67 research outputs found

    Skeletal muscle dysfunction in chronic obstructive pulmonary disease

    Get PDF
    It has become increasingly recognized that skeletal muscle dysfunction is common in patients with chronic obstructive pulmonary disease (COPD). Muscle strength and endurance are decreased, whereas muscle fatigability is increased. There is a reduced proportion of type I fibers and an increase in type II fibers. Muscle atrophy occurs with a reduction in fiber cross-sectional area. Oxidative enzyme activity is decreased, and measurement of muscle bioenergetics during exercise reveals a reduced aerobic capacity. Deconditioning is probably very important mechanistically. Other mechanisms that may be of varying importance in individual patients include chronic hypercapnia and/or hypoxia, nutritional depletion, steroid usage, and oxidative stress. Potential therapies include exercise training, oxygen supplementation, nutritional repletion, and administration of anabolic hormones

    ONSET CHARACTERISTICS AND ACCOMPANYING AUTOIMMUNE DISEASES IN AUTOIMMUNE BULLOUS DERMATOSES

    Get PDF
    Amaç: Demografik ve klinik özellikleri açısından bazı farklılıklar gösteren otoimmünbüllöz dermatoz (OBD)'lara bazı otoimmün hastalıkların eşlik edebildiği bildirilmiştir.Bu çalışmada kliniğimizde yatan OBD olgularında demografik ve klinik başlangıçözellikleri ile eşlik eden otoimmün hastalıkların araştırılması amaçlanmıştır.Gereç ve yöntem: Bu çalışmada 2000-2009 tarihleri arasında kliniğimizde yatanOBD'lu 97 olgunun dosyası cinsiyet, başlangıç yaşı, dökülerin başlangıç yeri ve eşlikeden otoimmün hastalıklar açısından retrospektif olarak taranmıştır.Bulgular: Çalışmaya alınan 97 olgunun 50 (%51,5)'si pemfigus (37'si pemfigusvulgaris, 4'ü pemfigus vejetans, 9'u pemfigus foliaseus), 40 (%41,2)'ı pemfigoid (38'ibüllöz pemfigoid, 2'si sikatrisyel pemfigoid), 5'i (%5,1) dermatitis herpetiformis, 1(%1,1)'i lineer Ig A büllöz dermatozu ve 1 (%1,1)'i ise edinsel epidermolizis büllozaolarak saptanmıştır. Pemfigus vulgaris, pemfigus vejetans ve büllöz pemfigoidliolgularda hem deri hem mukozada başlayan dökülerin görüldüğü, pemfigus foliaseus,dermatitis herpetiformis, lineer IgA büllöz dermatozu ve edinsel epidermolizisbüllozalı olgularda sadece deri başlangıçlı dökülerin olduğu ve sikatrisyel pemfigoidliolgularda ise sadece mukozal başlangıçlı dökülerin görüldüğü belirlenmiştir. Ayrıca,genel olarak OBD'lu olguların %26,8'inde en sık diabetes mellitus (%17,5) olmak üzerepsoriyazis, liken planus, Hashimato tiroiditi, Graves hastalığı, romatoid artrit veülseratif kolit gibi eşlik eden otoimmün bir hastalık saptanmıştır.Sonuç: Farklı başlangıç özellikleri gösteren OBD'lara farklı oranlarda olmakla birliktebazı otoimmün hastalıkların eşlik edebildiği gösterilmiştir.SUMMARYObjectives: It has been reported that some autoimmune diseases may be accompaniedwith autoimmune bullous dermatoses (ABD) which may show some differences indemographic and clinical characteristics. In this study, we aimed to investigate thedemographic and clinical onset characteristics, and the accompanying autoimmunediseases in ABD patients previously hospitalized in our clinic.Material and method: In this study, the files of 97 ABD patients who had been hospi-talized between years 2000-2009 were retrospectively reviewed in terms of gender, ageat onset, onset localization of lesions, and the accompanying autoimmune diseases.Results: Between the 97 patients, 50 (51.5%) had pemphigus (pemphigus vulgaris in37 patients, pemphigus vegetans in 4 patients, pemphigus foliaceus in 9 patients), 40(41.2%) had pemphigoid (bullous pemphigoid in 37 patients, cicatricial pemphigoid in2 patients), 5 (5.1%) had dermatitis herpetiformis, 1 (1.1%) had linear IgA bullousdermatosis and 1 (1.1%) had epidermolysis bullosa acquisita. It is determined that thedisease began from both skin and mucosa in patients with pemphigus vulgaris,pemphigus vegetans and bullous pemphigoid, only skin in patients with pemphigusfoliaceus, dermatitis herpetiformis, linear IgA bullous dermatosis and epidermolysisbullosa acquisita, and only mucosa in patients with cicatricial pemphigoid.Furthermore, 26.8% of all ABD patients accompanied by autoimmune diseasesprimarily diabetes mellitus (17.5%), subsequently psoriasis, lichen planus, Hashimatothyroiditis, Graves disease, romatoid arthritis and ulcerative colitis.Conclusion: This study demonstrated that some autoimmune diseases in differentproportions may accompany ABD which show different onset characteristics

