Assessing the Urban Design Quality of Turkish Cities

The common characteristic of qualified urban spaces is that they offer an environment enriched with livability criteria, protecting and maintaining the elements of identity and offering flexibility and diversity compatible with the current conditions. Nowadays, the first condition of creating such qualified/successful urban spaces is to reflect the “urban design” processes on the urban spaces. Therefore, the present study aims to discuss the “urban design” quality (the level of success) of the Turkish cities shaped within the scope of urban plans. This discussion was performed using the urban design criteria determining and assessing the actors, which play an effective and relevant role in urban design and planning processes. The fuzzy multi-criteria decision-making (MCDM) method was used. By making use of the results of the present study, the conditions influencing the urban design aspect were re-discussed via current state analysis, and the foundation for a general assessment about the urban design quality of Turkish cities was established

Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Tezlerinin Atıf Analizi

This study analyzes the bibliometric features of the citations of master’s and doctoral dissertations completed at the Department of Information Management of Hacettepe University. Major findings of the study are as follows: The average number of dissertations completed at the Department per year was four. The most frequently used research method in the dissertations was survey. University libraries, public libraries, reading habits and user studies were the mostfrequently studied topics. Nilüfer Tuncer, İrfan Çakın and Yaşar Tonta were the advisors of 46% of all dissertations. Nilüfer Tuncer also served as a jury member most frequently. Monographs received 42% of all citations. On the other hand, journals, electronic publications, dissertations and other publications, such as unpublished manuscripts, received 39%, 12%, 4% and 3% of all citations, respectively. Türk Kütüphaneciliği (Turkish Librarianship), Resmî Gazete (Official Gazette), Journal of the American Society for Information Science & Technology, Library Trends and College & Research Libraries were among the most frequently cited journals. Yaşar Tonta was the most cited author. The mean half-life of sources cited in dissertations was 8.4 years.Çalışma Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümünde tamamlanan lisansüstü tezleri ve söz konusu tezlerin kaynakçalarındaki atıfları incelemektedir. Araştırma sonucunda elde edilen başlıca bulguları şu şekilde sıralamak olanaklı­dır: Bölümde yılda ortalama dört tez tamamlanmıştır. Tezlerde en sık başvurulan araştırma yöntemi betimlemedir. Tezlerde üniversite kütüphaneleri, halk kütüp­haneleri, okuma alışkanlığı ve kullanıcı araştırmaları konuları öne çıkmaktadır. Nilüfer Tuncer, İrfan Çakın ve Yaşar Tonta tezlerin %46 'sının danışmanlığını yap­mışlardır. Birçok tezin danışmanlığını yapmış olan Nilüfer Tuncer aynı zamanda en fazla jüri üyeliği görevinde bulunmuştur. Tezlerdeki atıfların %42 ’si kitaplara, %39’u dergilere, %12’si elektronik yayınlara, %4’ü tezlere, %3’ü ise diğer ya­yınlara yapılmıştır. En çok atıf yapılan dergiler arasında Türk Kütüphaneciliği, Resmî Gazete, Journal of the American Society for Information Science & Tech­nology, Library Trends ve College & Research Libraries dergileri başta gelmek­tedir. En sık atıf yapılan yazar Yaşar Tonta’dır. Tezlerde atıf yapılan kaynakların yarı yaşamı 8,4 yıl olarak saptanmıştır

Bireysel Yatırımcıların Yatırım Kararlarında Davranışsal Finansın Rolü: Aydın İli Örneği

