44 research outputs found

    The Intra-Pontide ophiolites in Northern Turkey revisited: From birth to death of a Neotethyan oceanic domain

    Get PDF
    The Anatolian peninsula is a key location to study the central portion of the Neotethys Ocean(s) and to understand how its western and eastern branches were connected. One of the lesser known branches of the Mesozoic ocean(s) is preserved in the northern ophiolite suture zone exposed in Turkey, namely, the Intra-Pontide suture zone. It is located between the Sakarya terrane and the Eurasian margin (i.e., Istanbul-Zonguldak terrane) and consists of several metamorphic and non-metamorphic units containing ophiolites produced in supra-subduction settings from the Late Triassic to the Early Cretaceous. Ophiolites preserved in the metamorphic units recorded pervasive deformations and peak metamorphic conditions ranging from blueschist to eclogite facies. In the non-metamorphic units, the complete oceanic crust sequence is preserved in tectonic units or as olistoliths in sedimentary mélanges. Geochemical, structural, metamorphic and geochronological investigations performed on ophiolite-bearing units allowed the formulation of a new geodynamic model of the entire "life" of the Intra-Pontide oceanic basin(s). The reconstruction starts with the opening of the Intra-Pontide oceanic basins during the Late Triassic between the Sakarya and Istanbul-Zonguldak continental microplates and ends with its closure caused by two different subductions events that occurred during the upper Early Jurassic and Middle Jurassic. The continental collision between the Sakarya continental microplate and the Eurasian margin developed from the upper Early Cretaceous to the Palaeocene. The presented reconstruction is an alternative model to explain the complex and articulate geodynamic evolution that characterizes the southern margin of Eurasia during the Mesozoic era. Keywords: Intra-Pontide suture zone, Central Pontides, Northern Turkey, Ophiolites, Neotethys Ocean, Geodynamic

    the intra pontide suture zone in the tosya kastamonu area northern turkey

    Get PDF
    ABSTRACTWe present the first detailed geological map of the tectonic units documented in the easternmost branch of the Intra-Pontide suture (IPS) zone in the Tosya-Kastamonu area (Northern Turkey). The Main Map is at 1:50,000 scale and covers an area of about 350 km2. It derived from 1:25,000 scale classic field mapping and represents a detailed overview of the complexities documented in the IPS zone, a tectonic nappe stack originating from the closure of the Intra-Pontide Oceanic basin and the subsequent collision between the Istanbul-Zonguldak terrane and the Sakarya composite terrane. The map shows the orientations of superposed foliations, fold axes and mineral lineations on the basis of geometric cross-cutting relationships documented within the five tectonic units of the IPS zone and provides information on its present-day architecture resulting from activity of the North Anatolian Fault

    MUŞ-KIZILAĞIÇ METAGRANİTİNİN BAŞKALAŞIMI VE YAŞI

    No full text
    Bitlis metamorfitleri içine Orta Devoniyen ile Alt Permiyen arasında yerleşmiş bulunan Muş-Kızılağıç lökograniti Alt Türoniyende (95 my), içinde bulunduğu kıtasal kabuğun sıkışması ile kataklastik metamorfizmaya uğramıştır. Orta basınç, düşük/orta sıcaklıkta gerçekleştiği düşünülen bu metamorfizma granitin ilksel mineralojik birleşimini ve dokusunu yer yer tümü ile silerek kuvars-feldispat-fengit gnaysların oluşumuna yol açmıştır. Üst Kampaniyende (75 my), Bitlis metamorfitlerinin üzerine yerleşen ofiyolit napı metagranitin gömülerek yeniden ısınmasına neden olmuştur

