79 research outputs found
Interest Rate Smoothing and Macroeconomic Instability under Post-Capital Account Liberalization Turkey
This Working Paper studies how the interest rate policy of the Central Bank of the Republic of Turkey (CBRT) has evolved under the post-financial liberalization and deregulation era. Utilizing econometric methods on a generalized form of a Taylor Rule the authors search for the possible revelation of a variety of determinants of monetary policy with different objectives over 1994-2007. They find that over such an extended time horizon during which significant shifts in the macroeconomic environment have occurred, the CBRT’s almost exclusive focus on “interest rate smoothing” has not changed; and that the CBRT has not paid any attention to developments in national income. <p></p> This raises the question whether there is a deeper underlying structural constraint, binding the CBRT’s alleged “independence”. The authors trace the basics of this deep structural constraint to the nature of the global financial system restricting the ability of the central banks to pursue “independent” policy objectives.
Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutumları (İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Örneği)
This study intends to determine the attitudes of the students in the faculty of education towards profession of teaching. To this end, it is questioned whether “the attitudes of students towards the profession of teaching differ according to the variables including their gender, the type of the department/program they study, the order of the program in the UEE (University Entrance Examination) preference list, the socio-economic status (SES) of the neighborhood and family they live in, the grade they attend, type of schooling, and the reasons for choosing teaching profession”. The participants of the study comprise 593 students who are selected using rated cluster sampling method for the departments and rated element sampling method for the classes. All of the prospective teachers participating this study were administered the instrument for data collection. The instrument used to collect data in this study was the “Attitude Scale towards the Profession of Teaching”, a single-dimension Likert type scale with 5 points, originally developed by Üstüner (2006). A significant difference was observed between the attitudes of prospective teachers with intrinsic motivations towards the profession of teaching and those of latter teachers with extrinsic motivations towards the profession of teaching. Other variables for which significant differences were observed include gender, the type of the department/program they study, the order of the program in the UEE (University Entrance Examination) preference list, and the socio-economic status (SES) of the neighborhood and family they live in.Bu çalışmanın amacı, eğitim fakültesi öğrencilerinin öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarını belirlemektir. Bu amaçla “öğrencilerin öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarının; adayların cinsiyetleri, okumakta oldukları bölüm/programın türü, ÖSS’de tercih sıraları, yaşadıkları çevre, ailenin sosyoekonomik düzeyi (SED), kaçıncı sınıfta oldukları, öğrenim türü ve öğretmenlik mesleğini tercih nedenleri değişkenlerine göre farklılık gösterip göstermediği” sorularına yanıt aranmıştır. Araştırmanın örneklemini bölümlerden oranlı küme örnekleme yoluyla, sınıflardan da oranlı eleman örnekleme yoluyla seçilen toplam 593 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Örneklemde yer alan öğretmen adaylarının tamamına veri toplama aracı uygulanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Üstüner (2006) tarafından geliştirilen ve Likert tipi beşli olarak derecelendirilen tek boyutlu bir ölçme aracı olan “Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Öğretmenlik mesleğini içsel nedenlerden dolayı seçen öğretmen adaylarının mesleğe yönelik tutumları ile dışsal nedenlerden dolayı seçen öğretmen adaylarının mesleğe yönelik tutumları arasında anlamlı farklılığın olduğu gözlenmiştir. Öğrencilerin öğretmenlik mesleğine yönelik tutumları ile adayların cinsiyetleri, okumakta oldukları bölüm/programın türü, okumakta oldukları programı ÖSS’de tercih sıraları, yaşadıkları çevre ve ailenin sosyoekonomik düzeyi (SED) arasında anlamlı farklılıklar gözlenmiştir.
Öğretmen Adaylarının Özyeterlik İnançları ve Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları
The purpose of this study was to investigate pre-service teachers’ self-efficacy beliefs and their attitudes towards teaching profession and also to explore the relationships between pre-service teachers’ self-efficacy beliefs and their attitudes towards teaching profession. The population of the study consisted of 1.307 (F=584, M=723) 4th grade pre-service teachers, studying at İnönü University, Faculty of Education, during 2006-2007 semester. The sample of the study consisted of 380 pre-service teachers chosen by stratified sampling method. Research results revealed that pre-service teachers’ self efficacy beliefs differ significantly in terms of gender and department variables. Results also showed that students’ attitudes towards teaching profession did not differ significantly in terms of the research variables. Lastly, a slight but positive correlation was found between pre-service teachers’ self-efficacy beliefs and their attitudes towards teaching profession.Bu araştırma ile öğretmen adaylarının özyeterlik inançlarının ve öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumlarının bazı değişkenler açısından incelenmesi, öğretmen adaylarının özyeterlik inançları ile öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumları arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ndeki lisans programlarının 4. sınıflarında öğrenim görmekte olan toplam 1.307 (K= 584, E= 723) öğretmen adayı oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini ise, evrenden tabakalı örnekleme yöntemi ile seçilen toplam 380 öğretmen adayı oluşturmuştur. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının öz-yeterlik algılarının cinsiyet ve öğrenim görülen program değişkenlerine göre anlamlı biçimde farklılaştığı, mesleğe yönelik tutumlarının ise araştırma değişkenlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmadığı belirlenmiştir.Ayrıca öğretmen adaylarının özyeterlik algıları ile mesleğe yönelik tutumları arasında pozitif yönde ancak düşük düzeyde bir korelasyon olduğu belirlenmiştir.
