66 research outputs found

    Examination of Consumer Purchase Decisions via Neuromarketing Methods: A Social Psychology Approach

    Get PDF
    The aim of the study is to determine the size and strength of consumers' attitudes towards brands and to observe the effect of marketing efforts on attitudes with the support of biometric data. Through this main purpose 406 people participated in the study to create a brand set, and 60 people participated in the experiment phase. The shopping processes were monitored via eye tracker, and the patterns based on groups were obtained. It has been found out that sales promotion tools and social impact are the influential factors in the purchasing process, which is positioned as the main proposal of the study. According to the comparison made between parents and individuals not having any children, it has been discovered that the gender factor is not influential in the purchasing process while the brand related experience of parents is very effective in the process

    Customer Loyalty to Supermarkets: a Survey in Edirne City

    Get PDF
    DergiPark: 326315trakyasobedThe food retailing structure is rapidly developing in Turkey. In today‘s business environment and increasing fierce competition, supermarkets target to improve the good and service considering the customer expectations in order to increase customer loyalty. The aim of this study is to empirically analyse the customer loyalty towards a supermarket in Edirne city, Oliver‘s (1999) four-phase loyalty model (cognitive, affective, conative and action) was adapted and used to measure the loyalty of consumers. The results show that affective loyalty, conative loyalty, which is a customer‘s intention to buy and action loyalty which focuses on actual repurchase behaviour have not already formed a customer loyalty level. In the study customer satisfaction, customer loyalty, customer loyalty measurement and models are presented. Supermarkets should focus on customer loyalty in order to generate net profitsTürkiye‘de perakendeciliğin özellikle de gıda perakendeciliğinin yapısı hızla değişmekte ve gelişmektedir. Süpermarketler, sürekli gelişim ve değişimin yaşandığı yüksek rekabet ortamında, farklılıklarını ve müşteri bağlılığını artırmak amacıyla, müşteri beklentilerini ölçmek ve müşterilerinin beklentileri doğrultusunda sundukları mal ve hizmetleri geliştirmeyi ve çeşitlendirmeyi hedeflemektedirler. Bu çalışmadaki amaç, Edirne ilinde faaliyet gösteren bir süpermarkete müşteri bağlılığını, keşifsel olarak analiz etmektir. Oliver‘ın (1999), dört Aşamalı Bağlılık Modeli (bilişsel- cognitive, duygusal-affective, arzusal-conative ve hareketsel-action), süpermarketlere olan bağlılığının ölçümünde benimsenmiş ve kullanılmıştır. 15 Ocak-15 Mayıs 2009 tarihlerinde, 400 müşteriye uygulanan anket verileri, SPSS 11.5 paket programında değerlendirilmiştir. Araştırma süpermarket müşterilerinin hangi bağlılık evresinde olduğunu keşfetmeye yöneliktir. Araştırma sonuçları, müşterilerin Edirne‘deki bir süpermarket zincirine olan bağlılıklarının bilişsel bağlılık evresinde olduğunu göstermektedir

    Türkiye'nin Güney Marmara Bölgesi'nden izole edilen Streptococcus pneumoniae suşlarında makrolid ve penisilin direnci ve makrolid direncinin moleküler özelliǧi