    KÜTAHYA-BOLKARDAĞ KUŞAĞININ JEOLOJİSİ

    No full text
    Kütahya-Bolkardağ Kuşağı Torit-Anatolit Tektonik Biriminin alt birimlerinden biridir ve Ege Denizinden Hınzır Dağlarına kadar uzanır. Kuşak Neotetis'in İzmir-Ankara Okyanusal Kolu'nun kapanması ile oluşan çok sayıdaki tektonik dilimden meydana gelmiştir. Bu tektonik dilimleri i- İzmir-Ankara Okyanusal litosferine ve yığışım prizmasına ait kayaları (İzmir-Ankara Ofiyoliti ve ofiyolitli melanjı), ii- Torit-Anatolit kıtası kuzey kenarında, kıta kenarına yerleşen birimler önünde gelişmiş bloklu ve düzenli fliş çökellerini ve iii- Torit-Anatolit Platformunun kuzey kenarına ait yüksek basınç metamorfizmalı çökel istifleri içerir. Menderes Masifinin kuzey ve doğu kenarını çevreleyen Kütahya-Bolkardağ Kuşağına ait birimlere Masifin içinde ve üzerinde dilim ve klipler, güneyinde ise nap parçaları olarak rastlanabilir. Büyük allokton kütleler veya melanj ve fliş içinde bloklar halinde gözlenen İzmir- Ankara Okyanusu birimleri bir ofiyolit dizisinin tüm elemanlarını kapsarlar. Volkanik kayalardan elde edilen yaşlar ve jeokimyasal bulgular en yaşlı okyanusal volkanizmanın Karniyen'de başladığını, "okyanus adası tipi" volkanitlerin Bajosiyen-Apsiyen süresince geliştiğini, okyanus ortası sırt tipli bazaltların (MORB) Aaleniyen'den Turoniyen'e kadar püskürdükleri, dalma-batma zonu üstü özellikli en yaşlı volkanizmanın Albiyen'de başladığı ve Senomaniyen'e kadar sürdüğünü ve okyanusal bir yayın geliştiğini ortaya koymaktadır. Melanja ait tektonik dilimler ve bloklar büyük çoğunlukla yüksek basınç /düşük sıcaklık (YB/DS) metamorfizması geçirmişlerdir. Bloklu ya da düzenli olistostromlar Torit-Anatolit pasif kıta kenarı üzerinde, ofiyolit napları önünde açılan fliş basenlerinde gelişmişlerdir. Pasif kenarın yamaç birimlerinde bulunan en genç kayalar orta Maastrihtiyen, bunların üzerinde başlayan ofiyolit kırıntılı fliş birimlerinde saptanan en genç bloklar Kampaniyen yaşı vermektedir. Torit-Anatolit biriminin kıta kenarı istifleri de Kütahya-Bolkardağ Kuşağı birimleri içinde kısmen dalma-batmadan etkilenmiş ve YB/DS metamorfizmalı blok ve dilimler halinde yer almaktadır. Bu istifler Afyon yöresinde Prekambriyen temel üzerinde Üst Permiyen ile başlar. Konya yöresinde ise Devoniyen karbonat platformu istifleri Karbonifer'de volkanizmalı bir yayardı basen istifi ile örtülürler. Tüm kuşak boyunca erken Üst Permiyen daha yaşlı birimleri açısal uyumsuzlukla örter. Bu uyumsuzluk Torit-Anatolit Platformunda bir Varisken olayın temsilcisi olarak değerlendirilmiştir. Daha yaşlı birimler üstünde volkanizmalı karasal çökellerle başlayan Erken Triyas istifleri Anisiyen'den itibaren denizel karbonatlara geçer. İzmir-Ankara Okyanus kolunun riftleşmesinin ilk aşaması ürünü olarak değerlendirilen bu istiflerde bazı dilimlerde Ladiniyen'de ilk derin deniz çökelleri yer alır. Torit-Anatolit Platformunun en kuzeyinden türeyen alloktonlarda Karniyen ve sonrasında sadece yamaç çökelleri ve geçişli okyanus kabuğu volkanitleri gözlenirken, iç platforma ait alloktonlarda Ladiniyen-Alt Kretase istifleri kalın platformal karbonatlarla temsil edilir. Platformal istiflerden daha derin pelajik çökellere geçiş dış platform kökenli alloktonlarda Malm, iç platform kökenlilerde ise Absiyen yaşındadır. Bu geçiş, platform kenarının çökmeye başlamasının verisi olarak değerlendirilmiştir. YB/DS metamorfizmalı platform kenarı-yamaç istiflerinin varlığı Torit- Anatolit kıtasal kabuğunun incelmiş kuzey kenarının İzmir-Ankara dalma-batma zonunda çok derinlere kadar daldığının göstergesidir. Kütahya-Bolkardağ Kuşağında ilk evreye ait sıkışma, dilimlenme ve nap yerleşimi Orta Paleosen öncesinde duraklamış olmalıdır. Orta Paleosen-Orta Eosen sırasında Torit-Anatolit Platformu üstünde kalık basenlerde karasal ve sığ denizel molas tipi çökellere rastlanır. Temel birimlerinin yer yer Orta Eosen karbonatlarının üzerine itilmesi kuşak boyunca ikinci bir sıkışma döneminin işaretcisidir

