Suriyeli Göçmenler ve Dini Hayat: Uyum, Karşılaşma, Benzeşme Gaziantep Örneği / Syrian Refugees and Religious Life: Compliance, Encounter, Similitude: The Case of Gaziantep / المهاجرون / النازحون السوريون والحياة الدينية: تكيُّف، اندماج، مقارنة، تشابه؛ غازي عنتاب نموذجا

Bu makalede Türkiye’de sayıları her geçen gün artan Suriyeli sığınmacılarla dini hayat üzerine bir değerlendirme yapılmıştır. Suriyeli göçmenlerin din algısı, Suriye’deki dini hayat ile Türkiye’de din ve dindarlık yorumu, dini yaşantı arasında bir karşılaştırmaya girişilmiştir. Türkiye’deki dini hayat ile onların dini hayatı arasındaki farklılıklar, benzerlikler, göç sonrası ortaya çıkan etkileşim ve göçmenlerin uyum süreci üzerinde sorgulamalar yapılmıştır. Ortak inanca sahip iki farklı toplumun dini hayatlarındaki benzerliklerin, farklılıkların ve iki toplumun uyum sürecinde dinin rolünün tespit edilmesi amaçlanmıştır. Dinin toplumlara göre farklı tezahürlerinin, toplumsal bütünleşmedeki rolünün ve etkisinin görülebilmesi, her iki toplumun daha sağlıklı iletişim ve birbirleri hakkında daha doğru değerlendirme yapabilmeleri açısından makale önem arz etmektedir. Çalışmada nitel yöntem tercih edilmiş ve mülakat tekniği kullanılmıştır. Dolayısıyla araştırmanın verileri Suriyeli göçmenlerle yapılan mülakatlardan, onların mikro-sosyolojik düzeyde yaşadıkları deneyimlerinden elde edilmiştir. Araştırmada, dinin, gerek şekilsel gerekse anlam düzeyinde toplumlara göre farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır

Determination of the Considerations of the Farmers about Irrigation Organizations by Factor Analysis

In this study, the considerations of the farmers who were affiliated to the organizations undertakingthe irrigation administration in Edirne, Kırklareli, Tekirdağ and Çanakkale provinces about irrigationorganizations were analyzed. Within the scope of the study, surveys were conducted in 70 irrigation cooperatives,67 municipality and legal entities, 7 irrigation unions and 1 DSI irrigation organization. Total of 567, 113, 227and 7 surveys were conducted in the irrigation facilities administrated by irrigation cooperatives, irrigationunions, municipality and legal entities and DSI, respectively. Total of 301 surveys in 74 villages of 9 districts inEdirne, 168 surveys in 43 villages of 5 districts in Tekirdağ, 156 surveys in 36 villages of 4 districts in Kırklareliand 289 surveys in 69 villages of 11 districts in Çanakkale were conducted. The conclusions of the farmers wereevaluated by using five point likert scale. It was determined that the irrigation organizations did not notice thetraining of the farmers, did not include these trainings in their working schedules and similarly, they did notconduct studies aimed at the conscious and balanced use of the agricultural inputs. Factor analysis was used forthe evaluation of the considerations of the farmers about irrigation organizations. KMO and Barlett test statisticswas used in order to examine the convenience of the considerations to factor analysis and KMO value was foundas 0.891. According to factor analysis results, 13 variables were gathered in three factor groups named as“Administration”, “Ownership and Service” and “Consciousness Raising”

The association between serum YKL-40 levels, mean platelet volume, and c-reactive protein in patients with cellulitis

