8 research outputs found

    Ailevi akdeniz ateşi tanısı ile izlenen prepubertal çocuklarda kemik mineral dansitesinin değerlendirilmesi

    Get PDF
    Objective: Familial Mediterranean Fever (FMF) is a hereditary autosomal recessive chronic periodic inflammatory disease, characterized by recurrent fever polyserositis and skin manifestations. The aim of this study was to investigate the bone mineral density (BMD) in prepubertal children with FMF and to determine the relationship between bone density and demographic, laboratory characteristics of the disease. Material and Method: Thirty two previously diagnosed, attack-free, prepubertal FMF patients who were receiving regular colchicine treatment were included in the study. Demographic and clinical data of patients, acute phase reactants, biochemical parameters of bone turnover, bone age, and L1-L4 vertebral mineral density were evaluated. The results of the patients were compared with values determined for healthy Turkish children. Results: All of the patients had z-scores which were greater than -2. Acute phase values and bone metabolism markers were within normal limits. No correlation was found between the aBMD Z-score and demographic data, acute phase reactants and bone metabolism markers. There was a negative correlation between delay in diagnosis and aBMD Z- score. Conclusion: Although aBMD Z-scores were normal in children with FMF the aBMD Z score was found to be lower in children who had had a delay in treatment. Early initiated colchicine therapy is important for optimal bone health in these patients.Amaç: Ailevi Akdeniz Ateşi (AAA) otozomal ressesif kalıtılan tekrarlayan atateş, poliserözit ve cilt bulgularıyla karakterize atakler ve remisyonla seyreden kronik periyodik inflamatuvar bir hastalıktır. Bu çalışma, AAA tanısıyla izlenen prepubertal çocuklarda kemik mineral yoğunluğunu (BMD) araştırmak ve kemik yoğunluğu ve hastalığın laboratuvar ve demografik özelikleri arasındaki ilişkiyi saptamak amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya AAA tanısıyla takipli ve kolşisin tedavisi alan prepubertal 32 hasta alındı. Hastaların demografik ve klinik verileri, remisyon döneminde akut faz reaktanları, kemik döngüsünün biyokimyasal parametreleri, kemik yaşı, L1-L4 vertebra BMD ölçümleri değerlendirildi. Hastaların sonuçları sağlıklı Türk çocukları için belirlenmiş olan değerlerle karşılaştırıldı. Bulgular: Hastaların tamamında z skorları -2’den büyüktü, akut faz değerleri, kemik metabolizma belirteçleri normal sınırlar içinde bulundu. aBMD Z-skor ile demografik veriler, akut fazlar ve kemik metabolizma belirteçleri arasında korelasyon saptanmadı.Tanıda gecikme süresi ve BMD arasında negatif korelasyon saptandı. Sonuç: AAA’li çocuklarda aBMD Z-skorları normal olmakla birlikte tanıya geç başlanılan çocuklarda BMD daha düşük bulundu. Erken başlanan kolşisin tedavisi bu hastalarda optimal kemik sağlığı için önemlidir

    The Association of Angiotension Converting Enzyme Gene Polimorphism with Prognosis of Henoch-Schönlein Purpura with Renal Involvement in the Children

    Get PDF
    Aim:Henoch-Schönlein purpura (HSP) is a vasculitis rarely progresses to renal failure. The mechanism of renal failure in HSP has been associated with increased angiotensin converting enzyme (ACE) activity and increased local angiotension-II concentration as a result of deletion in ACE gene. Here relation between ACE gene polymorphism and prognosis of HSP nephritis was investigated.Materials and Methods:Forty-two children with HSP nephritis and ACE gene polymorphism studied were included in the study. Those who have deletion (DD) allele (Group-1) and heterozygous deletion (ID) or insertion (II) allele (Group-2)) compared according to their demographic characteristic, severity of renal involvement.Results:Between two groups, there was no statically difference in the terms of age, gender distribution and duration of follow-up (p=0,347, p=422, p=0,267). In group-1, 11 cases had mild, 14 had moderate, 4 had severe renal involvement. In group-2 4 cases had mild, 8 had moderate and 1 had severe renal involvement. There was no statistically significant difference in severity of renal involvement between two groups (p=0,375). Although there was a difference in proteinuria recovery rates between the two groups, the number of cases was not enough for statistical analysis (p=0,127) [ID or II / ID (OR): 3,667, (95% Cl 0.619-21.739).Conclusion:There was no significant association between the severity of renal involvement of HSP with DD genotype or D allele, however, this needs to be supported by studies with larger series