    BATI TOROSLARIN (SANDIKLI GB'Sİ, AFYON) GEÇ NEOPROTEROZOYİK VE ERKEN PALEOZOYİK YAŞLI BİRİMLERİNİN JEOLOJİSİ VE PETROGRAFİSİ

    No full text
    Orta ve Batı Torosların birleştiği bölgede, Sandıklı ilçesi ile Karadirek, Başağaç, Akharım, Taşoluk kasabaları civarında yer alan çalışma alanında Geç Neoproterozoyik yaşlı Sandıklı temel kompleksi, Erken Paleozoyik ve Mesozoyik yaşlı örtü birimleri ayrılmıştır. Sandıklı temel kompleksi alttan üste doğru Güvercinoluk formasyonu ve Kestel çayı porfiroid birliğinden; Erken Paleozoyik yaşlı örtü birimleri ise Göğebakan, Hüdai, Çaltepe ve Seydişehir formasyonlarından oluşmaktadır. Sandıklı temel kompleksi, Sandıklı İlçesinin güneybatısında KKB -GGB gidişli devrik bir antiformal yapı oluşturmaktadır. Sandıklı teme! kompleksinin metasedimenter kayaçları, Güvercinoluk formasyonu olarak, meta-magmatik kayaçları İse Kestel çayı porfiroid birliği olarak tanımlanmıştır. Kestel çayı porfiroid birliği, meta-riyolit/meta-dasitler ile meta-kuvars porfir dayklarından oluşmaktadır. Kestel çayı porfiroid birliğine ait meta-kuvars porfir daykları, Sandıklı temel kompleksinin metasedimenîer kayaçlarını (Güvercinoluk formasyonu) ve çekirdeği oluşturan meta-riyolit/meta-dasitleri kesmektedir. Sandıklı temel kompleksini uyumsuz olarak üzerleyen Erken Kambriyen yaşlı Göğebakan formasyonu, üste doğru Hüdai formasyonunun Celiloğlu üyesi ile geçişlidir. Geçiş aralığında tanımlanan iz fosillerine göre, birimin yaşı Tommotiyen (Erken Kambriyen)'e kadar inmektedir. Celiloğlu üyesi yeşil renkli meta-çamurtaşı/meta-siltaşı ve yeşil, bej renkli meta-kumtaşı ardalanmasından oluşmaktadır ve üste doğru Örenkaya Kuvarsit üyesine uyumlu olarak geçer. Hüdai formasyonu, Erken - Orta Kambriyen yaşlı kahve renkli rekristalize dolomit ve pembe renkli yumrulu kireçtaşlarından oluşan Çaltepe formasyonu tarafından uyumlu olarak üstlenmektedir. İstif, üste doğru, yumrulu kireçtaşı bantları içeren ve dar bir alanda yüzeylenen ankimetamorfik miltaşı, şeyl ve kumtaşı içeren Orta Kambriyen - Erken Ordovisiyen yaşlı Seydişehir formasyonu İle uyumlu olarak devam etmektedir. Çalışma alanında belirlenen, Sandıklı Temel kompleksi ile Erken Kambriyen yaşlı örtü arasındaki uyumsuzluğun, Menderes masifinde somut olarak kanıtlanamayan "Ana Pan-Afrikan uyumsuzluğuna karşılık geldiği, Menderes masifi, Doğu Toroslar ve benzer birimlerin Gondvana kuzey kenarını temsil eden Kadomiyen temel'e ait parçalar olduğu düşünülmektedir

    BİTLİS METAMORFİTLERİNDE YENİ YAŞ BULGULARI

    No full text
    Henüz yürütülen çalışmaların bu aşamasında Bitlis Metamorfitleri'nde Devoniyen öncesi bir metamorfik temelin bulunduğu; bu temel üzerinde diskordansla yer alan şelf ortamına ait çökellerin en az ÜstTriyas'a değin uzandığı; Üst Triyas sonrası çökelme ortamına volkanotortullarm katıldığı ve tüm bu istifin içerisinde yer alan granitoyid kayaçlarla birlikte metamorfizma geçirdiği; metamorfizmasını daha önce tamamlamış okyanus kabuğu kökenli Senoniyen yaşlı kayaçların alana Üst Mestrihtiyen öncesi yerleştiği ve çalışma alanında metamorfitler üzerinde çökelmenin Üst Eosen sonrası sona erdiği saptanmıştır

    İDİŞ DAĞI -AVANOS ALANININ JEOLOJİSİ (NEVŞEHİR, ORTA ANADOLU)