Software Developed for Dynamic Analysis of Structures With Local Str"uctural Modification and Its Application to Aircraft Structures
Bu çalışmada; bölgesel değişikliğe uğrayan yapıların dinamik cevaplarını hesaplayabilmek amacıyla geliştirilen, biri yazarlar tarafından yakın zamanda geliştirilmiş bir yöntem olmak üzere üç farklı yöntemi kullanabilen bir yazılım tanıtılmıştır. Yapısal Değişiklik Araç Kutusu olarak adlandırılan bu yazılım, yapının dinamik analizi için MSC Nastran© programının titreşim biçim analizi sonuçlarını kullanmakta, yapıdaki bölgesel değişikliklerin yapının frekans tepki fonksiyonlarını nasıl değiştireceği, programlanan üç yöntemden istenilen biriyle hesaplanabilmektedir. Yöntemlerin hepsi kesin sonuçları verdikleri için, bu yöntemler sadece çözüm süreleri açısından karşılaştırılmışlardır. Geliştirilen yazılımın uygulaması literatürde kullanılan ölçekli bir uçak modeli için verilmiştir. Yapısal değişiklik analizi sonuçları, değiştirilmiş uçak yapısının deneysel olarak elde edilen sonuçları ile karşılaştırılmıştır.In this study; a software which is developed for the calculation of the dynamic response of structures with local structural modifications by using three different methods, one of which has been recently developed by the authors, is presented. This software, named as Structural Modification Toolbox, uses the modal analysis result files of MSC.Nastran© for the dynamic analysis of a structure and can be used to study the change in the frequency response functions due to local structural modifications by employing one of the three methods. Since all the methods are exact, they are compared in terms of computational efficiency only. Application of the software developed is given for a scaled aircraft structure that is used in the literature. The structural modification analysis results are compared with the experimental results obtained on the modified structure
Mortality from gastrointestinal congenital anomalies at 264 hospitals in 74 low-income, middle-income, and high-income countries: a multicentre, international, prospective cohort study
Summary
Background Congenital anomalies are the fifth leading cause of mortality in children younger than 5 years globally.
Many gastrointestinal congenital anomalies are fatal without timely access to neonatal surgical care, but few studies
have been done on these conditions in low-income and middle-income countries (LMICs). We compared outcomes of
the seven most common gastrointestinal congenital anomalies in low-income, middle-income, and high-income
countries globally, and identified factors associated with mortality.
Methods We did a multicentre, international prospective cohort study of patients younger than 16 years, presenting to
hospital for the first time with oesophageal atresia, congenital diaphragmatic hernia, intestinal atresia, gastroschisis,
exomphalos, anorectal malformation, and Hirschsprung’s disease. Recruitment was of consecutive patients for a
minimum of 1 month between October, 2018, and April, 2019. We collected data on patient demographics, clinical
status, interventions, and outcomes using the REDCap platform. Patients were followed up for 30 days after primary
intervention, or 30 days after admission if they did not receive an intervention. The primary outcome was all-cause,
in-hospital mortality for all conditions combined and each condition individually, stratified by country income status.
We did a complete case analysis.
Findings We included 3849 patients with 3975 study conditions (560 with oesophageal atresia, 448 with congenital
diaphragmatic hernia, 681 with intestinal atresia, 453 with gastroschisis, 325 with exomphalos, 991 with anorectal
malformation, and 517 with Hirschsprung’s disease) from 264 hospitals (89 in high-income countries, 166 in middleincome
countries, and nine in low-income countries) in 74 countries. Of the 3849 patients, 2231 (58·0%) were male.
Median gestational age at birth was 38 weeks (IQR 36–39) and median bodyweight at presentation was 2·8 kg (2·3–3·3).
Mortality among all patients was 37 (39·8%) of 93 in low-income countries, 583 (20·4%) of 2860 in middle-income
countries, and 50 (5·6%) of 896 in high-income countries (p<0·0001 between all country income groups).
