20 research outputs found

    Worker deaths: A regional autopsy study

    Get PDF
    Amaç: Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre her 15 saniyede bir 153 işçi iş kazası geçirmekte ve bir işçi iş kazaları veya hastalıklar nedeniyle ölmektedir. Dünyada her gün 6.300 insan iş kazaları veya işle ilişkili hastalıklar nedeniyle ölmektedir. Yöntem: Adli Tıp Kurumu Trabzon Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi’nde, 2011-2015 yılları arasında otopsisi yapılan, ölüm nedeni iş kazasına bağlanan olguların adli tahkikat evrakları ve otopsi raporları geriye dönük olarak incelendi. Bulgular: Toplam 112 işçi ölümünden 111’inin (%99,1) erkek, 1’inin (%0,9) kadın olduğu tespit edildi. Yaşları 18 ile 64 yıl arasında değişmekteydi. Olguların iş kollarına göre dağılımı incelendiğinde 61 (%54,5) olgunun inşaat sektöründe ve 12 (%10,7) olgunun enerji sektöründe çalıştığı tespit edildi. İş kazalarının 34 (%30,4) olguda yüksekten düşme, 19 (%17) olguda elektrik çarpması nedeniyle gerçekleştiği belirlendi. Yapılan otopsilerde 44 (%39,3) olguda kafatası kemik kırıkları, 22 (%19,6) olguda göğüs kafesi kırıkları vardı. Histopatolojik incelemelerde, 13 (%11,6) olguda kalp-damar patolojileri ve 20 (%17,9) olguda akciğerlerde ödem ve kanama bulundu. Sonuç: Ulusal iş kazası istatistikleriyle de uyumlu olarak, bu çalışmanın sonuçlarına göre, ilk sırada inşaat sektörü bulunmaktadır. Ölüm nedeni olarak ise yüksekten düşmeye bağlı genel beden travmaları, elektrik çarpmaları ve iş makinesi kazaları öne çıkmaktadır.Objective: According to the International Labor Organization, 153 workers are injured and one worker dies because of occupational accidents or diseases every 15 seconds. Every day, 6,300 people die due to occupational accidents or work-related diseases in the world. Methods: Forensic investigation documents and autopsy reports of patients who were autopsied between 2011 and 2015 at the Forensic Medicine Department of Morgue Specialization in Trabzon Group Presidency and whose causes of death were related to occupational accidents were examined retrospectively. Results: It was determined that 111 (99.1%) were male and 1 (0.9%) were female from a total of 112 worker deaths. Their ages ranged between 18 and 64 years. When the distribution of cases by business types was analyzed, it was determined that 61 (54.5%) cases worked in the construction sector and 12 (10.7%) in the energy sector. It was determined that work accidents occurred due to falling from height in 34 (30.4%) cases and electric shock in 19 (17%) cases. There were skull bone fractures in 44 (39.3%) cases and rib cage fractures in 22 (19.6%) cases during autopsies. In histopathological examinations, there were cardiovascular pathologies in 13 (11.6%) cases, edema and bleeding in the lungs in 20 (17.9%) cases. Conclusion: According to the results of this study, construction sector took place on the top, which is consistent with the national work accident statistics. As a cause of death, general body traumas due to falling from high, electric shocks and work machine accidents come to the fore

    Sıra Dışı Bir Kaza ile Meydana Gelen ve Ölümle Sonuçlanan Alüminyum Fosfit Zehirlenmesi: Olgu Sunumu

    No full text
    Alüminyum fosfit nemle teması halinde fosfin gazı oluşturan yüksek toksisiteye sahip bir insektisittir. Tarım ürünlerinde kalıntı bırakmaması ve difüzyon kapasitesinin çok yüksek olması nedeniyle uygulandığı ortamdaki tüm canlıları farklı gelişim evrelerinde öldürebilmesi nedeniyle sıkça kullanılmaktadır. Halen özgün bir antidotu bulunmayan alüminyum fosfit zehirlenmelerinde ölüm oranları alınan doza bağlı olarak %30 ile %100 arasında değişmektedir. Bu çalışmada; bir binanın zemin katında bulunan gıda deposunun fumigasyonu sonrasında, birinci kattaki evinde sıra dışı bir şekilde alüminyum fosfit zehirlenmesi sonucu ölen 13 yaşındaki kız olgu ele alınmıştır. Olgunun otopsi raporu, toksikoloji ve patoloji bulguları birlikte değerlendirilerek konunun literatür eşliğinde tartışılması, oral kullanımı ve inhalasyonu halinde yüksek ölüm riski taşıyan alüminyum fosfitin ülkemizde kontrolsüz satışının ve kullanımının sebep olabileceği bazı olumsuzluklarla birlikte bazı çözüm önerilerinin vurgulanması amaçlanmıştır

