969 research outputs found
Stabilization of a Calcareous Loess With Calcium Lignosulfonate and Aluminum Sulfate
This paper describes a promising method of stabilizing calcareous Wisconsin-age loess with a combination treatment of spent sulfite liquor and aluminum sulfate. The stabilization is thought to be due to formation of water-insoluble basic aluminum lignosulfonate in the compacted soil
Use of Phosphoric Acid and Furfuryl Alcohol for Soil Stabilization
This paper presents results of an investigation of the effects of phosphoric acid and furfuryl alcohol on the resistance and strengths of a clayey soil and of a sandy soil. Results indicate that greater water resistance and higher strengths can be obtained with both soils by using the admixtures. For the sandy soil, a certain optimum amount of phosphoric acid gives the maximum strengths for all furfuryl alcohol contents. The stabilization mechanism for the clayey soil is thought to be a combination of the formation of phosphoric gels and of a resin product of a furfuryl alcohol polymerization reaction. The mechanism for the sandy soil is the formation of the polymerization resin product
Use of Phosphates in Soil Stabilization
The use of phosphates for stabilizing soil to be used for road building is a new development. Lyons (1) apparently was one of the first to have appreciated the possibility. He reports that compacted plastic clay soils containing about 2 per cent phosphoric acid have greatly improved resistance to water and weathering, but he gives no explanation of the mechanism of soil-phosphoric acid stabilization. In agriculture it has been known for some time that phosphates are fixed in soil (2). It is also known that sodium phosphates may be used to disperse soils in water for particle size analysis (3). This paper presents a tentative explanation, based on limited experimental evidence, of the mechanism of soil stabilization with phosphates
Mesleki stresin iş tatminine etkisi: örgütsel desteğin aracılık rolü
Bu çalışma, “mesleki stres – iş tatmini ilişkisinde örgütsel desteğin aracılık rolü üstlendiğine” ilişkin görüşe deneysel destek sağlamak amacıyla yapılmıştır. Amaca ulaşmayı sağlayacak veriler, Türkiye’deki kürsü hakimleri ve savcılarının hedeflenen ana kütle (evren), yaklaşık 9000 hakim ve savcıyı barındıran bir sosyal paylaşım sitesinin üyeleri ise erişilebilen ana kütle (evreni) oluşturmuştur. “Seçtiği evren itibarıyla ilk çalışmalar arasında olduğu iddiası”, “benzer evren üzerinde çalışılacak başka araştırmalara alt yapı oluşturulabilme potansiyeli” ile “tanımlayıcı ve tümevarımsal istatistik tekniklerinin kullanılmış olması” çalışmanın özgünlüğüne ilişkin işaretler olarak kabul edilmektedir. Araştırmacı tarafından geliştirilen “mesleki stres ve örgütsel destek” ölçekleri ile “Minnesota İş Tatmini ölçeği” internet ortamında yayınlanarak erişilebilen evrenden veri toplanmıştır. Değerlendirmeye alınan 393 anket formunun erişilebilir evreni temsil şartlarını sağladığı değerlendirilmektedir. Ölçeklerin geçerlilik ve güvenilirlik koşullarını sağladıkları, keşfedici faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi ve cronbach alpha analizi ile ortaya konulmuştur. Daha sonra katılımcıların ölçeklerden aldıkları ortalama puanlar hesaplanmıştır. Son olarak da temel hipotezi sınamak için önce çoklu doğrusal regresyon analizi ve yol analizi yapılarak aracılık etkisi aranmıştır. Analiz sonuçlarına göre “örgütsel desteğin, mesleki stres – iş tatmini ilişkisinde aracı değişken olduğu” yönündeki temel hipotezi destekleyici bulgular elde edilmiştir
Soft biomimetic tapered babostructures for large-area antireflective surfaces and SERS sensing