Gastroschisis had the greatest difference in mortality between country income strata (nine [90·0%] of ten in lowincome
countries, 97 [31·9%] of 304 in middle-income countries, and two [1·4%] of 139 in high-income countries;
p≤0·0001 between all country income groups). Factors significantly associated with higher mortality for all patients
combined included country income status (low-income vs high-income countries, risk ratio 2·78 [95% CI 1·88–4·11],
p<0·0001; middle-income vs high-income countries, 2·11 [1·59–2·79], p<0·0001), sepsis at presentation (1·20
[1·04–1·40], p=0·016), higher American Society of Anesthesiologists (ASA) score at primary intervention
(ASA 4–5 vs ASA 1–2, 1·82 [1·40–2·35], p<0·0001; ASA 3 vs ASA 1–2, 1·58, [1·30–1·92], p<0·0001]), surgical safety
checklist not used (1·39 [1·02–1·90], p=0·035), and ventilation or parenteral nutrition unavailable when needed
(ventilation 1·96, [1·41–2·71], p=0·0001; parenteral nutrition 1·35, [1·05–1·74], p=0·018). Administration of
parenteral nutrition (0·61, [0·47–0·79], p=0·0002) and use of a peripherally inserted central catheter (0·65
[0·50–0·86], p=0·0024) or percutaneous central line (0·69 [0·48–1·00], p=0·049) were associated with lower mortality.
Interpretation Unacceptable differences in mortality exist for gastrointestinal congenital anomalies between lowincome,
middle-income, and high-income countries. Improving access to quality neonatal surgical care in LMICs will
be vital to achieve Sustainable Development Goal 3.2 of ending preventable deaths in neonates and children younger
than 5 years by 2030
Recommended from our members
Interest Rate Smoothing and Macroeconomic Instability under Post-Capital Account Liberalization Turkey
Working Paper 173We study how the interest rate policy of the Central Bank of the Republic of Turkey (CBRT) has evolved under the post-financial liberalization and deregulation era. Utilizing econometric methods on a generalized form of a Taylor Rule we search for the possible revelation of a variety of determinants of monetary policy with different objectives over 1994-2007. We find that over such an extended time horizon during which significant shifts in the macroeconomic environment have occurred, the CBRT’s almost exclusive focus on “interest rate smoothing” has not changed; and that the CBRT has not paid any attention to developments in national income. This raises the question whether there is a deeper underlying structural constraint, binding the CBRT’s alleged “independence”. We trace the basics of this deep structural constraint to the nature of the global financial system restricting the ability of the central banks to pursue “independent” policy objectives
From Trilemma to Dilemma: Post-Bretton Woods World
Many argue that the concept of the trilemma, referring that out of independent monetary policy, free capital movement and fixed exchange rate regime only two can exist at the same time, is a potent tool to explore the effectiveness of monetary policy during the Bretton Woods (BW) regime and afterward. However, under this regime, besides capital controls, regulated domestic financial markets and diversity in central bank instruments contributed to the existence of the independent monetary policy. After the collapse of the BW system, capital controls were lifted, domestic financial markets were deregulated, remaining regulations were not implemented properly, and short-term interest rates became the sole instrument of central banks. The size of financial flows and financial markets has reached unprecedented levels. The effectiveness (either short- or long-term) of a central bank mainly depends on the institutional framework in which the central bank operates. Since there have been very dramatic changes in the intuitional structure enabling domestic and international financial markets to be much more decisive in determining asset prices and credit expansion, the ability of central banks in both developed and developing countries has weakened although this is much more apparent in developing countries. This process can be considered a gradual transition from trilemma to dilemma implying that under current conditions exchange rate regimes become relatively irrelevant for the effectiveness of central banks especially in developing countries. The unorthodox policies implemented after the global financial crisis in both advanced and developing countries can be considered an incomplete realization of the dilemma by central banks
FİNANSAL İNOVASYON ve GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER: TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Finansal inovasyon son yıllarda araştırmacıların dikkatini çekmektedir. Özellikle ABD'de başlayıp tüm dünyaya yayılan 2008-2009 finansal krizi, finansal inovasyon konusundaki çalışmalarda artışa sebep olmuştur. Ancak bu çalışmaların çoğu gelişmekte olan ülkeler üzerinedir. Gelişmiş olan ülkeler üzerine çalışmalar çok sınırlıdır. Bu proje, finansal innovasyon kavramını öncelikli olarak gelişmekte olan ülkelere referansla anlamaya çalışacaktır. Özelde ise Türkiye ekonomisi örnek-olay olarak incelenecektir. Bu anlamda sunulan proje gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye bağlamında önemli bir boşluğu dolduracaktır. Projenin amaçları şunlardır: a) Finansal inovasyon kavramını anlamak için teorik bir çerçeve geliştirmek b) Genel olarak finansal inovasyonların gelişmekte olan ülke ekonomilerinde oynağı rölü anlamak c) Türkiye'de finansal inovasyonların gelişimini raporlayıp diğer gelşmekte olan ülkelerle karşılaştırmalı olarak ülke ekonomisine etkilerini tartışmak d) Bunla ilişkili olarak Türkiye ekonomisinde yaşanan 1994 ve 2001 krizlerinde finansal inovasyonların rolünü anlamaya çalışmak e) İlk kısımlardaki bulguların ışığında finansal inovasyonların Türkiye ekonomisi için taşıdığı potansiyel fayda ve tehlikeleri ortaya koymak ve bunlarla ilgili politika önermelerinde bulunmak
- …