    Complementary and Alternative Medicine in Children with Type 1 Diabetes Mellitus

    Get PDF
    Objective: Complementary and alternative medicine (CAM) is increasingly utilized in adults and children for treatment of various conditions. Studies on CAM in diabetes have mainly focused on the adult population and its application in children has not been well established. The aim of this study was to examine the prevalence and characteristics of CAM use in Turkish children with type 1 diabetes mellitus (T1DM)

    Çocukların Beslenme, Büyüme, Gelişme ve Aşı Takibini Etkileyen Sosyodemografik Faktörlerin Araştırılması

    No full text
    Amaç: Sağlıklı çocuk izlemi temel sağlık hizmetlerinin önemli bir parçasıdır. Amaç doğumdan sonra süt çocukları ve çocukların beslenme, büyüme ve gelişme ve aşılama gibi sağlık parametrelerini değerlendirmektir. Bu hizmet doktor, hemşire ve aileden oluşan bir ekip tarafından yapılabilir. Çalışmada bölgemizdeki çocukların yaşamlarının ilk 6 ayındaki beslenme, büyüme ve gelişme ve aşı takibini etkileyen sosyodemografik faktörlerin araştırılması amaçlandı.Gereçler ve Yöntem: Çalışma bir anket çalışması olarak planlandı. Sağlam çocuk polikliniğine başvuran çocukların ailelerine anket uygulandı. Beslenme, büyüme ve gelişme ve aşılanma durumu değerlendirildi. Ankette anneye ve annenin ilk 6 aydaki beslenme, büyüme ve gelişme ve aşılama hakkındaki tutumlarını değerlendiren 12 soru, baba ile ilgili 7 soru ve çocuk ve kardeşlerle ilgili 9 soru mevcut idi. Ailenin ekonomik durumunu değerlendirmek üzere ilave sorular mevcut idi. Lokal etik komite çalışmayı onadı.Ailelerden bilgilendirilmiş onam alındı.Bulgular: Çalışmaya toplam 452 çocuk (erkek=232) dahil edildi. Hastaların ortalama yaşı 2,61±1,45 yıl idi. Doğumdan itibaren anne sütü alma oranı %95,5, ilk 6 ayda yalnızca anne sütü ile beslenme oranı %65, anne sütü ve formula ile beslenme oranı %30,5 ve sadece formula ile beslenme oranı %4,4 oranında idi. Hastaların tümüne tüm aşılar yapılmış idi (%100). Hastaların %62,4’ünün büyüme gelişme kontrolünün düzenli olduğu saptandı. Bir kısım faktörlerin düzenli büyüme gelişme kontrolü üzerine pozitif etkisi olduğu belirlendi; ailenin eğitim düzeyinin yüksek olması (p37 hafta olması (p37 weeks (p<0,05), higher economical status (p<0,01). While some had negative effect; receiving training from family members (p<0,01), father smoking (p<0,01), increasing child number (p<0,01), crowded family (P<0,05), lower social security (green card) (p<0,01). Conclusion: The sociodemographic factors that affect the healthy child monitorisation should be evaluated in all regions. By correcting the negative conditions, the feeding, growth and development and vaccination status of the infants and children after birth can be improved

    Pediatric Infectious Diseases Society- Available online at

    No full text
    www.cocukenfeksiyon.org web sayfasından ulaşılabilir. doi:10.5152/ced.2013.44 Candida infection is an uncommon cause of myocarditis, endocarditis and dilated cardiomyopathy. It is well-known that the initiation time of antifungal treatment in these patients affects mortality rates. The optimal antifungal choice and duration of treatment for cardiac Candida infection is not yet well defined. In this report, a rare case of dilated cardiomyopathy and endocarditis due to Candida albicans in a 4-year-old child diagnosed with acute lymphoblastic leukemia is shared and its treatment is discussed
    corecore