    Get PDF
    Aim: To determine the distribution of macrolide resistance genes as well as resistance rates in isolated Streptococcus pneumoniae strains from the southern Marmara region of Turkey. Materials and methods: Antimicrobial resistance rates and MIC values were determined by the E-test method in 300 Streptococcus pneumoniae isolates that were isolated from clinical samples. Resistance genes were determined by the polymerase chain reaction (PCR) method in erythromycin-resistant strains. Results: It was found that 11.4% of Streptococcus pneumoniae isolates were resistant to macrolides. The penicillin MIC value was >= 0.12 mu g/mL in 23% of the strains and 2 mu g/mL in 2% of the strains. The erm(B) genotype was observed in 58.8% of all macrolide-resistant strains, 38.2% were of the mef(A) genotype, and 3% were a combination of both genotypes. Conclusion: Based on the data from this study, it was concluded that the local resistance to antibiotics is not as high as that observed in other countries, and the erm(B) genotype was dominant in macrolide-resistant strains. Therefore, it is suggested that macrolide-group antibiotics still be included in treatment protocols.Son yıllarda Streptococcus pneumoniae suşlarında makrolid ve diğer antibiyotiklere giderek artan bir direnç oranı mevcuttur. Bu çalışmada Türkiye’de Güney Marmara Bölgesi’nden izole edilen S. pneumoniae suşlarında penisilin ve makrolidler için minimum inhibitör konsantrasyonlarının ve makrolid direnç mekanizmasının genetik dağılımının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Yöntem ve gereç: Çalışmada klinik örneklerden izole edilen 300 adet S. pneumoniae izolatında E test yöntemi ile antimikrobiyal direnç oranları ve MIK değerleri ve eritromisine dirençli izolatlarda ise PCR yöntemiyle direnç genleri tespit edildi. Çalışmada makrolid direnci % 11,4 oranında bulundu. Penisilin MIC değeri 0,12 μg/mL ve üzeri olan suşlar % 23 oranında, penisilin MIC değeri 2 μg/mL olan suşlar % 2 oranında bulundu. Makrolid dirençli izolatların % 58,8’inde erm(B) genotipi, % 38,2’sinde mef(A) genotipi, ve % 3’ünde her iki direnç genotipi birden tespit edildi. Sonuç: Bölgemizde izole edilen suşlarda antibiyotik direncinin yüksek olmadığı ve makrolid direnci olan suşlarda erm(B) tipi direnç geninin hakim olduğu görüldü. Bölgemizde direnç oranlarının yüksek olmaması nedeniyle tedavi protokolünde makrolid grubu antibiyotikler kullanılabilir

    Isolated subclinical right ventricle systolic dysfunction in patients after liver transplantation

    Get PDF
    Although hemodynamic alterations in end-stage liver disease (ESLD) and its association with porto-pulmonary hypertension have been well-established, the long-term effects of ESLD on RV systolic function in patients without porto-pulmonary hypertension remain disregarded. Here we aimed to assess the long-term effect of ESLD on RV function and its relationship with the use of NSBBs and clinical, laboratory and imaging parameters in end-stage liver disease. The use of NSBBs is still controversial due to concerns about reduced cardiac contractility and the possibility of increased mortality. Thirty-four liver transplant recipients were included. Demographic characteristics, laboratory and baseline echocardiography measures were obtained. Patients were recalled for transthoracic echocardiographic evaluation after transplantation. Right ventricle dysfunction was identified by having at least one value below the reference levels of RV S', or TAPSE. Isolated subclinical RV dysfunction was observed at 20.6% of the sample population. The present study demonstrates hemodynamic circulation in cirrhosis and increased preload and afterload might have long-term effects on RV function, even the lack of porto-pulmonary hypertension. These findings underline the significance of cardiac function follow-up in cirrhotic patients after transplantation. In this study, patients treated with propranolol seemed to have better RV function and less gastrointestinal bleeding. We speculated that preoperative propranolol treatment might help preserve RV function by providing RAS suppression, improving endothelial function and hyperdynamic circulation seen in ESLD. This potential protective relationship between the use of propranolol and RV function might improve mortality or graft-failure during OLT and after liver transplantation in patients with cirrhosis

    Sağlık sektöründeki mal ve hizmetler için yapılan reklamların hukuksal boyutunun Türkiye’deki durumu