    POPULER CULTURE SUBJECTS AND PRIVACY

    No full text
    Günümüzde üzerinde en çok konuşulan konulardan biri özel hayatın gizliliği ve bu hayata ilişkin meselelerdir. Çünkü teknolojik imkânlardaki artışla özel hayatın gizliliği arasında ters bir orantı bulunmaktadır. İşitme, gözetleme ve iletişim alanındaki her yeni araç, bir şekilde özel hayat alanını daraltmakta ve sır perdesini biraz daha aralamaktadır. Bunun neticesinde en temel ve en özel insan haklarından olan özel hayata müdahaleler, gizliliklerin ihlali, maddi ve psikolojik problemler gündeme gelmektedir (Kahraman, 2008: 1). İnsanın en temel duygularından merak gelişen teknoloji ile birleştiğinde medya bir ifşa aracı haline gelmektedir. Kamuoyuna mal olan kimselerin sıradan olarak nitelendirdiğimiz kimselere kıyasla daha çok merak edildiği düşünüldüğünde “ünlü” kimselerin mahremiyet alanlarının daha çok ihlal edildiğine şahitlik ederiz. Bu bağlamda Posta gazetesinin magazin eki incelenecek ve popüler kültürün öznesi olan kimselerin “mahrem”lerine yapılan müdahaleler haber başlıkları olarak içerik analizi yöntemiyle ele alınacaktır

    Percepting routing from the perspective of perceptive of agenda setting: The example of alcohol regulation law

    No full text
    Günümüzde Medya artık dördüncü güç olarak kabul edilmekte ve bu gücü kitleler üzerindeki etkisinden almaktadır. Kitle iletişim araçları sayesinde medya, kitleleri etkilemekte, yönlendirmekte, gündemlerini belirlemekte ve algılarını organize etmektedir. Önemli bir kitle iletişim aracı olarak değerlendirilen gazeteler, günde milyonlarca okuyucuyla buluşmaktadır. Gazetelerin temel misyonu halkı bilgilendirmektir. Köşe yazılarının bilgi vermesinin ötesindeki önemi ise, köşe yazıları aracılığıyla insanların bir konu hakkındaki fikirlerini şekillendirdiği ve yeniden inşa ettiğidir. Chomsky'ye göre bu bilgilendirmede, haberleri birinci derecede belirleyen güç odakları vardır. Bu odaklar, haber içeriğinden, kelimelerin seçime, neyin ön planda tutulup, neyin arka planda kalacağına dek her şeye karar vermektedir. Bu bağlamda gazetelerin haber vermekten çok algıları organize ettikleri söylenebilir. Alkol yasası farklı ideolojiler tarafından, farklı argümanlarla değerlendirilmiş bir konudur. Burada amaç köşe yazılarının ait olduğu ideoloji çerçevesinde konuyu ele alması ve okuyucunun algısını bu doğrultuda yönlendirme eğilimidir. Bu bağlamda tarafsızlık konusuna da eleştiri yapılmakta ve tarafsızlığın iyi ya da kötü olup olmadığından ziyade mümkün olup olmadığı üzerinedir. Çalışma için Türkiye'de yayın yapan gazetelerden üçü seçilmiştir. Bu gazeteler; Cumhuriyet, Zaman ve Milliyet'tir. Yapılan içerik analizleri neticesinde gazetelerin tek yönlü sunuma ağırlık verdikleri görülmektedir. Bu bağlamda gazetelerin kendi ideolojilerinden hareketle, kanaatlerini okuyucuda inşa etmek için kelime seçimlerini yaptıkları görülmektedir. Buradan hareketle tarafsızlık konusu da kendi içine bir sonuca varmış ve kitle iletişim araçlarının ve içinde bulunduğu sosyolojik ve ekonomik bağlamlar dikkate alındığında bunun mümkün olmadığı anlaşılmıştır.In this day and time, Media is accepted as the fourth estate now and it takes that power from its effect on publics. Media, effects, conducts publics, sets their agendas and organizes their percepts through mass media tools. The journals which are considered as important mass media tools, meet millions of readers in a day. The main mission of newspapers is to inform the public. However, beyond the importance of providing information is that people shape and reconstruct their ideas on a subject through columns. According to Chomsky, there are first degree power groups which specify the news. These power groups decide everything from content of the news, vocabulary selection to what will be prioritized and set aside. Alcohol regulation is a subject that is evaluated with different arguments by different political views. The aim of this study is to propound that columns address an issue within the framework of the ideology it belongs and how they expose the readers to determine the selective perception. In this context, a criticism is made about objectivity and this criticism does not focus on whether it is good or bad, but rather focuses on whether it is possible. In this study, three journals were chosen that publish across Turkey. These journals are Cumhuriyet, Zaman and Milliyet. As a result of content analysis we conclude that the newspapers concentrate on one-way presentation. In this context, the newspapers choose the words with reference to their ideologies to build their own convictions on readers. Starting from this point of view, the concept of objectiveness has come to a conclusion in itself and it is understood that objectiveness is not possible when the mass media and the social and economic contexts it exists in are considered