    No full text
    İdiş dağı-Avanos alanı Nevşehir'in kuzeydoğusunda yer alır ve Orta Anadolu kristalen kompleksinin orta bölümünü temsil eder. Çalışma alanında temel birimlerini platform tipi metakarbonatlardan oluşan ve Orta Anadolu metamorfitlerinin üst bölümüne karşılık gelen olasıl Mesozoyik yaşlı Aşıgediği metamorfitleri teşkil eder. Kuvars siyenit, alkalifeldsparlı kuvars siyenit ve monzosiyenitlerden meydana gelen İdiş dağı siyenitoyidi bu metamorfitleri kesmiş ve kontakt metamorfizmaya yol açmıştır. Karanadır volkaniti İdiş dağı siyenitoyidini kesen dayklarla ve Göynük volkanoklastik olistostromu içindeki bloklarla temsil edilir. Göynük volkanoklastik olistostromu temel birimlerini uyumsuz olarak örter ve bu birimlere ait olistotitleri içerir. Birim En Üst Kretase-Alt Paleosen döneminde gelişmiş olan fay kontrollü ve gerilmeli bir basende çökelmiştir. Saytepe ve Asaftepe üyelerinden meydana gelen Alt Paleosen'in üstü-Üst Paleosen yaşlı Yeşilöz formasyonu karasal ve gölsel çökellerle temsil edilir.Sığ denizel (resifal) kireçtaşlarından oluşan Orta Eosen yaşlı Mucur formasyonu daha yaşlı birimler üzerinde transgressif aşmalıdır. Çalışma alanında Orta Eosende başlayan ve büyük çapta Erken Miyosen sonrasında etkili olan sıkışmalı rejim Orta Anadolu kristalen kompleksi birimlerinin güneyden kuzeye Tersiyer birimleri üzerine itilmesine ve kısmende sürüklenmesine yol açmıştır. İdiş Dağı alanında Neotektonik dönem Geç Miyosende başlamış olup bu dönemde etkili olan gerilmeli rejime bağlı olarak Orta Kızılırmak fay zonu tarafından kontrol edilen basenlerde Ürgüp ve Asarcık formasyonları çökelmiştir. Kuvaterner yaşlı Karataş volkanitleri, traverten oluşukları ve Kızılırmağın taraça çökelleri Orta Kızılırmak fayı denetiminde gelişen diğer birimlerdir

    ARMUTLU YARIMADASINDA (BATI PONTİDLER) ÜST TRİYAS KONODONTLARI

    No full text
    İznik'in kuzeydoğusunda, Elmalı köyü yakınında yapılan bir ön çalışmada eski araştırmalarda Paleozoyik yaşta olduğu öne sürülen metakırıntıların arasındaki rekristalize kireçtaşları içinde Üst Triyas konodontları saptanmıştır. Konodontların elde edilmesi ve tanımlanmasında alışılagelmiş yöntemler dışında yeni uygulamalardan yararlanılmıştır

    Crinoïdes eucladides juvéniles du Dévonien moyen de Turquie

    No full text
    Une micro-crinoïde eucladide (Eucladida Wright, 2017) est décrite de la Formation Yığınlı (Dévonien, Famennien, anticlinal Büyük Zap, région d’Hakkari, sud-est de la Turquie). Comparé à d’autres eucladides de même taille, ce spécimen est à un stade morphologique un peu plus avancé, avec des bras présents au moins jusqu’aux secundibrachiales. Le développement post-larvaire est une clé pour la compréhension des homologies au sein des clades de crinoïdes. Cependant, les crinoïdes paléozoïques de la taille de celles des micro-crinoïdes (≤ 2.0 mm) sont très rares. Ce spécimen est soit à un stage de développement très avancé pour sa taille ou bien les micro-crinoïdes typiques sont néoténiques.A microcrinoid-sized eucladid crinoid (Eucladida Wright, 2017) is described from the Yığınlı Formation (Devonian, Famennian) in the Büyük Zap Anticline in the Hakkari region of SE Turkey. Compared to other eucladids of similar size, the Yığınlı Formation specimen is at a quite advanced morphological stage with arms present through at least the secundibrachials. Early post-larval development is a key for understanding homologies among crinoid clades; however Paleozoic crinoids in the microcrinoid range (≤ 2.0 mm) are very rare. This specimen is either at a very advanced developmental stage for its size, or typical microcrinoids are neotenic.</p
    corecore