    No full text
    Bu çalışmamız, sağlık hizmetlerinde yapılan reklamlar ve bu reklamların ülkemizdeki hukuksal boyutunun ne olduğunu araştırmak amacıyla yapılan bir çalışmadır. Literatür taramasıyla gerçekleşen bu çalışmamız, son yıllarda artan sağlıkta reklam tartışmalarına farklı açılardan bakan ve değişik görüşlere yer veren bir çalışmadır. Sağlık hizmetleri kişilerin sağlığının korunması, tanı, tedavi ve bakım için kişisel ve kurumsal olarak kamu ya da özel şahısların vermiş olduğu hizmetler olarak tanımlanabilir. Sağlık hizmeti veren birçok kuruluş vardır. Hastaneler sağlık hizmeti veren kuruluşların başında gelmektedir. Rekabet koşulları içinde çalışan endüstri ve hizmet işletmelerinde pazarlama temel bir fonksiyon olarak görülmesine rağmen, sağlık hizmeti sunan hastaneler için yeni bir olgudur. Ülkemizde son beş yıl içinde kurulan ve batı standartlarını tutturan modern hastanelerin hizmete girmesiyle birlikte, sağlık hizmetini belli bir kalitede ve anında karşılayabilmek amacıyla yüksek fiyatlar ödemeyi göze alan bir kesimin varlığı ortaya çıkmıştır. Bu kesimin ihtiyacını karşılamayı hedef alan hastaneler arasında rekabet başlamış ve hastaneler, bu potansiyel kitleyi kendi bünyelerinde bulunan hizmetlere yönlendirebilmek amacıyla pazarlama stratejileri kullanmaya başlamışlardır. Reklam bu stratejilerin en başında gelmektedir. Ülkemizde, sağlıkta reklam yapılması tamamen yasaktır. Oysa Avrupa Ekonomik Topluluğuna dahil birçok ülkede sağlıkta reklam yapılmasının belirli kuralları vardır. Avrupa Ekonomik Topluluğu’nda, reklamların doğru ve dürüst olması ilkesi benimsenmiştir. Türkiye’de Sağlık Mevzuatı, sağlık alanını diğer ticari kuruluşlardan ayırmakta, sağlıkta reklama yasaklamalar getirmekte ve haksız rekabeti önlemeye çalışan maddeler içermektedir. Ancak tüm bu yasaklamalara rağmen sağlıkta reklam uygulamalarının her geçen gün arttığını görmekteyiz. Sağlıkta tanıtım ihlallerinin artması ve yasakların delinmesi bu konunun önemini ve irdelenmesi ihtiyacını arttırmıştır. SUMMARY This study is a study performed on the purpose of searching advertisements in health services and what the legal dimension of these advertisements in our country is. Our study, realising with literature search, looks at advertisement debates rising in recent years in health from different perspertives and reflects various point of views. Health services can be defined as health protection of individuals, as services that public or private entities ensure via individual or corpate for diagnosis, treatment and healthcare. There are a lot of institutions giving health service. Hospitals are heading institutions giving health service. Although working industry in competitive environment and marketing in service institutions are seen as a basic function, it is a new phenomenon for hospitals serving health service.By the help of established modern hospitals and operating with west standards in last five years in Turkey, a group willing to pay high fees for compensation of health service at a certain level and instantly has emerged. The competition has began within hospitals targeting to meet needs of this group and hospitals has started to use marketing strategies in order to direct this potential group to services existing in their bodies. The advertisement is heading of these strategies. In our country, advertising in health is totally forbidden. However, in many countries inside European Economic Society there are certain rules of advertising in health. In European Economic Society, the principal of advertisements beeing right and honest is accepted. In Turkey, Health Legislation takes health sector apart from other commercial institutions, puts prohibitions to advertising in health and contains articles aiming to prevent unfair competition. Although all of these forbiddings in health, we see increasing advertisement applications in health every passing day. Rising presantation infringements and passing prohibitions in health increase the importance of this subject and the necessity of emphasizing on it

    Sağlık sektöründeki mal ve hizmetler için yapılan reklamların hukuksal boyutunun Türkiye’deki durumu

