8 research outputs found

    Teachers' Attention to and Flexibility with Referent Units

    Get PDF
    Attending to the whole unit that a number refers to in a mathematical problem situation and showing flexibility in coordinating different units are foundational for mathematical understanding. In this study, we explored teachers’ attention to and flexibility with referent units in situations involving fractions and fraction multiplication. Using data collected across the USA from 246 mathematics teachers in Grades 3–7 where fractions are taught, we found that teachers’ attention to and flexibility with referent units were related to each other as well as to teachers’ overall knowledge of fractions.WOS:000669290900001Scopus - Affiliation ID: 60105072Social Sciences Citation IndexQ3Article; Early AccessUluslararası işbirliği ile yapılan - EVETJuly2021YÖK - 2020-2

    1980’den günümüze terzilik ve Müjde Terzilik

    No full text
    Ankara : İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümü, 2014.This work is a student project of the The Department of History, Faculty of Economics, Administrative and Social Sciences, İhsan Doğramacı Bilkent University.by Yeni, Harun

    1923-1080 arası Türkiye karayolları ve Karayolları Genel Müdürlüğü

    No full text
    Ankara : İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümü, 2013.This work is a student project of the The Department of History, Faculty of Economics, Administrative and Social Sciences, İhsan Doğramacı Bilkent University.by Zeynep Gül Erel.Erel, Zeynep Gül. HIST 203-1EREL HIST 203-1/4 2012-1

    Some clinical characteristics of children who survived the Marmara earthquakes

    No full text
    The Marmara earthquakes occurred in the Marmara Region (North West) of Turkey in 1999 and resulted in a death toll of approximately 20,000. This paper investigates the relationships between diagnoses and certain variables in children who developed emotional and/or behavioral disturbances in the aftermath of the Marmara earthquakes and were subsequently seen at a child psychiatry outpatient clinic. The variables evaluated are gender, age, the location where the earthquake was experienced, and the degree of losses, bodily injuries, and damage to the residence. Medical records of 321 children and adolescents ranging in age from 2 to 15 years who presented at the clinic due to problems associated with the earthquake between August 1999 and February 2000 were reviewed. Of the patients, 25.5% were diagnosed with post-traumatic stress disorder (PTSD), 16.5% with acute stress disorder (ASD) and 38% with adjustment disorder. No relationship is found between gender and diagnosis. Younger age groups tended to be diagnosed with adjustment disorder. Those who had lost relatives, friends or neighbors were more frequently diagnosed with ASD or PTSD. The same was true for children whose residence was heavily damaged. Children and adolescents constitute the age group that is most severely affected by natural disasters and display significant emotional-behavioral disturbances. The frequency of ASD and PTSD found in our study is considerably high. Although rarely mentioned in the literature, adjustment disorder appears to be one of the most common reactions of children to trauma

    Psychiatric Disorders and Symptoms in Mothers of Children with Autistic Disorder

    No full text
    Objective: The aim of this study was to search for axis I psychiatric disorders in the mothers of children diagnosed with autistic disorder according to DSM-IV

    Kliniğimizde 1996-2019 yılları arasında takip edilen atopik dermatitli olguların epidemiyolojik yönden değerlendirilmesi: Retrospektif, kesitsel, gözlemsel bir çalışmanın ön bulguları