Günümüzde tasarruflarını çeşitli yatırım araçlarında değerlendirmek isteyen birçok yatırımcı, yatırım karalarını kendisi almaktadır. Geleneksel finans teorisi; yatırımcıların bu kararları alırken rasyonel davrandığını söylemekte yatırımcıların psikolojik durumlarını ve çevresel faktörleri dikkate almamaktadır. Oysaki bu kararların her durumda rasyonel bir şekilde alındığını varsaymak bazı durumların açıklanmasında yetersiz kalmaktadır. Piyasalarda oluşan bazı fiyat dalgalanmalarının ve bazı anomalilerin açıklanmasında davranışsal faktörlerin rol oynadığını söyleyen davranışsal finans yaklaşımı bu noktada devreye girmektedir. Bu yaklaşımda; yatırımcıların kararlarını alırken rasyonellikten uzaklaşmasında, davranışların ve başka faktörlerin etkili olabileceği belirtilmektedir. Bireysel yatırımcıların yatırım kararlarını alırken her zaman rasyonel davranmadıkları; psikolojik faktörler, kişisel özellikler, içinde bulunulan toplum gibi birçok farklı faktörün kararlar üzerinde rol oynayabildiği prensibine dayanmaktadır. Bu çalışmanın amacı; bireysel yatırımcıların kararlarını alırken, bu kararlar üzerinde davranışsal finansın çeşitli eğilimlerinin etkili olup olmadığını ortaya koymaktır. Bireysel yatırımcılar çalışmanın ana kütlesini oluştururken, Aydın ilindeki bireysel yatırımcılar ise çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Davranışsal finans eğilimlerinin yatırım kararları üzerindeki etkisini ortaya koymak anket yöntemi kullanılmış ve Aydın ilindeki 320 kişiye anket uygulanmıştır. Verilerin analizine geçilmeden içsel tutarlık ve güvenirlik analizleri yapılmıştır. Ardından frekans tabloları verilmiş, değişkenleri sınıflandırma ve sayısını azaltmak için faktör analizi yapılmış, oluşan faktörler üzerinden t testleri ve çoklu karşılaştırma testi yapılarak dikkate değer bulgular yorumlanmıştır. Elde edilen bulgular; yatırımcıların davranışsal finans eğilimlerinden aşırı iyimserlik eğilimi, belirsizlikten kaçınma eğilimi, muhafazakârlık eğilimi, hataları yanlış değerlendirme eğilimi, sürü davranışı eğilimi, kumarbaz yanılgısı eğilimi, aşırı güven eğilimi, yanlı kendine atfetme eğilimi, kayıptan kaçınma eğilimi, momentum eğilimi, haber avcıları eğilimi, temsil etme eğilimi gibi eğilimler yatırım kararlarını etkilerken; pişmanlıktan kaçınma eğilimi ve demirleme eğilimlerinin etkisinin ise düşük olduğu görülmüştür. Bu etkilenmenin cinsiyete göre farklılık göstermediği de görülmüştür. Bu sonuçlar; Aydın ilindeki yatırımcıların yatırım kararlarını alırken, davranışsal finans eğilimlerinin bir çoğundan etkilendikleri, yatırım kararları üzerinde davranışsal finans teorisindeki bilişsel, duygusal, psikolojik ve sosyal eğilimlerin etkilerinin olduğunu göstermektedir

Türkiye’de Muhasebe Eğitiminin Dünü Bugünü ve Geleceği

Bu çalışmada muhasebe eğitimi geçmişte nasıldı, yaşanan gelişmeler karşısında nasıl değişti bunlar belirlenmeye ve geleceğin muhasebe eğitimi nasıl olmalı bu soruya cevap aranmaya çalışılmıştır. Dünyada tüm kuruluşlar ve bireylerin içinde yer aldıkları finansal sistem içerisinde iletişim muhasebe sürecinin çıktıları olarak nitelendirebileceğimiz finansal ve finansal olmayan raporlar aracılığı ile sağlanır. Muhasebe eğitiminden beklenti de; - Bu raporların hazırlanması (Finansal Raporlama) - Doğru kararlar alınmasının desteklemesi amacıyla bu raporların analiz edilmesi (Finansal Analiz), - Bu raporlara duyulan güven seviyesinin arttırılması amacıyla raporların denetlenmesi, (Denetim) - İşletmelerde üretilen ürün ve hizmetlerin maliyetlerinin belirlenmesi (Maliyet Muhasebesi), - İşletmelerin finansal açıdan doğru kararlar alabilmeleri için maliyet bilgilerinin yönetimin finansal kararlarında kullanılabilmesi (Yönetim Muhasebesi), - İşletmelerin finansal ve finansal olmayan hedeflerine ulaşabilmesi amacıyla risklerin belirlenmesi ve tehditlere karşı önlemler alınması (İç Kontrol), - İşletmeye duyulan güven seviyesinin korunması ve geliştirilmesi, işletmelerin gelişmelere uyum kapasitelerinin arttırılması (İç Denetim) yukarıda belirtilen gereksinimleri karşılayabilmesidir. Günümüzü teknoloji çağı olarak nitelendirmemiz nedeniyle teknolojik gelişmelerin bu süreçlere entegre edilebilmesi, karar destek sistemlerinden faydalanılması muhasebe eğitiminin yaşanan teknolojik gelişmelere paralel ilerlemesi açısından ve eğitimde sürekliliğin sağlanmasında büyük önem taşımaktadır

Determining pull - out deformations of bonded metal anchors embedded in concrete by means of photogrammetry

Chemical anchorages are applied in many engineering implementations, particularly strengthening of reinforced concrete structures. During strengthening procedure; chemical anchorages should be tested, since they supply to transfer the load between existing construction elements and newly added elements. Therefore; the study of the quality of chemical anchorages is an important issue in construction materials science. In this context; the most important experiment is to determine the pull-out loads of embedded anchorage reinforcement by applying axial loads. In this study; it is aimed to determine the displacements of steel reinforcements, embedded into concrete by using chemical anchorages, while applying axial pulling loads. In order to determine the displacements and load - deformation graphs; starting conditions and every 10 bar pressure applied conditions of the steel reinforcements were captured by the cameras. The obtained images were evaluated by using photogrammetric software. Based on the photogrammetric post-processing results, the load - deformation graphs were plotted and the loads at loss of adhesion were determined.Publisher's Versio

Self-reported antibiotic stewardship and infection control measures from 57 intensive care units: An international ID-IRI survey

