancak ders hazırlama ve işleme sürecinde daha sık ve güncel öğretim teknolojileri kullanmaya teşvik edilmelerinin gerektiği görülmüştür. Bu kapsamda kurumsal açıdan ilk olarak, İngilizce okutmanlarının öğrenme-öğretme gereksinimlerine yanıt veren teknolojik altyapının oluşturulması gerekmektedir. Ayrıca, İngilizce öğrenmeyi ve öğretmeyi kolaylaştıracak dijital araçlara ilişkin mesleki gelişim çalışmalarının yapılması önerilmektedi

EBELİK ÖĞRENCİLERİNİN BEBEK DOSTU HASTANE KURUMU UYGULAMALARINA YÖNELİK GÖRÜŞ VE DENEYİMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Bu çalışma ile ebelik öğrencilerinin hastanelerde bebek dostu uygulamalara yönelik düşünce ve deneyimlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma tanımlayıcı özellikte olup, Mayıs- Haziran 2019 tarihleri arasında uygulanmış, 255 öğrenci katılmıştır. Araştırma verileri, anket formu kullanılarak yüz yüze görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Analizde tanımlayıcı istatistikler ve ki-kare analizi kullanılmıştır. Öğrencilerin %70’i uygulama yaptığı kurumun bebek dostu olduğunu bilmektedir. Öğrencilerin % 55.3’ü emzirme danışmanlığı konusunda kendisini yeterli hissetmektedir. Bebek dostu hastane girişimi ve on adım ilkesi konusunda yaklaşık %20’si; mama kodu konusunda ise %62.4’ü zayıf bilgi düzeyine sahiptir. Araştırmamızın sonuçları, gerek öğrencilerin bebek dostu uygulamalar konusunda eğitim yoluyla giderilebilecek eksikliklerinin belirlenmesi, gerekse de klinikte var olan aksaklıklara ışık tutması bakımından yararlı olmuştur. Sağlık alanında öğrenim gören öğrencilerin bebek dostu hastanelerde staj yapması ve bu uygulamaların içinde olması, emzirme dostu uygulamaları benimsemeleri açısından son derece önemli bir fırsat dönemidir