    Samsun İlinde Asıya Bağlı Ölümler

    No full text
    Ası intihar amacıyla sıklıkla seçilen bir yöntem olup, kaza ve cinayet olguları nadirdir. Tanımlayıcı tipteki bu çalışmada; ası sonucu ölen olguların demografik özelliklerinin belirlenmesi ve verilerin benzer çalışmalar ile karşılaştırılarak tartışılması amaçlanmıştır. Bu amaçla; Samsun’da 1997-2004 yılları arasında ölü muayenesi otopsi işlemi uygulanan 3261 adli ölüm olgusundan ası sonucu öldüğü belirlenen 61 olgu ile ilgili Samsun Adliyesi arşivinde bulunan kayıtlar retrospektif olarak incelenmiştir. Olguların 37 (%60,7)’si erkek, 24 (%39,3)’ü kadın olup, yaş ortalaması 32,38 + 14,15 (11-79) yıldır. Tüm olgularda orijin intihar olarak saptanmıştır. Olguların %77, Tinde ası eylemi ev ve eklentilerinde gerçekleştirilmiştir. Olguların %91,8’inde olay yeri inceleme tutanağı ve olay yeri krokisi bulunmakla birlikte, olay yerine veya ölene ait fotoğraflar %55,7’sinde mevcuttur. Olguların %77,1’i “tam ası” ve %82,0’si “tipik ası” şeklindedir. Telem tüm olgularda tespit edilirken, ası vasıtası olarak 32 (%52,5) olguda ip-urgan kullanılmıştır. Otopsi uygulanan 51 (%83,6) olgudan 38’inde boyun yumuşak dokularında ekimoz, 32’sinde hiyoid kemik ve/veya tiroid kıkırdakta kırık ve bir olguda da boyun omurlarında ayrılma saptanmıştır. Adli inceleme sürecinin uzamaması ve hatasız sonuçlara ulaşılabilmesi amacıyla, tüm adli ölümlerde olduğu gibi ası olgularında da, ayrıntılı olay yeri incelemesi yapılarak krokiler çizilmeli, fotoğraflar ile desteklenmeli, ölüm nedeni ve adli soruşturma-kovuşturma sırasında ortaya çıkabilecek olası sorunlarm açıklığa kavuşturulması için konunun uzmanları tarafından eksiksiz ve usulüne uygun otopsi yapılması gerekmektedir. Anahtar kelimeler: Ası, intihar, adli otops