    No full text
    GİRİŞ VE AMAÇ: Atopik dermatit (AD), özellikle Avrupa ve Amerika’da sıklığı giderek artan, şiddetli kaşıntılı, inflamatuar bir deri hastalığıdır. Ülkemizde görülme sıklığı, şiddeti ve seyrine ait veriler sınırlıdır. Bu çalışmada, AD olgularının epidemiyolojik özelliklerinin geniş bir hasta grubunda belirlenmesi ve ülke verilerine katkıda bulunulması amaçlanmıştır.YÖNTEM: Kliniğimizde 1996-2019 yıllarında, hasta dosyalarında kontrol listesi şeklinde yer alan Hanifin & Rajka (H&R) kriterlerine göre AD tanısı alan olguların epidemiyolojik verileri SPSS programına kaydedilerek retrospektif olarak incelendi.BULGULAR:Devam eden çalışmamızın ön bulguları 362 hastanın (174 erkek, 188 kadın; E:K=1:1.1) verilerini kapsıyordu. Olguların 52’si bebek (<2 yaş), 205’i çocuk/adölesan (2-18 yaş), 105’i erişkindi (>18 yaş). Hastalık süresi 1-480 aydı (ortanca:36 ay). Başlangıç yaşı olguların %43,1’inde <2 yaş, %30,4’ünde 2-10 yaş, %11’inde 10-18 yaş, %15,5’inde >18 yaş idi (erişkin başlangıçlı AD). Başlangıç lezyonu ilk 2 yaşta en sık klasik simetrik yanak ekzeması iken bu yaş grubunun %15,4’ünde fleksural ekzema şeklinde başlangıç dikkat çekiciydi. Fleksural ekzema 2 yaş üzerinde her yaş grubunda en sık görülen başlangıç lezyonuydu (2-10 yaşta %60,5 ve >10 yaşta %54,7). El ekzemasının 10 yaş üzerinde, periorbital ekzemanın ise ilk 10 yaşta daha sık olmak üzere her yaş grubunda başlangıç lezyonu olabildiği görüldü. Olguların çoğunda (n=230, %63,6) klasik morfolojide ekzema izlenirken ilk 10 yaşta numüler, seboreik patern ve friksiyonel likenoid dermatit, 10 yaş üzerinde ise papüler, foliküler patern ve Besnier prurigosu daha sık olmak üzere atipik morfolojide lezyonlar gözlendi. Numüler ve seboreik patern erişkinlerde de nadir değildi.SCORAD değerlerine göre olguların %68’inde (n=246) hafif, %26,8’inde (n=97) orta, %5,2’sinde (n=19) şiddetli AD vardı. Hafif ve orta şiddette AD’de bile gece uykudan uyandıran kaşıntı varlığı (%16,3) ve kısa remisyon süresi (%26,8) dikkat çekiciydi. Şiddetli AD 10 yaş üzerinde anlamlı derecede daha sıktı (p<0,05). İki erişkin hastada eritrodermi gözlendi. Hastalık şiddeti ile cinsiyet arasında anlamlı bir ilişki yoktu. Olguların %31,3’ünde mukozal atopi eşlik ediyordu ve çoğunlukla (%66,2) AD’den sonra başlamıştı. Deri alerji testleri yapılan olgularda yumurta/süt gibi gıda alerjisi (13/123), nikel kontakt duyarlanması (8/36) ve ev tozu akarları ile atopi yama testi pozitifliği (13/29) görüldü. Serum total IgE hastaların %50’sinde yüksekti (>150 kU/L). Sistemik tedavi (kortikosteroid, siklosporin)/fototerapi uygulanması gereken 24 hasta (%6,6) olmuştu. Hastaların %45,3’ünde (n=164) 4 majör H&R kriteri pozitifti. 23 minör kriterden 3-17’si pozitif (ortanca:7) olup en sık kseroz (%85,9), terlemeyle artan kaşıntı (%72,9), yün/tekstil geçimsizliği (%45,6), ön boyun kıvrımı (%44,8) ve Dennie-Morgan çizgisi (%34,3) görüldü. Beyaz dermografizm oranı %10,8 idi. İki yaş üzerinde daha belirgin olmak üzere olguların %22,4’ünde, İngiltere Çalışma Grubu kriterlerinin H&R kriterleriyle uyum göstermediği ve tanı koymada yetersiz kaldığı belirlendi. İki yaş altında ortalama minör kriter sıklığı daha düşüktü ve iki tanı kriteri arasında güçlü bir uyum vardı (%84,6). SONUÇ: Çalışmamızın ön bulguları, erişkin başlangıçlı AD olgularının nadir olmadığını, fleksural ekzemanın bebeklikte de başlayabildiğini, AD’nin numüler/seboreik/foliküler /papüler paternlerle de seyredebildiğini, 2 yaş altında H&R kriterlerinin daha az sayıda olabildiğini, İngiltere Çalışma Grubu kriterlerinin 2 yaş üzerinde tanı için yetersiz kaldığını, şiddetli ve sistemik tedavi gerektiren AD olgularının azlığını, buna rağmen hafif ve orta şiddette AD’de bile uykudan uyandıran kaşıntı ve kısa remisyon süresinin hastaların yaşam kalitesini bozabilecek unsurlar olduğunu göstermektedir
    corecore