    Communication and Engagement Strategies of NPO’s on Social Media: The Case of The Green Crescent Turkey Facebook Page

    No full text
    Sosyal medya, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için çok sayıda paydaşa hızlı, verimli vehalka açık bir şekilde ulaşması için elverişli bir iletişim platformudur. STK’lar, sosyalmedya aracılığıyla, belirlenen hedef için diyaloğu etkin bir şekilde güçlendirerek hedefeilerlemeyi kolaylaştırmaktadır. Sivil toplum kuruluşlarının (STK) sosyal medyayıetkin şekilde kullanmaya başlamaları bu alanı incelenmesi gereken bir mecrayadönüştürmüştür. Sosyal medyanın ilişki kurma, kendini özgürce ifade etme, paydaşkazanma, hedef kitleye kolayca erişme gibi sunduğu çeşitli imkânlar, her geçen günkullanım alanını genişletmesine neden olmaktadır.Bu çalışmada, sivil toplum kuruluşlarının stratejik iletişim ve ilişki kurma stratejileribağlamında sosyal medya kullanımları incelenmiştir. Türkiye’nin en eski STK’larındanYeşilay’ın Facebook sayfasında bir yıl süreyle paylaşılan gönderiler içerik analizi yöntemiile kategorilere ayrılmıştır. Bu ana kategoriler; Bağımlılıkla ilgili paylaşımlar Sigarave tütün bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı, alkol ve maddebağımlılığı, kumar bağımlılığı ve tüm bağımlılıkları ortak ele alan paylaşımlardır) veDiğer paylaşımlardır (Bağış ve Gönüllülük Çağrısı, Sağlıklı yaşam, Genel Duyurular, Sporve Sanat). Çalışmada ayrıca Yeşilay’ın ilişki kurma stratejileri olan “açıklık”, “bilgi yayma”ve “katılım” bileşenleri incelenmiştir. İlişki kurma bileşen analizinin sonuçları, YeşilayTürkiye Facebook sayfasının “katılım” ve “bilgi yayma” bileşenini tam olarak yerinegetirdiğini göstermiştir. İçerik analizi sonucunda ise Yeşilay Türkiye Facebook sayfasınınen çok hedef kitlelerine faaliyetlerini duyurma amaçlı kullandığı ortaya çıkmıştır.Social media provides a communication platform for non-profit organizations (NPO) to reach a large number of stakeholders quickly, efficiently and publicly. NPOs make it easier to strength dialogue effectively through social media. The fact that non-governmental organizations started to use social media effectively turned this field into a medium to be examined. The various opportunities offered by social media such as establishing relationships, expressing oneself freely, gaining stakeholders, and easily reaching the target audience causes expanding its usage area day by day. In this study, the use of social media in the context of strategic communication and engagement strategies of non-governmental organizations was examined. Shared posts that are shared in a one-year period are divided into categories by content analysis method. These main categories are; Addiction related posts (cigarette and tobacco addiction, social media addiction, technology addiction, alcohol and drug addiction, gambling addiction and all addictions together) and Other posts (Call for Donations and Volunteers, Healthy Living, General Announcements, Sports and Arts). In addition, engagement strategies of Yeşilay were examined in the context of “disclosure”, “information dissemination” and “involvement”. Engagement components have shown that Facebook account “participation” and “information dissemination” component were fully used. As a result, the content analysis has shown that Yeşilay Turkey Facebook page was mostly used in order to announce their activities