    Death Due To Gas Pressure Of Blank Firing Gun: a Case Report

    No full text
    Gaz tabancaları şekil, boyut ve çalışma prensipleri itibariyle gerçek modellerinden hiçbir farkı bulunmayan, ancak namluları farklı olan ateşli silahlardır. Namluda ve kullanılan fişeklerde herhangi bir değişiklik yapılmadan bu silahlarla bitişik atış mesafesinden yapılan atışlarda özellikle kafa ve boyun bölgesinde ölümcül yaralanmalar meydana gelebilmektedir. Bizim olgumuzda; yapılan dosya tetkikinde gaz tabancasının ateş alması sonucu, kişinin başından yaralandığı, kaldırıldığı hastanede dört gün sonra öldüğü radyolojik incelemede beyinde herhangi bir metalik imaj tespit edilmediği kayıtlıdır. Otopside haricen kafada sağ temporalde önde üzeri sütüre yara, iç muayenede bu bölgede 1,5X2 cm boyutlarında kemik defekti olduğu, baş açıldığında beyinde yaygın subaraknoidal kanama, kıvamda yumuşama, kontüzyon olduğu görülmüştür. Göğüs ve batın açıldığında travmatik-patolojik özellik saptanmamıştır. Ölümün kafa travmasına bağlı kafatası kırığıyla müterafık beyin kanaması, beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiş olduğu, bu yaralanmanın kurusıkı olarak adlandırılan ateşli silahla husulünün mümkün olduğu kanaatine varılmıştır. Bu çalışmada genellikle zararsız görülen gaz tabancası ile yapılan bitişik atışlarda sadece gaz basıncına bağlı kafatası kemiği gibi kemik yapının bile kırılarak ölüm meydana gelebileceğini ve bu silahların satışıyla ilgili düzenleme yapılması gerektiğini vurgulamayı amaçladık.There is no difference between gas guns and the actual gun models in terms of shape, size and working principle except barrel. Fatal injuries may occur particularly in the head and neck region using adjacent firings with these guns without any barrel and bullet changes. In the present case, a head trauma associated with gas gunshot, no intracranial foreign body on radiologic examination and death four days after the hospital admission were provided from the chart review. During autopsy, a sutured wound on the right temporal head externally and a 1.5x2 cm bone defect in this region on internal examination was observed. Diffuse subarachnoid hemorrhage, softening of tissue consistency and contusions was detected in the brain when the head opened. Traumatic or pathological features were not observed when the chest and abdomen opened. It was concluded that death was related to skull fracture, brain hemorrhage and tissue injury due to head trauma which possibly caused by blank gunshot injury. In this case report, we aimed to emphasize death which may results with skull fracture due to gas pressure from adjacent firings with gas guns and new regulations should be made on the sale of the gas guns

    Adli Tıp Kurumu Trabzon Grup Başkanlığı’nda 1998-2007 Yılarında Otopsileri Yapılan Hükümlü Tutuklu ve Gözaltı Ölümleri

    No full text
    Devletin koruması altındaki yerler olan cezaevleri ve gözaltı merkezlerinde ortaya çıkan ölümlerde otopsi yapılarak detaylı bir araştırmaya gidilmesi, oluşabilecek tüm şüphelerin bertaraf edilmesi açısından önemli ve gereklidir. Bu çalışmanın amacı Adli Tıp Kurumu Trabzon Grup Başkanlığında otopsileri yapılan cezaevi ve gözaltı ölümlerinde ortaya çıkabilecek iddiaların önlenmesi ve yanıtlanması için olguların ölüm nedenleri, orijinleri ve demografik özelliklerinin ortaya çıkarılması ve benzer çalışmalarla karşılaştırılması ile ulusal literatürümüze katkı sağlamaktadır. Adli Tıp Kurumu Trabzon Grup Başkanlığında 1998-2007 yılları arasında otopsileri yapılan hükümlü, tutuklu ve gözaltı ölümlerine ait raporlar ve adli tahkikat verileri retrospektif olarak incelendi. Veriler SPSS 13.0 istatistik programı kullanılarak tanımlayıcı istatistikle değerlendirildi. Yıllar için karşılaştırmada tek örneklem ki-kare test kullanılmıştır. İstatistiksel analizde 0.05 anlamlılık düzeyi olarak kabul edilmiştir. Toplam 36 adet cezaevi ve gözaltı ölümü bulunmaktadır. Bu olguların %97.2‘si (n:35) cezaevinde %2.8’i (n:1) gözaltında iken meydana gelmiştir. Olgularımızın %97.2’si (n:35) erkek, %2.8’i (n:1) kadındır. Ölümlerin türlerine bakıldığında %69,4’ü (n:25) doğal ölüm, %27,8’i (n:10) zorlamalı ölüm olup sadece bir olguda ölüm türü belirlenememiştir (%2,8). Zorlamalı ölümlerin %80’i (n:8) intihar, %20’si (n:2) cinayettir. Türkiye’de cezaevi, tutuklu ve gözaltı ölümlerinde istatistiksel olarak sağlıklı veriler elde edilmesi bu tür ölümleri önleyici tedbirlerin alınmasını kolaylaştıracaktır. Otopsi yapılması ölüm nedeninin belirlenmesi, orijinin saptanması ve daha sonra ortaya çıkacak iddiaların bertaraf edilmesi açısından son derece önemli ve gereklidir. Hükümlü, tutuklu ve gözaltı durumunda olan şahısların her türlü ortamda sağlık koşullarının düzeltilmesi, kısa sürede sağlık hizmetine ulaşmasının sağlanması ve kendilerine zarar verebilmelerini kolaylaştıran her türlü ortamdan uzak tutulmaları önemlidir. Anahtar kelimeler: Cezaevi, ölüm, otops

