4 research outputs found

    Aydın İlinde (Türkiye) obstrüktif alt idrar yolu hastalıklı kedilerin klinikopatolojik özellikleri

    Get PDF
    The aim of this study was to retrospectively investigate the clinicopathological characteristics of cats with obstructive FLUTD in Aydin Province (Turkey) and the relationship of these features with short- (<36 hours) and long-term (≥36 hours) obstructions. A total of 27 adult cats of different breeds and ages with obstructive FLUTD were included in the study. Of these, 19 had short-term (Group 1), and 8 had long-term (Group 2) urethral obstruction history and clinical findings. Most of the cats with urethral obstruction were male, a mean age of 4.32±0.6 and cross-breed. Regarding the baseline characteristics, no obvious differences between the two groups. Besides localized symptoms such as dysuria, stranguria, oliguria/anuria, polysystemic findings such as dehydration, vomiting, and lethargy were statistically more frequent in the Group 2 cats compared to the Group 1. Pyuria, haematuria and proteinuria were the most common findings in the urinalysis. In cats with long-term obstruction (Group 2), azotemia and hyperkalemia were relatively severe and common. In conclusion, this study demonstrated that clinicopathological changes in cats with urethral obstruction are related to the duration of the obstruction. Considering the severity of both clinical findings and metabolic changes, emergency intervention in cats with urethral obstruction is of great importance.Bu çalışmanın amacı, Aydın ilinde (Türkiye) obstrüktif FLUTD'li kedilerin klinikopatolojik özelliklerini ve bu özelliklerin kısa (<36 saat) ve uzun süreli (≥36 saat) tıkanıklıklarla ilişkisini retrospektif olarak araştırmaktı. Çalışmaya obstrüktif FLUTD'li farklı ırk ve yaşlarda toplam 27 yetişkin kedi dahil edildi. Bunlardan 19'u kısa süreli (Grup 1) ve 8'i uzun süreli (Grup 2) üretral obstrüksiyon öyküsü ve klinik bulgularına sahipti. Üretral obstrüksiyonu olan kedilerin çoğu erkek, genç-orta yaşlı (ortalama 4.32±0.6) ve melezdi ve iki grup arasında temel özellikler açısından belirgin bir fark yoktu. Disüri, strangüri, oligüri/anüri gibi lokalize semptomların yanı sıra dehidratasyon, kusma ve letarji gibi polisistemik bulgular Grup 2'deki kedilerde Grup 1'deki kedilere göre istatistiksel olarak daha sıktı. . Piyüri, hematüri ve proteinüri idrar tahlilinde en sık görülen bulgulardı. Uzun süreli obstrüksiyonu olan kedilerde (Grup 2) azotemi ve hiperkalemi nispeten şiddetli ve yaygındı. Sonuç olarak, bu çalışma üretral obstrüksiyonu olan kedilerde klinikopatolojik değişikliklerin obstrüksiyonun süresi ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Hem klinik bulguların hem de metabolik değişikliklerin ciddiyeti dikkate alındığında üretra tıkanıklığı olan kedilerde acil müdahale büyük önem taşımaktadır

    Bir köpekte unutulmuş cerrahi spançın (gauzoma) ölümcül sonucu

    Get PDF
    Bu raporda bir köpekte overiyohisterektomi sonrası unutulmuş cerrahi spanç (gauzoma) olgusu sunuldu. Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne, 2,5 yaşlı kısırlaştırılmış, melez ırk dişi köpek bir haftadan beri devam eden abdominal ağrı, abdominal distensiyon, kusma, iştahsızlık, güçsüzlük ve yumuşak pis kokulu dışkılama şikayeti ile getirildi. Anamnez ve klinik semptomlar temelinde abdominal bir kitle veya akut pankreatitisden şüphelenildi, radyolojik ve ultrasonografik bulgular abdominal kitle şüphesini güçlendirdi. Üç günlük semptomatik ve destekleyici tedavi, hastada herhangi bir iyileşme sağlamadı. Sonrasında deneysel laparotomi ile gauzoma ve lokal peritonitis tanısı kesinleştirildi. Malasef köpek operasyon sırasında ex oldu. Hasta sahibi, köpeğe 1,5 yıl önce özel bir klinikte overiyohisterektomi yapıldığını bildirdi. Sonuç olarak, önceden ovariyohisterektomi uygulanmış, abdominal ağrı ve distensiyonun eşlik ettiği anormal kitleli dişi köpeklerde ayırıcı tanıda unutulmuş cerrahi spanç dikkate alınmalıdır.In this report, we present a case of gauzoma after ovariohysterectomy in a dog. A 2.5-year-old spayed female crossbred dog was referred to the Veterinary Teaching Hospital, Adnan Menderes University, with a seven-day history of abdominal pain, abdominal distension, vomiting, inappetence, weakness, and soft foul-smelling stool. Based on anamnesis and clinical symptoms, an abdominal mass or acute pancreatitis was suspected, radiographic and ultrasonographic findings strengthened the suspicion of an abdominal mass. Symptomatic and supportive treatment for three days did not provide any improvement. Gauzoma and localised peritonitis were finally diagnosed by the exploratory laparotomy. Unfortunately, the dog died during laparotomy. The owner noted that the dog had been overiohysterectomized in a private clinic 1.5 years ago. In conclusion, retained surgical sponge should be considered in the differential diagnosis of bitches with abnormal mass together with abdominal pain and distension which had previously been spayed

    Geographical and temporal distribution of SARS-CoV-2 clades in the WHO European Region, January to June 2020