    TYPES OF CAMPAIGNS IN EVIDENCE-BASED HEALTH COMMUNICATION

    No full text
    Sağlık iletişimi, iletişim dünyasına 1970’lerden itibaren dâhil olmuş bir çalışma alanıdır. Sağlıkiletişimi, sağlık hizmeti sunumu ve sağlığın teşviki ve geliştirilmesinde kişiler ve medya aracılıiletişim tarafından gerçekleştirilen bir uygulama alanına sahiptir. Sağlık iletişimi uygulamalı birçalışma alanıdır çünkü hem sağlık hizmetinin sağlanması ve halk sağlığının teşviki konusundaki insaniletişiminin pragmatik etkilerini inceler hem de bu alandaki çalışmalar genellikle sağlık hizmetlerininsunum kalitesini arttırmak için kullanılır. Toplumda istendik sağlık davranışlarını ortaya çıkarmak veriskli sağlık davranışlarını önlemek amacıyla sağlık iletişim kampanyaları hazırlanmaktadır. Ancak bukampanyaların amacına ulaşıp ulaşmadığı tartışmaya ender gündeme taşınan bir konudur. Sağlıkiletişimi, kitle iletişimi düzeyindeki uygulamaları sağlık iletişim kampanyaları aracılığıylagerçekleşmektedir. Bir sağlık iletişim kampanyasının başarısı ise kampanya öncesi ve kampanyasonrası mevcut durum kıyaslanarak ölçülmektedir. Kampanya sonuçlarının karşılaştırılması ise kanıtadayalı sağlık iletişiminin parçasıdır. Bu çalışma kampanya başarısının ölçülmesinde etkili bir olguolan kanıta dayalı sağlık iletişimi tasarım aşamalarını anlatmaktadır. Çalışmada deneysel olmayan,yarı deneysel ve deneysel tasarımlar arasındaki benzerlik ve farklılıklar ortaya konmaktadır. Bubağlamda nitel bir çalışma olan araştırma literatür taramasına dayanmaktadır. Çalışmanın amacı kanıtadayalı sağlık iletişiminin kampanya tasarım safhalarını anlatarak uygulayıcılara kampanya hazırlıköncesi süreç için bir rehber sunmaktır. Böylece uygulayıcılar kendi hedef kitlelerine en uygun tasarımıseçebilecek ve uygulama hatalarından kaçınabileceklerdir.Health communication is a field of study that has been included in the communication world since the 1970s. Health communication has a field of application carried out by individuals and media-mediated communication in health service delivery and health promotion. Health communication is an applied field of study because it examines both the pragmatic effects of human communication on the provision of healthcare and public health promotion and studies in this area are often used to improve the quality of healthcare delivery. Health communication campaigns are prepared to reveal desired health behaviors in society and to prevent risky health behaviors. However, whether these campaigns achieve their goals is an issue that is rarely discussed. Health communication and its applications at the mass communication level are realized through health communication campaigns. The success of a health communication campaign is measured by comparing the current situation before and after the campaign. This brings us to the concept of evidence-based health communication. This study describes the design stages of evidence-based health communication, which is an effective phenomenon in measuring campaign success. The similarities and differences among nonexperimental, quasi-experimental and experimental designs were revealed in the study. The aim of the study is to explain the campaign design stages of evidence-based health communication and provide a guide to the pre-campaign preparation process for practitioners. Thus, practitioners will be able to choose the most suitable design for their target audience and avoid application mistakes

    Türkiye’deki Belediyelerin Facebook Kullanımı: Siyasi Parti, Bölge ve Büyüklük Ekseninde Farklılıklar

