12 research outputs found
The morphological structure of temporomandibular joint: A radiological analysis with multidetector computed tomography
Yüksek Lisans TeziArt. temporomandibularis başın tek oynar eklemidir. Ginglymus ve art. plana grubu eklem özelliği gösterdiği için her iki gruba da dahil edilmektedir. Art. temporomandibularis'i; eklem yüzleri, eklem kapsülü, ligamentler, synovial membran, synovial sıvı, kıkırdak, bir adet disk ve kas grupları oluşturmaktadır. Eklemin alt ve üst eklem yüzleri arasında bulunan disk, cavitas articularis'i ikiye ayırarak alt ve üst eklem boşluklarını oluşturur. Art. temporomandibularis bozukluklarında doğru yaklaşım, tedaviden etkili sonuç almak için önemlidir. Bu sebeple eklemi oluşturan temel yapıların morfolojik özelliklerinin ve varyasyonlarının bilinmesi; eklemin normal sınırlarının belirlenmesi açısından, tanı ve tedavi açısından ve radyolojik açıdan önem taşımaktadır. 2015-2018 yılları arasında Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalına başvuran 18 yaş üstü 100 hastanın (55 erkek, 45 kadın) Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı'nda çekilen MDCT (multidedektörlü bilgisayarlı tomografi) görüntüleri retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya deformitesi bulunan hastalar dahil edilmedi. Hastaların cinsiyetleri ve görüntüleme sırasındaki yaşları kaydedildi. Tüm hastaların çekilen MDCT görüntülerinde art. temporomandibularis incelendi. Art. temporomandibularis'in uzunluk ve açı ölçümleri morfometrik olarak yapıldı ve değerlendirildi. Proc. coronoideus'un ve incisura mandibula'nın şekilleri sagittal; proc.condylaris'in şekli ise hem sagittal hem de koronal görüntüler üzerinde sınıflandırıldı. Tüm bireylere ait koronal kesitlerde en sık gözlenen proc. condylaris tipi düz tip (%36); sagittal kesitlerde en sık gözlenen proc. condylaris, proc. coronoideus ve incisura mandibularis tipi yuvarlak tip (%75, %70 ve %74,5) olarak belirlendi. Çalışmamızda, ortalama proc. condylaris genişliği, proc. condylaris ile fossa mandibularis arası en yakın mesafe, proc. condylaris'in orta noktası ile tepe noktası arası mesafe, proc. condylaris'in orta noktası ile fossa mandibularis arası mesafe, superior eklem boşluğu, fossa mandibularis derinliği, fossa mandibularis genişliği, her iki taraf proc. condylaris arasındaki açı, proc. condylaris'in alanı ve mediolateral çap erkeklerde kadınlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede büyük bulundu (p<0.05). Art. (articilatio) temporomandibularis'in morfolojik yapısının cinsiyete ve yaş gruplarına göre değişiklik göstermesi klinik açıdan önemlidir. Eklemin normal sınırlarının ve varyasyonlarının bilinmesinin tanı koyma ve tedavi planlama sırasında dikkate alınması gerektiği kanısındayız.Temporomandibular joint (TMJ) is the only movable joint of the head. Gingliymus and gliding joint group are included in both groups because of their joint properties. The TMJ is composed of articular surfaces, cartilage, a disc, a joint capsule, synovial fluid, a synovial membrane, ligaments and muscle groups. Discus articularis is located between the joint surfaces and it divides the cavitas articularis into two parts: upper and lower joint space. Proper approach in TMJ disorders is important for effective treatment. Therefore, knowing the morphological features and variations of the basic structures constituting the joint is impotant for the determination of the normal boundaries of the joint, diagnosis and treatment, and radiological aspects. 100 MDCT images of patients (55 males, 45 females) over the age of 18 who applied Neurology department between 2015-2018 taken from Necmettin Erbakan University Meram Medicine Faculty Department of Radiology were retrospectively analyzed. Patient with deformity were not included in the study. Gender and age of the patients were recorded. TMJ was examined on MDCT images of all patients. Length and angle measuraments of TMJ were performed morphometrically and evaluated. The shapes of coronoid process and mandibular notch were classified on sagittal sections and the shape of condylar process on both sagittal and coronal sections. The most common type of condylar process in coronal sections of all individuals was flat type while the most common type of condylar process, coronoid process and mandibular notch in sagittal sections were round type. In our study, the mean mandibular condyle width, the least distance between the mandibular condyle and mandibular fossa, the distance between the mid-point of mandibu¬lar condyle and tip of mandibular condyle, the distance between the mid-point of the mandibular condyle and mandibular fossa, the superior joint space, the mandibular fossa width and depth, the angle in between the mandibular condyles of both sides were significantly higher in male patients than in female patients (p<0.05). It is clinically important that the morphological structure of TMJ varies according to gender and age groups. We think that knowing the normal limits and variations of the joint should be taken into consideration during diagnosis and treatment planning
The effect of nirs and lactate levels monitored during operationon postoperative pediatric mortality scores in the pediatric heart surgery