cure, erkan/0000-0001-7807-135X; Cure, Medine Cumhur/0000-0001-9253-6459; ERTURK, AYSE/0000-0001-6413-9165WOS: 000349843900013PubMed: 25657159Background: Lower limb cellulitis is an infectious disease that has serious complications unless it is treated. Objectives: in this pilot study, we evaluated whether levels of YKL-40, an acute-phase reactant, and mean platelet volume (MPV), which occurs secondary to inflammation in cellulitis, increase compared to healthy subjects. We also aimed to investigate the association between YKL-40 and MPV in the prognosis of the patients. Material and Methods: A total of 55 patients with cellulitis (23 men and 32 women) and a similar age group of 46 healthy individuals (22 men and 24 women) were included in the study. Cellulitis was diagnosed according to guideline. Serum YKL-40 levels, MPV, C-reactive protein (CRP), and other biochemical values of both groups were compared. Results: YKL-40 levels (52.2 +/- 34.5 ng/mL vs 34.6 +/- 18.0 ng/mL, P = 0.004), MPV (7.7 +/- 1.0 fL vs 6.9 +/- 0.7 fL, P < 0.001), and CRP (9.5 +/- 8.2 mg/dL vs 0.7 +/- 0.6 mg/dL, P < 0.001) were significantly higher in the patients with cellulitis than the control. the mean recovery time (RT) of the patients was 22.6 +/- 6.9 days. We found that YKL-40 (odds ratio [OR] 0.1, confidence interval [Cl] 0.028-0.191, P = 0.009) and MPV (OR 2.4, Cl 0.254-4.578, P = 0.029) have an independent association with RT. Conclusion: YKL-40 and MPV values were correlated with higher CRP in the cellulitis group than in controls. According to these results, increased YKL-40 and MPV levels might be a prognostic factor for cellulitis in patients

Effects of Topical Thymoquinone in an Experimental Dry Eye Model

Objectives:To comparatively evaluate the effects of thymoquinone (TQ), the biologically active main component of volatile oil derived from Nigella sativa seeds, in an experimental dry eye model.Materials and Methods:A total of 36 BALB/c mice 10 weeks of age were used in the study. The mice were divided into 6 groups of 6 mice. Two groups were negative and positive controls, and the other 4 groups were treated with balanced salt solution, fluorometholone (FML), TQ, or vehicle (Tween80). After 1 week of treatment, the mice were killed and the eyes removed for histopathologic examination and cytokine analysis. Interleukin (IL)-1α tumor necrosis factor-α, interferon-γ, IL-2, IL-6, IL-10, and lactoferrin levels in the conjunctival tissue were measured by multiplex immunobead assay. The presence of inflammatory cells in ocular tissue samples were investigated by hematoxylin-eosin and periodic acid-Schiff staining. Inflammatory T cells containing CXT receptor in the conjunctiva were determined by flow cytometry.Results:FLML and TQ groups had less inflammatory cell density and more goblet cells compared to the other groups. High levels of IL-1α and IL-2 were found in the TQ group.Conclusion:TQ treatment was associated with reduced inflammation in pathological examination, but did not significant lower cytokine levels

Ev Mimarisinin Aile ve Dini Hayat Açısından Önemi / The Importance of Home Architecture in terms of Family and Religious Life / أهمية العمارة المنزلية للأسرة والحياة الدينية

İnsanın barınma arayışı ev ile neticelenmiştir. Ev mimarisi doğal imkânlar kadar toplumun yaşam biçiminden de izler taşır. Bununla beraber evin kendisi de insanı bir hayat tarzına zorlar. Modernite ile birlikte birçok alanda değişim yaşanmıştır. Değişimin görüldüğü alanlardan biri de kuşkusuz ev mimarisidir. Bugünün ev mimarisi geleneksel evlerden farklı olarak geniş ailenin ikametinden ziyade çekirdek ailenin yerleşmesini ve mahremiyetten öte bireyselleşmeyi dikkate almaktadır. Ayrıca modern ev mimarisinde dinî referanslar bir tarafa bırakılarak modern değerler ve tüketim kültürü etkili olmaktadır. Böylelikle sosyal bir varlık olan insanın ontolojisiyle çelişkili bir durum ortaya çıkmakta, insan yalnızlaşıp, mutsuzlaşmaktadır. Öte yandan bireyselleşme merkezli bir mimari aile içerisinde sosyal değerlerin ve dinî inancın yaşanıp aktarılmasında bir takım engellere neden olabilmektedir. Oysa toplumsal değerlerin ve dinî inancın kökleşmesi bakımından aile içi iletişimin ve paylaşımın yoğunluğu önemlidir. Modern mimarinin doğurduğu olumsuz bazı sonuçları aşmada geleneksel Türk evi bir imkân olarak belirmektedir

The Effect of Simultaneous Prompting Presented Through Peers the Academic Learning Skills and the Social Acceptance of Children with İntellectual Disabilities