Infection control; Multidrug resistance; StewardshipControl de infección; Resistencia a múltiples fármacos; AdministraciónControl d'infecció; Resistència a múltiples fàrmacs; AdministracióWe explored the self-reported antibiotic stewardship (AS), and infection prevention and control (IPC) activities in intensive care units (ICUs) of different income settings. A cross-sectional study was conducted using an online questionnaire to collect data about IPC and AS measures in participating ICUs. The study participants were Infectious Diseases–International Research Initiative (IDI-IR) members, committed as per their institutional agreement form. We analyzed responses from 57 ICUs in 24 countries (Lower-middle income (LMI), n = 13; Upper-middle income (UMI), n = 33; High-income (HI), n = 11). This represented (~5%) of centers represented in the ID-IRI. Surveillance programs were implemented in (76.9%−90.9%) of ICUs with fewer contact precaution measures in LMI ones (p = 0.02); (LMI:69.2%, UMI:97%, HI:100%). Participation in regional antimicrobial resistance programs was more significantly applied in HI (p = 0.02) (LMI:38.4%,UMI:81.8%,HI:72.2%). AS programs are implemented in 77.2% of institutions with AS champions in 66.7%. Infectious diseases physicians and microbiologists are members of many AS teams (59%&50%) respectively. Unqualified healthcare professionals(42.1%), and deficient incentives(28.1%) are the main barriers to implementing AS. We underscore the existing differences in IPC and AS programs’ implementation, team composition, and faced barriers. Continuous collaboration and sharing best practices on APM is needed. The role of regional and international organizations should be encouraged. Global support for capacity building of healthcare practitioners is warranted

The effect of ellagic acid on the repair process of periodontal defects related to experimental periodontitis in rats

Objective: This study aims to evaluate the effect of ellagic acid (EA) by measuring the levels of alveolar bone resorption and inflammatory and oxidative stress markers in the periodontal tissues and serum on the periodontal repair process related to experimental periodontitis in rats. Methodology: Forty Wistar rats were divided into four study groups as follows: Group 1=healthy control (n=10); Group 2=EA control (15 mg/kg)(n=10); Group 3=periodontitis (n=10); Group 4=periodontitis+EA (15 mg/kg) (n=10). The periodontitis model was established by ligating bilateral mandibular first molars for 14 days. Then, rats were given normal saline or EA for another 14 days by gavage administration. Serum and gingiva myeloperoxidase (MPO) activity, 8-hydroxydeoxyguanosine(8-OHdG), and glutathione (GSH) levels were analyzed by ELISA. İmmunohistochemical analysis was used to detect Interleukin (IL)-6, IL-10, and tumor necrosis factor-alpha (TNF-α) immunoreactivities in the periodontal tissues. Alveolar bone loss (ABL) and attachment loss (AL) was evaluated by histomorphometry analysis. Results: ABL and AL were statistically higher in group 3 than in groups 1, 2 and 4 and in group 4 than in groups 1 and 2 (p<0.05). MPO activities in gingival tissue and serum were significantly increased in group 3 compared to groups 1 and 2 (p<0.05). Significantly higher serum GSH levels, lower gingiva, and serum 8-OHdG levels, and MPO activity were observed in group 4 compared to group 3 (p<0.05). Rats with periodontitis (group 3) expressed significantly higher immunoreactivities of IL-6 and TNF-α and lower IL-10 immunoreactivity compared to those other groups (p<0.05). IL-6 and TNF-α immunoreactivities significantly decreased and IL-10 immunoreactivity increased in group 4 after the use of EA compared to group 3 (p<0.001). Conclusions: Our findings showed that EA provides significant improvements on gingival oxidative stress and inflammatory markers and alveolar bone resorption in the repair process associated with experimental periodontitis. Therefore, EA may have a therapeutic potential on periodontitis

Malondialdehyde levels and total antioxidant capacity in the dental follicles of the asymptomatic impacted third molars

Objectives: Malondialdehyde (MDA), is one of many low molecular weight end products of lipid peroxidation (LPO), increases in oxidative stress. Antioxidants such as total antioxidant capacity (TAC) have a protective effect against reactive oxygen species. The aim of this study is to examine the development of the antioxidant defense mechanism in dental follicles (DF) of radiologically asymptomatic impacted third molars (ITM) by using MDA and TAC.Materials and Methods: This study involved 40 DF of 40 patients referred for clinically and radiographically asymptomatic ITM. 40 healthy gingival tissues in the same patients obtained during surgical removal of teeth as a control group. This study involved DF widths on periapical radiographs narrower than 2.5 mm were included in the study. All of tissues samples were analyzed for MDA and TAC.Results: Levels of the MDA and TAC in DF were significantly higher than the levels of MDA and TAC provided from healthy gingival tissues of the same patients (p<0.05).Conclusions: The results of our study showed that an important antioxidant defense mechanism may also occur in DFs of asymptomatic ITM. In the light of these preliminary findings of the presented study, supplementary studies should be undertaken to establish the differences between inflammation affecting the DF and clinical outcomes