    Evaluation of the fire-related deaths: Autopsy study

    No full text
    BACKGROUND: The fire is a public health problem that occurs because of various reasons, threatens the lives of organisms, and may cause economic losses. The forensic investigation and the crime (event) scene investigation and first medical examination to be performed for the persons in the fire scene might reveal important evidences. METHODS: The autopsy reports prepared in Trabzon Branch Office, The Ministry of Justice Council of Forensic Medicine, for the death cases found in fire scene between 2007 and 2016 were retrospectively examined. RESULTS: As a result of analyzing the 10-year archive data, it was determined that 100 (63.3%) of 158 cases, which have been found in the fire scene and undergone forensic autopsy, were male and 58 (36.7%) were female. By excluding the group of cases with undetected origin, it was determined that there was a statistically significant difference between the homicide-caused deaths and the deaths with other causes (accident and suicide) in terms of the carboxyhemoglobin (HbCO) levels. By grouping the fire scene as outdoor and indoor areas, the comparison made between the HbCO levels of cases is presented in table. The difference between the two groups was found to be statistically significant (p<0.05). CONCLUSION: Starting from the crime scene investigation, a detailed radiological, toxicological, and pathological investigation must be performed for the persons taken out from the fire scenes. It was observed that the HbCO levels can be used in determining the space in which death occurred, the origin, and the comorbidities of the individual

    An Evaluation of the Autopsy Cases of Carbon monoxide Poisoning in Trabzon Between 2009-2016

    No full text
    Objective: Carbon monoxide related deaths, which are generally preventable accidents, and more common when compared with other toxic substance consumption, arouse public attention in our country. Materials and Methods: In this study, the aim is to investigate different features of carbon monoxide poisoning related deaths autopsied in Trabzon in 8-year period of time and demonstrate medico-legal aspects of this issue. Results: Our study consists of all deaths due to carbon monoxide poisoning and autopsied by Trabzon Morgue Department of the Council of Forensic Medicine of Turkey between 2009 and 2016. Records of a total of 7133 criminal cases who were autopsied between these years were examined and 215 cases who died due to CO poisoning were evaluated for age, sex, the month of the event occurred, origin, death time, CO source and carboxyhemoglobin (COHb) values. 215 criminal cases were constituting 3.01% of 7133 criminal cases who were autopsied within 8 years in Trabzon. 91 of the cases were (42.3%) female and 124 were (57.7%) male and the male/female case ratio was 1.4. Mean age of the cases was 48.8±27.1years. 24.1% of deaths occurred in January 74% at home. CO source was found to be charcoal in 55.3% of cases. Mean COHb level detected in cases was 54.9±17.6%. Conclusion: Carbon monoxide poisoning is an important social problem in our country as in many developing countries. It is concluded that with their medicolegal experiences and suggestions, forensic medicine specialists can play an important role to manage carbon monoxide poisonings which are mainly..

    How Taxpayers React to Tax Increase? A Qualitative Analysis on Motivational Factors towards Tax Increases on Social Media

    No full text
    In this study, in order to research taxpayer’s motivations towards tax increase some of the concepts which affect taxpayers’ reactions of taxation like tax justice, government trust, corruption perception, satisfaction of public services, splurge, patriotism, tax amnesty influence, taxpayers’ income, education level, perception of tax administration, justification and opportunism is created as a conceptual framework. In order to create a framework that guides us to understand taxpayer reactions to a tax increase, we took an opportunity of 2017 changes of the tax system in motor vehicle tax and the increase of the third bracket of personal income that caused an unprecedented social reaction over social media and press. We focused on the social media reactions that posted on Twitter, one of the most used social media platforms in Turkey, and gathered data from trending topics during the period of 27th of September 2017 and 14th of October 2017. We gathered 20.984 tweets from eleven trending topics. The data were analyzed with thematic analysis. Findings of the analysis showed that government trust is the most common motivation behind reactions and it is followed by tax burden concerns. This research has a unique contribution to the literature as it is the first attempt to categories social media reactions over a tax increase in the Turkish context and it also contributes to international literature
    corecore