    No full text
    Social network sites have changed the ways that all institutions, including municipalities, communicateand engage with their constituents. Also wanting to make use of their many advantages, municipalitiesuse social media as an engagement tool. This study examines how municipalities in Turkey use their Facebook pages to engage with the public and how their engagement differs based on political party, region,and size. The descriptive results reveal that municipalities in Turkey only make use of half of the advantages offered by social media. Statistical analyses indicate there to be a significant difference by politicalparty, geographical region, size of municipalities. One of the more significant findings of the study is thatthe more municipalities employ engagement strategies, the more followers on Facebook they attract.Moreover, metropolitan municipalities are more efficient at managing their Facebook page, sharing newslinks and press releases more often than other municipalities. Based on the findings, the study suggeststhat managing a Facebook page requires greater professional insight and public relations knowledge.Sosyal ağ siteleri, belediyeler dahil tüm kurumların hedef kitleleri ile iletişim kurma ve etkileşim kurma yöntemlerini değiştirdi. Belediyeler, sosyal medyanın birçok avantajından yararlanarak onu bir ilişki kurma aracı olarak kullanmaktadırlar. Bu çalışma, Türkiye’deki belediyelerin kitlelerle etkileşim kurmak için Facebook sayfalarını nasıl kullandıklarını ve ilişki kurma düzeylerinin siyasi parti, bölge ve büyüklüğe göre nasıl farklılaştığını incelemektedir. Sonuçlar, Türkiye’deki belediyelerin sosyal medyanın sunduğu avantajların yalnızca yarısından yararlandığını ortaya koymaktadır. İstatistiksel analizler, siyasi parti, coğrafi bölge ve belediyelerin büyüklüklerine göre kullanımda önemli bir farklılık olduğunu göstermektedir. Çalışmanın en önemli bulgularından biri, belediyelerin katılım stratejilerini ne kadar çok kullanırlarsa Facebook’ta o kadar çok takipçi çekiyor olmalarıdır. Dahası, büyükşehir belediyeleri Facebook sayfalarını yönetme, haber bağlantılarını ve basın açıklamalarını paylaşma konusunda diğer belediyelere göre daha verimlidir. Bulgulara dayanarak, çalışma bir Facebook sayfasını yönetmenin önemli ölçüde profesyonel içgörü ve halkla ilişkiler bilgisi gerektirdiğini göstermektedirWOS:00059664630000

    Seeking Health Information by Using Mass-Personal Communication: Example of a Facebook Group

    No full text
    Sosyal medya son yıllarda hasta ve hasta yakınlarının popüler etkileşimkaynaklarından biri haline gelmiştir. Kullanıcılar sosyal mecralar üzerinden sağlıkbilgilerini, deneyimlerini ve semptomlarını paylaşmakta; sağlık ürünleri, ilaçlar vedoktorlar hakkındaki incelemelerini bu ortamlar aracılığıyla paylaşmaktadırlar. Sosyalağlar içinde en çok kullanıcıya sahip uygulama olan Facebook’ta (Statisca, 2018) hastalarve hasta yakınları grup oluşturarak iletişime geçmektedir.Çalışma, hasta ve hasta yakınlarının Facebook gruplarından ne tür ihtiyaçlarınıkarşıladıklarını ortaya koyma amacı taşımaktadır. Bu amaçla en fazla kullanıcıya sahip olan“Kanserle Dans” isimli Facebook grubu seçilmiştir. Farklı zaman aralıklarında yapılanpaylaşımlar içerik analizi yöntemi kullanılarak kategorilere ayrılmıştır.Gerçekleştirilen kategorik analiz sonucunda hasta ve hasta yakınlarınıngerçekleştirdiği paylaşımları “dua isteme”, “duygu paylaşma”, “deneyim paylaşılmasınıisteme”, “hekim tavsiyesi isteme”, “yan etkilerle ilgili sorular”, “durum bildirimindebulunma”, “sitem etme” ve Ücret, Malülen Emeklilik, Özürlü Maaşı Soruları kategorilerineayrıldıkları görülmüştür. Hastaların Facebook gruplarından paylaştıkları mesajların%50,7’sinin bilgi ihtiyacı gidermeye yönelik olduğu, %49,3’ünün ise manevi ihtiyaçlarınıgidermeye yönelik olduğu anlaşılmıştır.In recent years, social media has become one of the popular sources of interaction for patients and patient relatives. Users share their health information, experiences, symptoms reviews about health products, medicines and doctors through social media. On Facebook - which has the most users (Statisca, 2018) - patients communicate by creating groups. Mass-personal communication process emerge in those Facebook groups. The study is intended to reveal the needs of patients and their relatives from Facebook groups. For this purpose, Facebook group named “Kanserle Dans” -which has the most users- was chosen. Posts that are made on different times are divided into categories using the content analysis method. The messages shared by the people who have been diagnosed with cancer and their relatives can be categorized as “asking for pray”, “sharing feeling”, “asking for experience sharing”, “asking physician advice”, “questions about side effects” and “insurrection”. It was understood that 50.7% of the messages shared by Facebook groups were directed towards the need for information, while 49.3% were aimed at dealing with their spiritual needs
    corecore