    No full text
    ÖZETBu çalışmamız, sağlık hizmetlerinde yapılan reklamlar ve bu reklamların ülkemizdeki hukuksal boyutunun ne olduğunu araştırmak amacıyla yapılan bir çalışmadır. Literatür taramasıyla gerçekleşen bu çalışmamız, son yıllarda artan sağlıkta reklam tartışmalarına farklı açılardan bakan ve değişik görüşlere yer veren bir çalışmadır.Sağlık hizmetleri kişilerin sağlığının korunması, tanı, tedavi ve bakım için kişisel ve kurumsal olarak kamu ya da özel şahısların vermiş olduğu hizmetler olarak tanımlanabilir. Sağlık hizmeti veren birçok kuruluş vardır. Hastaneler sağlık hizmeti veren kuruluşların başında gelmektedir. Rekabet koşulları içinde çalışan endüstri ve hizmet işletmelerinde pazarlama temel bir fonksiyon olarak görülmesine rağmen, sağlık hizmeti sunan hastaneler için yeni bir olgudur. Ülkemizde son beş yıl içinde kurulan ve batı standartlarını tutturan modern hastanelerin hizmete girmesiyle birlikte, sağlık hizmetini belli bir kalitede ve anında karşılayabilmek amacıyla yüksek fiyatlar ödemeyi göze alan bir kesimin varlığı ortaya çıkmıştır. Bu kesimin ihtiyacını karşılamayı hedef alan hastaneler arasında rekabet başlamış ve hastaneler, bu potansiyel kitleyi kendi bünyelerinde bulunan hizmetlere yönlendirebilmek amacıyla pazarlama stratejileri kullanmaya başlamışlardır. Reklam bu stratejilerin en başında gelmektedir. Ülkemizde, sağlıkta reklam yapılması tamamen yasaktır. Oysa Avrupa Ekonomik Topluluğuna dahil birçok ülkede sağlıkta reklam yapılmasının belirli kuralları vardır. Avrupa Ekonomik Topluluğu’nda, reklamların doğru ve dürüst olması ilkesi benimsenmiştir. Türkiye’de Sağlık Mevzuatı, sağlık alanını diğer ticari kuruluşlardan ayırmakta, sağlıkta reklama yasaklamalar getirmekte ve haksız rekabeti önlemeye çalışan maddeler içermektedir. Ancak tüm bu yasaklamalara rağmen sağlıkta reklam uygulamalarının her geçen gün arttığını görmekteyiz. Sağlıkta tanıtım ihlallerinin artması ve yasakların delinmesi bu konunun önemini ve irdelenmesi ihtiyacını arttırmıştır. SUMMARYThis study is a study performed on the purpose of searching advertisements in health services and what the legal dimension of these advertisements in our country is. Our study, realising with literature search, looks at advertisement debates rising in recent years in health from different perspertives and reflects various point of views.Health services can be defined as health protection of individuals, as services that public or private entities ensure via individual or corpate for diagnosis, treatment and healthcare. There are a lot of institutions giving health service. Hospitals are heading institutions giving health service. Although working industry in competitive environment and marketing in service institutions are seen as a basic function, it is a new phenomenon for hospitals serving health service.By the help of established modern hospitals and operating with west standards in last five years in Turkey, a group willing to pay high fees for compensation of health service at a certain level and instantly has emerged. The competition has began within hospitals targeting to meet needs of this group and hospitals has started to use marketing strategies in order to direct this potential group to services existing in their bodies. The advertisement is heading of these strategies. In our country, advertising in health is totally forbidden. However, in many countries inside European Economic Society there are certain rules of advertising in health. In European Economic Society, the principal of advertisements beeing right and honest is accepted. In Turkey, Health Legislation takes health sector apart from other commercial institutions, puts prohibitions to advertising in health and contains articles aiming to prevent unfair competition. Although all of these forbiddings in health, we see increasing advertisement applications in health every passing day. Rising presantation infringements and passing prohibitions in health increase the importance of this subject and the necessity of emphasizing on it

    İşletmelerde insan kaynakları yönetimini etkinleştirmede iletişim sürecinin önemi

    No full text

    Handbook of Research on Learning in the Age of Transhumanism

    No full text
    corecore