Cataloged from PDF version of article.We report a facile fabrication method for the fabrication of functional large area nanostructured polymer films using a drop casting technique. Reusable and tapered silicon molds were utilized in the production of functional polymers providing rapid fabrication of the paraboloid nanostructures at the desired structural heights without the requirement of any complex production conditions, such as high temperature or pressure. The fabricated polymer films demonstrate promising qualities in terms of antireflective, hydrophobic and surface enhanced Raman spectroscopy (SERS) features. We achieved up to 92% transmission from the single-side nanostructured polymer films by implementing optimized nanostructure parameters which were determined using a finite difference time domain (FDTD) method prior to production. Large-area nanostructured films were observed to enhance the Raman signal with an enhancement factor of 4.9 x 10(6) compared to bare film, making them potentially suitable as freestanding SERS substrates. The utilized fabrication method with its demonstrated performances and reliable material properties, paves the way for further possibilities in biological, optical, and electronic applications
Pluronic polymer capped biocompatible mesoporous silica nanocarriers
A facile self-assembly method is described to prepare PEGylated silica nanocarriers using hydrophobic mesoporous silica nanoparticles and a pluronic F127 polymer. Pluronic capped nanocarriers revealed excellent dispersibility in biological media with cyto- and blood compatibilities. © 2013 The Royal Society of Chemistry
Tükenmişlik sendromunun örgütsel bağlılığı zayıflatıcı etkilerinin Malatya Merkez’de görev yapan hemşireler üzerinde incelenmesi
Bu çalışma hemşirelerin örgütsel bağlılık düzeylerinin düşüklüğünde
tükenmişlik düzeylerinin ne derece etkili olduğunu bulmak amacıyla
yapılmıştır. Çalışmanın evreni, Malatya İl Merkezi’nde bulunan kamuya ait
hastanelerde çalışan hemşirelerdir. Amacı gerçekleştirmek için evren
içerisinde yer alan 1172 hemşireden 288’ine anket uygulanmıştır. Anketin
içeriğinde, Allen-Mayer’in geliştirdiği “Örgütsel Bağlılık Ölçeği” ve
“Maslach Tükenmişlik Envanteri” yer almaktadır. Araştırma sorularına
cevap verebilmek için korelasyon, regresyon ve yol analizi yapılmıştır.
Analizler için SPSS 19.0 ve LISREL 8.8 programlarından yararlanılmıştır.
Sonuç olarak, “tükenmişliğin tüm boyutlarının örgütsel bağlılığın tüm
boyutları üzerinde negatif yönde etkili olduğu” bulgusuna erişilmiştir
Örgütsel bağlılığın belirleyicisi olarak liderlik: sağlık çalışanları örneği
liderlik davranışlarının işletmelerindeki insan kaynaklarının örgütsel bağlılıklarını artırmada etkili olduğu pek çok
araştırma sonucunda ortaya koyulmuştur.
Bu çalışmada, çalışanların liderlik algıları ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda,
öncelikle yönetsel ve Dönüşümcü liderlik tarzları ve örgütsel bağlılık kavramı alt boyutlarıyla kısaca incelenerek konunun
kavramsal çerçevesi oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın araştırma kısmında ise; Tunceli ve Malatya devlet hastanelerinde görev
yapan toplam 148 yardımcı sağlık personelinden (ebe, hemşire, sağlık memuru, biyolog, laborant, röntgen teknisyeni ve diyetisyen)
toplanan veriler, istatistikî analize tabii tutulmuştur. Araştırmanın sonucunda; “Yöneticilerin sergiledikleri liderlik tarzları
çalışanların bağlılıklarını gerçekten etkiler mi?” şeklinde belirlenmiş olan sorunun cevabının “evet” olduğu ortaya çıkmıştır. Liderlik
tarzlarından özellikle dönüşümcü liderliğin örgütsel bağlılık üzerinde güçlü bir etkisinin olduğu belirlenmiştir.
Araştırma sonuçlarının ve önerilerin, özellikle sağlık işletmeleri yöneticilerine, liderlik tarzlarının birlikte çalıştıkları insan
kaynağının örgütsel bağlılıklarını daha fazla artırma noktasında faydalı olacağına inanılmaktadır
Kurum imajının kurum kimliği açısından açıklanabilirliği: İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi örneği
Çalışma; “kurum imajının kurum kimliği açısından açıklanabilir olup olmadığını”
ortaya koymak üzere gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma evreni, İnönü
Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut ÖZAL Tıp Merkezi’nden ayakta tedavi hizmeti alan
hastalar ve hasta yakınlarından meydana gelmektedir. Örneklem, tesadüfi yöntemle
belirlenen 184 kişiden oluşmaktadır. Çalışma, yazın tarama ve gözlem sonucunda
oluşturulan anketin uygulanmasıyla tamamlanmıştır. Değerlendirme sonucunda, örnek
gurubunun hem kurum kimliğine ilişkin algıları hem de kurum imajına ilişkin algıları
yüksek bulunmuştur. Ayrıca kurum kimliği ile kurum imajı arasında pozitif yönde ve
güçlü bir korelasyon tespit edilmiştir (r = 0,784). İki değişken arasındaki çoklu
regresyon modeline göre de kurum imajının %71,2’sinin kurum kimliğini oluşturan
faktörlerce açıklanabildiği ortaya konulmuştur
- …