Yüksek Lisans TeziBu araştırmada akran aracılığıyla sunulan eşzamanlı ipucuyla öğretim yönteminin; a) özel gereksinimli bireylerin akademik becerileri öğrenmelerine etkisi, b) özel gereksinimli bireylerin öğrendikleri akademik becerileri, öğretim tamamlandıktan bir ve üç hafta sonra sürdürebilmelerine etkisi, c) tipik gelişim gösteren öğrencilerin, özel gereksinimli bireylere yönelik sosyal kabul düzeyleri üzerine etkisi, d) akran aracılığıyla sunulan eşzamanlı ipucuyla öğretimine yönelik öğretmen ve öğrenci görüşleri belirlenmiştir. Araştırma, tipik gelişim gösteren üç dördüncü sınıf öğrencisi ve hafif düzeyde zihinsel yetersizlik tanısı almış üç, özel eğitim sınıfı öğrencisi ile Konya ili Selçuklu ilçesinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada tek denekli araştırma yöntemlerinden, denekler arası yoklama evreli çoklu yoklama modeli kullanılmıştır. Araştırma başlama düzeyi verilerinin alınması, akran aracılığıyla sunulan eşzamanlı ipucuyla öğretimin yapılması, öğretim sonu verilerinin toplanması ve izleme verilerinin toplanması şeklinde dört aşamada gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak besinler ve özellikleri ünitesinin amaçlarının yer aldığı değerlendirme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler grafik ile görsel olarak sunularak analiz edilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgular sonucunda; kullanılan akran aracılı öğretim yönteminin besinler ve özellikleri ünitesini öğretmede etkili olduğu, öğrencilerin öğrendikleri becerileri öğretim oturumları tamamlandıktan bir ve üç hafta sonra sürdürdükleri ve öğreten akranların, özel gereksinimli öğrenen akrana eşzamanlı ipucuyla öğretim yöntemini güvenilir bir şekilde uyguladığı, görülmüştür. Araştırmada akran aracılığıyla eşzamanlı ipucuyla öğretim yöntemiyle sunulan akademik beceri öğretiminin; tipik gelişim gösteren öğrencilerin, özel gereksinimli bireylere yönelik sosyal kabul düzeyleri üzerine etkisi ile ilgili veriler sosyal kabul ölçeği ile toplanmış ve betimsel analiz yapılarak yorumlanmıştır. Elde edilen verilerde tipik gelişim gösteren akranların özel gereksinimli akranlarına yönelik sosyal kabullerinin arttığı görülmüştür. Sosyal geçerlik bulguları sonucunda ise öğrencilerin ve öğretmenlerin akran aracılığıyla sunulan eşzamanlı ipucuyla öğretim yöntemi hakkındaki görüşlerinin olumlu olduğu görülmüştür.In this study, I have discussed and stated a) the impact of simultaneous prompting method through peers on individuals with special needs and their learning process in terms of academic skills, b) the impact of simultaneous prompting method through peers on individuals with special needs and their process of maintaining the academic skills, which have been learnt, for one to three weeks once the learning process is over, c) the impact of the students who improve in accordance with the standards on the level of social acknowledgement towards individuals with special needs d) the views of students and teachers on simultaneous prompting method through peers. The study has been conducted in Selcuklu, Konya with three fourth graders who show progress at a standard pace and three others being students in a special education class, who have been diagnosed with mild intellectual disabilities. In this study, among all other single subject research models, multiple probe design among subjects has been carried out. The research has been carried out at four stages; collecting the baseline data, conducting the teaching process by means of simultaneous prompting method through peers, collecting data at the end of the teaching period and collecting the tracking data. In the study, an assessment form, which includes the objectives of the unit called nutrients and their functions, has been used in order to collect data. The data gathered has been analyzed visually through diagrams. As a result of the findings gathered, it has been observed that the peer mediated teaching method has been effective in terms of learning the unit called the nutrients and their functions. Furthermore, it has been spotted that thanks to this method, even after they have completed the sessions, the students maintain the skills they have learned for one to three weeks. Also, it has been recognized that the peer tutors have credibly applied the simultaneous prompting method so as to teach their peers with special needs. In the research, data related to the impact of teaching of the academic skills which have been offered through the simultaneous prompting method on students who develop at a standard pace and their level of social acknowledgement towards individuals with special needs, has been gathered via social acknowledgement scale and has been interpreted via descriptive analysis. Through the data gathered, it has been observed that the social acknowledgement of the students, who develop at a standard pace, towards their peers with special needs has increased. As for the findings of social validity, it has also been observed that the reviews of the teachers and the students on simultaneous prompting method have been favorable