    Get PDF
    We show the distribution of severe acute respiratory syndrome coronavirus-2 (SARS-CoV-2) genetic clades over time and between countries and outline potential genomic surveillance objectives. We applied three genomic nomenclature systems to all sequence data from the World Health Organization European Region available until 10 July 2020. We highlight the importance of real-time sequencing and data dissemination in a pandemic situation, compare the nomenclatures and lay a foundation for future European genomic surveillance of SARS-CoV-2

    The effect of dehydration on serum concentrations of some acute phase proteins in sheeps

    No full text
    Çeşitli yangı ve hastalık durumlarında sıvı alımının azalması ve/veya kaybının artması sonucu sıvı açıkları gelişmekte ve dehidrasyon şekillenmektedir. Dehidrasyonun serum AFP konsantrasyonları üzerine etkisi bilinmemektedir. Bu çalışmada dehidrasyonun serum AFP konsantrasyonları üzerine etkisinin ortaya konması amaçlandı. Araştırmanın hayvan materyalini 20 adet, sağlıklı 6-8 aylık yaşta, her iki cinsiyette koyunlar oluşturdu. Koyunlar randomize 4 eşit gruba (n=5) ayrılarak 7 gün süreyle takip edildi. Araştırma grupları; • Sistemik Yangı (SİSY): Tek doz sağ M. serratus cervisis kası içine 5 ml FCA uygulanarak ad libitum su ve yem verildi. • Dehidrasyon (DEH): Tek doz sağ M.serratus cervisis kası içine 5 ml plasebo %0,9 NaCl uygulandı ve art arda 5 gün su kısıtlanarak ad libitum yem verildi. • Sistemik Yangı + Dehidrasyon (SİSY+DEH): Tek doz sağ M.serratus cervisis kası içine 5 ml FCA uygulanarak sistemik yangı, art arda 5 gün süreyle de su kısıtlanarak dehidrasyon oluşturuldu. Bu süreçte yem ad libitum verildi. • Kontrol (KON): Tek doz M. sağ serratus cervisis kası içine 5 ml plasebo %0,9 NaCl uygulanarak ad libitum su ve yem verildi. Çalışma gruplarındaki koyunların günlük yem tüketimi, vücut ağırlık ölçümleri ve klinik muayeneleri yapılırken, kan örnekleri araştırmanın 0., 1., 3., 5., ve 7. günlerinde alındı. SİSY ve SİSY+DEH gruplarında serum Hp, SAA, Cp ve Fb konsantrasyonlarında anlamlı artışlar belirlendi. DEH grubunda ise yalnızca Hp konsantrasyonunda anlamlı bir artış saptandı. Sonuç olarak; koyunlarda dehidrasyonda serum Hp konsantrasyonunun artması nedeniyle dehidrasyonun tanı ve izlenmesinde bu biyobelirteçten yararlanılabileceği ve elde edilen tüm verilerin gelecekte yapılacak çalışmalarda referans olarak kullanılabileceği kanısına varıldı.KABUL ONAY i TEŞEKKÜR ii İÇİNDEKİLER iii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ v ŞEKİLLER DİZİNİ viii TABLOLAR DİZİNİ ix ÖZET x ABSTRACT xi 1. GİRİŞ 1 2. GENEL BİLGİLER 3 2.1. Vücut Sıvıları ve Homeokinezisi 3 2.2. Dehidrasyon 6 2.2.1. Dehidrasyonun Etiyolojisi ve Tipleri 6 2.2.2. Dehidrasyonun Patogenezi ve Sonuçları 8 2.2.3. Dehidrasyonlu Hastaların Klinik Değerlendirilmesi 10 2.3.Yangı 12 2.3.1. Sistemik Yangısal Yanıt Sendromu 14 2.4. Akut Faz Yanıt 16 2.4.1. Akut Faz Yanıtın Oluşumu 16 2.4.2. Akut Faz Yanıtın Fizyolojik Fonksiyonlara Etkisi 20 2.5. Akut Faz Proteinleri 21 2.5.1. Akut Faz Proteinlerinin Sınıflandırılması 21 2.5.2. Akut Faz Proteinlerinin Veteriner Hekimlikte Klinik Kullanımı 22 2.5.3. Koyunlarda Önemli Akut Faz Proteinleri 25 2.5.3.1. Haptoglobin 25 2.5.3.2. Serum Amiloid-A 26 2.5.3.3. Fibrinojen 27 2.5.3.4. Seruloplazmin 27 2.5.3.5. Albumin 28 3. GEREÇ VE YÖNTEM 29 3.1. Hayvan Materyali 29 3.2. Araştırma Deneysel Modelleri 30 3.2.1. Sistemik Yangı Modeli 30 3.2.2. Dehidrasyon Modeli 31 3.3. Araştırma Grupları 31 3.4. Muayene ve Değerlendirme Protokolleri 33 3.4.1. Klinik Muayeneler 33 3.4.1.1. Adaptasyon periyodunda klinik muayeneler 33 3.4.1.2. Araştırma periyodunda klinik muayeneler 33 3.4.2. Laboratuvar Analizleri 34 3.4.2.1. Adaptasyon periyodunda laboratuvar analizleri 34 3.4.2.2. Araştırma periyodunda laboratuvar analizleri 35 3.5. İstatistiksel Değerlendirme 36 4. BULGULAR 38 4.1. Klinik Bulgular 38 4.2. Laboratuvar Bulguları 41 4.2.1. Hematolojik Bulgular 41 4.2.2. Biyokimyasal Bulgular 44 5. TARTIŞMA 59 5.1. Sistemik Yangı Modeli 59 5.2. Dehidrasyon Modeli 60 5.3. Akut Faz Protein Konsantrasyonları 63 6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER 68 KAYNAKLAR 69 ÖZGEÇMİŞ 8
    corecore