Doğumsal Kalp Hastalıkları canlı doğumların yaklaşık % 1'nde görülen doğum kusurlarıdır. Gelişen teknoloji ile eş zamanlı olarak klinik tecrübelerin de artmasıyla birlikte kalp cerrahisinde kullanılan yöntemler ve stratejiler her geçen yıl değişmekte ve gelişmektedir. Kardiyopulmoner Bypass'ın doğumsal kalp hastalıklarının cerrahi tedavisi sırasında doğru kullanımı oldukça önemlidir. Kardiyopulmoner bypass sırasında takip edilen yeni parametrelerden olan NIRS cihazı ve bakılan kan gazlarının doğru analizi ile hastanın ameliyat sonrası dönemdeki durumu ile ilgili fikir sahibi olunması ihtimali oldukça kuvvetlidir. Bu çalışmada amacımız kardiyopulmoner bypass sırasında takip edilen ve belirli dönemlerde kaydedilen NIRS, laktat ve hematokrit seviyelerinin post op pediyatrik mortalite skorlarına olan etkisi olup olmayacağını bulmaktır. Çalışmaya 107 hasta dahil edildi n=107. Kardiyopulmoner bypass öncesi, 5.dakikası, 30. Dakikası ve kardiyopulmoner bypass sonlandırılmadan hemen önce NIRS, laktat ve hematokrit değerleri kaydedildi. Çalışmaya dahil edilen hastaların ameliyat sonrası 1. Gün PRİSM ve PIM2 skorları hesaplandı. Elde ettiğimiz veriler istatistiksel olarak değerlendirildi. NIRS, laktat ve hematokrit değerlerindeki %5 oranındaki düşme pediyatrik mortalite skorlarını etkilemediği (p>0,05) ancak %10 oranında bir düşüş göz önüne alındığında laktat ve hematokritin pediyatrik mortalite skorlarını etkilemediği görülürken (p>0,05) ; NIRS değeri bazal değere göre % 10 oranında düşen hastaların PIM 2 ve PRİSM skorları anlamlı bir şekilde arttığı tespit edilmiştir (p 0.05), in addition, 10% decrease in lactate and hematocrit did not also affect the pediatric mortality scores (p> 0.05). However, PIM 2 and PRISM scores of patients whose NIRS levels decreased by 10% compared to basal levels were determined to be significantly increased (p <0.05)
Perfusion Practices and Education of Perfusionists for Open Heart Surgery in Turkey-Current Practices and Future Suggestions
Our objective is to compare our current findings with the findings of our former study in 2004 and to make new suggestions for the development of cardiovascular perfusion in Turkey according to the results of the survey in 2011
Perfusion Practices and Education of Perfusionists for Open Heart Surgery in Turkey-Current Practices and Future Suggestions
Our objective is to compare our current findings with the findings of our former study in 2004 and to make new suggestions for the development of cardiovascular perfusion in Turkey according to the results of the survey in 2011
Eighth Istanbul symposium on pediatric extracorporeal life support systems and pediatric cardiopulmonary perfusion
To improve the outcomes of pediatric extracorporeal life support (ECLS) and cardiopulmonary bypass (CPB) procedures in Turkey, we have established a series of conferences, called “Istanbul Symposiums.” Since the first symposium in June of 2011, we have organized seven additional symposiums in Istanbul (1–3). The objective of this editorial is to share the latest results on pediatric ECLS and CPB patients with the Artificial Organs community
Childhood interstitial lung disease in Turkey: first data from the national registry
Abstract: The childhood interstitial lung diseases (chILD) Turkey registry (chILD-TR) was established in November 2021 to increase awareness of disease, and in collaboration with the centers to improve the diagnostic and treatment standards. Here, the first results of the chILD registry system were presented. In this prospective cohort study, data were collected using a data‐entry software system. The demographic characteristics, clinical, laboratory, radiologic findings, diagnoses, and treatment characteristics of the patients were evaluated. Clinical characteristics were compared between two main chILD groups ((A) diffuse parenchymal lung diseases (DPLD) disorders manifesting primarily in infancy [group1] and (B) DPLD disorders occurring at all ages [group 2]). There were 416 patients registered from 19 centers. Forty-six patients were excluded due to missing information. The median age of diagnosis of the patients was 6.05 (1.3–11.6) years. Across the study population (n = 370), 81 (21.8%) were in group 1, and 289 (78.1%) were in group 2. The median weight z-score was significantly lower in group 1 (− 2.0 [− 3.36 to − 0.81]) than in group 2 (− 0.80 [− 1.7 to 0.20]) (p < 0.001). When we compared the groups according to chest CT findings, ground-glass opacities were significantly more common in group 1, and nodular opacities, bronchiectasis, mosaic perfusion, and mediastinal lymphadenopathy were significantly more common in group 2. Out of the overall study population, 67.8% were undergoing some form of treatment. The use of oral steroids was significantly higher in group 2 than in group 1 (40.6% vs. 23.3%, respectively; p = 0.040). Conclusion: This study showed that national registry allowed to obtain information about the frequency, types, and treatment methods of chILD in Turkey and helped to see the difficulties in the diagnosis and management of these patients. What is Known: • Childhood interstitial lung diseases comprise many diverse entities which are challenging to diagnose and manage. What is New: • This study showed that national registry allowed to obtain information about the frequency, types and treatment methods of chILD in Turkey and helped to see the difficulties in the diagnosis and management of these patients. Also, our findings reveal that nutrition should be considered in all patients with chILD, especially in A-DPLD disorders manifesting primarily in infancy