Investıgatıon Of Relatıonshıp Wıth Oral Motor Development And Motor Development In Preterm Infants

Preterm bebekler, merkezi sinir sisteminin olgunlaşmamış olması, uzun süre yenidoğan yoğun bakım ünitesinde kalma ve duyusal deneyim eksikliği gibi sebeplerle oral motor ve motor gelişim yönünden risk altındadırlar. Bu nedenle preterm bebeklerde oral motor ve motor gelişimi değerlendirmek önemlidir. Bu tez, preterm bebeklerde oral motor ve motor gelişimin ilişkisini incelemek amacıyla planlandı. Çalışmaya 29 preterm ve 28 term bebek olmak üzere toplam 57 bebek dahil edildi. Oral motor gelişimi değerlendirmek için Schedule for Oral Motor Assessment (SOMA), motor gelişimi değerlendirmek için Alberta Infant Motor Scale (AIMS) kullanıldı. Elde edilen sonuçlara göre preterm bebeklerin 5 tanesinde oral motor disfonksiyon görüldü. Motor gelişim açısından ise preterm bebeklerin 8 tanesinin AIMS e göre %5 lik dilimin altında kaldıkları ve anormal gelişim gösterdikleri saptandı. SOMA nın püre, katı, kraker, biberon, bardak kategorileri ve SOMA toplam skoru ile AIMS yüzdelik skoru arasında ilişki bulundu (p<0,05). SOMA nın yarı katı kategorisi ile AIMS yüzdelik skoru arasında ilişki olmadığı görüldü (p>0,05) Preterm bebekler, term yaşıtlarıyla kıyaslandıklarında SOMA nın püre, katı, yarı katı, kraker kategorileri ve SOMA toplam skoru açısından gruplar arasında anlamlı fark bulundu (p<0,05). SOMA nın biberon ve bardak kategorilerinde ise gruplar arasında fark olmadığı görüldü (p>0,05). Motor gelişim açısından ise her iki grubun AIMS yüzdelik skorları arasında anlamlı fark bulundu (p<0,05). Bu sonuçlar preterm bebeklerin term yaşıtlarına kıyasla oral motor ve motor gelişimlerinin daha geride olduğunu gösterdi. Çalışmanın sonunda oral motor ve motor gelişimin birbirini etkilediği sonucuna varıldı. Preterm bebeklerde fizyoterapi rehabilitasyon değerlendirmeleri ve uygulamaları sırasında motor problemler kadar oral motor problemler de göz önünde bulundurulmalıdır.Preterm infants are at risk of oral motor and motor development because of immature central nervous system, staying for a long time in neonatal intensive care unit and lack of sensory experience. Therefore, evaluating the oral motor and motor development is important in preterm infants. This thesis is planned for investigate of oral motor and motor development in preterm infants. Twenty nine preterm infants and 28 term infants, in total 57 infants were included in this study. Schedule for Oral Motor Assessment (SOMA) was used for evaluate the oral motor development, Alberta Infant Motor Scale (AIMS) was used for evaluate the motor development. According to the results, oral motor dysfunction was observed in 5 infants in preterm infants. The motor development, which represents %5th below according to AIMS was observed in 8 infants as abnormal performance in preterm infants. A correlation was founded between puree, solid, cracker, bottle, cup categories of SOMA, total score of SOMA and AIMS percentile score (p<0,05). It was observed that there is no correlation between semi solid category of SOMA and AIMS percentile score (p>0,05). In puree, solid, semi solid, cracker categories of SOMA and total score of SOMA, there was significant difference between groups when compared preterm and term infants (p<0,05). In bottle and cup categories of SOMA there was no difference (p>0,05). The motor development, significant difference was observed between groups in AIMS percentile score. These results showed that oral motor and motor development of preterm infants lower in comparison with their term equals. In result of this study, it is concluded that oral motor and motor development influence each other. Oral motor problems should be considered as well as the motor problems in the physiotherapy rehabilitation assessments and interventions in preterm infants